Saffat suresi 166. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ ﴾ [الصافات: 166]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-innâ lenahnu-lmusebbihûn(e) [Saffat: 166]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Melekler şöyle derler: "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz." [Saffat: 166]
Saffat Suresi 166. ayet tefsiri
Sûrenin girişinde Allah’ın huzurunda saf saf duran, O’nun emrini bekleyen ve aldığı emri yerine getiren meleklerden bahsedilmişti. Burada meleklerin dilinden bu hususa tekrar yer verilir. Maksat, müşriklerin önceki âyetlerde bahsedilen meleklerle alakalı düşüncelerinin yanlışlığını haber verip, meleklerle Allah arasında bir nesep bağı değil Rab-kul münâsebeti bulunduğunu beyân etmektir. Melekler ilâh değil, tek ilâh olan Allah’ın kullarıdır. O’na itaat eder, O’ndan emir almadan konuşmazlar ve yalnızca O’nun emri ile hareket ederler. ( bk. Enbiyâ 21/27 ) Her bir meleğin Allah katında belli bir makamı, hizmet ettiği belli bir yeri vardır; onu da aşıp ileri gidemezler. Rivayete göre Miraç gecesi Sidre-i Müntehâ’da iken Cebrâil biraz geri durunca, Efendimiz ( s.a.s. ): “ Burada benden ayrılacak mısın? ” diye sormuştu. O da: “ Bulunduğum bu noktadan daha ileri gidemem ”, diye cevap vermiş, Yüce Allah da meleklerin söylediği bir sözü nakletmek üzere: “ Bizim her birimizin Allah katında belli bir makamı ve vazifesi vardır ” ( Saffât 37/164 ) âyetlerini indirmiştir. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XV, 90 )
Melekler hizmet ve ibâdet menzillerinde taat için saf saf dururlar. Allah’ı tesbih eder, O’nu noksan sıfatlardan tenzih ederler. Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Gökte üzerinde secde eden yahut ayakta ibâdet eden bir meleğin bulunmadığı bir ayak basacak kadar bir yer dahi yoktur. ” ( Heysemî, Mecme‘u’z-zevâid, X, 358 )
“ Gerçekten ben sizin görmediklerinizi görüyor, duymadıklarınızı duyuyorum. Gök gıcırdıyor, gıcırdaması da hakkıdır. Çünkü orada yüce Allah’a secde etmek için alnını koyan hiçbir meleğin bulunmadığı dört parmaklık bir yer dahi yoktur… ” ( Tirmizî, Zühd 9/2312 )
Allah Teâlâ’ya itaat ve kulluk bakımından meleklerin düzenli saflar halinde olması, mü’minler için de güzel bir numûne teşkil eder. Onlar da aynen melekler gibi, iman, itaat, cemaatle namaz, Allah yolunda cihad gibi dinin emirlerini düzenli saflar halinde yerine getirmeye çalışırlar.
Hz. Ömer ( r.a. ) da namaza kalktığında: “ Saflarınızı doğru ve düzgün tutun. Saflarınızı düzeltin. Şüphesiz Allah sizin de, meleklerin Rableri huzurunda durdukları gibi durmanızı ister ” der, sonra da: “ O’nun emrini alıp yerine getirmek için bizler saf saf dizilmiş bekleyenleriz ” ( Sâffât 37/165 ) buyruğunu okur, “ Ey filan sen geriye git, ey filan sen öne geç ” der, sonra da kendisi öne geçer, tekbir alıp namaza dururdu. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXIII, 134 )
İşte Resûlullah ( s.a.s. ) ve sahâbenin Allah’ın âyetleriyle hemhal olup hayatlarını o âyetlerin mâna ve muhtevasında tanzim etmeleri böyleydi. İmandan nasibi olmayan müşriklerin ise itiraz ve bahaneden başka yaptıkları bir şey yoktu:Ömer Çelik Tefsiri
Saffat suresi 166 ayeti anlamı - okunuşu
“Biz, Allah’ın her türlü eksiklik ve ortaktan uzak olduğunu sürekli ikrar ve ilan etmekteyiz.”
Mokhtasar tefsiri
Şüphesiz Yüce Allah`ın ibadet ve itaatinde saf saf dizilen melekler biziz. Şüphesiz biz, Allah`ı kendisine layık olmayan sıfatlardan ve niteliklerden tenzih edenleriz.
Ali Fikri Yavuz
Ve Muhakkak ki biz, (Allah’ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz.”
İngilizce - Sahih International
And indeed, we are those who exalt Allah."
Saffat suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve şüphe yok ki biz, mabudumuzu tenzih ederiz elbet.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Və (Allahı) təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyirik.
Kuran Araştırmaları Vakfı
"Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."
Saffat suresi (As-Saaffat) 166 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ﴾
[ الصافات: 166]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler halkının
- Kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler?
- Bunlar, yalnız Allah'ın gerçek olduğunu, ölüleri dirilttiğini, gücünün herşeye yettiğini, şüphe götürmeyen kıyamet saatinin geleceğini,
- Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da
- Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
- Malları ve çocukları seni hayrete düşürmesin; Allah bunlarla onlara dünyada azabetmek ve canlarının inkarcı olarak
- Yeryüzünde savaşırken, düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa
- De ki: "Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe eriştiren var mıdır?" De ki: "Ama Allah gerçeğe eriştirir. Gerçeğe
- Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini, doğruluk rehberi Kuran ve hak din ile gönderen O'dur.
- Ona: "Allah'tan sakın" denince, gururu kendisine günah işletir, artık ona cehennem yetişir, ne kötü yataktır!..
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Saffat indirin:
Saffat Suresi mp3 : Saffat suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler