Kehf suresi 98. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Kehf suresi 98 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Kehf suresi - Al-Kahf aya 98 (The Cave).
  
   

﴿قَالَ هٰذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبّ۪يۚ فَاِذَا جَٓاءَ وَعْدُ رَبّ۪ي جَعَلَهُ دَكَّٓاءَۚ وَكَانَ وَعْدُ رَبّ۪ي حَقًّاۜ ﴾ [الكهف: 98]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Kâle hâżâ rahmetun min rabbî(s) fe-iżâ câe va’du rabbî ce’alehu dekkâ/(e)(s) vekâne va’du rabbî hakkâ(n) [Kehf: 98]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Zülkarneyn: "İşte bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettiği zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdiği söz gerçektir" dedi. [Kehf: 98]


Kehf Suresi 98. ayet tefsiri

O kavim, kendilerini Ye’cûc ve Me’cûc belâsından kurtaracak bir set yapması karşılığında Zülkarneyn’e, istediği takdirde bir çeşit vergi vermeyi bile teklif ettiler. Fakat Zülkarneyn ( a.s. ), Allah Teâlâ’nın kendine lütfettiği mâlî kuvvet ve diğer vasıtaların yeterli derecede olduğunu, dolayısıyla onlardan alacağı vergiye ihtiyacı bulunmadığını bildirdi. Bir mânada, idâreci olarak düşmanların saldırılarından onları korumanın kendisinin bir vazifesi olduğunu, bu sebeple onlardan bu gaye ile fazla bir vergi almasının doğru olmayacağını söyledi. Allah’ın kendine verdiği hazinelerin bunu yaptırmaya yeteceğini, fakat sadece iş gücü olarak kendisine yardım etmelerinin gerekeceğini bildirdi.

Onlardan büyük demir kütleleri getirmelerini istedi. Onlar da getirdiler. Bunları iki dağın veya iki tepenin arasına, tepelerle aynı seviyeye gelinceye kadar doldurdu. Karşılıklı iki uç arasını düzeltince bu demir kütlelerini körüklemelerini söyledi. Körüklediler ve o dev demir yığını tam bir kor ateş haline geldi. Bunların üzerine de erimiş bakır döktü. Böylece son derece sağlam bir set yapılmış oldu. Öyle ki Ye’cûc ve Me’cûc bir daha onu ne aşabildiler, ne de delip geçmeye güç yetirebildiler.  Fakat bu set bu haliyle sonsuza dek sürecek değildir. Allah’ın dilediği kadar sağlam kalacak ve O’nun vaadi geldiğinde paramparça olacaktır. O zaman dünyadaki hiçbir güç onu koruyup, muhafaza edemeyecektir.

“ Allah’ın va‘di ”yle iki şey kastedilmiş olabilir:

    Dünyada insan hayatı devam ederken bu seddin yıkılacağı belli bir zaman,

    Her şeyin yıkılıp yok edileceği kıyamet vakti. Nitekim bu mânaya işareten âyet-i kerîmede: “ Nihayet bir zaman gelecek, Ye’cûc ve Me’cûc’un seddi açılacak, her tepeden yığın yığın akın etmeye başlayacaklar ” ( Enbiyâ 21/96 ) buyrulur. Bir gün gelecek bu âyetin sırrı belirip Ye’cûc ve Me’cûc çıkacak, yeryüzünün düzeni bozulacak, sonra kıyâmet kopacaktır.

Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

“ Ye’cûc ve Me’cûc, Zülkarneyn’in yaptığı seddi her gün oyarlar. Tam delecekleri sırada başlarında bulunan reis:

«–Bırakın artık, delme işini yarın yaparsınız» der. Onlar bırakıp gidince Allah seddi daha sağlam bir şekilde eski hâline getirir. Böylece günler geçer, kendilerine takdir edilen müddet dolar ve onların insanlara musâllat olmalarının murâd edildiği vakit gelir. O zaman başlarındaki reis:

«–Haydi dönün! Yarın inşallah seddi deleceksiniz» der -ve ilk defa inşallah tâbirini kullanır-. ”

Allah Resûlü ( s.a.s. ) devamla şöyle buyurdu:

“ O gün dönüp giderler. Ertesi gün geldikleri vakit seddi ne hâlde bırakmışlarsa öyle bulurlar ve o günkü çalışma sonunda delerler. Açılan delikten insanların üzerine boşanırlar. Önlerine çıkan suları içip kuruturlar. İnsanlar onlardan korkup kaçar. Ye’cûc ve Me’cûc göğe bir ok atar. Bu ok kana bulanmış olarak kendilerine geri döner. Bunun üzerine şöyle derler:

«−Yeryüzünde olanları ezim ezim ezdik, gökte olanları da alçaltıp alt ettik...»

Allah onları enselerinden yakalayacak bir kurtçuk gönderir. Bu kurt, onları toptan helâk edip, herbirini parçalanmış hâlde yere serer. Muhammed’in nefsini elinde tutan Zât’a yemin ederim ki, yeryüzünde bütün hayvanlar onların etinden yiyerek canlanır, sütlenir ve semirir. ” ( Tirmizî, Tefsir 18/6; İbn Mâce, Fiten 33/4080 )

Fahr-i Kâinat ( s.a.s. ), yine ümmetini bütün fitnelere karşı, özellikle de Ye’cûc ve Me’cûc belâsına karşı îkâz etmiştir. Zeyneb bint-i Cahş ( r.a. ) şöyle anlatıyor:

“ Resûlullah ( s.a.s. ), bir gün korkulu bir vaziyette odaya girdi. Şöyle diyordu:

«Lâ ilâhe illâllâh, yaklaşan bir belâdan dolayı Arab’ın vay hâline! ” Baş parmağı ile şehâdet parmağını halka yaparak gösterdi ve: “ Bugün Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinden şöyle bir gedik açıldı» dedi. Ben:

«–Ey Allah’ın Rasûlü, yâni içimizde sâlih kimseler olduğu hâlde toptan helâk mi olacağız?» dedim.

«–Evet, fenâlıklar artarsa öyle olur!» buyurdu. ” ( Buhârî, Enbiyâ 7; Müslim, Fiten, 1/2880 )

Hadîs-i şerîfte, “ Yaklaşan bir belâdan dolayı Arab’ın vay hâline! ” buyrularak “ Arab ” isminin zikredilip diğer milletlerin isimlerinin zikredilmemesinin hikmeti, o gün için müslümanların hemen hemen tamâmını Araplar’ın teşkîl etmesi gerçeğidir. Bu bakımdan buradaki ifade, bütün toplulukları içine almaktadır.

Şimdi de hem Ye’cûc ve Me’cûc’un, hem diğer kâfirlerin kıyâmet günündeki hallerinden bir takım manzaralar sunulmaktadır:


Ömer Çelik Tefsiri
Kehf suresi Diyanet

Kehf'den 98 Ayeti'ni dinle


Kehf suresi 98 ayeti anlamı - okunuşu

Zülkarneyn: “Bu set, Rabbimin kullarına bir rahmetidir. Fakat Rabbimin belirlediği vakit gelince onu yerle bir edecektir. Çünkü Rabbimin va‘di haktır ve mutlaka gerçekleşecektir” dedi.


Mokhtasar tefsiri

Zülkarneyn dedi ki: Bu set Ye`cûc ve Me`cûc ile yeryüzünde ifsat çıkarmaları arasında engel olacak Rabbimin bir rahmetidir. Onları bu işlerinden alıkoyacaktır. Kıyamet kopmadan önce Yüce Allah`ın onların çıkması için belirlediği vakit geldiğinde, o seti yerle eşit kılacaktır. Yüce Allah`ın (seti) yerle eşit kılması, Ye`cûc ve Me`cûc`un çıkmaları ile alakalı vaadi sabittir, üzerinde hiçbir ihtilaf yoktur.


Ali Fikri Yavuz

Zü’l-Karneyn dedi ki: “- Bu sed, Rabbimden (kullarına bir nimet ve) rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği (kıyamet günü yaklaştığı) zaman onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.”


İngilizce - Sahih International


[Dhul-Qarnayn] said, "This is a mercy from my Lord; but when the promise of my Lord comes, He will make it level, and ever is the promise of my Lord true."

Kehf suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Bu dedi, Rabbimin rahmetinden bir lütuf. Rabbimin vaadettiği zaman gelince bu seti dümdüz yapar, yerle bir eder ve Rabbimin vaadi de gerçektir.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


O (Zülqərneyn) dedi: “Bu (sədd) Rəbbimdən bəxş edilən bir mərhəmətdir. Rəbbimin tə’yin etdiyi vaxt (qiyamətə yaxın Yə’cuc–Mə’cüc tayfalarının dünyanı bürüyəcəyi zaman) gəldikdə isə (Allah) onu yerlə yeksan (dümdüz) edəcəkdir. Rəbbimin və’di haqdır!” (Allahın buyurduğu hər bir şey, o cümlədən İsgəndərin səddinin dağılması, Yə’cuc–Mə’cuc tayfalarının yer üzünün hər tərəfinə səpələnməsi, orada fitnə-fəsad törətməsi, nəhayət bir cür həşərat tərəfindən məhv edilməsi mütləq baş verəcəkdir).


Kuran Araştırmaları Vakfı


Zülkarneyn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vadi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vadi haktır, dedi.

Kehf suresi (Al-Kahf) 98 ayeti arapça okunuşu

﴿قَالَ هَٰذَا رَحْمَةٌ مِّن رَّبِّي ۖ فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ ۖ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا
[ الكهف: 98]

kale haza rahmetüm mir rabbi feiza cae vadü rabbi cealehu dekka' vekane vadü rabbi hakka

قال هذا رحمة من ربي فإذا جاء وعد ربي جعله دكاء وكان وعد ربي حقا

سورة: الكهف - آية: ( 98 )  - جزء: ( 16 )  -  صفحة: ( 304 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de
  2. Allah, yeri yaratıkları için meydana getirmiştir.
  3. "Günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."
  4. Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha
  5. Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.
  6. Kadınların kendisini yermesini işitince onları davet etti; koltuklar hazırladı; geldiklerinde her birine birer bıçak verdi.
  7. Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.
  8. O gün, inkar edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve
  9. İnsanın başına bir sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman: "Bu
  10. İnkarcılara, ikiyüzlülere itaat etme; eziyetlerine aldırma; Allah'a güven, güvenilecek olarak Allah yeter.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kehf indirin:

Kehf Suresi mp3 : Kehf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Kehf Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Kehf Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Kehf Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Kehf Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Kehf Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Kehf Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Kehf Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Kehf Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Kehf Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Kehf Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Kehf Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Kehf Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Kehf Suresi Al Hosary
Al Hosary
Kehf Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Kehf Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler