Talak suresi 2. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَاِذَا بَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَاَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ اَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَاَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِنْكُمْ وَاَق۪يمُوا الشَّهَادَةَ لِلّٰهِۜ ذٰلِكُمْ يُوعَظُ بِه۪ مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجًاۙ ﴾ [الطلاق: 2]
ayet arapça & türkçe okunuşuFe-iżâ belaġne ecelehunne fe-emsikûhunne bima’rûfin ev fârikûhunne bima’rûfin ve eşhidû żevey ‘adlin minkum ve akîmû-şşehâdete li(A)llâh(i)(s) żâlikum yû’azu bihi men kâne yu/minu bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣir(i)(c) vemen yetteki(A)llâhe yec’al lehu meḣracâ(n) [Talak: 2]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Kadınların iddet süreleri biteceğinde, onları ya uygun bir şekilde alıkoyun, ya da onlardan ayrılın; içinizden de iki adil şahit getirin; şahidliği Allah için yapın; işte bu, Allah'a ve ahiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınan kimseye kurtuluş yolu sağlar, ona beklemediği yerden rızık verir. Allah'a güvenen kimseye O yeter. Allah, buyruğunu yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü var etmiştir. [Talak: 2]
Talak Suresi 2. ayet tefsiri
Allah Teâlâ, diğer peygamberlere “ Ya İbrâhim! ”, “ Ya Mûsâ! ”, “ Ya İsa! ” gibi isimleriyle hitap ederken, Peygamberimiz ( s.a.s. )’e “ Ey Nebî! ”, “ Ey Rasûl! ” şeklinde hitap buyurur. Bununla hem Allah Resûlü ( s.a.s. )’in kendi katındaki derecesinin yüksekliğini haber verir, hem de mü’minlere Peygamberlerine nasıl saygılı bir hitapta bulunacaklarını öğretir.
Âyet-i kerîmede önce Efendimiz ( s.a.s. )’e hitap edildiği halde, hemen peşinden çoğul sîgasıyla “ boşadığınız zaman ” buyrularak hitap bütün mü’minlere çevrilir. Çünkü bahsedilen husus, sadece Resûlullah ( s.a.s. )’i değil, böyle bir problem yaşayan herkesi alakadar etmektedir.
اَلطَّلَاقُ ( talâk ) lügatte “ serbest bırakmak, bir bağı çözmek, bağlı bulunanı salıvermek ” mânalarına gelir. Dinî mânada ise nikâh bağını çözüp kadını serbest bırakmaktır; daha açık bir ifadeyle “ boşamak ”tır. İslâm, boşanmayı helâllerin Allah’a en az hoş geleni olarak kabul etmekle beraber, çeşitli sebeplerle şiddetli geçimsizlik yaşayan eşlere, bir çıkış yolu olarak meşrû kılmış ve onun şartlarını da beyân etmiştir. Nitekim Bakara sûresi 226-242. âyetlerde bu hususa genişçe yer verilir. Ayrıca Ahzâb sûresi 49. âyette de meselenin bir yönüne temas edilir. Talâk sûresindeki bu âyet-i kerîmelerde ise boşanma ile alakalı şu hükümler yer alır:
Birincisi; kadınlarını boşamak isteyen erkekler, onları âdetten temizlendikten sonra temizlik sürelerinin başında, henüz onlarla cinsî münasebette bulunmadan önce boşamalıdırlar. ( bk. Buhârî, Talâk 2; Müslim, Talâk 1 ) Bekleme süresini dikkatlice saymalı, iyice hesap etmelidirler. Bu üç hayız veya üç temizlenme müddetidir. Bu müddet içinde -ric’î talâkta- koca karısına yeni bir nikâh ve mehir gerekmeksizin dönebilir. Bu süre dolduktan sonra boşanma kesinleşir.
İkincisi; henüz bekleme süreleri tamamlanmadan o kadınları, kendileriyle birlikte oturdukları evlerinden çıkarmamalıdırlar. Kadınlar da evi terk edip gitmemelidir. Ancak kötü bir iş, çirkin bir davranış, zinâ veya hırsızlık gibi büyük bir günah, öldürmeye kastetme veya ana-babaya hakaret gibi fahiş bir hata söz konusu olursa evden çıkarılırlar. Bunlar Allah’ın belirlediği sınırlar olup bunlara riâyet etmek gerekir. “ Bilemezsin, belki de Allah bundan sonra yeni bir durum meydana getiriverir ” ( Talâk 65/1 ) buyruğuna göre; bu süre içinde pişmanlık belirebilir. Akl-ı selim hâkim olabilir. Yuva yıkmanın acı sonuçları daha yakından hissedilerek nefretin yerini sevgi alabilir. Böylece evlilik daha sağlam bir şekilde yeniden tesis edilebilir.
Üçüncüsü; kadınlarının bekleme süreleri tamamlanmaya yaklaşan kocalar, ya eşlerine güzellikle, meşrû çerçeve içinde ve haklarına riâyet ederek dönüp evliliği devam ettirirler. Ya da meşrû çerçeve içinde ve güzellikle onlardan ayrılırlar. Onları askıda bırakmaya hakları yoktur.
Dördüncüsü; hanımlarına döndüklerini veya onlardan ayrıldıklarını iki adil şâhitle tespit etmelidirler. Şâhitlik için çağrılan kişiler de, Allah için şâhitliği dürüst yapmalıdırlar. Dört mezhep imamı görüş birliği içinde şâhit tutmanın vacip değil, mendup olduğunu söylemiş; bunu çıkacak anlaşmazlıkların çözümünde hikmetli bir tavsiye olarak kabul etmişlerdir.
Beşincisi; boşanma ile alakalı verilen bu öğütleri yerine getirmede Allah’tan korkmalıdır. Allah’tan korkarak bu şekilde davranan bir kimse için Allah elbette bir çıkış yolu nasip eder. Dolayısıyla buradan, Allah’tan korkmadan bu hususlarda dilediği gibi davranan bir kimsenin önüne, Allah’ın birçok zorluklar çıkaracağı ve onun bir çıkış yolu bulamayacağı anlaşılabilir.
Resûlullah ( s.a.s. ) bir gün:
“ –Ben bir âyet biliyorum. Şâyet insanları onu tutsalardı hepsine yeterdi ” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm ( r.a. ):
“ –Ey Allah’ın Rasûlü, bu hangi âyettir? ” dediler.
Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ):
“ ...Kim Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınırsa, Allah zorluklar karşısında ona bir çıkış kapısı açar ” ( Talâk 65/2 ) âyetini tilâvet buyurdu. ( İbn Mâce, Zühd 24 )
Diğer taraftan Allah, kendi emrine uygun davranan kullarını ummadıkları yerden rızıklandırma sözü vermektedir. Bu söz mühimdir. Çünkü boşadığı kadını bekleme süresi boyunca evinde tutması, onun nafakasını vermesi, ayrılırken kalan mehrini tamamlaması ve gücü yetiyorsa ona bir şeyler vermesi, elbette kocaya mali bir yük getirecektir. Karısını boşayan bir erkeğin ondan hoşnut olmadığı da bir gerçektir. Bu bakımdan hâlâ onun için birtakım harcamalar yapması kocanın zoruna gidebilir. Özellikle maddi yönden sıkışık olan bir kimse için bu çok daha zordur. Fakat Allah’tan korkan bir kimse tüm bunlara katlanmalıdır. Çünkü, onun kalbi dar olabilirse de, Allah’ın rızk veren eli dar değildir. Kim O’nun emrine uyup, mal harcamak durumunda kalırsa, Allah o kimseye hiç tahmin edemeyeceği bir yerden karşılığını verir. Çünkü O, ne dilerse onu yapma, yerine getirme gücüne sahiptir. Hiçbir güç, O’nun, muradını yerine getirmesine engel olamaz.
Her hususta Allah Teâlâ’ya güvenip dayanmanın ne türlü hayırlı sonuçlara vesile olduğunu Peygamberimiz ( s.a.s. ) şöyle haber verir:
“ Eğer siz gereği gibi Allah’a güvenip dayansanız, Allah Teâlâ, sabahları boş kursakla çıkıp akşamları dolu kursakla dönen kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırır. ” ( Tirmizî, Zühd 33; İbn Mâce, Zühd 14 )
Âyetlerde belirtilen bir diğer nokta şudur:
Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur. O göklere, yere, tüm varlıklara bir ölçü koyduğu gibi, insanların yapacakları işlere de bir ölçü getirmiştir. Allah’ın nizamında ölçüsüz hiçbir şey yoktur. Aynı şekilde Yüce Rabbimiz boşamaya, bekleme süresine, kadına geri dönmeye, üzüntüye, sevince, rızka ve her şeye bir ölçü koymuştur. Nitekim kadınların bekleme sürelerini de âdetli, âdetsiz, hamile olup olmadıklarına göre bir ölçüye göre takdir etmiştir. Bunu haber vermek üzere şöyle buyuruyor:Ömer Çelik Tefsiri
Talak suresi 2 ayeti anlamı - okunuşu
Bekleme sürelerinin sonuna vardıklarında, onları ya meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek nikâhınız altında tutun ya da onlardan meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek ayrılın. İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi de şâhit tutun. Ey şâhitler! Siz de şâhitliği Allah için dürüst ve dikkatli bir şekilde yapın. Allah’a ve âhiret gününe inananlara verilen öğüt budur. Kim Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınırsa, Allah zorluklar karşısında ona bir çıkış kapısı açar.
Mokhtasar tefsiri
İddet müddetlerinin sona erme vakti yaklaşınca onları ya meşru ölçüler içerisinde kendinize geri döndürün (nikâhınız altında tutun) veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın ki, böylece onlar iddetlerini tamamlasınlar. Onları geri döndürmek yahut terk etmek isterseniz anlaşmazlığı sona erdirmek için içinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. -Ey şahitler!- Sizler de Allah için şahitliği doğru yapın. İşte bununla Allah’a ve kıyamet gününe iman eden kimseler için öğüt veriliyor. Çünkü öğütten ve hatırlatmadan Allah`a ve kıyamet gününe iman eden kimse faydalanır. Kim emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınarak Allah’tan sakınırsa, Allah içinde bulunduğu bütün darlık ve sıkıntılı durumlardan kurtulması için ona bir çıkış yolu gösterir.
Ali Fikri Yavuz
Sonra (üç adet görme) müddetlerinin sonuna yaklaştıkları zaman, onları güzellikle (ric’at yaparak nikâhınızda) tutun, yahud güzellikle (haklarını ödeyerek) onlardan ayrılın; ve içinizden adalet sahibi iki erkeği de şahid yapın. (Siz de ey şahidler), şahidliği Allah için doğru ifa edin. Bu, size söylenen var ya, onunla Allah’a ve ahiret gününe iman etmekte olan kimselere öğüt verilir. Kim de Allah’dan korkarsa, ona (darlıktan genişliğe) bir çıkış yolu ihsan eder
İngilizce - Sahih International
And when they have [nearly] fulfilled their term, either retain them according to acceptable terms or part with them according to acceptable terms. And bring to witness two just men from among you and establish the testimony for [the acceptance of] Allah. That is instructed to whoever should believe in Allah and the Last day. And whoever fears Allah - He will make for him a way out
Talak suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Müddetlerini tamamlayınca da onları güzellikle alın, yahut da güzellikle ayrılın onlardan ve sizden iki tane adalet sahibi tanığı bulundurun da tanıklık etsinler ve tanıklığı da Allah için doğru yapın; işte Allah'a ve ahiret gününe inanana böylece öğüt verilmededir; ve kim, çekinirse Allah'tan, ona sıkıntıdan bir kurtuluş vesilesi yaratır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Bunların (bu qadınların) gözləmə müddəti başa çatdıqda (barışmaq istəsəniz) onları yaxşılıqla (mehrlərini verib) yola salın. (Sonradan aranızda ixtilaf olmasın deyə) içərinizdən iki ədalətli şahid tutun. (Siz də ey şahidlər!) Allah üçün (doğru) şahidlik edin! Bununla Allaha və axirət gününə iman gətirənlərə öyüd-nəsihət verilir. Kim Allahdan qorxsa, Allah ona (hər çətinlikdən) bir çıxış yolu əta edər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikahınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.
Talak suresi (At-Talaq) 2 ayeti arapça okunuşu
﴿فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا الشَّهَادَةَ لِلَّهِ ۚ ذَٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ۚ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجًا﴾
[ الطلاق: 2]
فإذا بلغن أجلهن فأمسكوهن بمعروف أو فارقوهن بمعروف وأشهدوا ذوي عدل منكم وأقيموا الشهادة لله ذلكم يوعظ به من كان يؤمن بالله واليوم الآخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا
سورة: الطلاق - آية: ( 2 ) - جزء: ( 28 ) - صفحة: ( 558 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek
- Ama onlar daha uykudayken Rabbinin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de bahçe kapkara
- Bu işin sonundan O'nun korkusu yoktur.
- Sana vahyedilene uy; Allah hükmünü verene kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir.
- Yahut yaptıklarına karşılık onları ortadan kaldırır, bir çoğunu da bağışlar.
- "Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır."
- İman eden sihirbazlar: "Seni, gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm vereceksen
- Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki
- İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı bu dünya azabından daha
- Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Talak indirin:
Talak Suresi mp3 : Talak suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler