Yusuf suresi 100. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَرَفَعَ اَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًاۚ وَقَالَ يَٓا اَبَتِ هٰذَا تَأْو۪يلُ رُءْيَايَ مِنْ قَبْلُۘ قَدْ جَعَلَهَا رَبّ۪ي حَقًّاۜ وَقَدْ اَحْسَنَ ب۪ٓي اِذْ اَخْرَجَن۪ي مِنَ السِّجْنِ وَجَٓاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ اَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْن۪ي وَبَيْنَ اِخْوَت۪يۜ اِنَّ رَبّ۪ي لَط۪يفٌ لِمَا يَشَٓاءُۜ اِنَّهُ هُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ ﴾ [يوسف: 100]
ayet arapça & türkçe okunuşuVerafe’a ebeveyhi ‘alâ-l’arşi veḣarrû lehu succedâ(en)(s) vekâle yâ ebeti hâżâ te/vîlu ru/yâye min kablu kad ce’alehâ rabbî hakkâ(an)(s) vekad ahsene bî iż aḣracenî mine-ssicni vecâe bikum mine-lbedvi min ba’di en nezeġa-şşeytânu beynî vebeyne iḣvetî(c) inne rabbî latîfun limâ yeşâ(u)(c) innehu huve-l’alîmu-lhakîm(u) [Yusuf : 100]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: "Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu. Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkardır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir" dedi. [Yusuf : 100]
Yusuf Suresi 100. ayet tefsiri
Hz. Yûsuf, Mısır’a gelen ana-babası ve diğer aile fertlerini büyük bir memnuniyet ve sevinç içerisinde karşıladı. Daha önce erzak almak için gelen kardeşlerini üç kez görmüştü. Fakat ana-babasını uzun seneler hiç görememişti. Bu sebeple onlara duyduğu hasret daha fazlaydı. Onları görür görmez yanına aldı, bağrına bastı, hasret giderdi. Sonra hepsine emniyet ve huzur içinde; kimseden korkmadan ve hiçbir şeyden çekinmeden Mısır’a yerleşmelerini söyledi.
Yûsuf ( a.s. )’ın bu hoşgörüsü, müsamahası, misâfirperverliği ve lutufkâr tavrı karşısında gelenlerin hepsi son derece memnun oldular. Onun ne kadar affedici, kerîm, şerefli ve güzel bir insan olduğunu bu defa daha yakından anladılar. Hep birlikte onun huzurunda saygıyla eğildiler. Böylece onu selamlayıp, ona olan hürmet ve tâzimlerini sundular. Buradaki secde, kesinlikle bir ibâdet secdesi değil, o dönemde gelenek olan bir selamlaşma ve saygı hareketidir. Çünkü onların âdetine göre secde, selamlama ve saygı gösterme mânası taşımaktaydı. Nitekim bazı toplumlarda insanların, birbirlerine tâzim ve saygı göstermek maksadıyla ayağa kalkmayı, el öpmeyi, musâfaha yapmayı… âdet edindikleri bir gerçektir.
Annesi, babası ve kardeşlerinin tabii olarak huzurunda eğildiklerini ve kendisine tâzimlerini arzettiklerini gören Yûsuf ( a.s. ), daha önce gördüğü rüyayı hatırladı. Babasına hitap ederek, tahdîs-i nimet kabilinden, bu manzaranın gördüğü o rüyanın bir neticesi olduğunu; Allah Teâlâ’nın onu gerçek çıkardığını söyledi. Peşinden de, hapisten kurtulması ve tüm ailesinin Mısır’a gelmesi gibi Cenâb-ı Hakk’ın kendisine olan hususi ikram ve ihsanlarını zikretti. Ondaki affedicilik, sabır ve tahammüle bakalım ki, kardeşleriyle arasında olup biten meselelerde suçu şeytana yüklediği gibi, suçlarını hatırlayıp üzülmemeleri için ne kuyuya atılmasından ne de oradan kurtuluşundan hiç bahsetmedi.
Allah Teâlâ’nın Latîf ism-i şerifinde iki mâna vardır:
Nihâyetsiz lutuf sahibi, kullarına bol bol ihsan eden, nimet veren.
Murad ettiği işleri yoluna koymak ve neticeye erdirmek için çok ince ve çok güzel tedbirler alan; işlerin inceliklerini çok iyi bilen, rıfk ile muamele eden.
Fiildeki rıfk yani yumuşaklıkla anlayış ve kavrayıştaki letâfet bir araya geldiğinde lütfun mânası tam olarak gerçekleşir. Bunun ilim ve fiilde kemâli ise sadece hakiki Latîf olan Allah Teâlâ’ya mahsustur. Kulun bu isimden alacağı nasip ise, insanları Allah’a davet ve onları âhiret nimetlerine eriştirmek hususunda, aynen Hz. Yûsuf’un yaptığı gibi, sertlik, ayıplama ve düşmanlığa sapmadan son derece yumuşak ve lutufkâr olmaktır.
Yûsuf ( a.s. ) sonra Rabbine yönelerek şöyle niyaz etti:
Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf suresi 100 ayeti anlamı - okunuşu
Annesiyle babasını tahtına oturttu. Hepsi birlikte onun önünde saygıyla eğildiler. Yûsuf dedi ki: “Babacığım, daha önce gördüğüm rüyânın tâbiri işte budur. Rabbim o rüyâyı gerçekleştirdi. Ayrıca şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten kurtararak ve sizi çölden buraya getirerek Rabbim bana büyük ihsânlarda bulundu. Doğrusu Rabbim, her ne dilerse onu pek güzel bir şekilde ve insanların göremeyeceği bir incelik içinde yerine getirir. Şüphesiz O, evet O, her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.”
Mokhtasar tefsiri
Yusuf kendi oturduğu tahtın üzerine babasını ve anasını oturttu. Babası, annesi ve on bir kardeşi ona secde etmek için önünde eğildiler. Bu secde, rüyada olduğu gibi Allah`ın emrini gerçekleştirmek için yapılan saygı secdesi idi, ibadet secdesi değildi. Bundan dolayı Yusuf -aleyhisselam- babasına şöyle dedi: Bu sizin beni secde ile selamlamanızdır. Bu, daha önceden gördüğüm ve sana anlattığım rüyamın açıklamasıdır. Rabbim bu rüyayı hakikate dönüştürdü. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi de çölden getirerek bana ihsanda bulundu. Şüphesiz Rabbim dilediği şeyi idare etmesinde lütuf sahibidir. Şüphesiz O, kullarının durumlarını hakkıyla bilendir. İşlerini idare etmede hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz
Ebeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da (ebeveyn ve on bir kardeş) kendisine hürmet için eğildiler (veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar). Yûsuf dedi ki: “-Ey babacığım! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden (bana) getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir; çünkü O Alîm’dir, Hakîm’dir
İngilizce - Sahih International
And he raised his parents upon the throne, and they bowed to him in prostration. And he said, "O my father, this is the explanation of my vision of before. My Lord has made it reality. And He was certainly good to me when He took me out of prison and brought you [here] from bedouin life after Satan had induced [estrangement] between me and my brothers. Indeed, my Lord is Subtle in what He wills. Indeed, it is He who is the Knowing, the Wise.
Yusuf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Anasıyla babasını tahta çıkartıp oturttu ve hepsi de ona karşı secdeye kapandılar. Babacığım dedi, evvelce gördüğüm rüya, bu işte, Rabbim onu gerçekleştirdi ve beni zindandan çıkararak lutfetti bana; Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da sizi çölden getirdi. Şüphe yok ki Rabbim, dilediği şeyi tedbir edip lütfüyle meydana getirir; şüphe yok ki o her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Yusif) ata-anasını taxt (öz taxtının) üstünə qaldırdı. Onlar (ata-ana və on bir qardaş) hamısı (hörmət əlaməti olaraq) onun qarşısında səcdəyə qapandılar. (Allah onları bir-birinə qovuşdurduğu üçün şükür səcdəsi etdilər). (Yusif) dedi: “Atacan! Bu əvvəl gördüyüm yuxunun yozumudur. Rəbbim onu (yuxunu) həqiqətə çevirdi. O mənə yaxşılıq etdi, çünki məni zindandan qurtardı, Şeytan mənimlə qardaşlarımın arasını vurduqdan sonra sizi çöldən (yanıma) gətirdi (bizi bir-birimizə qovuşdurdu). Həqiqətən, Rəbbim istədiyinə qarşı lütfkardır (istədiyi şəxs və ya iş barəsində incə tədbir sahibidir). O, doğrudan da, (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: "Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
Yusuf suresi (Yusuf) 100 ayeti arapça okunuşu
﴿وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا ۖ وَقَالَ يَا أَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا ۖ وَقَدْ أَحْسَنَ بِي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي ۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ﴾
[ يوسف: 100]
ورفع أبويه على العرش وخروا له سجدا وقال ياأبت هذا تأويل رؤياي من قبل قد جعلها ربي حقا وقد أحسن بي إذ أخرجني من السجن وجاء بكم من البدو من بعد أن نـزغ الشيطان بيني وبين إخوتي إن ربي لطيف لما يشاء إنه هو العليم الحكيم
سورة: يوسف - آية: ( 100 ) - جزء: ( 13 ) - صفحة: ( 247 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Nitekim Biz size, ayetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve
- Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye, sağlam bıraktı.
- Güzel güzel sabret;
- Allah "Oraya binin; yürümesi ve durması Allah'ın ismiyledir, Rabbin bağışlar ve merhamet eder" dedi.
- Onlar boş şeylerden yüz çevirirler.
- Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve soyundan Davud'u,
- Süleyman: "Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmayı sağladıkları için severim" demişti. Koşup, toz perdesi
- Cömertçe verilmiş rızık ve mağfiret, inanan ve yararlı iş işleyenleredir.
- Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.
- Ahireti bırakırsınız.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Yusuf indirin:
Yusuf Suresi mp3 : Yusuf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler