Hac suresi 28. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ ف۪ٓي اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ ﴾ [الحج: 28]
ayet arapça & türkçe okunuşuLiyeşhedû menâfi’a lehum veyeżkurû-sma(A)llâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin ‘alâ mâ razekahum min behîmeti-l-en’âm(i)(s) fekulû minhâ veat’imû-lbâ-ise-lfakîr(a) [Hac: 28]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Taki kendi menfaatlerine şahid olsunlar; Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun. [Hac: 28]
Hac Suresi 28. ayet tefsiri
Cenâb-ı Hak, Hz. İbrâhim’e Beytullâh’ın yerini göstermiş ve daha önceki temelleri üzerine orasını inşa etmesini emretmişti. ( bk. Bakara 2/127 ) Böylece orası tevhidin ve yalnızca Allah’a ibâdetin bir merkezi hâline gelecekti. Bu çalışmaları sürdürürken dikkat edeceği hususları ise ona şöyle talim buyurmuştu.
› Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacak. Beytullâh’ı binâ ederken Allah’a ihlastan başka hiçbir gaye beklemeyecek, her şeyi sırf Allah rızâsı için ve samimi bir kulluk vazifesi olarak yapacak. Zaten “ Beytullâh ”, “ Allah’ın evi ” mânasında olup, sırf Allah için ibâdete mahsus hâne demektir.
› Beytullâh’ı onu tavaf edenler, namaz kılmak üzere kıyamda duranlar, rukû ve secde edenler için tertemiz tutacak. Buradaki temizlik hem maddi hem de manevî temizliktir. Dolayısıyla orasını hem ibâdete mâni maddi kirlerden ve pisliklerden temizleyecek; hem de şeytan işi birer pislik olan ( bk. Mâide 5/90 ) putlardan ve dikili taşlardan temizleyecektir.
“ Evimi temizle ” ifadesine işârî olarak; “ Kalbini, Allah’ın zikri dışında her şeyden temizle ”mânası verilebilir.
Nakledildiğine göre, Allah Teâlâ peygamberlerden birine:
“ - Benim için içini boşaltarak bir ev tanzim et ki, için de oturabileyim ” diye vahyeder. O peygamber de:
“ - Ya Rabbi! Seni hangi ev istiâb edebilir? Nasıl bir evden bahsediyorsun? ” diye sorunca, Âlemlerin Rabbi:
“ - Bu, benim mü’min kulumun kalbidir ” buyurur. Oraya yerleşecek olan Allah’ın zikridir ve kalbin Allah’ın zikri için boşaltılmasına işaret edilmiştir. Buna göre kalp önce gafletten, sonra da kademe kademe Allah’ın dışındaki bütün varlıkların düşüncesinden, dünya ve âhirete ait korku ve ümitlerden boşaltılacaktır. ( Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, II, 317 )
› İnsanlara haccı ilan edecek; onlar da dünyanın uzak yakın çeşitli bölgelerinden gerek yaya olarak, gerekse uzaklardan geldiği için yorgun argın düşen develer üzerinde Beytullâh’ı ziyarete gelecekler.
Şâir şöyle der:
“ Kim ki Kâbe nasib olsa Hudâ rahmet eder
Her kişi hânesine sevdiğini davet eder. ” ( Nahîfî )
Hac, -hâşâ- insanlara kuru bir meşakkat ve zorluk olsun diye farz kılınmış değildir. Bu ibâdetin sağladığı maddi ve mânevî, dünyevî ve uhrevî pek çok faydaları vardır. Uhrevî faydası günahların bağışlanması ve ilâhî rızâya erebilmeye vesile olmasıdır. Dünyevî faydası ise içtimâî, iktisâdî, ticârî ve siyâsî yönden müslümanların gelişmesine ve bir kısım imkânların değerlendirilmesine katkıda bulunmasıdır. Allah Teâlâ buyurur:
“ Allah Kâbe’yi, o Beyt-i Harâm’ı, haram ayları, Kâbe’ye hediye edilen kurbanı ve kurbanlıklara takılan gerdanlıkları insanlar için maddî-manevî bir kalkınma ve geçim vesilesi kılmıştır. Şunu bilesiniz ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Çünkü Allah her şeyi hakkiyle bilendir. ” ( Mâide 5/97 )
Hacda ticâretin mübah olduğunu bildiren diğer bir âyette de şöyle buyrulur:
“ Hac mevsiminde ticâret yaparak Rabbinizden rızık talep etmenizde hiçbir günah yoktur. ” ( Bakara 2/198 )
Hacca gelen insanlar, eğer kurban kesecekleri bir hacca niyet ettiler ise, “ kurban günleri ” olarak bilinen Zilhicce’nin 10, 11 ve 12. günlerinde, kurban edilmesi caiz olan deve, sığır, koyun, keçi gibi hayvanların üzerine Allah’ın ismini anarak, yâni بِسْمِ اللّٰهِ اَللّٰهُ اَكْبَرُ ( Bismillâhi Allahu Ekber ) diyerek kurbanlarını keserler. Etlerinden bir kısmını kendileri yer, bir kısmını ise darda kalmış yoksul ve fakirlere yedirirler. Şu kadar var ki, kendilerinin yemesi mübah, fakirlere yedirmeleri vaciptir. Mendup olan, kurbanın üçte birini kendi ve ailesi, üçte birini dostları ve akrabaları, üçte birini ise fakirlere ayırmaktır. Haccın menâsikini yerine getirdikten sonra hacılar kirlerini temizlerler. Yani sakal ve bıyığını düzeltmek, başını tıraş etmek, temizlenmesi gereken başka yerleri temizlemek gibi genel temizliklerini yaparlar. Adaklarını yerine getirirler. Son olarak da el-Beytü’l-Atîk olan Kâbe’yi tavaf ederek hac farîzalarını bitirmiş olurlar.
Burada iki hususa dikkat çekmek gerekir:
Birincisi; âyette bahsedilen tavaf hangi tavaftır? Çoğunluğun görüşüne göre bu, haccın farzlarından olan “ ifâza yani ziyaret tavafı ”dır. Bu tavaf yapılmadan ihramdan çıkılmaz, kirlerden de temizlenilmez. Buna göre âyette kullanılan “ vav ” harfi tertip ifade etmez. Yani farz olan sıra ne ise ona göre hareket edilir: Önce tavaf yapılır, sonra da tıraş olunup ihramdan çıkılır. Eğer bundan maksat, Mekke’nin dışından gelenler için vacip olan “ vedâ tavafı ” ise, buna göre âyetteki “ vavlar ”ın tertibe delâlet ettiği kabul edilir.
İkincisi; Kâbe’ye اَلْبَيْتُ الْعَت۪يقُ ( el-Beytü’l-‘Atîk ) isminin verilmesinin hikmetleri şunlardır:
Bu ifade “ Kadim Ev ” mânasına gelir. Gerçekten de yeryüzünde ilk kurulmuş en kadim evin ve mâbedin Kâbe olduğunda şüphe yoktur. ( bk. Âl-i İmrân 3/96 )
‘Atîk kelimesinin değerli, saygı değer, şerefli mânaları da vardır. Kâbe gerçekten böyledir; çok değerli ve şereflidir. Nitekim onun bir ismi de “ Hürmetli Ev ” mânasında “ el-Beytü’l-Harâm ”dır.
‘Atîk, özgür ve hür olmak mânasına da gelir. Kâbe zalim despotların saldırılarından ve sataşmalarından kurtulduğu için ona bu isim verilmiştir. ( bk. Tirmizî, Tefsir 22/3 ) Ayrıca Kâbe, hiç kimsenin şahsî mülkü değil, temelden özgürdür. Aynı zamanda onun اَلْمُعْتِقُ ( Mu‘tik ), yani özgürlüğe kavuşturan mânası da vardır. Çünkü kendisini ziyarete gelenlerin boyunlarını günahlardan kurtarır.
Zaten kulun en mühim vazifesi, Rabbinin emirlerini tutmak, öncelikle de günahlardan sakınmaktır:
Ömer Çelik Tefsiri
Hac suresi 28 ayeti anlamı - okunuşu
“Gelsinler de, hacda kendilerini bekleyen dünyevî ve uhrevî faydaları görsünler. Ayrıca Allah’ın onlara ihsân ettiği kurbanlık hayvanları, belirlenen günlerde üzerlerine Allah’ın adını anarak kessinler!” Bu hayvanların etinden hem siz yiyin, hem de darda kalmışlara ve yoksullara yedirin!
Mokhtasar tefsiri
İnsanlar günahlardan bağışlanma, sevaplar elde etme ve tek bir ümmet olma gibi faydalarına olan şeylere tanık olmak için hacca gelsinler. Belirli günlerde, Zilhicce`nin onuncu günü ve sonrasındaki üç günde kesecekleri hac kurbanlarını keserken Yüce Allah`ın ismini zikretsinler. Bunu koyun, inek ve develer ile kendilerini rızıklandıran Yüce Allah`a şükür olsun diye yapsınlar. Bu hac kurbanlarından yiyin ve çok fakir olan ihtiyaç sahiplerine yedirin.
Ali Fikri Yavuz
Tâ ki kendilerine ait menfaatlere şahid olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği dört ayaklı hayvanlar (kurbanlıklar) üzerine belirli günlerde (kurban kesme günlerinde) Allah’ın adını ansınlar. İşte bu kurbanlıklardan yeyin ve muztar fakiri doyurun
İngilizce - Sahih International
That they may witness benefits for themselves and mention the name of Allah on known days over what He has provided for them of [sacrificial] animals. So eat of them and feed the miserable and poor.
Hac suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Gelsinler de kendilerine ait olan menfaatleri elde etsinler ve kendilerine rızık olarak verilen dört ayaklı hayvanları, muayyen günlerde Allah'ın adını anarak kessinler. Yiyin artık onlardan ve yokyoksul fakiri de doyurun.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Belə ki, öz mənfəətlərinin şahidi olsunlar və mə’lum günlərdə Allahın onlara ruzi verdiyi (dördayaqlı) heyvanların üstündə (onları qurban kəsərkən) Onun adını çəksinlər (bismillah desinlər). Onlardan özünüz də yeyin, biçarə (zavallı) yoxsullara da yedirdin!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansanlar. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.
Hac suresi (Al-Hajj) 28 ayeti arapça okunuşu
﴿لِّيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَّعْلُومَاتٍ عَلَىٰ مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ ۖ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ﴾
[ الحج: 28]
ليشهدوا منافع لهم ويذكروا اسم الله في أيام معلومات على ما رزقهم من بهيمة الأنعام فكلوا منها وأطعموا البائس الفقير
سورة: الحج - آية: ( 28 ) - جزء: ( 17 ) - صفحة: ( 335 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah'ın rızasını kazanmak ve kalblerini sağlamlaştırmak için mallarını sarfedenlerin durumu, yüksekçe bir tepede bulunan, bol
- Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında;
- Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Cumartesi yasaklarına tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar sürüyle geliyor, başka
- Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte
- And olsun ki, söyledikleri şeylerden senin gönlünün daraldığını biliyoruz.
- 'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz.
- Hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.
- İbrahim onlara şöyle söyledi: "Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır."
- Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır; Ana Kitap O'nun katındadır.
- De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?", "Allah'tır" de. "Onu bırakıp, kendilerine bir fayda ve
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hac indirin:
Hac Suresi mp3 : Hac suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler