Fecr suresi 17. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿كَلَّا بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَت۪يمَۙ ﴾ [الفجر: 17]
ayet arapça & türkçe okunuşuKellâ(s) bel lâ tukrimûne-lyetîm(e) [Fecr: 17]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz. [Fecr: 17]
Fecr Suresi 17. ayet tefsiri
Âyetlerin meâlinden de anlaşılacağı üzere bu tip insanlar:
Birincisi; kendileri Allah’tan ikram beklerken, en çok ikrama muhtaç olan yetimleri görmezden gelir, onlara ikram etmezler. Onlara değer verip, ellerinden tutarak hallerini düzeltmeye çalışmazlar. Halbuki yetimlere alaka gösterip onları koruyup kollamak, Allah katında çok makbul bir ameldir.
İkincisi; fakiri, yoksulu, yâni muhtaçları yedirip doyurmaya, ihtiyaçlarını karşılamaya teşvik etmezler. Kendileri bu işi yapmadıkları gibi, başkalarını da yönlendirmezler. Aksine ondan kaçınır, birbirlerini bunu yapmaktan nefret ettirirler. Hatta o fakirler üzerinden geçinmek isteyip taşkınlık ederler. Çünkü onların böyle bir dertleri yoktur. Bütün dert ve kaygıları kendi menfaatlerinin peşinden koşmak, midelerini tıka basa doldurmak, her türlü nefsânî hazlarını tatmin yollarını aramaktır. Zira bu tipler, nefsin derin çukurları içinde boğulup kalmış zavallılardır.
Üçüncüsü; yine aynı dünya perestliğin ve madde tutkusunun sevkiyle mirası yerler. Onun helâl mi haram mı olduğuna bakmadan üzerine konar, oburca yerler. اللم ( lemm ), iyisine kötüsüne bakmayıp toplamak, derleyip biriktirmek, bir de bir yere inip konmak mânalarına gelir. Burada “ yeme ”nin sıfatı olması bakımından, “ haramına helâlına bakmayıp yiyişte toplamak, toptan yemek, yahut hazıra konarak nereden geldiğini düşünmeksizin acımadan yemek ” mânalarını ifade eder. Bu, hak ve hukuku gözetmeyerek şiddetli hırs ve iştah ile oburcasına yemek, demektirr.
Dördüncüsü; malı çok severler. Bütün hırslarıyla, arzu ve tutkularıyla malı severler. Helâl, haram demeden, bulup alıp biriktirmek isterler. Kapıp göğüslerine basarlar. Halbuki sahibinin elinde hayır için sarf edilmeyip yığılan mal, mirasyedilerin ellerinde eğlence yollarında yenilip yok olup gitmektedir. Kazanıp yığana günah ve vebalinden başka bir şey kalmamaktadır. Şâirin ifadesiyle:
“ Cem‘-i mal eylediğin râhat içündür ammâ
Renci artar ağır oldukça yükü hammâlın. ” ( Sâmî, Arpaemînizâde )
“ Gerçi sen biraz rahat yaşamak için para ve mal sahibi olmaya bakıyor ve eline geçenleri de biriktiriyorsun. Ama düşün ki, hammalın sırtındaki yük çoğaldıkça veya ağırlaştıkça, zavallının da sıkıntısı, ağrı ve sızısı o nispette fazlalaşır. ”
Gerçek şu ki, bütün bunlar âhireti düşünmemek, Yüce Allah’ın her an “ gözetleme yerinde ”n, bir avcı dikkatiyle kullarını gözetlediğini hesaba katmamaktan kaynaklanmaktadır. Halbuki hesaba katmadıkları o kıyamet mutlaka kopacaktır:
Ömer Çelik Tefsiri
Fecr suresi 17 ayeti anlamı - okunuşu
Hayır! Doğrusu siz, Allah’tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz yetîme değer vermiyor, ona ikram etmiyorsunuz.
Mokhtasar tefsiri
Kesinlikle hayır. Durum bu insanın tasavvur ettiği gibi olmayıp Allah’ın verdiği nimetler Allah`ın kulundan razı olduğuna ve belalar da Rabbinin kulunu hor gördüğüne delil değildir. Bilakis doğrusu şudur ki; sizler Allah’ın size verdiği rızıklardan yetimlere ikram etmiyorsunuz.
Ali Fikri Yavuz
Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz)
İngilizce - Sahih International
No! But you do not honor the orphan
Fecr suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İş öyle değil, hayır; siz, ne yetimi ağırlıyorsunuz.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Xeyr! (Belə deməyin). Doğrusu, siz özünüz yetimə hörmət etmirsiniz (yetimin haqqını vermirsiniz).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,
Fecr suresi (Al-Fajr) 17 ayeti arapça okunuşu
﴿كَلَّا ۖ بَل لَّا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ﴾
[ الفجر: 17]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Vasiyeti işittikten sonra değiştiren olursa, bunun günahı değiştirenin üzerinedir. Allah şüphesiz işitir ve bilir.
- İnkar edenler: "Sen peygamber değilsin" derler; de ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve
- O, kendilerinin ateşte azap görecekleri gündür.
- Biz de ona icabet ederek, Yahya'yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar
- Allah'ın katında İsa'nın durumu kendisini topraktan yaratıp sonra ol demesiyle olmuş olan Adem'in durumu gibidir.
- "Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden,
- Kitabın bilgisine sahip olan biri: "Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm" dedi. Süleyman, tahtı
- Allah vardır, O'ndan başka tanrı yoktur. İnananlar yalnız Allah 'a güvensinler.
- Sana vahyettiğimizi okuman için, seni de onlardan önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik;
- Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fecr indirin:
Fecr Suresi mp3 : Fecr suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler