Kasas suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Kasas suresi 15 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Kasas suresi - Al-Qasas aya 15 (The Stories).
  
   

﴿وَدَخَلَ الْمَد۪ينَةَ عَلٰى ح۪ينِ غَفْلَةٍ مِنْ اَهْلِهَا فَوَجَدَ ف۪يهَا رَجُلَيْنِ يَقْتَتِلَانِۘ هٰذَا مِنْ ش۪يعَتِه۪ وَهٰذَا مِنْ عَدُوِّه۪ۚ فَاسْتَغَاثَهُ الَّذ۪ي مِنْ ش۪يعَتِه۪ عَلَى الَّذ۪ي مِنْ عَدُوِّه۪ۙ فَوَكَزَهُ مُوسٰى فَقَضٰى عَلَيْهِۘ قَالَ هٰذَا مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ عَدُوٌّ مُضِلٌّ مُب۪ينٌ ﴾ [القصص: 15]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Vedeḣale-lmedînete ‘alâ hîni ġafletin min ehlihâ fevecede fîhâ raculeyni yaktetilâni hâżâ min şî’atihi vehâżâ min ‘aduvvih(i)(s) festeġâśehu-lleżî min şî’atihi ‘alâ-lleżî min ‘aduvvihi fevekezehu mûsâ fekadâ ‘aleyh(i)(s) kâle hâżâ min ‘ameli-şşeytân(i)(s) innehu ‘aduvvun mudillun mubîn(un) [Kasas: 15]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Musa, halkının haberi olmadığı bir zamanda, şehre girdi. Biri kendi adamlarından, diğeri de düşmanı olan iki adamı döğüşür buldu. Kendi tarafından olan kimse, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Musa, onun düşmanına bir yumruk vurdu; ölümüne sebep oldu. "Bu şeytanin işidir; çünkü o apaçık, saptıran bir düşmandır" dedi. [Kasas: 15]


Kasas Suresi 15. ayet tefsiri

Mûsâ Firavun sarayında büyüyüp yiğitlik çağına erişti. Bedenen ve zihnen iyice olgunlaştı; güç ve kuvvet kazandı. Allah Teâlâ kendisine peygamberlik öncesinde “ hüküm ve hikmet ” verdi. Bu sâyede iyiyi kötüden ayırabileceği, mes’eleleri gerektiği gibi anlayıp değerlendirebileceği, doğru ve yerinde karar verebileceği bir kabiliyet elde etmiş oldu. Bir de ona “ ilim ” verdi. Bu sayede de artık o, ne yapması gerektiğini bilecek ve işlerini o istikâmette yapmaya çalışacaktı. Mûsâ, fıtratı iyilik yapmak üzere yaratılmış, peygamber namzedi bir güzel insandı. Cenâb-ı Hak onu, yavaş yavaş hem o büyük vazifeye hazırlıyor, hem de ona mükâfatlarda bulunuyordu. Bu sırada meydana gelen beklenmedik bir olay, âdetâ bundan sonra meydana gelecek hâdiseler için “ pini çekip dinamidi ateşleme ” mesâbesinde idi.

Mûsâ’nın, kendinden yardım isteyen İsrâilî’nin imdâdına yetişip onu kurtarmak için salladığı tek yumruk, kavganın diğer ucunda yer alan kıptînin düşüp ölmesine yetmişti. Halbuki Mûsâ’nın öyle bir niyeti yoktu. Fakat Allah Teâlâ, İsrâiloğulları’nı Firavun’un zulmünden kurtarmak için takdir buyurduğu küllî planı safha safha uyguluyordu. Buna göre Mûsâ’nın Mısır’dan çıkması için son derece mücbir bir sebebin olması lazımdı. İşte normal şartlarda tek yumrukla sağlıklı bir adamın ölme ihtimali oldukça düşükken, o kıptinin Mûsâ’nın bir vuruşuyla ruhunu teslim etmesi, bu ilâhî planın bir uzantısı idi.

Peygamberler, insanüstü bir güce sahip olmadıklarını anlamak ve beşer olmanın acziyetini tatmak için zaman zaman zelle işlemişlerdir. Fakat böyle bir zelle söz konusu olduğu zaman, hatada ısrar etmeyip veya cahil kimselerin yaptığı gibi kendilerini haklı çıkarmaya çalışmayıp, bunun şeytandan kaynaklanan bir durum olduğunu fark ederek derhal Rablerine yönelmiş ve O’na tevbe etmişlerdir. Nitekim Hz. Âdem, eşi Havva ile birlikte cennette yasak ağaca yaklaşma zellesini işleyince hemen:

“ Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen hiç şüphesiz ebedî kaybedenlerden oluruz. ” ( A‘râf  7/23 ) demişlerdi.

Hz. Nûh da, kendi ailesinden olduğunu, halbuki ailesinin kurtulacağına dair ilâhî vaadin bulunduğunu söylemek sûretiyle oğlunun boğulmasının hikmetini soracak gibi oldu. Allah Teâlâ’nın “ O, senin ailenden değil ” ikazıyla uyanan Nûh ( a.s. ) hemen:

“ Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen elbette ziyana uğrayanlardan olurum ” dedi. ( Hûd 11/47 )

Yine Yûnus ( a.s. ), kavmini verilen süreden üç gün önce terk etmek suretiyle işlediği zelle yüzünden okyanusta balığın karnına girdi. Orada karanlıklar içinde derhal:

“ Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü kusurdan, eşi-ortağı olmaktan pak ve uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum ” ( Enbiyâ’ 21/87 ) diye yalvardı.

Bütün bunlar, mü’minlerin küçük olsun büyük olsun günahlar karşısında nasıl duyarlı bir kalp ve hassas bir ruh ile hareket etmeleri lazım geldiğine ve süratle Allah’tan bağışlanma istemenin lüzûmuna işarettir.

Allah Teâlâ, Mûsâ’nın duasını kabul etti, zellesini bağışladı, gönlündeki gam ve kederi giderdi. ( bk. Tâhâ 20/40 ) Çünkü O, gerçekten çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bir Rabdir. Buna karşılık Mûsâ da: “ Rabbim! Bana lütfettiğin bunca nimetler hakkı için bir daha suçlulara aslâ arka çıkmayacağım ” ( Kasas 28/17 ) diye söz verdi. O, bu sözüyle, ister fert ister topluluk olsun, dünyada zulmeden, suç işleyip hainlik eden hiç kimseye yardımcı olmamayı kastediyordu. Böylece Mûsâ o günlerde Firavun ve idâresiyle olan ilişkilerini kesmeyi ahdetmişti. Zira onlar zâlimdi ve ülkede zulme dayanan bir sistemi hâkim kılmışlardı. Artık Mûsâ gibi takvâ sahibi bir insanın böyle zorba bir sistem içinde vazife yapmaya, onun güç ve itibarının yükselmesine alet olmaya daha fazla devam edemeyeceği ortaya çıkmıştı. Mûsâ’nın bu sözünden anlaşıldığına göre, bir mümin, ister bir fert, ister bir zümre, isterse iktidardaki bir düzen olsun zâlime yardım etmekten tamamen kaçınmalıdır.

Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

“ Kıyamet gününde bir münadi: «Nerede za­limler, nerede zalimlere benzeyenler ve zalimlere yardımcı olanlar, hatta on­lara mürekkep hokkası uzatan yahut onların bir kalemini yontan dahi olsa nerede?» diye seslenir. Bunların hepsi demirden bir tabutun içine topluca tıkışırlar ve bu tabutla birlikte cehenneme atılırlar. ” ( Deylemî, Firdevs, I, 255 )

“ Allah Teâlâ, uğradığı bir zu­lüm sebebiyle yardımcı olmak üzere bir mazlum ile yürüyen kimsenin ayakları­nı,  ayakların kaydığı kıyamet gününde sırat üzerinde sabit kılar. Her kim de bir zalim ile birlikte zulmünde ona yardımcı olmak üzere yürüyecek olursa, Yüce Allah ayakların kaydığı o günde sıratın üzerinde onun ayaklarını kaydırır. ” ( Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, 315 )

Bakalım, son derece tehlikeli bir sürecin başladığı sırada Mûsâ ne yaptı:


Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi Diyanet

Kasas'den 15 Ayeti'ni dinle


Kasas suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu

Bir gün Mûsâ, halkın ortalıkta bulunmadığı bir sırada şehre girdi. Orada iki adamın birbiriyle kavga ettiğini gördü. Bunlardan biri kendi kavminden, öbürü ise düşman tarafından idi. Kendi kavminden olan kişi, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Mûsâ da ötekine bir yumruk attı, adamın ölümüne sebep oldu. Arkasından da: “Bu, şeytan işidir. Gerçekten o, insanları doğru yoldan saptıran apaçık bir düşmandır” dedi.


Mokhtasar tefsiri

Musa -aleyhisselam- insanların evlerinde dinlendikleri vakitte şehre girdi. Orada birbirine düşman olan ve birbiriyle kavga eden iki adam gördü. Biri İsrailoğulları`ndan Musa -aleyhisselam-`ın kavminden, diğeri ise Musa’nın düşmanı Firavun`un kavmi olan Kıptiler`dendi. Kavminden olan kişi, düşmanı olan Kıpti`ye karşı kendisine yardım etmesini istedi. Musa -aleyhisselam- da yumruğuyla Kıpti’ye vurdu. Vurduğu o yumruğun gücü sebebiyle onu öldürüverdi. Sonrasında ise Musa -aleyhisselam- şöyle dedi: "Bu, şeytanın güzel göstermesi ve aldatmasıdır. Şüphesiz şeytan, kendisine tabi olan kimseler için saptıran, düşmanlığı apaçık olandır. Benden hasıl olan bu suç onun düşmanlığı ve beni saptırmak isteyen bir saptırıcı olması sebebiyle meydana gelmiştir."


Ali Fikri Yavuz

Mûsa, halkının meşgul bulunduğu bir zamanda şehire (Mısır’a) girdi de, orada birbirleriyle döğüşen iki adam buldu. Biri kendi taraftarlarından, diğeri de düşmanlarından. Taraftarlarından olan adam, düşmanı olan kimseye karşı, kendisinden (Mûsa’dan) yardım istedi. Bunun üzerine Mûsa ona bir yumruk atıp onu öldürdü. Mûsa dedi ki:”- Bu şeytanın işindendir. O, gerçekten şaşırtıcı açık bir düşmandır.”


İngilizce - Sahih International


And he entered the city at a time of inattention by its people and found therein two men fighting: one from his faction and one from among his enemy. And the one from his faction called for help to him against the one from his enemy, so Moses struck him and [unintentionally] killed him. [Moses] said, "This is from the work of Satan. Indeed, he is a manifest, misleading enemy."

Kasas suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Halkı, gaflete dalmış, öğle uykusundayken şehre girdi de orada iki adamın kavga etmekte olduğunu gördü; bu, kendi taraftarlarındandı, öbürü, düşmanlarından. Derken, taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı Musa'dan yardım istedi, o da düşmanlarından olan kişinin göğsüne bir yumruk indirdi de işini bitiriverdi; bu iş dedi, Şeytan'ın işlerinden; şüphe yok ki o, insanı apaçık sapıklığa sevkeden bir düşman.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Musa) şəhərə əhalisi xəbərsizkən (günorta istirahət vaxtı) girdi. Orada iki nəfərin vuruşduğunu gördü. Onlardan biri öz adamlarından (yəhudilərdən), digəri isə düşmənlərindən (qibtilərdən) idi. (Musanın) adamlarından olan kəs düşməninə qarşı ondan imdad istədi. Musa onu (əli, yaxud əsası ilə) vurub öldürdü və dedi: “Bu, Şeytan əməlindəndir. Həqiqətən, o, açıq-aşkar bir düşməndir, (insanı haqq yoldan) azdırandır!”


Kuran Araştırmaları Vakfı


Musa, ahalisinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından olanı, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman, dedi.

Kasas suresi (Al-Qasas) 15 ayeti arapça okunuşu

﴿وَدَخَلَ الْمَدِينَةَ عَلَىٰ حِينِ غَفْلَةٍ مِّنْ أَهْلِهَا فَوَجَدَ فِيهَا رَجُلَيْنِ يَقْتَتِلَانِ هَٰذَا مِن شِيعَتِهِ وَهَٰذَا مِنْ عَدُوِّهِ ۖ فَاسْتَغَاثَهُ الَّذِي مِن شِيعَتِهِ عَلَى الَّذِي مِنْ عَدُوِّهِ فَوَكَزَهُ مُوسَىٰ فَقَضَىٰ عَلَيْهِ ۖ قَالَ هَٰذَا مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ ۖ إِنَّهُ عَدُوٌّ مُّضِلٌّ مُّبِينٌ
[ القصص: 15]

vedehalel medinete ala hini gafletim min ehliha fevecede fiha racüleyni yaktetilan haza min şiatihi vehaza min adüvvih festegasehül lezi min şiatihi alel lezi min adüvvihi fevekezehu musa fekada aleyh kale haza min ameliş şeytan innehu adüvvüm müdillüm mübin

ودخل المدينة على حين غفلة من أهلها فوجد فيها رجلين يقتتلان هذا من شيعته وهذا من عدوه فاستغاثه الذي من شيعته على الذي من عدوه فوكزه موسى فقضى عليه قال هذا من عمل الشيطان إنه عدو مضل مبين

سورة: القصص - آية: ( 15 )  - جزء: ( 20 )  -  صفحة: ( 387 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam gelmiş ve şöyle demişti: "Ey Milletim! Gönderilen elçilere uyun."
  2. Ayetlerimizi hep yalan sayıp dururlardı.
  3. Denizde yürüyen dağlar gibi gemiler O'nundur.
  4. And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa!
  5. Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman;
  6. Lut milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
  7. Sıra Sıra duran ve önlerindekini sürdükçe süren ve Allah'ı andıkça anan meleklere and olsun ki,
  8. Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı
  9. Sana odaların ötesinden seslenenlerin çoğu akletmeyen kimselerdir.
  10. Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince, "Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:

Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Kasas Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Kasas Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Kasas Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Kasas Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Kasas Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Kasas Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Kasas Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Kasas Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Kasas Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Kasas Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Kasas Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Kasas Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Kasas Suresi Al Hosary
Al Hosary
Kasas Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Kasas Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler