Bakara suresi 106. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Bakara suresi 106 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Bakara suresi - Al-Baqarah aya 106 (The Cow).
  
   

﴿مَا نَنْسَخْ مِنْ اٰيَةٍ اَوْ نُنْسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِنْهَٓا اَوْ مِثْلِهَاۜ اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴾ [البقرة: 106]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Mâ nensaḣ min âyetin ev nunsihâ ne/ti biḣayrin minhâ ev miślihâ(k) elem ta’lem enna(A)llâhe ‘alâ kulli şey-in kadîr(un) [Bakara: 106]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin? [Bakara: 106]


Bakara Suresi 106. ayet tefsiri

Bu âyet-i kerîme, Allah Teâlâ’nın kullarını tedricî olarak terbiye etmek, onların dünya ve âhiret işlerini düzene koymak için gönderdiği ilâhî dinlerdeki temel bir kaideyi dile getirmektedir. O da “ nesih ” gerçeğidir. “ Nesih ” sözlük olarak izale etmek, iptal etmek, değiştirmek, bir şeyin yerine başkasını geçirmek mânalarına gelir. Nitekim Nahl sûresi 101. âyette nesih, tebdil yani birini diğeriyle değiştirme olarak ifade edilmiştir. نَسَخَ الرّ۪يحُ الْاثْرَ ( neseha’r-rîhu’l-isra ) “ Rüzgar izi neshetti ”, yani onu giderdi, sildi demektir. “ Güneş gölgeyi neshetti ” ibaresi de, onu izale etti, yok etti, yerine geçti demektir. Dolayısıyla nesih kelimesinde, izale ve nakil olmak üzere iki mâna vardır. Her iki mânanın da esası “ tebdil ” yani birini kaldırıp diğerini onun yerine koymaktır.

Dinî bir terim olarak “ nesih ”, bir ayeti başka bir ayetle, bir dinî hükmü başka bir dinî hükümle değiştirmek, sonrakini öncekinin yerine koymaktır. Günümüzde yeni çıkarılan bir kanunla bir önceki kanunu yürürlükten kaldırmak neshi en güzel şekilde anlatır. Allah Teâlâ’ya göre nesih, önceki hükmün süresinin sonunu beyândır. Bize göre ise zahiren ebedi görünen o hükmün değiştirilip ortadan kaldırılmasıdır. Nesih, sadece emir ve yasaklarda geçerlidir. Kur’an’da haber verilen ve emir ya da yasak özelliği taşımayan hususlarda nesih sözkonusu değildir.

“ Ayetin unutturulması ”, vahyedilmiş, okunmuş ve ezberlenmiş bir kısım ayetlerin Allah’ın dilemesiyle zihinlerden silinip yok olmasıdır. “ Ertelenmesi ” ise o ayetin neshinin ertelenmesi veya değiştirilmeden olduğu gibi bırakılmasıdır.

Buradaki hüküm, önceki şeriatleri, kitapları, sahifeleri içine aldığı gibi, “ ayet ” kelimesi genel mâna ifade ettiğinden Kur’ân âyetlerini de açıkça içine almaktadır. Şu halde Kur’ân âyetleri için de nâsih, mensûh[ 1 ], unutturma ve erteleme mânaları geçerlidir. Kur’ân-ı Kerîm, önceki ilâhî kitapların bir kısım hükümlerini neshettiği gibi, Resûlullah ( s.a.s. )’ın peygamberlik süresi içinde sonradan gelen bir kısım ayetler, önceden inmiş olan bazı ayetleri neshetmiştir. Bir kısım ayetler de unutturulmuştur. Fakat Peygamberimizin vefatı ile Kur’an vahyi gibi nesih ve unutturma hadisesi de son bulmuştur.

Şu an elimizde mevcut bulunan Mushaf-ı Şerîf’te neshedilmiş âyetler bulunup bulunmadığı hususunda iki görüş vardır. Çoğunluk, bâzı âyetlerin sonradan gelen başka âyetler veya ha­dislerle neshedildiğini söyler. Bir kısım âlimler ise elimizdeki Mushaf-ı Şerîf’te neshedilmiş herhangi bir ayetin olmadığını savunurlar. İki görüşü şöyle bir izahla bir birbirine yaklaştırmak mümkün olabilir: Kur’ân-ı Kerîm’de bir konuda iki farklı hüküm içeren iki âyet olabilir. Bunlardan sonra gelenin öncekinin hükmünü tamamen ortadan kaldırdığını kabul etmek yerine, her iki âyetin de ken­di şartlarında geçerli ve yürürlükte olduğunu düşünebiliriz. Şöyle ki, zaman ve zemin itibariyle hangisinin indiği şartlar mevcutsa o ayetin hükmü uygulanır. Çünkü o, mütevatir[ 2 ] olarak bize ulaşmış ve Allah Kelamı olduğunda şüphe olmayan bir ayettir. Dolayısıyla duruma göre birinin veya öte­kinin hükmü uygulanabilir. Eğer birinin şartları artık sonsuz olarak tekrar doğmazsa pratikte o hükmü uygulamaya da imkân bulunmaz. Sonraki ayetten, nihâî bir düzenleme getirme maksadı açıkça anlaşıldığı durumlarda ise neshi kabul etme zarureti ortaya çıkmaktadır. Bunda da dinen bir sakınca yoktur. Zira tefsir etmekte olduğumuz âyet-i kerîme bunu açıkça beyân etmektedir.

Cenab-ı Hak, ayetin devamında, neshettiği veya unutturduğu ayetten daha hayırlısını, en azından bir benzerini göndereceği müjdesini vermektedir. Çünkü O, istediği her şeyi yapmaya güç ve kudret sahibidir. Bu böyle bilinmelidir. Bilmeyenler de öğrenmelidir. Zira Peygamberimize nübüvvetin verilip Kur’an’ın vahyedilmesini ve böylece kendi dinlerinin neshedilmesini bir türlü hazmedeyen yahudiler, Allah nesih yapamaz; şu halde böyle yeni yeni hükümler getiren bir kitap indiremez diyorlardı. Bu, onların kendiliklerinden uydurdukları bir yalandan başka bir şey değildir. Zira Allah nesih yapabilir ve yapar. Yapmasında da kendisi için hiçbir noksanlık söz konusu değildir. Varlıklar âleminde bu gün yarattığını yarın yok ederek diğer bir şeye dönüştürmekle Cenab-ı Hakk’ın ilmine, kudretine, iradesine hiçbir noksanlık ârız olmadığı gibi, aynı şekilde kullarını terbiye etmek üzere gönderdiği şeriatlerde de başka başka zamanlarda başka başka hükümler koymakla, mesela geçmiş zamandaki bir emrin yerine, şimdiki zamanda yasak koyan bir nehiy indirmekle O’nun ilminde ve iradesinde bir noksanlık meydana gelmez. Tam aksine her birinde bir hikmetinin tecellisini ve kemalini göstermiş olur. Zira her şeyi en iyi bilen yüce Rabbimiz, insanlığın her zaman ve mekana göre maddi mânevî gelişim ve problemlerini dikkate alarak, onların dertlerine deva, yaralarına merhem olacak şer’i hükümler göndermiştir. Nasıl ki bedenin hastalıklarıyla uğraşan doktorlar, mizâçların ve zamânın farklılığına göre ilaçları ve gıdâları değiştiriyorlarsa, nefislerin ıslah ve tedâvîsi ile uğraşan peygamberler de, nefisler ve ruhlar için bir nevi ilaç konumunda olan bir kısım dînî hükümleri, Allah’ın emriyle değiştirmektedirler. Bir ilaç beden için bir dönem devâ olabildiği gibi, bir süre sonra hastalık getirebilmektedir. Aynı şekilde bâzı ameller de bir dönem için iyi ve yararlı olabildiği halde zamanla insan için zararlı olabilmektedir. Dolayısıyla nesih, böyle bir zaruretten doğmakta ve insanların menfaati açısından büyük hikmetler taşımaktadır.

Âyetteki “ daha hayırlısı ” ifadesinden maksat, bir âyetin diğer bir âyetten daha hayırlı olması mânasında değil, bu âyetlerden kulların elde edecekleri seva yönündendir. “ Bir dengini ”, sözünün mânası ise, “ sevap ve fayda bakımından onun bir dengi ” demektir. Yeni getirilen hüküm öncekinden daha kolay olabileceği gibi, daha zor veya aynı seviyede olabilir. Daha kolay olanda, amel bakımından kolaylık vardır. Ağır bir hüküm kaldırılıp, yerine daha hafîfi getirildiğinde insanlar için kolaylık sağlanmaktadır. Boşanmış kadınların önceleri “ bir yıl ” ( Bakara 2/240 ) olan iddet bekleme süresinin “ dört ay on gün ”e ( Bakara 2/234 ) indirilmesi buna örnektir. Öncekinden daha zor olan hükümde ise sevap bakımından fazlalık vardır. Nitekim savaş yasağının kaldırılıp, “ savaşın meşrû kılınması ” ( Hac 22/39 ) buna örnektir. Bazan da sonra gelen hüküm, öncekinin benzeri ve dengi olabilir. Kıblenin Beyt-i Makdis’den Kâbe’ye çevrilmesi de ( Bakara 2/144 ) buna örnektir.

Şüphesiz Allah, bunları yapacak güç ve kuvvet sahibidir. Zira O’nun kudreti sınırsızdır:

[ 1 ] Nâsih: Sonradan inip öncekinin hükmünü kaldıran âyet. Mensûh: Hükmü kaldırılan âyet.

[ 2 ] Mütevatir: Yalan söylemeleri mümkün olmayan kalabalık bir grubun naklettiği bilgi.


Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi Diyanet

Bakara'den 106 Ayeti'ni dinle


Bakara suresi 106 ayeti anlamı - okunuşu

Şayet biz herhangi bir âyeti nesheder veya unutturursak, ya ondan daha hayırlısını veya onun bir dengini getiririz. Bilmez misin ki, Allah’ın gücü her şeye yeter.


Mokhtasar tefsiri

Allah Teâlâ Kur`an`daki bir ayetin hükmünü ya da lafzını kaldırıp da insanlar onu unuttuğunda, Allah -Subhanehu ve Teâlâ- hemen ya da daha sonra insanlar için daha faydalı olanını yahut onun benzerini gönderir. Bu Allah`ın ilmi ve hikmeti ile gerçekleşir. -Ey Peygamber!- Allah`ın her şeye kadir olduğunu sen biliyorsun. O dilediğini yapar ve istediği ile hükmeder.


Ali Fikri Yavuz

Biz, bir âyetin hükmünü diğer bir âyetle değiştirirsek veya unutturursak (geri bırakırsak) ondan daha hayırlısını yahud onun benzerini getiririz. Cenâb’ı Allah’ın her şeye kâdir olduğunu bilmedin mi


İngilizce - Sahih International


We do not abrogate a verse or cause it to be forgotten except that We bring forth [one] better than it or similar to it. Do you not know that Allah is over all things competent?

Bakara suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Bir ayetin hükmünü değiştirir, yahut geri bırakırsak ya ondan hayırlısını getiririz, yahut onun eşidini. Bilmez misin ki Allah'ın her şeye gücü yeter.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Biz (zaman, məkan və şəraitin tələbinə görə) hər hansı bir ayəni (ayənin hökmünü) ləğv edir və ya onu unutdururuqsa, ondan daha yaxşısını, yaxud ona bənzərini gətiririk. Allahın hər şeyə qadir olmasını bilmirsənmi?!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.

Bakara suresi (Al-Baqarah) 106 ayeti arapça okunuşu

﴿۞ مَا نَنسَخْ مِنْ آيَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِّنْهَا أَوْ مِثْلِهَا ۗ أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
[ البقرة: 106]

ma nensah min ayetin ev nünsiha ne'ti bihayrim minha ev misliha elem talem ennel lahe ala külli şey'in kadir

ما ننسخ من آية أو ننسها نأت بخير منها أو مثلها ألم تعلم أن الله على كل شيء قدير

سورة: البقرة - آية: ( 106 )  - جزء: ( 1 )  -  صفحة: ( 17 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini
  2. Süleyman: "Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmayı sağladıkları için severim" demişti. Koşup, toz perdesi
  3. Rabbin şehirlerin anasına, onlara ayetlerimizi okuyacak bir peygamber göndermedikçe onları yok etmiş değildir. Zaten Biz
  4. Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahiblerine şüphesiz deliller vardır.
  5. Allah kızları, oğullara tercih mi etmiş?
  6. Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak: "kısır bir kocakarı!" dedi.
  7. Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren
  8. "Ona de ki: Arınmağa niyetin var mı?"
  9. Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti
  10. Onlara: "Allah'ı bırakıp taptıklarınız nerededir. Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?" denilir.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:

Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Bakara Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Bakara Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Bakara Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Bakara Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Bakara Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Bakara Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Bakara Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Bakara Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Bakara Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Bakara Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Bakara Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Bakara Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Bakara Suresi Al Hosary
Al Hosary
Bakara Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Bakara Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Thursday, November 21, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler