Maide suresi 92. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ ﴾ [المائدة: 92]
ayet arapça & türkçe okunuşuVeatî’û(A)llâhe veatî’û-rrasûle vahżerû(c) fe-in tevelleytum fa’lemû ennemâ ‘alâ rasûlinâ-lbelâġu-lmubîn(u) [Maide: 92]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin, karşı gelmekten çekinin; eğer yüz çevirirseniz bilin ki, peygamberimize düşen sadece açıkça tebliğ etmektir. [Maide: 92]
Maide Suresi 92. ayet tefsiri
Bu âyetlerde içki, kumar, putlara tapmak ve falcılık kesin bir dille yasaklanmıştır. Aklı örtüp onu çalışmaz hale getirdiği için içkiye اَلْخَمْرُ ( hamr ); haksız ve kolay bir şekilde para kazanma yolu olması sebebiyle kumara اَلْمَيْسِرُ ( meysir ) denilmiştir. ( bk. Bakara 2/219 ) اَلْاَنْصَابُ ( ensâb ), tapmak için dikilen taşlar, yani putlardır. اَلْاَزْلَامُ ( ezlâm ) ise üzerinde “ hayır ” ve “ şer ” kelimelerinin yazıldığı, câhiliye döneminde Arap geleneğinde önemli bir işe başlamadan önce, bu işin sonunun hayırlı olup olmayacağını anlamak maksadıyla kullanılan fal oklarıdır. ( bk. Mâide 5/3 )
İslâm’da fert ve toplum hayatı için büyük önem arzeden emirler tedricî olarak geldiği gibi, aynı şekilde toplumda iyice yerleşmiş bulunan kötülüklerin yasaklanması da yine tedricî olarak vuku bulmuştur. Çünkü insanı terbiye etme ve ona bir kısım gerçekleri kabul ettirmede tedricîlik, yani belli bir usûl çerçevesinde adım adım hareket etmek çok mühim bir yere sahiptir. Bu sebeple Kur’an, içki ve kumarı da tedricî bir yolla haram kılmıştır. İçkinin haram kılınması dört merhalede olmuş ve bu konuda belli aralıklarla dört âyet inmiştir:
› “ Hurma ağaçlarının ve üzüm asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir içki hem de güzel bir rızık elde edersiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için kesin bir delil vardır. ” ( Nahl 16/67 ) Bu âyet inince müslümanlar içki içmeye devam etmişlerdir. Çünkü o zaman henüz içki içmek haram kılınmamıştı.
› Hz. Ömer, Muâz b. Cebel ve sahâbeden bir grup Resûlullah ( s.a.s. )’e gelerek: “ Ya Rasûlallah bize içki hakkında fetvâ ver. Çünkü o aklı gidermektedir ” dediler. Bunun üzerine: “ Rasûlüm! Sana içki ve kumarın hükmünü soruyorlar. Şöyle de: «Onlarda büyük bir günah ve zarar, bununla birlikte insanlar için birtakım faydalar da vardır; fakat günah ve zararları faydalarından daha büyüktür.» ” ( Bakara 2/219 ) âyeti indi. Bunun üzerine bir takım müslümanlar içki içmeye devam edip: “ Biz faydasını alır kötülüğünü terk ederiz ” dediler. Bir kısmı ise içki içmeyi terk edip: “ İçinde pek büyük bir günah olan bir şeye bizim ihtiyacımız yok ” dediler. ( Vâhidi, s. 73 )
› Abdurrahmân b. Avf ( r.a. ), içki içenlerden bazılarını evine davet etti. İçtiler ve sarhoş oldular. Namaz vakti olunca namaza durdular. İmam “ Kâfirûn ” sûresini okumaya başladı. Şöyle diyordu: “ De ki: Ey kâfirler, ben sizin ibâdet ettiğinize ibâdet ederim. ” Sûrenin sonuna kadar “ ibâdet etmem ” ifadelerini hep “ ibâdet ederim ” şeklinde okudu. Bunun üzerine “ Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilecek derecede ayıkıncaya kadar namaza yaklaşmayın... ” ( Nisâ 4/43 ) âyeti indi. ( Vâhidi, s. 73 ) Bu âyetin inmesinden sonra içki içenler epey azaldı. İçkiyi terkedenler: “ Bizi namazdan alıkoyan bir şeyde hayır yoktur ” dediler. Bazı kimseler ise namaz vakti dışında olmak üzere içki içmeye devam ettiler. Meselâ yatsı namazından sonra içiyor sabahlayınca sarhoşluğu zâil olmuş oluyordu. Veya sabah namazından sonra içiyor ve öğle vakti gelinceye kadar ayılıyordu.
› Utban b. Mâlik bir ziyâfet tertip edip müslümanlardan bazılarını davet etti. Davet edilenlerin içinde Sa‘d b. Ebî Vakkâs ( r.a. ) da vardı. Utban misafirleri için deve kellesi kızartmıştı. Ondan doyuncaya kadar yediler ve sarhoş oluncaya kadar içki içtiler. Sonra nesepleriyle övünmeye ve bu konuda şiirler söylemeye başladılar. Bu sırada Sa‘d, ensârı hicveden, kötüleyen bir şiir söyleyip kavmiyle övününce bir adam, devenin çene kemiğini alarak Sa’d’ın başına vurdu ve yardı. Bunun üzerine Sa‘d, Resûlullah ( s.a.s. )’e gelerek ensârdan olan adamı şikâyette bulundu. Bunun üzerine de içkiyi kesin olarak yasaklayan Mâide sûresinin 90-91. âyetleri nâzil oldu. ( Müslim, Fedâilü’s-sahâbe 43; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, VII, 45-6 ).[ 1 ]
Bu âyet-i kerîmelerde içki ve kumarın haramlığı peş peşe dokuz tekitle beyân edilmiştir:
Cümlenin başı bu günahların büyüklüğünü ifade eden اِنَّمَا ( innemâ ) edâtı ile başlamıştır.
İçki ve kumar, putlar ve fal okları ile beraber zikredilerek, “ İçki içen puta tapan gibidir ” ( İbn Mâce, Eşribe 3 ) hadis-i şerifi delaletince bunlar puta tapıcılık kabilinden gösterilmiştir.
Bunlara rics yani “ pislik ” adı verilmiştir.
Başlı başına şer veya kötülüğü galip olduğuna dikkat çekilerek bunlar “ şeytan işi ” olarak vasıflandırılmıştır.
“ Bunlardan kaçının ” emriyle bizzat kendilerinden çekinilmesi emredilmiştir.
Bu çekinme, felâha; dünya saadeti ve âhiret selâmetine ermek için bir sebep yapılmıştır.
İçki ve kumarda şeytanın gayesi, başka değil, ancak insanlar arasına kin ve düşmanlık düşürmek, onları Allah’ı zikretmekten ve namazı kılmaktan menetmektir. Allah’ı unutan ve namazdan uzaklaşan kişi artık her türlü günahı ve cinayeti işler, dinini ve imanını tehlikeye atar, hem dünyasını hem de âhiretini mahveder.
Bunların haram kılınma sebepleri açıklandıktan sonra itaat sözü alınmak üzere bir soru ile anlaşmayı belgelemek için “ Artık siz şimdi bu yasaklamayı kabul ettiniz ve içki ve kumardan tamamen vazgeçtiniz mi? Elbette geçtiniz, değil mi? ” buyrulmuştur.
92. âyette de itaati belgelemek ve aykırı davranışlardan sakındırmak sûretiyle bunlardan vazgeçmeleri, Allah’a ve Peygamber’e itaat etmeleri ve onların emrine karşı gelmekten çekinmeleri istenmektedir. Eğer itaatten yüz çevirecek olurlarsa, peygamberin üzerine ait olan vazifenin açık bir tebliğden ibaret olduğu, onu da yerine getirdiği, dolayısıyla bundan ötesinin sorumluluğu ve zararı ona değil, itaatten yüz çevirenlere ait olduğu vurgulanmaktadır.
Yasaklanmadan önce içki içenlerin, kumar oynayanların durumlarını aydınlatmak ve içlerinde çöreklenen soruları cevaplandırmak üzere buyruluyor ki:
[ 1 ] İçkinin kötülüğüyle ilgili âlimlerimiz çok güzel açıklamalarda bulunmuşlardır. Amr b. Edhem içkiyi kötüleyerek şöyle der: “ Eğer akıl satın alınsaydı, satın alınmaya lâyık en güzel şey o olurdu. Fakat malı ile ahmaklığı satın alıp onu kafasına sokan, yakasına kusan ve eteğine pisleyen kimseye taaccüp olunur. ” Hz. Ali ( r.a. )’ın şöyle dediği nakledilir: “ Bir kuyuya bir damla şarap düşse sonra o kuyunun yerine bir minâre inşâ edilse, o minârede ezan okumam. Denize bir damla şarap düşse sonra o deniz kuruyup yerinde ot bitse asla orada hayvanlarımı otlatmam. ” İbn Ömer ( r.a. ) da şöyle demiştir: “ Eğer bir parmağımı içkiye sokarsam o parmağı kendimden saymam ”.
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 92 ayeti anlamı - okunuşu
Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin ve onlara itaatsizlikten sakının. Eğer itaatten yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir.
Mokhtasar tefsiri
Dinin emrettikleriyle Allah`a ve resulüne itaat edin, yasakladığı şeylerden de uzaklaşın ve muhalefet etmekten sakınınız. Eğer bundan yüz çevirirseniz, şunu iyi biliniz ki, resulümüzün üzerine düşen sadece Allah`ın kendisine tebliğ etmesini emrettiğini ulaştırmaktır. O da kesinlikle tebliğde bulunmuştur. Eğer hidayet bulursanız kendi nefisleriniz lehinedir ve eğer kötülük yaparsanız kendi nefislerinizin aleyhinedir.
Ali Fikri Yavuz
Allah’a ve onun Peygamberine itaat edin ve onların emirleriyle yasaklarına aykırı hareket etmekten sakının. Eğer itaat etmekten yüz çevirirseniz biliniz ki, Peygamberimize düşen sadece açık bir tebliğdir
İngilizce - Sahih International
And obey Allah and obey the Messenger and beware. And if you turn away - then know that upon Our Messenger is only [the responsibility for] clear notification.
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve itaat edin Allah'a ve Peygambere ve sakının. Yüz çevirirseniz iyice bilin ki Peygamberimize düşen vazife, ancak tebliğden ibarettir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Allaha və Peyğəmbərə itaət edin. Əgər (itaətdən) boyun qaçırsanız, bilin ki, Peyğəmbərimizin vəzifəsi yalnız açıq bir təbliğdir (Qur’anı açıq-aydın təbliğ etməkdir).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Allah'a itaat edin, Resule de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resulümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir.
Maide suresi (Al-Maidah) 92 ayeti arapça okunuşu
﴿وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُوا ۚ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ﴾
[ المائدة: 92]
وأطيعوا الله وأطيعوا الرسول واحذروا فإن توليتم فاعلموا أنما على رسولنا البلاغ المبين
سورة: المائدة - آية: ( 92 ) - جزء: ( 7 ) - صفحة: ( 123 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Cehennem alevlendirildiği zaman;
- Hepsi huzurumuza getirileceklerdir.
- Sadece selama karşılık selam sözü işitirler.
- Onu da, Lut'u da, alemler için kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık.
- Biz peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Oysa inkarcılar hakkı batılla ortadan kaldırmak için
- Allah, yaptıklarının karşılığını en güzel şekilde kendilerine vermek üzere, az veya çok sarfettikleri her şey,
- Uyarıldığı halde yola gelmeyenlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak!
- Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru
- İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
- "Doğru sözlü iseniz söyleyin bu vaad ne zamandır?" derler.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler