Rad suresi 22. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَالَّذ۪ينَ صَبَرُوا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ ﴾ [الرعد: 22]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelleżîne saberû-btiġâe vechi rabbihim veekâmû-ssalâte veenfekû mimmâ razeknâhum sirran ve’alâniyeten veyedraûne bilhaseneti-sseyyi-ete ulâ-ike lehum ‘ukbâ-ddâr(i) [Rad: 22]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namazı kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça sarfederler; iyilik yaparak kötülüğü ortadan kaldırırlar; işte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri Adn cennetleri vardır; babalarının, eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip: "Sabretmenize karşılık size selam olsun; burası dünyanın ne güzel bir sonucudur!" derler. [Rad: 22]
Rad Suresi 22. ayet tefsiri
Burada mü’min ile kâfirin durumlarını karşılaştırarak anlatan bir misal verilir. Mü’min, Resûlullah ( s.a.s. )’e indirilen Kur’an’ın gerçek olduğunu bilir, ona inanır. Kâfir ise onu kabul etmez. Dolayısıyla “ körlük ”ten maksat, kalp körlüğüdür. Dini bilip tanımayan kimse, kalbi kör bir kimsedir. Dinin emirlerini ve yasaklarını bilen, bunlardan ibret ve öğüt alanlar ise gerçek, üstün ve temiz akıl sahibi kişilerdir. Bunlar, şu mümtaz vasıflara sahiptirler:
› Allah’ın bütün ahitlerini yerine getirirler. Bu ahitler, Allah’ın kullarına öğrettiği tüm emir ve yasaklardır. Allah’a verdikleri kulluk sözünde durur, tevhidi muhafaza eder ve ilâhî tâlimatların sınırları içinde bulunurlar. Vefâsızlık edip sözlerinden dönmez, yemin ve antlaşmalarını bozmazlar.
› Allah’ın gözetilmesini ve yerine getirilmesini istediği hususları gözetip yerine getirirler. İfâ edilmesi gereken her türlü hak ve hukuk bu ifadenin muhtevasına dâhildir. Hülasa olarak onlar Allah’ın, peygamberlerin, âlimlerin, akrabaların, komşuların, bütün mü’minlerin, zimmet ehli olan gayri müslimlerin, bütün insanların, hatta bütün hayvan, bitki ve cansız varlıkların hukukuna riâyet ederler. Çünkü yaratılmışların hakkına riâyet, Yaratan’ın hakkına riâyet demektir.
› Allah’ın kudret ve azameti karşısında derin bir saygı içinde bulunur, ürperir, O’na karşı günah işlemekten çekinir ve azabından sakınırlar. اَلْخَشْيَةُ ( haşyet ), mü’minin hevâ heves meydanlarında dolaşmasına mâni olan bir gem, yine onu takvâ istikâmetinde hareket etmeye çeken bir yulardır.
› Âhirette de kötü bir hesaba maruz kalmaktan, inceden inceye hesaba çekilmekten ve hesap verirken kötü bir duruma düşmekten son derece korkarlar. Allah huzurunda daha önce hiç hesaba katmadıkları günahların ortaya çıkmasından titrerler. Hesaba çekilmeden evvel, kendilerini hesaba çekerler.
Şâir Nahîfî ne güzel söyler:
“ Kâmil odur her nefes âkıbet-endîş ola
Sonunu fikr etmeyen sonra peşiman olur. ”[ 1 ]
Anlatıldığına göre bir vezir Zünnûn Mısrî hazretleriyle görüşmeye gider. Birlikte otururlarken vezir şöyle der:
“ - Gece gündüz padişahın hizmetindeyim, işleriyle meşgulüm. Onun iyiliğini umuyorum. Fakat sonunda bana darılmasından korkuyorum. Lütfen bana himmet ediniz, duada bulununuz. ”
Zünnûn ağlayarak şöyle karşılık verir:
“ - Eğer senin hükümdardan korkutuğun kadar ben Allah’tan korksaydım, bugün Allah Teâlâ’nın sevdiği doğru ve samimi güzel kullarından olurdum. ” ( Sâdi Şirâzî, Gülistan, s. 61 )
› Sırf Allah rızâsı için zahmetlere katlanıp, hak yolunda sabır ve sebat gösterirler.
› Namazları hakkını vererek, âdâb ve erkânına riâyet ederek, dosdoğru kılarlar.
› Allah’ın kendilerine ihsan ettiği rızıklardan gizlice ve açıktan, zekât ve sadaka olarak cömertçe infak ederler.
› Kötülüğü iyilikle savarlar. Sâlih ameller işleyerek kötü amelleri uzaklaştırırlar. Şerri hayırla bertaraf ederler. Kötü ve çirkin sözleri selâmla; zulmü affetmekle; günahı tevbeyle; cahillerin saygısızlık ve edepsizliklerini hilimle bertaraf ederler. Bir kötülük yapmak istediklerinde ondan vazgeçer ve hemen Allah’tan mağfiret dilerler. Nitekim bir âyet-i kerîmede: “ Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir ” ( Hûd 11/114 ) buyrulur. Peygamberimiz ( s.a.s. ) de: “ Kötülüğün ardından hemen iyiliği yetiştir ki onu silsin. İnsanlarla da güzel bir ahlâk ile geçin ” ( Tirmizî, Birr 55 ) tavsiyesinde bulunur. Yine Efendimiz: “ Hayır ancak hayırdan gelir. Hayır ancak hayırdan gelir. Hayır ancak hayırdan gelir ” ( İbn Mâce, Fiten 18 ) buyurur. Bizim, “ İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı ” atasözümüz, bu gerçeği hülasa eder.
Muhammed Lütfi ( k.s. ) ne güzel söyler:
“ Âşık der ki: İnci den den
İncinme incidenden
Kemâlde noksan imiş
İncinen incidenden. ”[ 2 ]
Hak dostlarından İbrâhim b. Edhem ( k.s. )’un şu hâli âyetin bizden istediği bu güzel ahlâka ne güzel bir misaldir:
İbrâhim b. Edhem Hazretleri, bir sarhoşun pis kokulu ve bulaşık ağzını yıkamış, bunu niçin yaptığını soranlara da:
“ –Eğer yüce Allah’ın adını zikretmek için yaratılan dil ve ağzı bulaşık olarak bıraksaydım, hürmetsizlik olurdu... ” demişti. Adam ayıldığında ona:
“ –Horasan zâhidi İbrâhim b. Edhem ağzını yıkadı... ” dediler.
Bu durumdan mahcub olan sarhoşun gönlü de uyandı ve:
“ −Öyleyse ben de tevbe ettim... ” dedi.
Böyle bir hâle vesîle olan İbrâhim b. Edhem Hazretleri’ne rüyâsında Hak katından şöyle nidâ edildi:
“ –Sen bizim için onun ağzını yıkadın! Biz de senin için onun kalbini yıkadık!.. ”
İşte sayılan bu güzel hasletlere sahip olanlar, kullukla ihya ettikleri bu dünya hayatının sonucunda en büyük mükâfât olan ebedi âhiret nimetine erişeceklerdir. O nimet de şudur:
Ömer Çelik Tefsiri
Rad suresi 22 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar, Rablerinin rızâsını kazanmak için her türlü sıkıntıya sabreder, namazı dosdoğru kılar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizlice ve açıktan Allah yolunda harcar, kötülüğü iyilik yaparak kendilerinden uzaklaştırırlar. Dünyanın sonunda güzel bir hayat işte böyle kimseleri beklemektedir.
Mokhtasar tefsiri
Onlar Allah`a itaat eder, onlar için takdir ettiği mutlu edici ya da üzücü kaderine sabrederler. Allah`ın rızasını umarak O`na karşı günah işlememeye de sabrederler. Namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine vermiş olduğumuz mallardan zekâtlarını ve sadakalarını riyadan uzak bir şekilde gizli olarak verirler. Kimi zaman da başkalarına örnek olmak adına açıktan verirler. Kendilerine kötülük yapana iyilik yaparak karşılık verirler. Bu sıfatlarla anılan kimseler için kıyamette övülen bir son vardır.
Ali Fikri Yavuz
Onlar ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler, namazı gereği üzere kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve aşikâr harcarlar, kötülüğü de iyilikle savarlar, işte bunlar (adı geçenler var ya), ahiret saadeti onlar içindir
İngilizce - Sahih International
And those who are patient, seeking the countenance of their Lord, and establish prayer and spend from what We have provided for them secretly and publicly and prevent evil with good - those will have the good consequence of [this] home -
Rad suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namaz kılarlar, kendilerini rızıklandırdığımız şeyden, gizli ve açık harcarlar ve kötülüğü iyilikle giderirler. Öyle kişilerdir onlar ki onlarındır güzel sonuç.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Və o kəslər ki, Rəbbinin razılığını qazanmaq üçün (bu yolda bütün əziyyətlərə) səbr edir, (vaxtlı-vaxtında, lazımınca) namaz qılır, onlara verdiyimiz ruzidən (yoxsullara, ehtiyacı olanlara) gizli və aşkar xərcləyir, pisliyin qarşısını yaxşılıq etməklə alırlar (pisliyin əvəzində yaxşılıq edirlər) – məhz onları (gözəl) axirət yurdu -
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.
Rad suresi (Ar-Rad) 22 ayeti arapça okunuşu
﴿وَالَّذِينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ﴾
[ الرعد: 22]
والذين صبروا ابتغاء وجه ربهم وأقاموا الصلاة وأنفقوا مما رزقناهم سرا وعلانية ويدرءون بالحسنة السيئة أولئك لهم عقبى الدار
سورة: الرعد - آية: ( 22 ) - جزء: ( 13 ) - صفحة: ( 252 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bu putperestlerin taptıklarının batıl olduğunda şüphen olmasın; daha önce babalarının tapmış oldukları gibi onlar da
- Sonra yine bir yol tuttu.
- Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni seçip temizledi. Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu."
- Göklerde olanlar ve yerde bulunanlar, hükümran, çok kutsal, güçlü ve Hakim olan Allah'ı tesbih ederler.
- Dönüş şüphesiz Rabbinedir.
- Kalblerini kapatıp mühürleriz de birşey duymazlar.
- Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti
- Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.
- Musa onlara, apaçık olarak, mucizelerimizle gelince: "Bu sadece uydurma bir sihirdir. Önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik"
- Onlara İbrahim'in kıssasını anlat.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Rad indirin:
Rad Suresi mp3 : Rad suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler