Bakara suresi 152. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَاذْكُرُون۪ٓي اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا ل۪ي وَلَا تَكْفُرُونِ۟ ﴾ [البقرة: 152]
ayet arapça & türkçe okunuşuFeżkurûnî eżkurkum veşkurû lî velâ tekfurûn(i) [Bakara: 152]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Artık Beni anın, Ben de sizi anayım; Bana şükredin, nankörlük etmeyin. [Bakara: 152]
Bakara Suresi 152. ayet tefsiri
Peygamberimiz ( a.s. ), her hususta insanlara model olabilecek beşer bir elçidir. Örnek alabilmemiz açısından insan olması son derece önemlidir. O, sistemini bütünüyle ilim, irfan ve ahlâk üzerine kurmuştur. Âyet-i kerîme onun asıl vazifelerini sayarken bu noktaya dikkat çekmektedir: O Peygamber, ümmetine her biri bir ilim ve irfan kaynağı olan Allah’ın âyetlerini okuyor, onları her türlü günah ve ahlâksızlık kirlerinden arındırıp tertemiz yapıyor, onlara Kur’an’ı ve hikmeti öğretiyor ve yine onlara bilmedikleri ve akıllarıyla asla bilemeyecekleri imanî esasları, uhrevî bilgileri, yaratan ve yaratılana ait varlığın sırlarını öğretiyor. Bundan daha büyük nimet olabilir mi?
Dolayısıyla Allah’ın nimet, rahmet ve yardımına nâil olabilmek için Hz. Peygamber’in getirdiği davete kulak verip bize okuduğu ayetleri anlamak, nefsimizi tezkiye ve ruhumuzu tasfiye ederek ahlâkımızı güzelleştirmek, onun öğrettiği şekilde Kur’an’ı ve sünneti özümseyip kavramak, bilmediğimiz fakat öğrenmemiz lazım gelen şeyleri de öğrenerek ilim ve irfanda gelişmek mecburiyeti vardır. Cehalet karanlıklarından kurtulup ilim, irfan ve medeniyetin aydınlığına kavuşmak, böylece insanlığa örnek ve önder bir seviyeye yükselmek ancak bu yolla mümkün olabilecektir.
Bütün güç, kuvvet ve kudret Allah’a ait olduğundan, öncelikle O’na tam olarak bağlanmak ve O’nun yardımını celbetmek esastır. Bütün başarıların temelinde bu gerçek yatmaktadır. Bu bakımdan Allah Teâlâ bize üç mühim vazife vermektedir: Zikretmek, şükretmek ve nankörlük etmemek.
Biz Allah’ı zikredince, Allah da bizi şanına uygun bir tarzda zikretmekte; rahmet ve yardımda bulunmaktadır. Kulluğumuzu kabul buyurmakta, tevbe ve istiğfarlarımızı işitmekte ve dualarımıza icâbet etmektedir. Hadis-i kudside şöyle buyrulur: “ Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim. O beni kendi içinde zikrederse ben de onu zâtımda zikrederim. O beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. ” ( Buhârî, Tevhid, 15 )
Allah’ı zikir dille, kalple ve bedenle olur. Dille zikir, Allah Teâlâ’yı en güzel isimleriyle anmak, O’na hamd etmek, O’nu tüm noksanlıklaran pak ve uzak tutmak, kitabını okumak ve dua etmektir. Kalb ile zikir, Allah’ı gönülden anmak, O’nun varlığının delilleri, isim ve sıfatları üzerinde düşünmektir. Bedenle zikir ise vücudun azalarından her birinin görevli bulundukları vazifeyle meşgul ve dopdolu olması, kendilerine yasaklanan şeylerden uzak bulunmasıdır.
Büyük velilerden Ubeydullâh Ahrâr ( k.s. ), Allah Teâlâ’nın zikriyle eriyebilmek için şöyle bir yol tavsiye eder:
“ Hayal et ki, dünya yeşil bir kubbedir. Onun içinde de Allah’tan başkası yoktur; bir de sen varsın. Bu hâlinle Allah’ı anmaya devam et ki, ezilip eriyip gitme tecellisi seni sara… Bundan sonra sana ihtiyaç kalmaya, ancak O ( c.c. ) kala… ” ( el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 474 )
Şükür, verdiği nimetlerden dolayı kulun Allah’a teşekkür etmesi, minnettarlık duyması, bunu söz ve amelleriyle göstermesidir. Dolayısıyla şükür de yine bu üç yolla yani dil, kalp ve bedenle yerine getirilir. Kul, şânına layık bir şekilde Allah’ı zikredecek, Allah da kulunu şanına layık bir şekilde anıp hatırlayacaktır. Yine kul, verdiği nimetlerden dolayı Rabbine teşekkür edecek ve fakat O’na asla nankörlük etmeyecek, nimetlerini görmezden gelmeyecektir. Şükür nimetin artmasına, nankörlük ise nimetin elden gidip ilâhî azabın inmesine sebeptir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “ Şâyet şükrederseniz size olan nimetlerimi artırır da artırırım. Yok eğer nankörlük ederseniz, şunu bilin ki benim azabım çok şiddetlidir. ” ( İbrâhim 14/7 )
Şu kadar var ki müminler, “ Beni zikrediniz! ” emri karşısında acizliğini hissederek, önce “ Rabbimiz! Sadece sana kulluk eder ve sadece senden yardım isteriz ” ( Fâtiha 1/4 ) sözünü hatırlayarak Rabbini zikretmek ve O’na şükretmek için yine Allah’tan yardım isteyecektir. Bu sebeple devam eden ayette iman edenlere hitaben şöyle buyrulmaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi 152 ayeti anlamı - okunuşu
O halde siz beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve sakın nimetlerime nankörlük etmeyin.
Mokhtasar tefsiri
Beni kalpleriniz ve azalarınızla zikredin ki, ben de, överek ve muhafaza ederek sizleri anayım. Her amelin karşılığı, o amelin türüne göre verilir. Size verdiğim nimetlerimden ötürü bana şükredin ve sakın bunları inkâr ederek veya size haram kılınan işlerde kullanarak nankörlük etmeyin.
Ali Fikri Yavuz
O halde siz, bana itaat ve ibadet ederek beni anın ki, ben de sizi mağfiretimle anayım. Nimetlerime şükredin de nankörlük yaparak küfre varmayın. (Beni ve nimetlerimi inkâr etmeyin)
İngilizce - Sahih International
So remember Me; I will remember you. And be grateful to Me and do not deny Me.
Bakara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Artık siz de anın beni, anın da ben de anayım sizi. Nankörlüğü bırakın da şükredin bana.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Belə olduqda siz (itaətlə) Məni xatırlayın ki, Mən də sizi yada salım! Mənə şükür edin, Məni danmayın!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Bakara suresi (Al-Baqarah) 152 ayeti arapça okunuşu
﴿فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لِي وَلَا تَكْفُرُونِ﴾
[ البقرة: 152]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kalblerinde hastalık vardır, Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardır.
- Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
- De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" De ki: "Allah'tır. Öyleyse doğru yolda veya
- De ki: "Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlerin sahibi kimdir? Diriyi
- Doğrusu zengin eden de varlıklı kılan da O'dur.
- O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
- Cumartesi ibadeti, ancak o gün üzerinde çekişenlere farz kılındı. Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyamet günü
- Onları çarptıkça çarpacağımız gün öcümüzü şüphesiz alırız.
- Bu da, Allah'ın Kitab'ı doğru olarak indirmesinden ileri geliyor. Kitap hakkında ayrılığa düşenler doğrusu derin
- Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:
Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler