Ali İmran suresi 129. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ۟ ﴾ [آل عمران: 129]
ayet arapça & türkçe okunuşuVeli(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ard(i)(c) yaġfiru limen yeşâu veyu’ażżibu men yeşâ(u)(c) va(A)llâhu ġafûrun rahîm(un) [Ali İmran: 129]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. [Ali İmran: 129]
Ali İmran Suresi 129. ayet tefsiri
Rivayete göre Uhud günü Allah Resûlü ( s.a.s. ) alnından yaralandı ve dişlerinden biri kırıldı. O esnâda: “ Peygamberlerine bunu reva gören, onu yaralayan bir kavim nasıl kurtuluşa erer?! ” diyordu. Bunun üzerine 128. âyet nâzil oldu. ( Buhârî, Meğâzî 21; Tirmizî, Tefsir 3/10-11 ) Diğer bir rivayete göre de Peygamberimiz Uhud Gazvesi günü şehîd olan amcası Hamza ( r.a. )’ın bazı azalarının kesilmiş ve işkence yapılmış olduğunu görünce: “ Onlardan otuz kişiye ben de mutlaka böyle işkence yapacağım ” buyurmuş ve bu âyet-i kerîme inmiştir. ( Râzî, VIII, 190 )
Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), sadece Allah’ın emirlerini insanlara tebliğ eden bir elçidir. Bunun dışında onların hidâyete ermesi veya dalâlette kalması açısından ona düşen herhangi bir mesuliyet yoktur. Bu hususta hüküm, yalnızca Allah’a aittir. O dilediğini hidâyete erdirir, tevbe nasip ederek günahlarını bağışlar. Dilediğini de küfürde ısrarı sebebiyle cezalandırır. Çünkü, iç ve dış âlemdeki bu kadar delile ve ibret ışıklarına rağmen inkâra devam edenler zalimlerin ta kendileridir. Zulmü tercih edenler ise elbette azaba uğrayacaklardır. Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar Allah’ındır. Onları yaratan ve devam ettiren O’dur. Mülkünde ve saltanatında hiçbir ortağı yoktur. O dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Çünkü Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Bu âyetlerde, Uhud’da müslümanlara karşı savaşan müşriklerin hepsinin küfür üzere helak olmayacağına, bunların gelecekte İslâm’a girip Allah’ın af ve merhametine ereceklerine dair bir müjde bulunmaktadır. Nitekim âyetlerin işaret buyurduğu müjde gerçekleşmiş, onların pek çoğu daha sonra İslâm’la şereflenmişlerdir.
Allah’ın af ve merhametine nâil olabilmek, savaşlarda yılgınlığa düşmeden sabır ve takvâ ile düşmana göğüs gerebilmek için mü’minlerde İslâm’ın hedeflediği “ müslüman şahsiyeti ”n teşekkül etmesi gerekmektedir. Bunun için de şu ilâhî emir ve tâlimatlara itaat edilerek ciddi bir nefis terbiyesi ve kalp tasfiyesine ihtiyaç vardır:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 129 ayeti anlamı - okunuşu
Göklerde ve yerde olan her şey Allah’a aittir. O, dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Göklerde ve yerde ne varsa yaratma ve yönetmesi Allah`a aittir. Rahmeti ile dilediği kullarının günahlarını bağışlar. Adaleti ile dilediğine azap eder. Allah kullarından tövbe edenleri bağışlar ve onlara karşı merhametlidir.
Ali Fikri Yavuz
Göklerde ve yerde olan şeylerin hepsi Allah’ındır. Kullarından dilediğini bağışlar ve dilediğine azâp eder. Allah Tealâ çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir
İngilizce - Sahih International
And to Allah belongs whatever is in the heavens and whatever is on the earth. He forgives whom He wills and punishes whom He wills. And Allah is Forgiving and Merciful.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Allah'ındır göklerde ne varsa ve yeryüzünde ne varsa. Dilediğini yarlıgar, dilediğine azap eder ve Allah yarlıgayıcıdır, rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Göylərdə və yerdə olanlar Allaha məxsusdur. O, istədiyini bağışlar, istədiyinə isə əzab verər. Əlbəttə, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
Ali İmran suresi (Al Imran) 129 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۚ يَغْفِرُ لِمَن يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ﴾
[ آل عمران: 129]
ولله ما في السموات وما في الأرض يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء والله غفور رحيم
سورة: آل عمران - آية: ( 129 ) - جزء: ( 4 ) - صفحة: ( 66 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar; O kalblerde olanı bilendir.
- İbrahim'in korkusu gidip de müjde kendisine ulaşınca, Lut milleti hakkında elçilerimizle tartışmaya girişti.
- Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım
- "Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın".
- Bu Kuran, insanlara bir açıklama, sakınanlara yol gösterme ve bir öğüttür.
- Meryem: "Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen, senden Rahman'a sığınırım" dedi.
- Musa, milletine, kızgın ve üzgün olarak dönünce "Benim arkamdan ne kötü olmuşsunuz! Rabbinizin emrinin çabucak
- Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir
- Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz
- Allah'ı gereği gibi değerlendiremediler. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler