Fetih suresi 14. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا ﴾ [الفتح: 14]
ayet arapça & türkçe okunuşuVeli(A)llâhi mulku-ssemâvâti vel-ard(i)(c) yaġfiru limen yeşâu ve yu’ażżibu men yeşâ(u)(c) ve kâna(A)llâhu ġafûran rahîmâ(n) [Fetih: 14]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azabeder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. [Fetih: 14]
Fetih Suresi 14. ayet tefsiri
Sefere katılmayanlar, Medine civarında oturan Gifâr, Müzeyne, Cüheyne, Eşca’, Nah’ ve Eslem kabileleri idi. Resûlullah ( s.a.s. ) umre niyetiyle sefere karar verince müşriklerin, Kâbe’yi ziyaretlerine engel olmamaları için Medine etrafındaki göçebe kabilelerin de sefere katılmalarını istedi. Fakat onlar bu seferden ganimet ummadıkları ve müşriklerin saldırıp müslümanların işini bitireceklerini sandıkları için, işleri olduğunu bahane ederek sefere katılmadılar. İşte bu âyet-i kerîmeler, mûcizevî olarak, bu kabilelerin, müslümanların sağ salim Medine’ye döndüklerini gördükleri zaman, Peygamberimiz ( s.a.s. )’e gelip bahaneler ileri süreceklerini, kendileri için istiğfar etmesini isteyeceklerini haber vermektedir. Fakat onların bu taleplerinde samimi olmadıklarını, sözleriyle özlerinin birbirini tutmadığını, daha doğrusu yalan söylediklerini ihbar etmektedir. Çünkü onlar bu hareketlerinden dolayı gerçekten pişman olmuş değillerdir. Peygamber’e tabi olmadıklarından dolayı günah işlediklerini de düşünmemişlerdir. Kalplerinde gerçekten bir bağışlanma arzusu da yoktur. Hatta akıllarınca bu tehlikeli sefere gitmeyerek onlar çok akıllı hareket ettiklerini zannetmektedirler.
12. âyette geçen اَلْبُورُ ( bûr ) kelimesi;
› Bozguncu, içinde fesat olan, hiçbir hayırlı işe yaramayan, hayırsız adamlar,
› Mahvolan, sonu kötü, felaket yolunda giden kimseler anlamına gelir.
Bu tip insanlar, bir taraftan Allah ve Rasûlü’ne gerçekten iman etmedikleri takdirde cehennem ateşiyle tehdit edilirlerken, bir taraftan da samimi olarak tevbe edip bağışlanma diledikleri takdirde affedilecekleri müjdelenir.
Ganimet ümidi olmadığı için sefere katılmayan bu insanların, bir de ganimet ihtimalinin artması karşısında nasıl ağızlarının sulandığına bakın:Ömer Çelik Tefsiri
Fetih suresi 14 ayeti anlamı - okunuşu
Göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Göklerin ve yerin hükümranlığı sadece Allah`a aittir. O, kullarından dilediğinin günahlarını bağışlar ve ihsanı ile onu cennete koyar. Yine adaleti ile kullarından dilediğine azap eder. Allah, günahlarından tövbe eden kullarını çok bağışlayan ve onlara çok merhamet edendir.
Ali Fikri Yavuz
Bütün göklerin ve yerin mülkü (idare ve tasarrufu) Allah’ındır. Dilediği kimseyi bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir
İngilizce - Sahih International
And to Allah belongs the dominion of the heavens and the earth. He forgives whom He wills and punishes whom He wills. And ever is Allah Forgiving and Merciful.
Fetih suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve Allah'ındır göklerin ve yeryüzünün saltanatı ve tedbiri, dilediğini yarlıgar ve dilediğini azaplandırır ve Allah, suçları örter, rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Göylərin və yerin hökmü Allahın əlindədir. O, istədiyini bağışlayar, istədiyinə də əzab verər. Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Fetih suresi (Al-Fath) 14 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ يَغْفِرُ لِمَن يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاءُ ۚ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا﴾
[ الفتح: 14]
ولله ملك السموات والأرض يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء وكان الله غفورا رحيما
سورة: الفتح - آية: ( 14 ) - جزء: ( 26 ) - صفحة: ( 512 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kervan, memleketlerine dönmek üzere ayrıldığında, babaları: "Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu duyuyorum; ne olur bana bunak
- Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır.
- Medyen'e doğru yöneldiğinde: "Rabbimin bana doğru yolu göstereceğini umarım" dedi.
- Allah'tan mağfiret dile. Allah bağışlar ve merhamet eder.
- İçinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çıkarılmaksızın, senesine kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler;
- Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli
- Ad, Semud milletleri ile Ress'lileri ve bunların arasında birçok nesilleri de yerle bir ettik.
- "Ey Milletim! Benim taraftarlarım size göre Allah'tan daha mı değerlidir ki Allah'a sırt çevirdiniz? Doğrusu
- Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun; ne yaparsanız yapın;
- Görmüyorlar mıydı ki, o heykel onlara ne söz söyleyebilir, ne zarar ve ne de fayda
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fetih indirin:
Fetih Suresi mp3 : Fetih suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler