Fecr suresi 11. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Fecr suresi 11 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Fecr suresi - Al-Fajr aya 11 (The Break of Day).
  
   

﴿اَلَّذ۪ينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِۙۖ ﴾ [الفجر: 11]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Elleżîne taġav fî-lbilâd(i) [Fecr: 11]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? [Fecr: 11]


Fecr Suresi 11. ayet tefsiri

Azgınlıkları sebebiyle helak edilen üç kavme yer verilir. Bunlar Âd ve Semûd kavimleri ile Firavun’dur. Kur’ân-ı Kerîm bunların ibret verici kıssalarını tekrar tekrar anlatır. Ancak burada o kavimlerin dünya hayatındaki zenginlik, saltanat ve şa’şaalarına dikkat çekilir:

Âd kavmi, Hûd ( a.s. )’ın peygamber olarak gönderildiği kavimdir. Uzun boylu, iri cüsseli, güçlü kuvvetli kimseler idiler. Şan, şöhret ve kuvvet itibariyle onlardan daha üstün kimse yoktu. Güçlerine güvenir, bununla iftihar ederlerdi. Nitekim onlar hakkında şöyle buyrulur:

“ Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: «Bizden daha güçlü kim varmış?» dediler. Kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha güçlü olduğunu görmüyorlar mıydı? Doğrusu onlar, bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. ” ( Fussilet 41/15 )

Bunlar bir şehir yapmışlardı. İsmi “ İrem ”di. Bu şehir ذَات الْعِمَادِ  ( zâtü’l-imâd ), yâni “ sütunlar, direkler sahibi ” olarak vasfedilir. Bu vasıf, bu şehirde evlerin direkler üzerine kurulduğunu anlatır. Bu şehir evleri, bağları, bahçeleri, sularıyla güzellik numunesi olarak dillere destan olmuştur. “ İrem bağları ” diye edebiyata girmiştir. Âyet-i kerîme, bu şehrin dünyada benzeri görülmemiş bir güzellik ve ihtişama sahip olduğunu haber vermektedir.

Semûd, Sâlih ( a.s. )’ın peygamber olarak gönderildiği kavimdir. Onlar da güçlü, varlıklı, nimetler içine gark olmuş bir toplumdu. Burada dikkat çekilen, yaptıkları evlerdir. Onlar vâdi kenarındaki dağları, kayaları yontarak evler yaparlardı. Nitekim bunlar hakkında: “ Şımarık kimseler olarak dağlardan büyük bir ustalıkla görkemli evler yontuyorsunuz ” ( Şuarâ 26/149 ) buyrulur.

Firavun ise ذُو الْاَوْتَادِ ( zü’l-evtâd ) yani “ direkler sahibi ” olarak vasfedilir. Bu ifade onun askerlerinin ve bu askerlerin çadırlarının çokluğunu gösterir. Ayrıca bununla Firavun’un yaptırmış olduğu saraylara, derin temeller üzerine oturtulmuş sağlam binalara ve meşhur piramitlere işaret edilir. ( bk. Sād 38/12 ) Buna göre Firavun, askerî gücüyle, bina ve saraylarıyla büyük bir saltanat sahibiydi. Zaten kendisi de: “ Ey kavmim! Mısır’ın mülkü ve hâkimiyeti, sonra ayaklarımın altından akan şu ırmaklar bana ait değil mi? ” der, özellikle Hz. Mûsâ ve İsrâiloğullarına karşı böbürlenirdi. ( bk. Zuhruf 43/51 )

Bunlar, kendilerine verilen nimetlerle şımardılar. Gururlanıp kibirlendiler. Azgınlaşıp taşkınlık yaptılar. Bulundukları ülkeleri fesada boğup oradaki düzeni alt üst ettiler. Zulüm ve haksızlık yaptılar. Bu yüzden ilâhî cezaya çarptırılıp azap kamçılarıyla helak edildiler:

“ Biz bu topluluk ve kişilerden her birini günahları yüzünden kıskıvrak yakalayıverdik: Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Kimini o korkunç çığlık yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah, böyle yapmakla kesinlikle onlara zulmetmedi; lâkin onlar kendi kendilerine zulmettiler. ” ( Ankebût 29/40 )

Çünkü Allah, bir gözetleme yerinden pür dikkat gözetleme yapan bir gözetleyici gibi, her an ve her durumda onların yaptıklarını gözetlemektedir. Olan biteni görmekte ve şâhit olmaktadır. O hiçbir şeyi kaçırmamaktadır. Her birine bakmaktadır. Ameline göre de hem dünya hem âhirette uygun bir karşılık verecektir.

O halde bir toplumda idareciler ve mesuliyet sahibi kimseler, her türlü inanç, amel, davranış ve uygulamalarında Allah’ın hükümlerini, O’nun peygamberinin ve kitabının davetini hiçe sayar, yalanlar, hak ve adâlet ölçülerinden sapar ve neticede ülkeyi fitne ve fesat ortamı hâline getirirlerse, kaçınılmaz bir şekilde helaki hak etmiş olurlar. Bu tehdit, ilk olarak zenginlikleriyle şımarıp Peygamberimiz ( s.a.s. )’in davetini reddeden, onun beraberindeki fakir müslümanları küçümseyen müşrik liderlere olsa da, kıyamete kadar durumu bu şekilde olan herkes için geçerlidir. Çünkü zaman geçse de insan gerçeği, insan psikolojisi, onun nefsine ve ruhuna terettüp eden hadiseler değişmemekte, her devirde müspet ya da menfi ayniyle tekerrür etmektedir:


Ömer Çelik Tefsiri
Fecr suresi Diyanet

Fecr'den 11 Ayeti'ni dinle


Fecr suresi 11 ayeti anlamı - okunuşu

Bunların hepsi, yaşadıkları ülkelerde azdıkça azdılar.


Mokhtasar tefsiri

Bunların hepsi de zorbalık ve zulümde haddi aştılar. Hepsinin haddi aşması da kendi ülkesindeydi.


Ali Fikri Yavuz

Bunlar o kimselerdi ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi


İngilizce - Sahih International


[All of] whom oppressed within the lands

Fecr suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Öylesine ki azdılar şehirlerde.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


O kəslər ki, məmləkətlərdə tüğyan edir,


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler.

Fecr suresi (Al-Fajr) 11 ayeti arapça okunuşu

﴿الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ﴾
[ الفجر: 11]

ellezine tagav fil bilad

الذين طغوا في البلاد

سورة: الفجر - آية: ( 11 )  - جزء: ( 30 )  -  صفحة: ( 593 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
  2. Allah: "Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezası olur, hem de
  3. Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik
  4. Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da
  5. Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı.
  6. Sonra da onları siyah çerçöpe çevirmiştir.
  7. Bu böyledir; onları başka bir millete miras bıraktık.
  8. Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konur; nitekim, daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey
  9. Kalblerinde hastalık olanların, "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Olur ki Allah
  10. Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fecr indirin:

Fecr Suresi mp3 : Fecr suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Fecr Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Fecr Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Fecr Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Fecr Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Fecr Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Fecr Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Fecr Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Fecr Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Fecr Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Fecr Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Fecr Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Fecr Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Fecr Suresi Al Hosary
Al Hosary
Fecr Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Fecr Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler