Sebe suresi 13. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَٓاءُ مِنْ مَحَار۪يبَ وَتَمَاث۪يلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَاسِيَاتٍۜ اِعْمَلُٓوا اٰلَ دَاوُ۫دَ شُكْرًاۜ وَقَل۪يلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ ﴾ [سبأ: 13]
ayet arapça & türkçe okunuşuYa’melûne lehu mâ yeşâu min mehârîbe vetemâśîle vecifânin kelcevâbi vekudûrin râsiyât(in)(c) i’melû âle dâvûde şukrâ(an)(c) vekalîlun min ‘ibâdiye-şşekûr(u) [Sebe: 13]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Süleyman için, o ne dilerse, mabedler, heykeller, büyük havuzlara benzer çanaklar ve taşınması güç kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır." [Sebe: 13]
Sebe Suresi 13. ayet tefsiri
Bu âyetlerde de dünya nimetleri ve saltanatı bakımından Hz. Süleyman’a verilen hususi lutuflardan bahsedilir. Şöyle ki:
Birincisi; Cenâb-ı Hak rüzgârı onun emrine boyun eğdirmişti. Süleyman ( a.s. ) seyahatlerini onunla yapardı. Sabah gidişi bir aylık mesâfe, akşam dönüşü de bir aylık mesâfe idi. Âyette geçen اَلْغُدُوُّ ( ğudüv ) kelimesi sabahtan öğleye kadarki, اَلرَّوَاحُ ( ravâh ) kelimesi de öğleden güneşin batımına kadarki zaman dilimini ifade eder. Anlaşılan o ki Hz. Süleyman bir gün içerisinde birkaç saatlik bir mesai ile, o zamana göre normal şartlarda iki ay sürecek bir seyahati gerçekleştirebiliyordu. Demek ki rüzgâr onun için günümüzdeki uçak seviyesinde bir ulaşım aracı vazifesi görmekteydi.
İkincisi; onun için bakır madeni, bir kaynaktan suyun akması gibi, eritilip akıtılmıştı. Dolayısıyla tarihte eritilmiş bakırı ilk kullanan kişi, Hz. Süleyman olmuştur.
Üçüncüsü; Hz. Süleyman’ın emrinde çalışan insanlar olduğu gibi, onun önünde ve kontrolünde çalışan bir kısım cinler de vardı. Bunlar, insanlara göre daha güçlü, kuvvetli ve maharetli olduklarından Süleyman ( a.s. ) ağır ve zor işleri onlara yaptırırdı. Âyet-i kerîmede onların:
› مَحَار۪يبُ ( mehârîb ): Mâbedler, görkemli binâlar, saraylar, korunaklı kaleler,
› تَمَاث۪يلُ ( temâsîl ): Timsaller, nakışlar, inşâ edilen muazzam binaları süsleyecek resimler. İslâm’da heykel yapmak haramdır. Tevrat’ın hükmüne göre de heykel yapmak haram kılınmıştı. Tevrat’ın hükmüne göre amel eden bir peygamber olduğu bilinen Hz. Süleyman’ın, haram olan bir şeyi yapması veya yaptırması söz konusu olamaz. Dolayısıyla bundan maksat, haram olmayan manzara resimleri ve nakışlar olmalıdır.
› جِفَانٌ ( cifân ): Büyük havuzları andıran çanaklar, leğenler,
› قُدُورٌ ( kudûr ): Büyüklükleri sebebiyle yerlerinden taşınamayan, kıpırdatılamayan kocaman kazanlar yaptıkları haber verilir. Demek Hz. Süleyman misafirleri çok olan ve onlara ikramı seven son derece cömert bir insandı.
Cinler emre mecbûren itaat ederlerdi. Çünkü Cenâb-ı Hak, elinde ateşten bir kamçı bulunan bir meleği vazifelendirmişti. Hz. Süleyman’ın emrinden sapan olursa, göremeyecekleri bir yerden bu kamçıyı tepesine indirir ve onu yakardı.
Bunlar Allah Teâlâ’nın büyük ihsanları olduğu için, Cenâb-ı Hak Dâvûd ailesini şükre, devamlı şükür sayılabilecek ameller işlemeye ve hakkiyle şükretmeye davet etmektedir. Bu hitap, nimet sahibi herkes için geçerlidir. Şükür, sadece sözle ifade edilen bir teşekkürden ibaret olmayıp, buna ilâveten aslında tüm nimetleri, onu verenin rızâsı istikâmetinde ve O’na itaat yolunda kullanabilmektir. Nankörlük ise o nimetleri masiyet yolunda kullanmaktır. ( bk. İbrâhim 14/6-7 ) Bu sebeple şükrü gereği gibi ifâ edebilen kullar gerçekten çok azdır. Kul, o seçkin azınlığa katılabilmek için şükür yolunda çok büyük bir cehd ve gayret içinde olmalıdır.
Şükür hâli husûsunda İbrâhim b. Edhem’le Şakîk-ı Belhî arasında geçen şu mülâkat ne kadar hikmetlidir:
Şakîk-i Belhî, İbrâhim b. Edhem’e sorar:
“ –Geçim husûsunda ne yaparsınız? ” İbrâhim b. Edhem şöyle cevap verir:
“ –Bulunca şükrederiz, bulamayınca sabrederiz!.. ” Şâkîk-ı Belhî:
“ –Horasan’ın köpekleri de böyle yapar! ” deyince bu defa İbrâhim b. Edhem sorar:
“ –Ya siz ne yaparsınız? ” Şakîk-i Belhî şöyle cevap verir:
“ –Bulursak şükredip infâk eder, bulamadığımızda ise yine şükredip sabrederiz. ”
Resûlullah ( s.a.s. ) bir gün minbere çıkmış ve bu âyeti okuduktan sonra şöyle buyurmuştu:
“ - Üç şey vardır ki bunlar kime verilirlerse, o kişiye Dâvûd hanedanının benzeri verilmiş olur. ” Ashâb-ı kirâm ( r.a. ):
“ - Bunlar hangileridir ” diye sorunca Efendimiz ( s.a.s. ):
“ - Hoşnutluk ve kızgınlık hallerinde adâlet, fakirlik ve zenginlik halinde iktisat, gizli ve açıklık hallerinde Allah’tan korkmak ” buyurdu. ( Hakim Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl, II, 7 )
Rivayete göre, Süleyman ( a.s. ) kendisi arpa ekmeği yer, buna karşılık aile halkına kaba undan yapılmış ekmek yedirir, yoksullara ise has undan ekmek yedirirdi. O, hiçbir zaman karnını tıka basa doyurmazdı. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulunca da: “ Karnımı doyurursam, açları unutmaktan korkarım ” derdi. Bu da ancak pek az kimsenin başaracağı bir şükür çeşididir. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 277 )
Büyük bir saltanata sahip olsa da, insanlarla birlikte cinlere ve hayvanlara bile hükmetse de Hz. Süleyman da neticede ölümlü bir insandı. Ecel onu da yakaladı:Ömer Çelik Tefsiri
Sebe suresi 13 ayeti anlamı - okunuşu
Cinler Süleyman’ın isteğine göre mâbetler, kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar, leğenler, yerinden sökülemez sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Dâvûd ailesi! Allah’a şükür olacak ameller işleyin. Doğrusu kullarımdan gereği gibi şükredenler pek azdır.
Mokhtasar tefsiri
Bu cinler; Süleyman -aleyhisselam-`ın istediği namaz kılınan mescitleri, sarayları, istediği surları, çanaklardan büyük su havuzlarını, büyüklüğü sebebi ile yerinden hareket etmeyen sabit yemek kazanları yaparlardı. Onlara şöyle dedik: "Ey Dâvûd ailesi! Size verdiği nimetler için Allah`a şükür için çalışıp, amel işleyin. Zira verdiğim nimetlere kullarımdan şükredenler azdır."
Ali Fikri Yavuz
O Cinler, Süleyman’a, köşk ve mescidlerden, şekillerden, havuz gibi (büyük) çanaklardan, sabit (büyük) kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın, ey Davud ailesi şükredin. Kullarım içinde (gereği üzre Allah’a bol bol) şükreden azdır
İngilizce - Sahih International
They made for him what he willed of elevated chambers, statues, bowls like reservoirs, and stationary kettles. [We said], "Work, O family of David, in gratitude." And few of My servants are grateful.
Sebe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Kalelerden, heykellerden, büyük havuzlara benzer çanaklardan ve sağlam, yerinden kalkmaz kazanlardan ne isterse yaparlardı ona; ey Davud soyu, şükredin ve kullarımdan pek azı şükreder.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onun (Süleyman) üçün nə istəsə - mə’bədlər (uca qəsrlər), heykəllər, (min nəfərdən ibarət qonağın və qoşunun birlikdə oturub yeyə biləcəyi) böyük hovuzlara bənzər çanaqlar və yerindən tərpənməyən iri qazanlar düzəldirdilər. Siz, ey Davud ailəsi! (Allaha) şükranlıqla itaət edin! (Bu ne’mətə şükür edin!) Bəndələrimdən (ne’mətlərimə) şükür edəni azdır!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır!
Sebe suresi (Saba) 13 ayeti arapça okunuşu
﴿يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِن مَّحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَّاسِيَاتٍ ۚ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا ۚ وَقَلِيلٌ مِّنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ﴾
[ سبأ: 13]
يعملون له ما يشاء من محاريب وتماثيل وجفان كالجواب وقدور راسيات اعملوا آل داود شكرا وقليل من عبادي الشكور
سورة: سبأ - آية: ( 13 ) - جزء: ( 22 ) - صفحة: ( 429 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve
- Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin; işlerinizi boşa çıkarmayın.
- Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
- Firavun: "Evet; o takdirde siz gözde kimselerden olacaksınız" dedi.
- Veya, "onu uydurdu" derler. De ki: "Eğer onu uydurdumsa, beni Allah'a karşı hiçbir şekilde savunamazsınız;
- Allah'ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken, ne yüzle seni hakem tayin ediyorlar da sonra bundan
- Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru
- Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
- Orada boş söz işitmezler.
- İnanıp, yararlı iş işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine garkeder. İşte bu, apaçık kurtuluştur.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sebe indirin:
Sebe Suresi mp3 : Sebe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler