Mümtehine suresi 10. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Mümtehine suresi 10 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Mümtehine suresi - Al-Mumtahanah aya 10 (The Examined One).
  
   

﴿يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَٓاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّۜ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِا۪يمَانِهِنَّۚ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِۜ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّۜ وَاٰتُوهُمْ مَٓا اَنْفَقُواۜ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّۜ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقُواۜ ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِۜ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ ﴾ [الممتحنة: 10]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ câekumu-lmu/minâtu muhâcirâtin femtehinûhun(na)(s) (A)llâhu a’lemu bi-îmânihin(ne)(s) fe-in ‘alimtumûhunne mu/minâtin felâ terci’ûhunne ilâ-lkuffâr(i)(s) lâ hunne hillun lehum velâ hum yahillûne lehun(ne)(s) ve âtûhum mâ enfekû(c) velâ cunâha ‘aleykum en tenkihûhunne iżâ âteytumûhunne ucûrahun(ne)(c) velâ tumsikû bi’isami-lkevâfiri ves-elû mâ enfaktum velyes-elû mâ enfekû(c) żâlikum hukmu(A)llâh(i)(s) yahkumu beynekum(c) va(A)llâhu ‘alîmun hakîm(un) [Mümtehine: 10]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, Hakim'dir. [Mümtehine: 10]


Mümtehine Suresi 10. ayet tefsiri

Âyet-i kerîme, Mekkeli müşriklerle yapılan Hudeybiye anlaşmasından sonra Medine’ye hicret eden mü’min kadınlar ile alakalı hükümleri ve düzenlemeleri beyân etmektedir. Buna göre:

  Hicret eden bu kadınlar, gerçekten inanıp inanmadıklarını anlamak için bir imtihana tabi tutulmalıdırlar. Gerçekten inanmış iseler kâfirlere tekrar geri çevrilmeyeceklerdir.

  Bu mü’min kadınlar, artık eski kâfir kocalarına helâl değildir.

  Kâfir kocaların bu kadınlara ödedikleri mehirler geri verilerek, onların nikah bağından kurtarılacaklardır.

  Mehirlerini vermek suretiyle müslümanların bu kadınlarla evlenmelerinde bir sakınca yoktur.

  Bundan böyle müslümanlar da kâfir kadınları nikâhları altında tutmayacaklardır.

  Küfürlerinden dolayı kendilerinden kaçıp kâfirlere katılan kadınlara vermiş oldukları mehirleri geri isteyeceklerdir.

  Müşrikler de, müslümanlara gelip katılmış olan kadınlara verdikleri mehirleri geri isteyeceklerdir.

Bu âyetle aynı zamanda müslümanların müşrik kadınlarla evlenmeleri veya daha önce evlenmiş bulundukları müşrik kadınlarla nikah ilişkilerini sürdürmeleri yasaklanmıştır.

Konuyla ilgili hükümler bir sonraki âyetle şöyle tamamlanmaktadır.
Ömer Çelik Tefsiri
Mümtehine suresi Diyanet

Mümtehine'den 10 Ayeti'ni dinle


Mümtehine suresi 10 ayeti anlamı - okunuşu

Ey iman edenler! Mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman imanları hususunda onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını herkesten daha iyi bilir. Siz de onların inanmış olduklarına kesin kanaat getirirseniz, onları müşrik kocalarına geri göndermeyin. Çünkü bundan böyle onlar kâfir kocalarına helâl olmadıkları gibi, kâfir kocaları da onlara helâl değildir. Yalnız, müşrik kocalarının bu kadınlara ödedikleri mehirleri de kendilerine iâde edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde mü’min olduklarını bildiğiniz bu kadınları nikâhlamanızda hiçbir sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara ödediğiniz mehri, varacakları kâfir kocalarından geri isteyin. Kâfirler de, müslüman olup sizinle evlenen eşlerine ödedikleri mehri geri istesinler. Bunlar Allah’ın koyduğu hükümlerdir; aranızda böyle hüküm veriyor. Çünkü Allah her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.


Mokhtasar tefsiri

Ey Allah’a iman edenler ve Allah’ın dini (şeriati) ile amel edenler! Mümin kadınlar, küfür diyarından hicret edip de İslam diyarına gelirlerse, onları imanlarının doğruluğunda imtihan edin. Allah, onların imanlarını en iyi bilendir. Onların kalplerinin barındırdığı şey gizli kalmaz. İmtihandan sonra onların imanlarında sadık kimseler olduklarına dair alametlerin ortaya çıkmasından sonra onların Mümin kadınlar olduğunu anlarsanız bu durumda onları kâfir olan eşlerine iade etmeyin. Mümine kadınların kâfir erkeklerle evlenmesi helal değildir. Aynı şekilde kâfir olan erkeklerin de iman eden kadınlarla evlenmesi helal değildir. İman eden kadınların kâfir kocalarına verdikleri mehirlerini (geri) verin. -Ey Müminler!- İddetlerini bitirdikten sonra mehirlerini vererek o kadınlarla evlenmeniz de bir günah yoktur. Kimin hanımı kâfir ise yahut dininden dönmüş ise küfür sebebi ile nikâh bağı koptuğu için artık o kadını yanında tutmasın. Mehir olarak onlara sarf ettiğinizi geri isteyin. Dininden dönen kadınlarınızın mehirlerini o kâfirlerden isteyin. Mümin olan kadınlar da verdiklerini istesinler. Mehirler ile alakalı olarak sizin tarafınızdan ve onların tarafından mehirlerin geri verilmesine dair burada zikredilen hüküm Allah -Subhanehu ve Teâlâ-’nın hükmüdür. O sizin aranızda dilediği gibi hüküm verir. Allah kullarının hallerini ve yaptıklarını en iyi bilendir. Onların yaptıklarından hiçbir şey O’na gizli kalmaz. O, kulları için koymuş olduğu hükümlerde çok hikmet sahibidir.


Ali Fikri Yavuz

Ey iman edenler! Size, mümin kadınlar muhacir olarak geldikleri vakit, kendilerini imtihan edin; imanlarını Allah (sizden) daha iyi bilir. (Yaptığınız) imtihan üzerine, onları mümin hanımlar bilirseniz, artık kendilerini kâfirlere geri çevirmeyin. Mümin hanımlar, kâfirlere helâl değildir; kâfirler de mümin hanımlara helâl olmazlar. Bununla beraber (kâfirlerin, İslâmı kabul eden karılarına) sarf etmiş oldukları mehri, o kâfirlere verin. Sizin o mümin hanımları nikâh etmenizde de, mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, üzerinize bir günah yoktur. (İslâm dininden çıkan) kâfir zevcelerinizi nikâhınızda tutmayın; (onlara) harcadığınız mehri, (varmış oldukları kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen karılarına) sarf etmiş oldukları mehri (sizden) istesinler. Bunlar, size Allah’ın hükmüdür. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm’dir= her şeyi bilir. Hakîm’dir= hikmet sahibidir


İngilizce - Sahih International


O you who have believed, when the believing women come to you as emigrants, examine them. Allah is most knowing as to their faith. And if you know them to be believers, then do not return them to the disbelievers; they are not lawful [wives] for them, nor are they lawful [husbands] for them. But give the disbelievers what they have spent. And there is no blame upon you if you marry them when you have given them their due compensation. And hold not to marriage bonds with disbelieving women, but ask for what you have spent and let them ask for what they have spent. That is the judgement of Allah; He judges between you. And Allah is Knowing and Wise.

Mümtehine suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey inananlar, size, yurtlarından göçmüş olan iman sahibi kadınlar geldi mi onları sınayın artık, Allah, onların inançlarını daha iyi bilir; siz de onların inanmış olduklarını bilince onları gerisingeriye kafirlere göndermeyin; ne onlar, kafirlere helaldir, ne kafirler, onlara helal ve onlara, kocalarının vereceği nikah parasını verin ve nikah paralarını verdikten sonra onları, kendinize nikahlamanızda da bir vebal yoktur size; kafir kadınlarıysa nikahlamayın, nikahınızın altında tutmayın onları ve sarfettiklerinizi isteyin ve kafirler de, size gelen inanmış kadınlara sarfettiklerini istesinler; işte budur size Allah'ın hükmü, o hükmeder aranızda ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey iman gətirənlər! Mö’min qadınlar sizin yanınıza mühacir kimi gəldikləri zaman onları imtahana çəkin. Allah onların imanını çox gözəl bilir (onları yoxlayıb bilmək sizə lazımdır). Əgər bunların (bu qadınların həqiqi) mö’min olduqlarını bilsəniz, artıq onları kafirlərin yanına qaytarmayın. Nə bunlar (bu qadınlar) onlara (kafirlərə), nə də onlar bunlara halaldır. Onların (kafirlərin həmin qadınlara) xərclədiklərini (mehri) özlərinə qaytarıb verin. Bunların (bu qadınların) mehrlərini özlərinə verdiyiniz təqdirdə onlarla evlənməyinizdən sizə heç bir günah gəlməz. Kafir qadınları öz kəbininiz altında saxlamayın. (Həmin qadınlara) verdiyiniz mehri (onların ərə getdiyi kafirlərdən) istəyin. (Kafirlər də islamı qəbul edib mö’minlərlə evlənən qadınlara) sərf etdikləri mehri (sizdən) istəsinlər. Allahın hökmü budur. O sizin aranızda (belə) hökm edər. Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kafirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

Mümtehine suresi (Al-Mumtahanah) 10 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا جَاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ ۖ اللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِهِنَّ ۖ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ ۖ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ ۖ وَآتُوهُم مَّا أَنفَقُوا ۚ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ ۚ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنفَقْتُمْ وَلْيَسْأَلُوا مَا أَنفَقُوا ۚ ذَٰلِكُمْ حُكْمُ اللَّهِ ۖ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
[ الممتحنة: 10]

ya eyyühel lezine amenu iza caekümül mü'minatü mühaciratin femtehinuhünn allahü alemü biimanihinn fein alimtümuhünne mü'minatin fela terciuhünne ilel küffar la hünne hillül lehüm vela hüm yehillune lehünn veatuhüm ma enfeku vela cünaha aleyküm en tenkihuhünne iza ateytümuhünne ücurahünn vela tümsiku biisamil kevafiri ves'elu ma enfaktüm velyes'elu ma enfeku zaliküm hukmül lah yahkümü beyneküm Vallahü alimün hakim

ياأيها الذين آمنوا إذا جاءكم المؤمنات مهاجرات فامتحنوهن الله أعلم بإيمانهن فإن علمتموهن مؤمنات فلا ترجعوهن إلى الكفار لا هن حل لهم ولا هم يحلون لهن وآتوهم ما أنفقوا ولا جناح عليكم أن تنكحوهن إذا آتيتموهن أجورهن ولا تمسكوا بعصم الكوافر واسألوا ما أنفقتم وليسألوا ما أنفقوا ذلكم حكم الله يحكم بينكم والله عليم حكيم

سورة: الممتحنة - آية: ( 10 )  - جزء: ( 28 )  -  صفحة: ( 550 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Doğrusu inanıp sonra inkar edenleri, sonra inanıp tekrar inkar edenleri, sonra da inkarları artmış olanları
  2. Keza Hak yalnız Allah'tır; O'nu bırakıp taptıkları sadece batıldır. Doğrusu Allah yücedir büyüktür.
  3. Söyleyin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler misiniz, yoksa Biz mi bitiriyoruz?
  4. Kalbleri inanmamışken, ağızlarıyla, "İnandık" diyenler, yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesabına casusluk
  5. Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
  6. Orada ondokuz bekçi vardır.
  7. Onlardan önce Nuh milleti, Ad, sarsılmaz bir saltanatın sahibi Firavun, Semud, Lut milleti, Eykeliler de
  8. İnsana bir darlık gelince, yan yatarken, oturur veya ayakta iken bize yalvarıp yakarır; biz darlığını
  9. Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.
  10. Meryem oğlu İsa, "Allahım! Rabbimiz! Bize ve bizden sonra geleceklere bayram ve Sen'den bir delil

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mümtehine indirin:

Mümtehine Suresi mp3 : Mümtehine suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Mümtehine Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Mümtehine Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Mümtehine Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Mümtehine Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Mümtehine Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Mümtehine Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Mümtehine Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Mümtehine Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Mümtehine Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Mümtehine Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Mümtehine Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Mümtehine Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Mümtehine Suresi Al Hosary
Al Hosary
Mümtehine Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Mümtehine Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, December 18, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler