Taha suresi 132. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقًاۜ نَحْنُ نَرْزُقُكَۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى ﴾ [طه: 132]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe/mur ehleke bi-ssalâti vastabir ‘aleyhâ(s) lâ nes-eluke rizkâ(an)(s) nahnu nerzukuk(e)(k) vel’âkibetu littakvâ [Taha: 132]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren Biziz. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanındır. [Taha: 132]
Taha Suresi 132. ayet tefsiri
Cenâb-ı Hak, Peygamberimiz’e hem ailesine hem de ümmetine namazı kılmalarını emretmesini, kendisinin de sabır ve sebatla namaza devam etmesini emir buyurmuştur. Rızık endişesi ve maişet temini ibâdetlerin ifâsına, özellikle de namaza mâni olmamalıdır. Bu konuda Cenâb-ı Hakk’ın garantisi vardır. O, kimseden rızık istemediği gibi, hepsini de o rızıklandırmaktadır. Nitekim şu âyetlerde de bu hususa dikkat çekildiği görülür:
“ Ben cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum; beni doyurmalarını da istemiyorum. Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır. ” ( Zâriyât 51/56-58 )
Bu emir, namaz ibâdetinin ne kadar ehemmiyetli olduğuna dikkat çeker. “ O erler ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah’ı zikretmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin halden hale girip alt üst olacağı, gözlerin dehşetten donakalacağı bir günden korkarlar ” ( Nûr 24/37 ) âyeti de, ticâret ve alışverişe dalıp Allah’ı unutmayan, namazı ve zekâtı ihmal etmeyen gerçek mü’minlerin hallerini beyân eder. Bu bakımdan müslümanın en mühim vazifesi, ibâdet ve takvâ hayatına ihtimam göstermektir. Çünkü en hayırlı son, en güzel âkıbet olan cennet, kalpleri Allah korkusu ve saygısı ile dopdolu olup her türlü günahtan sakınan ve ilâhî buyruklara harfiyen uyan seçkin kulların olacaktır.
Bu âyet indikten sonra Allah Resûlü ( s.a.s. ), kızı Fâtıma’nın evine gider ve “ Haydi namaza! ” buyururdu. Buna aylarca devam ederdi. ( Buhârî, Teheccüd 5; Müslim, Misâfirîn 206 )
Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurur: “ Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyin. On yaşına geldiklerinde kılmazlarsa onları cezalandırın ve kız ve erkek çocukların yataklarını da ayırın. ” ( Ebû Dâvûd, Salât 26 )
Yine bu mânada Efendimiz ( s.a.s. ): “ Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz ” buyurmaktadır. ( Buhârî, Cuma 11; Müslim, İmâret 20 )
Unutmayalım ki, Allah Resûlü ( s.a.s. ), ailesinin başına bir darlık ve sıkıntı geldiğinde, onlara namaz kılmalarını emreder ve bu âyeti okurdu. ( bk. Nesâî, Mevâkit 46; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 206 )
Bu hususta Peygamberimiz ( s.av )’in Rabbinden rivayet ettiği şu hadis-i kudsî pek dikkat çekicidir: “ Ey Âdemoğlu! Sen kendini bana kulluğa ver ki, ben gönlünü zenginlikle doldurayım, fakirliğini kapatayım. Eğer böyle yapmazsan gönlünü meşguliyetle doldurur, fakirliğini de kapatmam. ” ( Tirmizî, Kıyâme 30; İbn Mâce, Züh 2 )
Namaz, kulun bütün ihtiyaçlarını Rabbine arzettiği çok şumüllü, muhtevalı ve feyizli bir ibâdettir. Önceki ümmetlerde de büyük sıkıntılar hep namazla def edilirdi. Onlardan birine bir darlık ve sıkıntı geldi mi sığınağı hep namaz olurdu. Nitekim Cenâb-ı Hak Yûnus ( a.s. )’ın kıssasını anlatırken: “ Eğer o, Allah’ı her dâim tesbih eden kullardan olmasaydı, elbette insanların yeniden diriltileceği güne kadar o balığın karnında kalacaktı ” ( Saffât 37/143-144 ) buyurmuştur. İbn Abbas ( r.a. ) bunu “ namaz kılanlardan olmasaydı ” diye tefsir eder. ( Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V, 534 )
Namazın, insanın sahip olduğu mânevî melekeler ve merkezler itibariyle ayrı bir derinliği ve feyzi vardır. Buna göre; cesedin namazı farzlar ve nâfilelerdir. Nefsin namazı ise beşeriyet çukurundan kurtulup ruhâniyetin zirvesine yükselmesidir. Kalbin namazı, murâkabeye devam etmek ve her an huzurda bulunduğunun farkında olmaktır. “ Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve derin bir saygı içindedirler ” ( Mü’minûn 23/2 ) âyeti buna işaret eder. Sırrın namazı, müşâhede denizinde müstağrak olarak Allah’tan gayrısına iltifat etmemektir. Efendimiz ( s.a.s. )’in: “ Allah’a, O’nu görürcesine ibâdet et ” ( Buhârî, İman 37 ) emri bunu hatırlatır. Rûhun namazı, Allah’ta fâni ve O’nda bâki olmasıdır. Âyette: “ Peygamber’e itâat eden, Allah’a itaat etmiş olur ” ( Nisâ 4/80 ) buyrulur. Allah Resûlü ( s.a.s. ) ise nefsinden fâni, Rabbi ile bâkîdir. Kim namazı işte bu muhtevada kılarsa, Allah onu insanların elinde bulunandan müstağni kılar ve kendi katındaki nimetlerle rızıklandırır. “ Seni yoksul bulup zengin etmedi mi? ” ( Duha 93/8 ) âyeti bu mânaya işaret ettiği gibi, Efendimiz ( s.a.s. )’in: “ Rabbimin katında gecelerim. O, beni yedirir ve içirir ” ( Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 57 ) beyânı bu hakîkati açıkça ortaya koyar. ( Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V, 534 )
Böyle manevî gerçeklerin ve derûnî sırların varlığına rağmen, kâfirler inatla aynı inkâr sözlerini tekrar edip durmaktan vazgeçmezler:
Ömer Çelik Tefsiri
Taha suresi 132 ayeti anlamı - okunuşu
Ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de onu kılmaya sabırla devam et. Biz senden rızık istemiyoruz; üstelik seni de biz rızıklandırıyoruz. İyi bilin ki, hayırlı son, kalpleri Allah’a saygı ile dopdolu olup günahlardan sakınan ve ilâhî buyruklara uyanların olacaktır.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul!- Aile halkına namaz kılmalarını emret ve sen de sabırla namaz kılmaya devam et. Kendin için ya da başkası için senden rızık istemiyoruz. Bilakis senin rızkını biz üstlendik. Takva sahipleri için dünya ve ahirette güzel son Yüce Allah`tan korkan, emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınan kimseler içindir.
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm), ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de ona devam eyle. Biz senden bir rızık (ailenin geçimini temin için çalışmanı) istemiyoruz. Seni, biz rızıklandırırız. Güzel akıbet takva sahiblerinindir
İngilizce - Sahih International
And enjoin prayer upon your family [and people] and be steadfast therein. We ask you not for provision; We provide for you, and the [best] outcome is for [those of] righteousness.
Taha suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ehline, namaz kılmalarını emret ve sen de devam et namaza. Senden bir rızık istemiyoruz biz, biziz sana rızık veren ve sonuç, çekinenlerindir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əhlinə (əhli-beytə və ümmətinə) namaz qılmağı əmr et, özün də ona (namaza) səbirlə davam et (yaxud məişət çətinliklərinə döz). Biz səndən ruzi istəmirik, (əksinə) sənə ruzi verən Bizik. (Gözəl) aqibət təqva sahiblərinindir (müttəqilərindir)!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takva iledir.
Taha suresi (Ta-Ha) 132 ayeti arapça okunuşu
﴿وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا ۖ لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا ۖ نَّحْنُ نَرْزُقُكَ ۗ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَىٰ﴾
[ طه: 132]
وأمر أهلك بالصلاة واصطبر عليها لا نسألك رزقا نحن نرزقك والعاقبة للتقوى
سورة: طه - آية: ( 132 ) - جزء: ( 16 ) - صفحة: ( 321 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince, "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir
- Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.
- Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu
- Ey Kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiğinde, "Bize müjdeci ve uyarıcı gelmedi" dersiniz diye, size açıkça
- Firavun milletinin ileri gelenleri, "Doğrusu bu bilgin bir sihirbazdır, sizi memleketinizden çıkarmak istiyor" dediler. Firavun:
- Puta tapanlar o gün Allah'ın hükmüne teslim olurlar; uydurdukları şeyler onlardan uzaklaşırlar.
- Allah şüphesiz, inkarcılara lanet etmiş ve onlara içinde sonsuz olarak temelli kalacakları çılgın alevli cehennemi
- Etrafındakiler: "Bir takım karışık rüyalar; biz böyle rüyaların yorumunu bilmeyiz" dediler.
- Eğer yolculukta olup katip bulamazsanız alınan rehin yeter. Şayet birbirinize güvenirseniz, güvenilen kimse borcunu ödesin.
- "Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı" dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. İçinden, "Durumunuz
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Taha indirin:
Taha Suresi mp3 : Taha suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler