Ankebut suresi 29. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ وَتَقْطَعُونَ السَّب۪يلَ وَتَأْتُونَ ف۪ي نَاد۪يكُمُ الْمُنْكَرَۜ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِه۪ٓ اِلَّٓا اَنْ قَالُوا ائْتِنَا بِعَذَابِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ ﴾ [العنكبوت: 29]
ayet arapça & türkçe okunuşuE-innekum lete/tûne-rricâle vetakta’ûne-ssebîle vete/tûne fî nâdîkumu-lmunker(a)(s) femâ kâne cevâbe kavmihi illâ en kâlû-/tinâ bi’ażâbi(A)llâhi in kunte mine-ssâdikîn(e) [Ankebut: 29]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" Milletinin cevabı: "Doğru sözlü isen bize Allah'ın azabını getir" demek oldu. [Ankebut: 29]
Ankebut Suresi 29. ayet tefsiri
Lût kavmi içinde daha önce dünyada hiç kimsenin yapmadığı bir günah zuhur etti. Kadınları bırakıp şehvetle erkeklere varıyorlardı. Yol kesiyor, yoldan geçen erkekleri yakalıyor ve zorla onlara tecavüz ediyorlardı. Meclislerinde açıktan açığa hep bu iğrenç günahı işliyor ( bk. Neml 27/54 ) ve başka çirkin işler yapıyorlardı. Lût ( a.s. ), ilâhî azapla ikaz ederek onları bu günahtan vazgeçirmeye çalıştı. Fakat vazgeçmediler. Hatta tehdit edildikleri azabın tepelerine inmesini istediler. Artık helak vakti yaklaşmıştı:
Ömer Çelik Tefsiri
Ankebut suresi 29 ayeti anlamı - okunuşu
“Siz hâlâ şehvetle erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda her türlü çirkin işi açıktan açığa yapmaya devam edecek misiniz?” Kavminin cevâbı ise ancak: “Eğer doğru söylüyorsan, Allah’ın azabını tepemize indir!” demekten ibaret oldu.
Mokhtasar tefsiri
"Siz, şehvetinizi gidermek için erkeklere arkalarından mı yaklaşıyorsunuz? Yolcuların yollarını mı kesiyorsunuz? İşlemiş olduğunuz bu ahlaksızlık ve taşkınlıktan dolayı insanlar sizlerin bulunduğunuz topraklardan geçmiyorlar bile. Meclislerinizde, çırılçıplak bulunmak, yanınızdan geçenlere söz ve hareketlerle eziyet etmek gibi çirkin işler mi yapıyorsunuz?” Onlara bu çirkin işleri yasaklamasının ardından kavminin ona cevabı ise ancak şöyle demekten başka bir şey olmadı: "Eğer iddia ettiğinde doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğin Allah’ın azabını getir bakalım!"
Ali Fikri Yavuz
Cidden hâlâ erkeklere gidecek, (mal aşırmak için) yolu kesecek ve toplantınızda edebsizlik yapıb duracak mısınız?” Buna karşı kavminin cevabı, ancak şöyle demeleri olmuştur: “- Eğer doğru söyliyenlerdensen, getir bize Allah’ın azabını.”
İngilizce - Sahih International
Indeed, you approach men and obstruct the road and commit in your meetings [every] evil." And the answer of his people was not but they said, "Bring us the punishment of Allah, if you should be of the truthful."
Ankebut suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Siz, boyuna erkeklerle mi temas edecek, meşru yolu mu kesecek, meclislerinizde hep kötü işlerde mi bulunacaksınız? Kavminin cevabı, ancak eğer doğru söyleyenlerdensen Allah azabını getir bize sözü olmuştu.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Həqiqətən siz (şəhvətlə) kişilərə yaxınlaşır, (müsafirlərin namusuna toxunmaq, mallarını əllərindən almaq üçün) yol kəsir və məclislərinizdə (bir-birinizlə) çirkin iş görürsünüz?” Tayfasının (Lutun sözlərinə) cavabı ancaq: “Əgər doğru danışanlardansansa, bizə Allahın əzabını gətir!” – deməkdən ibarət oldu.
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Bu ilahi ikazdan sonra hala) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!
Ankebut suresi (Al-Ankabut) 29 ayeti arapça okunuşu
﴿أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ وَتَقْطَعُونَ السَّبِيلَ وَتَأْتُونَ فِي نَادِيكُمُ الْمُنكَرَ ۖ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتِنَا بِعَذَابِ اللَّهِ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ﴾
[ العنكبوت: 29]
أئنكم لتأتون الرجال وتقطعون السبيل وتأتون في ناديكم المنكر فما كان جواب قومه إلا أن قالوا ائتنا بعذاب الله إن كنت من الصادقين
سورة: العنكبوت - آية: ( 29 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 399 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bu, indirdiğimiz kutsal Kitap'dır, ona uyun. "Bizden önce iki topluluğa kitap indirildi, bizim onların okuduklarından
- De ki: "Rabbim adaleti emretti; her secde yerinde yüzünüzü O'na doğrultun; dinde samimi olarak O'na
- Firavun, çevresindekilere: "Size gönderilen peygamberiniz şüphesiz delidir" dedi.
- Ümidsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanızın Allah'a karşı sizden bir
- Hükümdar kadınlara: "Yusuf'un olmak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" dedi. Kadınlar, "Haşa! Onun bir fenalığını görmedik"
- "Beni kendisine çağırdığınızın, bu dünyada da ahirette de çağırabilecek kabiliyette olmadığında, hepimizin Allah'a döneceğinde, aşırı
- "Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük gördüklerinize
- Nerede ise öfkesinden paralanacak! İçine her bir topluluğun atılmasında, bekçileri onlara: "Size bir uyarıcı gelmemiş
- Allah'ın rahmetinden dolayı, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın, şüphesiz
- Eğer dilemiş olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama, O, rahmetine dilediğini kavuşturur. Zalimlerin ise
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ankebut indirin:
Ankebut Suresi mp3 : Ankebut suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler