Fetih suresi 25. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Fetih suresi 25 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Fetih suresi - Al-Fath aya 25 (The Victory).
  
   

﴿هُمُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا اَنْ يَبْلُغَ مَحِلَّهُۜ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَٓاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ اَنْ تَطَؤُ۫هُمْ فَتُص۪يبَكُمْ مِنْهُمْ مَعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍۚ لِيُدْخِلَ اللّٰهُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا ﴾ [الفتح: 25]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Humu-lleżîne keferû ve saddûkum ‘ani-lmescidi-lharâmi velhedye ma’kûfen en yebluġa mehilleh(u)(c) ve levlâ ricâlun mu/minûne ve nisâun mu/minâtun lem ta’lemûhum en tetaûhum fetusîbekum minhum me’arratun biġayri ‘ilm(in)(s) liyudḣila(A)llâhu fî rahmetihi men yeşâ(u)(c) lev tezeyyelû le’ażżebnâ-lleżîne keferû minhum ‘ażâben elîmâ(n) [Fetih: 25]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık. [Fetih: 25]


Fetih Suresi 25. ayet tefsiri

Resûlullah ( s.a.s. ), ashâbıyla birlikte Hudeybiye’de bulunuyorlarken, müşriklerden seksen kişilik bir grup bir sabah namazı vakti üzerlerine hücum etti. Maksatları Allah Resûlü ( s.a.s. )’i öldürmekti. Hiçbir zarar veremeden yakalandılar. Peygamberimiz ( s.a.s. ) onları affedip serbest bıraktı. ( Müslim, Cihad 133 ) Kureyşlilerin sonunda barış istemelerine bu olay sebep olmuştur.

Âyetlerin bir diğer iniş sebebi de şudur:

Hudeybiye anlaşması gereğince Mekkeliler’den müslüman olup Medine’ye Resûlullah ( s.a.s. )’in yanına gidenler Mekkelilere iâde edilecekti. Anlaşma imzalandıktan sonra Ebû Basîr isminde biri müslüman olmuş, bir Mekkeli de Medine’ye sığınmıştı. Ancak Peygamberimiz ( s.a.s. ), şartnâmeye göre onu müşriklere teslîm etmek zorunda kaldı. Ebû Basîr de önce Allah Resûlü’nün bu hareketine bir mâna veremeyerek:

“ –Beni puta tapıcılığa mı döndürmek istiyorsun? ” sözleriyle hayretini izhâr etti. Resûlullah ( s.a.s. ) sâkin bir şekilde onu tesellî buyurdu:

“ –Ebû Basîr! Biz ahdimizi bozamayız. Ama sen biraz sabret; Allah Teâlâ, sana ve senin gibilere elbette bir selâmet yolu gösterecektir. ”

Bu sözlerden sonra Ebû Basîr, sesini çıkarmayarak Peygamberimiz ( s.a.s. )’in verdiği hükme boyun büktü. Umum müslümanların durumunu düşünerek müşriklere teslîm oldu. Ancak o, Mekke’ye değil, ölüme götürülüyordu. Bunu bildiğinden, yolda bir fırsatını bulup kendisini götürenlere hücûm ederek nefsini müdâfaa etti. Yanındaki iki kişiden birini öldürdü, diğerini ise elinden kaçırdı. Ebû Basîr, öldürdüğü kişinin elbisesini, eşyâlarını ve kılıcını aldı, Allah Resûlü’ne getirdi:

“ –Yâ Resûlallah! Bunların beşte birini ayır, kendin için al! ” dedi. Efendimiz:

“ –Ben bunun beşte birini aldığım zaman, onlarla yapmış olduğum anlaşmaya uymamış olurum. Fakat sen ayrı bir durumdasın. Senin davranışın da, öldürdüğün adamın eşyâsı da seni ilgilendirir ” buyurdu. ( Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 626-627 )

Firâsetle hareket eden Ebû Basîr, bir müddet sonra Medine’den çıktı. Deniz kıyısında Mekke ile Şam arasında Îs denilen bir yere yerleşti. Kısa bir müddet sonra orası tarafsız bir bölge olarak bir ilticâ mekânı hâline geldi. Az önce bahsi geçen Ebû Cendel de zâlimlerin elinden kurtularak Ebû Basîr’e katıldı. Durumdan haberdar olan mazlum mü’minler birer ikişer oraya toplanmaya başladılar. Böylece müslümanların sayısı çok geçmeden üç yüze ulaştı. Mekkelilerin Şam ticâret yolu tehlikeye girdi. Bunun üzerine Mekkeli müşrikler, çâresiz kalarak Peygamber Efendimiz’den bu husustaki maddenin kaldırılmasını taleb ettiler. Yâni Mekke’den müslüman olup da kaçanların Medine’ye kabul olunmasını ricâ ettiler. Peygamber Efendimiz de Ebû Basîr’e mektup göndererek Medine’ye gelmelerini bildirdi. Bunu üzerine Fetih sûresinin 24-26. âyetleri nâzil oldu. ( bk. Buhârî, Şurût 15 )

Aslında, hem mü’minlerin hem de kâfirlerin bütün yaptıklarını hakkiyle gören Cenâb-ı Hak, Mekke dâhilinde iki grup arasında bir savaşın olmasını istemiyordu. Bunun iki hikmeti vardır:

Birincisi; o dönemde Mekke’de imanlarını gizleyen ve gizlemeyen erkek kadın birçok müslüman bulunmaktaydı. Onlar imkânsızlık ve güçsüzlüklerinden dolayı hicret edememişler, eziyet ve işkenceye maruz kalmışlardı. Hudeybiye’ye kadar mü’minlerin bundan haberleri yoktu. Böyle bir ortamda savaş olup müslümanlar kâfirleri kovalayarak Mekke’ye girselerdi, kâfirlerle birlikte, tanınmadıklarından dolayı bu müslümanları da öldürebilirlerdi. Gerçeğin farkına vardıklarında da bu durumdan acı ve üzüntü duyarlardı. Bu yüzden ayrıca müşrik Araplara: “ Bu insanlar savaşta kendi din kardeşlerini bile öldürmekten çekinmiyorlar ” deme fırsatı verilmiş olurdu. Dolayısıyla Cenâb-ı Hak, bir taraftan Mekke’deki bu çaresiz müslümanlara merhamet etmek, onları koruyup kollamak; öte yandan da Peygamberimiz ( s.a.s. ) ve ashâbını üzüntü ve lekelenmekten kurtarmak maksadıyla bu kritik noktada savaşa müsaade buyurmadı.

İkincisi; Yüce Allah, Kureyş’in mağlup edilip Mekke’nin fethedilmesinin böyle kanlı bir savaş sonucu olmasını istemiyordu. Belki de murâd-ı ilâhî, Mekkelilerin her yandan çembere alınması yoluyla çaresiz ve güçsüz hale getirilmeleri, hiç bir eziyete lüzum kalmadan mağlup olmaları ve nihâyet Kureyş kabilesinin topyekun İslâm’ı kabul edip Allah’ın rahmetine nâil olmalarına zemin hazırlamak idi. Gerçekten de Hudeybiye’den sonra geçen iki sene bu maksat için kâfi geldi. Mekke bu şekilde fethedildi.

Söz arasında şunu belirtmek gerekir ki, fetihten sonra Efendimiz’in Mekke-i Mükerreme’ye girişi dünyada eşi görülmemiş en büyük tevâzû örneklerindendir. Hâdiseye şâhit olan ashâb-ı kirâm bu hâli şöyle tasvîr ederler:

“ Resûlullah ( s.a.s. ), Mekke’yi fethe giden ordunun başında bulunuyordu. Zafer müyesser olup da devesinin üzerinde Mekke’ye girerken, başını Yüce Rabbine karşı tevâzû ile o derece eğmişti ki, sakalının uçları neredeyse devenin semerine değmekteydi. Sanki bir şükür secdesindeydi. O esnâda devamlı olarak:

«Ey Allahım! Hayat, ancak âhiret hayâtıdır!» diyordu. ” ( bk. Buhârî, Rikâk, 1; Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 824 )

Müşriklerin, Peygamberimiz ve ashâbını Beytullah’ı ziyaretten engellemelerinin gerçek sebebi ise şöyle haber veriliyor:
Ömer Çelik Tefsiri
Fetih suresi Diyanet

Fetih'den 25 Ayeti'ni dinle


Fetih suresi 25 ayeti anlamı - okunuşu

Mekkeli müşrikler, inkârda direttiler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyâret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlıkları da kesim yerlerine ulaşmaktan engellediler. Eğer Mekke’de kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’min kadınlar olmasaydı; bunları bilmeden ezmeniz ve bu yüzden üzüntü ve zarara uğramanız ihtimali bulunmasaydı Allah ellerinizi birbirinizden çekmez, savaşarak şehre girmenize engel olmazdı. Ancak dilediği kimseleri rahmetine eriştirmek için Allah sizin elinizi onlardan çekmiştir. Şâyet onlar birbirlerinden iyice seçilip ayrılmış olsalardı, onların kâfir olanlarını elbette can yakıcı bir azaba uğratırdık.


Mokhtasar tefsiri

Onlar Allah`ı ve resulünü inkâr eden, sizleri Mescid-i Haram`dan alıkoyan ve kurbanların kurban edilme yerleri olan Harem bölgesine ulaşmasına engel olan kâfirlerdir. Sizlerin kendilerini tanıyamadığınız için kâfirlerle birlikte öldürülme ihtimali olan Mümin erkek ve Mümin kadınlar olmasaydı Allah, sizin Mekke`yi (savaşarak) fethetmenize izin verirdi. Şayet onlarla savaşsaydınız tanımadığınız Müminleri öldürmeniz sebebi ile siz günaha girmiş olurdunuz ve sizlerin diyet vermesi gerekirdi. Allah, Mekke`deki Mümin kullarından dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer kâfirler Mekke`de Mümin olanlardan ayırt edilmiş olsalardı, Allah`ı ve resulünü inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.


Ali Fikri Yavuz

Onlar (Mekke’liler), o kimselerdir ki, Peygamberi inkâr ettiler ve (Kâbe’ye hediye edilmek üzere alıkonub) bekletilmekte olan kurbanlıkları (kesim) yerine ulaşmaktan engellediler. Eğer kendilerini tanımadığınız (Mekkeli kâfirler arasındaki) bir takım mümin erkeklerle mümin kadınları bilmemezlikten çiğneyib o yüzden size bir vebal gelecek olmasaydı, (Allah, size, Mekke’nin fethi için müsaade buyururdu). Allah’ın, Mekke’deki müminleri koruması, dilediği kimseyi rahmetine koymak içindir. Eğer onlar (Mekkedeki müminler, kâfirlerden) ayrılsalardı, onlardan kâfir bulunanları acıklı bir azab ile azablandırırdık


İngilizce - Sahih International


They are the ones who disbelieved and obstructed you from al-Masjid al-Haram while the offering was prevented from reaching its place of sacrifice. And if not for believing men and believing women whom you did not know - that you might trample them and there would befall you because of them dishonor without [your] knowledge - [you would have been permitted to enter Makkah]. [This was so] that Allah might admit to His mercy whom He willed. If they had been apart [from them], We would have punished those who disbelieved among them with painful punishment

Fetih suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Onlar, kafir olan ve sizi Mescidi Haram'dan meneden ve kurbanlarınızı, yerlerine ulaştırmayan kişilerdi ve Mekke'de, sizin bilmediğiniz ve bilgisizlik yüzünden çiğneyip geçeceğiniz ve bu yüzden de günaha gireceğiniz inanmış erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı sizi Mekke'ye sokardı, fakat Allah, dilediğini rahmetine ithal etsin diye, onlardan ellerinizi çekti sizin; birbirlerinden seçilip ayrılmış olsalardı, onlardan kafir olanları elbette elemli bir azapla azaplandırırdık.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Küfr edənlər də, sizin Məscidülhərama daxil olmağınıza maneçilik törədənlər də, qurbanlıqları öz yerinə (qurbangaha) gedib çatmağa qoymayanlar da məhz onlardır (Məkkə müşrikləridir). Əgər (Məkkədə) tanımadığınız mö’min kişi və qadınları bilmədən ayaq altına alıb əzmək və bundan dolayı sizə günah gəlmək ehtimalı olmasaydı (Allah siz mö’minlərin hamılıqla Məkkəyə daxil olmasına izin verərdi). Amma Allah istədiyini Öz mərhəmətinə qovuşdursun deyə (o zaman buna izin vermədi). Əgər onlar (mö’minlərlə kafirlər) bir-birindən seçilib ayrılmış olsaydılar, Biz onlardan (Məkkə əhlindən) kafir olanları şiddətli bir əzaba düçar edərdik!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Onlar, inkar eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkar edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Fetih suresi (Al-Fath) 25 ayeti arapça okunuşu

﴿هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ ۚ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَئُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۖ لِّيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ ۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
[ الفتح: 25]

hümül lezine keferu vesadduküm anil mescidil harami velhedye makufen ey yeblüga mehilleh velevla ricalüm mü'minune venisaüm mü'minatül lem talemuhüm en tetauhüm fetüsibeküm minhüm mearratüm bigayri ilmin liyüdhilel lahü fi rahmetihi mey yeşa' lev tezeyyelu leazzebnel lezine keferu minhüm azaben elima

هم الذين كفروا وصدوكم عن المسجد الحرام والهدي معكوفا أن يبلغ محله ولولا رجال مؤمنون ونساء مؤمنات لم تعلموهم أن تطئوهم فتصيبكم منهم معرة بغير علم ليدخل الله في رحمته من يشاء لو تزيلوا لعذبنا الذين كفروا منهم عذابا أليما

سورة: الفتح - آية: ( 25 )  - جزء: ( 26 )  -  صفحة: ( 514 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. İnanıp yararlı iş işleyenlerin ve Muhammed'e, Rablerinden bir gerçek olarak indirilene inananların kötülüklerini Allah örter
  2. De ki: "Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey iddia eden kimselerden de
  3. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?
  4. De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği
  5. Firavun Musa'ya: "Biz seni çocukken yanımıza alıp büyütmedik mi? Hayatının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi?
  6. 'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz.
  7. Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte
  8. Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp
  9. Lut milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
  10. Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fetih indirin:

Fetih Suresi mp3 : Fetih suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Fetih Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Fetih Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Fetih Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Fetih Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Fetih Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Fetih Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Fetih Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Fetih Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Fetih Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Fetih Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Fetih Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Fetih Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Fetih Suresi Al Hosary
Al Hosary
Fetih Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Fetih Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler