Bakara suresi 139. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قُلْ اَتُحَٓاجُّونَنَا فِي اللّٰهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْۚ وَلَنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۚ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَۙ ﴾ [البقرة: 139]
ayet arapça & türkçe okunuşuKul etuhâccûnenâ fi(A)llâhi vehuve rabbunâ verabbukum velenâ a’mâlunâ velekum a’mâlukum venahnu lehu muḣlisûn(e) [Bakara: 139]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
De ki: "Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkında bize karşı hüccet mi gösteriyorsunuz? Bizim yaptıklarımız kendimize, sizin yaptıklarınız de kendinize aittir. Biz O'na karşı samimiyiz". [Bakara: 139]
Bakara Suresi 139. ayet tefsiri
Ehl-i kitap, daha önce peygamberlerin pek çoğu onlardan gelmesi sebebiyle, nübüvvetin kendilerine daha lâyık olduğunu söylüyor ve İsrâiloğulları dışından peygamber gelmesini reddediyorlardı. Din ve imana, putlara tapan Araplardan daha müstehak olduklarını iddia ediyorlardı. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, IV, 80 ) Kendilerinin Allah’ın oğulları ve dostları olduklarını zannediyor ( Mâide 5/18 ); cennete ancak, yahudi veya Hristiyan olanların girebileceğini sanıyor ( Bakara, 2/111 ) ve insanlara hidâyete erebilmeleri için yahudi veya Hristiyan olmalarını ( Bakara 2/135 ) öneriyorlardı.
Hâsılı onlar, son Peygamberin Araplardan gelmesini bir türlü hazmedemiyor ve Allah’ın bu takdiri hususunda sürekli bir münakaşa ve mücadele içine giriyorlardı. Halbuki buna hakları olmadığı gibi, gerek de yoktur. Çünkü Allah, herhangi bir ırkın değil, bütün insanların Rabbidir. O, dilediğini yaratmada, seçmede ve istediğine istediğini vermede mutlak tasarruf sahibidir. O’nun iradesini sınırlandıracak hiçbir kuvvet yoktur. Diğer taraftan herkesin ameli kendine aittir. Hiç kimse bir diğerinin ne günahını yüklenebilecek, ne de yaptığı iyilikten fayda görebilecektir. Yaratılmışların Allah ile bir nesep bağı yoktur. Herkes ancak O’nun emirlerine riayeti nispetinde bir şeref ve üstünlük elde edebilecektir. O halde faydasız tartışmaları bir tarafa bırakarak, son derece lüzumlu olan hususlara ehemmiyet vermek gerekir. Allah’a ihlasla kulluk etmek, O’na gönülden bağlanmak ve O’nun rızâsına ermek için çaba ve gayret gösterilmelidir. Zira ihlâs; ameli şirk ve gösterişten temizlemek, daha açık bir ifadeyle onu kulların mülâhazasından arındırmaktır. İşte Hz. Peygamber ve ona inanan müslümanlar bu yolda yürümektedirler. Dolayısıyla ey Ehl-i kitap ve diğer insanlar siz de bu yola girmelisiniz!
Böyle davranacak yerde, sağa sola kıvranıyor ve kendinize bir çıkış yolu aramaya çalışıyorsunuz: İbrâhim, İsmâil, İshâk, Yakup ve torunlarının yahudi veya Hristiyan olduğunu söylüyorsunuz. Halbuki bunların yahudi veya Hristiyan olmaları imkân dışıdır. Zira Tevrat ve İncil Hz. İbrâhim’den sonra indirilmiş ( Âl-i İmrân 3/65 ), yahudilik ve Hristiyanlık isimleri de bu peygamberlerden asırlarca sonra ortaya çıkmıştır. Nitekim “ yahudi ” kelimesi, Hz. Ya’kub’un oğullarından Yahuda’nın ismine nispetle türetilen ve başlangıçta Yahuda nesline mensup olanları ifade eden bir kabile ismidir. Ancak Hz. Mûsâ’dan en az yedi yüzyıl sonra İsrâil soyuna aynı zamanda yahudi, bunların dini inançlarına da yahudilik denilmiştir. “ Hıristiyan ” kelimesi ise ilk defa Hz. İsa’dan sonra Antakya’daki İsâ ( a.s. )’a inananlar için ve sadece onlarla sınırlı olarak kullanılmıştır. Bu sebeple âyette anılan peygamberlere ne dinî ne de ırkî anlamda yahudi veya Hristiyan demek mümkün değildir. ( Karaman ve diğerleri, Kur’an Yolu, I, 223-224 )
Bu gerçekleri en iyi bilen şüphesiz Allah’tır. O peygamberlerin dinleri, aynen Hz. İbrâhim’de olduğu gibi, yahudilik ve Hristiyanlık değil, hanîfliktir. ( bk. Âl-i İmrân 3/67 ) Allah’ın, başlangıçtan itibaren insanlara bildirdiği ve insanın tabiatına en uygun olan tevhid dinidir. Allah Resûlü’nün getirdiği ve tebliğ ettiği de aynı dininin devamıdır. Yahudi ve Hristiyan din âlimleri de bu gerçeği bilmekte, fakat bunu kendi toplumlarından gizlemekte idiler. Şu bir gerçek ki, böyle ilâhî hakikatlere ait bilgileri ve delilleri gizlemek, büyük bir haksızlıktır. Böyle davranandan daha büyük zalim yoktur. Ayetin sonundaki “ Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir ” ( Bakara 2/140 ) ikazı da, işlenen bu günahın ağırlığına ve büyüklüğüne dikkat çekmektedir.
İsmi geçen bu peygamberler ve tabileri bir ümmet idiler. Tarihin bir bölümünde vazife ve hizmetlerini ifa edip dünyadan göçtüler. Yaptıkları iyilikler ve kazandıkları mükâfatlar onlara aittir. Şimdi sıra sizdedir. Şu an bir hayat imtihanı vermektesiniz. O peygamberler ve sâlih insanlarla kurmaya çalıştığınız ırkî veya dinî irtibatlar size bir fayda sağlamayacaktır. Size esas fayda verecek olan, kendi hür iradenizle karar verip yaptığınız hayırlı işler olacaktır. Bu sebeple, boş ve faydasız sözlerden uzaklaşarak güzel ameller yapmaya çalışın. Sizi ilgilendirmeyen şeyleri bırakıp, ilgilendiren şeylere önem verin. Şunu bilin ki siz, sadece kendi yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz; öncekilerin yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız!
Buraya kadar âyet-i kerîmeler, Allah’tan gelen dinin birliğini ve peygamberlerin toplumlarına hep aynı mesajı getirdiklerini beyân ederek inanç ve amel itibariyle kalplerde ve ruhlarda bir birlik oluşturmaya çalıştı. Şimdi ise mü’minlerin hem ruhen hem de bedenen birliğini temin edecek önemli bir ilâhî hüküm olan kıble mes’elesine geçilmektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi 139 ayeti anlamı - okunuşu
De ki: “Bizimle Allah hakkında tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir. Biz O’na gönülden bağlıyız.”
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- De ki: -Ey Ehlikitap!- Dininiz daha önce geldiği ve size verilen kitap daha evvel indirildiğinden dolayı sizler Allah`a ve dinine daha layık olduğunuzu mu bizimle tartışıp duruyorsunuz? Bu size fayda vermez. Oysa ki Allah, hepimizin Rabbidir. Size özel değildir. Bizim yaptıklarımız bizimdir, ondan sorumlu tutulmazsınız. Sizin yaptıklarınız da sizindir. Biz de ondan sorumlu tutulmayız. Herkes kendi amelinden hesaba çekilecektir. Biz ibadeti ve itaati yalnızca Allah`a has kılanlarız, O`na hiçbir şeyi ortak koşmayız.
Ali Fikri Yavuz
Ey Habibim, onlara söyle: “-Allah’ın dininde ve O’na bağlanmakla üstün olmada bizimle çekişip mücadele mi ediyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbiniz. (Ona kulluk yapmak herkese vâcibdir). Yaptıklarımızın mükâfatı bize, sizin yaptıklarınızın cezası da size aittir. Biz ona özümüzle bağlanmışız
İngilizce - Sahih International
Say, [O Muhammad], "Do you argue with us about Allah while He is our Lord and your Lord? For us are our deeds, and for you are your deeds. And we are sincere [in deed and intention] to Him."
Bakara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
De ki: Allah hakkında bizimle mücadeleye mi girişiyorsunuz? O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbiniz. Bizim yaptıklarımız bize ait, sizin yaptıklarınız size ve biz, bütün kalbimizle Allah'a bağlıyız.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum! Kitab əhlinə de:) “Siz Allah barəsində bizimlə mübahisəmi edirsiniz? Halbuki O həm bizim, həm də sizin Rəbbinizdir. Bizim əməllərimiz bizə, sizin əməlləriniz isə sizə aiddir. Ona sadiq olan bizik!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
De ki: Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduğu halde, O'nun hakkında bizimle tartışmaya mı girişiyorsunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız.
Bakara suresi (Al-Baqarah) 139 ayeti arapça okunuşu
﴿قُلْ أَتُحَاجُّونَنَا فِي اللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَ﴾
[ البقرة: 139]
قل أتحاجوننا في الله وهو ربنا وربكم ولنا أعمالنا ولكم أعمالكم ونحن له مخلصون
سورة: البقرة - آية: ( 139 ) - جزء: ( 1 ) - صفحة: ( 21 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- O zaman, kafadarlarını çağırsın,
- Ey inkarcılar! Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu söyler misiniz?
- Allah'a çağırana uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; onların O'ndan başka dostları da
- Fakat Allah sana indirdiğine şahidlik eder, onu bilerek indirmiştir, melekler de şahidlik ederler. Şahid olarak
- And olsun ki, her ümmete: "Allah'a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının" diyen peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden
- Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?
- Başına bir fenalık gelince feryat eder,
- "Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kısmını helal kılmak üzere,
- Korku ve ümide düşürmek için size şimşeği gösteren, yağmurla yüklü bulutları meydana getiren O'dur.
- Yine yola koyuldular; sonunda vardıkları bir kasaba halkından yiyecek istediler. Kasaba halkı, bu ikisini misafir
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:
Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler