Nahl suresi 120. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Nahl suresi 120 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Nahl suresi - An-Nahl aya 120 (The Bee).
  
   

﴿اِنَّ اِبْرٰه۪يمَ كَانَ اُمَّةً قَانِتًا لِلّٰهِ حَن۪يفًاۜ وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۙ ﴾ [النحل: 120]

ayet arapça & türkçe okunuşu

İnne ibrâhîme kâne ummeten kâniten li(A)llâhi hanîfen velem yeku mine-lmuşrikîn(e) [Nahl: 120]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İbrahim, şüphesiz Allah'a boyun eğen ve O'na yönelen bir önderdi; puta tapanlardan değildi. [Nahl: 120]


Nahl Suresi 120. ayet tefsiri

Kur’ân-ı Kerîm Hz. İbrâhim’i, doğru yolun, itaatin, şükretmenin ve Allah’a yönelmenin en güzel bir numûnesi olarak takdim eder. Burada Hz. İbrâhim’in dört mühim ve örnek vasfı daha zikredilir:

Birincisi; اَلأمَّةُ ( ümmet )tir. Ümmet, insanlardan belli özellikleri sebebiyle bir araya gelmiş bulunan ve başka insanlara da önderlik yapabilecek hususiyetlere sahip olan büyük bir grup demektir. İbrâhim ( a.s. )’ın bu vasıfla sıfatlanmasının iki önemli hikmeti vardır.

  O, fazilet, fütüvvet ve kemal bakımından tam bir ümmet seviyesinde idi.

  O, zamanında İslâm dinini yaşayan ve temsil eden yegâne tek ümmet gibiydi.

Çünkü onun peygamberliği zamanında Allah’ın birliğine inanan kendisinden başka hiçbir kimse yoktu. Allah onunla tevhidi diriltip bütün topluluklara ve dünyanın dört bir yanına yaydı. Bu ifade aynı zamanda onun itaati, güzelliği, bereketi ve iyiliğiyle tek başına bir ümmete denk olduğu anlamına gelebilir. Bununla birlikte onun her türlü güzel hasletleri ve hayırlı amelleri kendisinde toplaması sebebiyle her hususta kendisine uyulması gereken bir önder olduğunu da ifade eder. ( İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, XIV, 315-316; Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, III, 69 )

İkincisi; اَلْقَانِتُ ( kânit )tir. Kânit, Allah’a kulluk eden, Allah’ın emirlerine titizlikle uyan, itaat eden, içten boyun eğen ve kulluk yapan kimse demektir. Bu, bütün peygamberlerin ayrılmaz vasfıdır. Onların, Allah’ın emrine en küçük bir şekilde karşı gelmeleri veya bu hususta en küçük bir ihmalde bulunmaları mümkün değildir.

Üçüncüsü; اَلْحَن۪يفُ ( hanîf )tir: Hanîf; eğriliği bırakıp doğrusuna giden; şirk, sapıklık ve bâtıldan uzak durup tevhîd dînine sımsıkı sarılan kimse demektir. Hanîflik, İbrâhim ( a.s. )’ın tebliğ ettiği dine isim olmuştur. Bu dine tâbi olan kimseye de hanîf denilir ki, başka dinlerden, bâtıl ilâhlardan kaçınıp yalnız bir olan Allah’a yönelen “ müvahhid ” mânasındadır. Hz. İbrâhim, tek Allah’a inanan, Hakk’a yönelen ve ona doğruluk içinde kulluk eden bir müslümandı. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi. Onun şirkle ve müşriklerle hiçbir ilgisi yoktu. Kur’ân-ı Kerîm’de “ hanîf ” Hz. İbrâhim’in, Peygamberimiz ( s.a.s. )’in, diğer peygamberlerin, Ehl-i kitabın ve bütün mü’minlerin vasfı olarak kullanılır ( bk. Âl-i İmrân  3/67, 95; Beyyine 98/5 ).

Dördüncüsü; اَلشَّاكِرُ ( şâkir )dir. Şâkir, çok şükreden anlamındadır. İbrâhim ( a.s. ), bütün peygamberler gibi Allah’ın nimetlerine karşı şükrediciydi. O, sözleriyle Allah’ın nimetlerini inkâr eden ve amelleriyle de bu nimetlere karşı nankörlük eden müşrikler gibi değildi. O, kendisine lutfedilen bütün nimetlere en güzel şekilde şükretmeye çalışmıştı. İbrâhim ( a.s. )’ın şükrettiği büyük nimetlere gelince; öncelikle o, Allah’ın seçkin bir kulu idi. Rabbi: “ Vaktiyle Rabbi İbrâhim’i, birtakım emirlerle imtihan etmiş, o da bunları harfiyyen yerine getirmişti. Bunun üzerine Rabbi ona: «Seni insanlara önder yapacağım» ” ( Bakara 2/124 ) buyurarak onu insanlığa rehber kılmak üzere peygamberliğe seçmişti. Yine onu doğrudan doğruya Allah’a götüren hak dinde başarılı kılmıştı. اَلإجْتِبَاءُ ( ictiba ) “ seçme ” karinesiyle anlaşıldığına göre, onun nâil olduğu bu ilâhî hidâyetin sonucu, yalnız kendisinin doğru yolu bulmasıyla kalmayıp, halkı da irşad olmuştur. İşte dünya küfür ve nankörlük içinde kıvranırken Hz. İbrâhim, sahip olduğu nimetlerin şükrünü yerine getirmek üzere dosdoğru bir yolda yürüyerek: “ Rabbim! Beni ve zürriyetimi namazı dosdoğru kılanlardan eyle! Rabbimiz dualarımızı kabul buyur! ” ( İbrâhim 14/40 ) duasıyla Allah için tebliğ ve irşad hizmetine devam etti. Allah ona dünyada bir iyilik, güzel bir hal, iyi ve güzel bir geçim,  temiz bir yaşayış ihsan etmiştir. Bütün insanlar arasında iyilikle anılacak şekilde yüksek bir övgüye mazhar kılmıştır. Her din mensubu onu sever. Özellikle müslümanlar “ Allahım! İbrâhim üzerine rahmetini indirdiğin gibi, Allahım! İbrâhim üzerine bereketini yağdırdığın gibi ” diye her namazda anarlar. Şüphesiz ki o, âhirette de sâlihler arasında yer alacaktır. “ Rabbim! Bana ilim ve hikmet ver; beni sâlihler kullarının arasına ilhak eyle! Bana gelecek nesiller arasında doğrulukla ve hayırla anılmayı nasip et! Beni, içinde ebedî nimetlerin kaynadığı cennetin vârislerinden kıl! ” ( Şuârâ 26/83-85 ) diye yaptığı duasındaki gibi cennette yüksek derece sahiplerindendir. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, Peygamberimiz ( s.a.s. )’e ve onun şahsında kıyamete kadar gelecek bütün mü’minlere Hz. İbrâhim’in dupduru tevhid dinine uymalarını emretmektedir.

Kendilerini Hz. İbrâhim’in neslinden sayan ve onunla övünen yahudilerin  cumartesi yasağına gelince:


Ömer Çelik Tefsiri
Nahl suresi Diyanet

Nahl'den 120 Ayeti'ni dinle


Nahl suresi 120 ayeti anlamı - okunuşu

Hiç şüphesiz İbrâhim başlı başına bir ümmet, kendisine uyulacak bir önder, Allah’a gönülden itaat eden ihlaslı bir kul ve dupduru tevhid inancına sahip bir müslümandı. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.


Mokhtasar tefsiri

Muhakkak İbrahim -aleyhisselam- bütün hayırlı hasletleri kendisinde toplamış, devamlı olarak Rabbine itaat eden, bütün dinlerden yüz çevirip İslam dinine yönelen, asla müşriklerden de olmayan bir kimseydi.


Ali Fikri Yavuz

Gerçekten İbrahîm hak dinine yönelen, Allah’a itaat üzere bulunan, bütün hayırlı hasletleri kendisinde toplayan bir imâmdı (önderdi); ve hiç bir zaman müşriklerden olmamıştı


İngilizce - Sahih International


Indeed, Abraham was a [comprehensive] leader, devoutly obedient to Allah, inclining toward truth, and he was not of those who associate others with Allah.

Nahl suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Şüphe yok ki İbrahim, tek başına bir ümmetti, Allah'a itaat ederdi daima, doğruydu ve müşriklerden değildi.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Həqiqətən, İbrahim Allaha müt’i, batildən haqqa tapınan bir imam (rəhbər) idi. O heç vaxt müşriklərdən olmamışdı. (Və ya: İbrahim özü bir ümmət idi. Bir ümmətə xas olan bütün yaxşı cəhətlət, gözəl xüsusiyyətlər onda cəmlənmişdi).


Kuran Araştırmaları Vakfı


İbrahim, gerçekten Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi; Allah'a ortak koşanlardan değildi.

Nahl suresi (An-Nahl) 120 ayeti arapça okunuşu

﴿إِنَّ إِبْرَاهِيمَ كَانَ أُمَّةً قَانِتًا لِّلَّهِ حَنِيفًا وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ﴾
[ النحل: 120]

inne ibrahime kane ümmeten kanitel lillahi hanifa velem yekü minel müşrikin

إن إبراهيم كان أمة قانتا لله حنيفا ولم يك من المشركين

سورة: النحل - آية: ( 120 )  - جزء: ( 14 )  -  صفحة: ( 281 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Seni kendim için ayırdım.
  2. Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler
  3. Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendileri çöllerde bedevilerin yanında bulunup,
  4. Bu kafirler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından menedemeyecekleri ve yardım da göremiyecekleri zamanı keşke bilseler.
  5. Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını,
  6. Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır.
  7. İnsanların fırka fırka olacağı, Allah katından kaçınılmaz o günün gelmesinden önce, kendini dosdoğru dine yönelt.
  8. Süleyman, kuşları araştırarak: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplarda mı? Bana apaçık bir delil getirmelidir; yoksa
  9. De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız putlarınıza hiç baktınız mı? Bana gösterin, onlar yerden hangi
  10. De ki: "Allah'ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nahl indirin:

Nahl Suresi mp3 : Nahl suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Nahl Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Nahl Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Nahl Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Nahl Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Nahl Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Nahl Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Nahl Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Nahl Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Nahl Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Nahl Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Nahl Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Nahl Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Nahl Suresi Al Hosary
Al Hosary
Nahl Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Nahl Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, August 14, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler