Fecr suresi 11. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَلَّذ۪ينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِۙۖ ﴾ [الفجر: 11]
ayet arapça & türkçe okunuşuElleżîne taġav fî-lbilâd(i) [Fecr: 11]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? [Fecr: 11]
Fecr Suresi 11. ayet tefsiri
Azgınlıkları sebebiyle helak edilen üç kavme yer verilir. Bunlar Âd ve Semûd kavimleri ile Firavun’dur. Kur’ân-ı Kerîm bunların ibret verici kıssalarını tekrar tekrar anlatır. Ancak burada o kavimlerin dünya hayatındaki zenginlik, saltanat ve şa’şaalarına dikkat çekilir:
Âd kavmi, Hûd ( a.s. )’ın peygamber olarak gönderildiği kavimdir. Uzun boylu, iri cüsseli, güçlü kuvvetli kimseler idiler. Şan, şöhret ve kuvvet itibariyle onlardan daha üstün kimse yoktu. Güçlerine güvenir, bununla iftihar ederlerdi. Nitekim onlar hakkında şöyle buyrulur:
“ Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: «Bizden daha güçlü kim varmış?» dediler. Kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha güçlü olduğunu görmüyorlar mıydı? Doğrusu onlar, bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. ” ( Fussilet 41/15 )
Bunlar bir şehir yapmışlardı. İsmi “ İrem ”di. Bu şehir ذَات الْعِمَادِ ( zâtü’l-imâd ), yâni “ sütunlar, direkler sahibi ” olarak vasfedilir. Bu vasıf, bu şehirde evlerin direkler üzerine kurulduğunu anlatır. Bu şehir evleri, bağları, bahçeleri, sularıyla güzellik numunesi olarak dillere destan olmuştur. “ İrem bağları ” diye edebiyata girmiştir. Âyet-i kerîme, bu şehrin dünyada benzeri görülmemiş bir güzellik ve ihtişama sahip olduğunu haber vermektedir.
Semûd, Sâlih ( a.s. )’ın peygamber olarak gönderildiği kavimdir. Onlar da güçlü, varlıklı, nimetler içine gark olmuş bir toplumdu. Burada dikkat çekilen, yaptıkları evlerdir. Onlar vâdi kenarındaki dağları, kayaları yontarak evler yaparlardı. Nitekim bunlar hakkında: “ Şımarık kimseler olarak dağlardan büyük bir ustalıkla görkemli evler yontuyorsunuz ” ( Şuarâ 26/149 ) buyrulur.
Firavun ise ذُو الْاَوْتَادِ ( zü’l-evtâd ) yani “ direkler sahibi ” olarak vasfedilir. Bu ifade onun askerlerinin ve bu askerlerin çadırlarının çokluğunu gösterir. Ayrıca bununla Firavun’un yaptırmış olduğu saraylara, derin temeller üzerine oturtulmuş sağlam binalara ve meşhur piramitlere işaret edilir. ( bk. Sād 38/12 ) Buna göre Firavun, askerî gücüyle, bina ve saraylarıyla büyük bir saltanat sahibiydi. Zaten kendisi de: “ Ey kavmim! Mısır’ın mülkü ve hâkimiyeti, sonra ayaklarımın altından akan şu ırmaklar bana ait değil mi? ” der, özellikle Hz. Mûsâ ve İsrâiloğullarına karşı böbürlenirdi. ( bk. Zuhruf 43/51 )
Bunlar, kendilerine verilen nimetlerle şımardılar. Gururlanıp kibirlendiler. Azgınlaşıp taşkınlık yaptılar. Bulundukları ülkeleri fesada boğup oradaki düzeni alt üst ettiler. Zulüm ve haksızlık yaptılar. Bu yüzden ilâhî cezaya çarptırılıp azap kamçılarıyla helak edildiler:
“ Biz bu topluluk ve kişilerden her birini günahları yüzünden kıskıvrak yakalayıverdik: Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Kimini o korkunç çığlık yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah, böyle yapmakla kesinlikle onlara zulmetmedi; lâkin onlar kendi kendilerine zulmettiler. ” ( Ankebût 29/40 )
Çünkü Allah, bir gözetleme yerinden pür dikkat gözetleme yapan bir gözetleyici gibi, her an ve her durumda onların yaptıklarını gözetlemektedir. Olan biteni görmekte ve şâhit olmaktadır. O hiçbir şeyi kaçırmamaktadır. Her birine bakmaktadır. Ameline göre de hem dünya hem âhirette uygun bir karşılık verecektir.
O halde bir toplumda idareciler ve mesuliyet sahibi kimseler, her türlü inanç, amel, davranış ve uygulamalarında Allah’ın hükümlerini, O’nun peygamberinin ve kitabının davetini hiçe sayar, yalanlar, hak ve adâlet ölçülerinden sapar ve neticede ülkeyi fitne ve fesat ortamı hâline getirirlerse, kaçınılmaz bir şekilde helaki hak etmiş olurlar. Bu tehdit, ilk olarak zenginlikleriyle şımarıp Peygamberimiz ( s.a.s. )’in davetini reddeden, onun beraberindeki fakir müslümanları küçümseyen müşrik liderlere olsa da, kıyamete kadar durumu bu şekilde olan herkes için geçerlidir. Çünkü zaman geçse de insan gerçeği, insan psikolojisi, onun nefsine ve ruhuna terettüp eden hadiseler değişmemekte, her devirde müspet ya da menfi ayniyle tekerrür etmektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Fecr suresi 11 ayeti anlamı - okunuşu
Bunların hepsi, yaşadıkları ülkelerde azdıkça azdılar.
Mokhtasar tefsiri
Bunların hepsi de zorbalık ve zulümde haddi aştılar. Hepsinin haddi aşması da kendi ülkesindeydi.
Ali Fikri Yavuz
Bunlar o kimselerdi ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi
İngilizce - Sahih International
[All of] whom oppressed within the lands
Fecr suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Öylesine ki azdılar şehirlerde.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O kəslər ki, məmləkətlərdə tüğyan edir,
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler.
Fecr suresi (Al-Fajr) 11 ayeti arapça okunuşu
﴿الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ﴾
[ الفجر: 11]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
- Allah: "Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezası olur, hem de
- Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik
- Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da
- Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı.
- Sonra da onları siyah çerçöpe çevirmiştir.
- Bu böyledir; onları başka bir millete miras bıraktık.
- Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konur; nitekim, daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey
- Kalblerinde hastalık olanların, "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Olur ki Allah
- Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fecr indirin:
Fecr Suresi mp3 : Fecr suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler