Sad suresi 21. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَهَلْ اَتٰيكَ نَبَؤُ۬ا الْخَصْمِۢ اِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَۙ ﴾ [ص: 21]
ayet arapça & türkçe okunuşuVehel etâke nebeu-lḣasmi iż tesevverû-lmihrâb(e) [Sad: 21]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına girmişlerdi de, o onlardan ürkmüştü. Şöyle demişlerdi: "Korkma, birbirinin hakkına tecavüz etmiş iki davacıyız; aramızda adaletle hükmet, ondan ayrılma, bizi doğru yola çıkar." [Sad: 21]
Sad Suresi 21. ayet tefsiri
Peygamberler de neticede birer insan olmaları hasebiyle zaman zaman zelle dediğimiz küçük hatalar işlemişler, bu vesileyle Cenâb-ı Hak onları imtihanlara tabi tutmuş, onlar da büyük bir kalp kırıklığı içinde Allah’a yalvarmışlar, tarifsiz bir pişmanlık hissiyâtı içinde hatalarının bağışlanmasını istemişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de kıssaları anlatılan pek çok peygamberde, hatta bizzat Seyyidü’l-Mürselîn ( s.a.s. )’de bunu müşâhede etmemiz mümkündür. İşte Dâvûd ( a.s. ) da bazı imtihanlara mâruz kalmış, netîcede kendisine beşerî zaafları ve muhtemel hatâları bildirilmiştir. O da hemen tevbeye yönelmiş ve böylece Cenâb-ı Hak, O’nu bağışlayarak, ebediyete uzanan yoldaki tehlikeleri O’na öğretmiştir.
Bu âyetlerde anlatılan olaya ve Hz. Dâvûd’un mes’eleye yaklaşım tarzına baktığımız zaman, akabinde Dâvûd ( a.s. )’ın istiğfar etmesini gerektirecek şu husus dikkatimizi çeker:
Hz. Dâvûd, hüküm vermede aceleci davranmış ve karşı tarafı hiç dinlemeden kararını vermişti. Halbuki meselenin bütün vechesi veya bir kısmı, karşı taraf dinlenildiği takdirde değişebilir; haklı zannedilen haksız, haksız görülen de haklı çıkabilirdi. Bunun için Dâvûd ( a.s. ), dâvâcıların ayrılmasının hemen ardından hatâ yaptığını anladı ve bunun ilâhî bir imtihan olduğunu fark ederek derhal secdeye kapandı; tevbe ve istiğfarda bulundu. Allah Teâlâ da kendisini affetti. Bu gibi durumlar, peygamberlere bile Allah Teâlâ karşısındaki acziyetlerini idrâk ettirmek ve onlara tâbî olanların tâkip edeceği usûl ve hikmetlerin teşekkülünü sağlamak hikmetine binâen vuku bulan hâdiselerdir. Bu durum, onların peygamberliğine ve ismet sıfatlarına aslâ halel getirmez. Aslında, dikkatli bir nazarla baktığımızda, peygamberlerin yaptıkları hatâ şeklinde görünen hâdiselerin, bizler de aynı hatâya düştüğümüzde nasıl hareket etmemiz gerektiğini göstermek için vuku bulduğunu anlayabiliriz.
Gelen dâvacıların imtihan maksadıyla ve insan sûretinde gelen iki melek olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bunlar izinsiz ve normal olmayan yollarla içeri giriyorlar, hem Hz. Dâvûd’a hüküm soruyorlar, hem de onu “ Doğruluktan sapma! ” diyerek uyarıyorlar. Bu uyarı, muhâkemeden asıl beklenenin tarafsızlık olduğuna ve bu keyfiyeti kaybettiğinde yargının da mânasını yitirmiş olacağına dikkat çekmektedir. Gelenler melek oldukları için söz konusu ikaz, aynı zamanda bir terbiye maksadı taşımaktadır. “ Bize de doğru yolu göster ” ifadesi ise mahkeme sırasında hâkimin tarafları, ifadelerinde dürüst davranmaları, bile bile haksız iddialar ileri sürmekten, gerçeği saklamaktan kaçınmaları yönünde uyarılar yapmasının uygun olacağına işaret eder. Böylece Kur’ân-ı Kerîm’in, geçmişteki bir hâdiseyi naklederken kendi muhataplarını terbiyeyi hedefleyen noktaları öne çıkarmaya hususi bir itinâ gösterdiği dikkat çekmektedir. Dikkat çekilen bu noktaları hülâsa etmek istersek:
› Yapılacak işlerimizde ve verilecek hükümlerimizde adâletten ayrılmamak,
› Yanlışlarımızın ve hatalarımızın farkında olmak,
› Farkında olduğumuz hataları hemen düzeltip Allah’a yönelmek, O’nun huzurunda ibâdet etmek, engin mağfiretine sığınmak, böylece ruhumuzu kötülüklerden temizlemek.
Böyle yaptığımız takdirde, Allah katında değerimiz yükseleceği gibi düşmanlarımıza karşı güçlü olmak ve nihâyet başarıya ulaşmak mukadder olacaktır.
Evet, insan hayatını düzenlerken ve insanlar arasındaki meseleleri karara bağlarken ilâhî buyruklara harfiyen uyup hak, hukuk ve adâletten ayrılmamak gerekir. Çünkü:Ömer Çelik Tefsiri
Sad suresi 21 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! Sana o dâvacıların haberi ulaştı mı? Hani onlar duvardan tırmanarak Dâvûd’un husûsî makam odasına dalıvermişlerdi.
Mokhtasar tefsiri
Ey Resul! İki davacının haberi sana ulaştı mı? Mabedin duvarını aşıp Dâvûd -aleyhisselam-`in ibadet ettiği yere girmişlerdi.
Ali Fikri Yavuz
Bir de (Davûd mescidde ibadetle meşgul olduğundan kapısında bekçiler vardı. Kapıdan içeri giremiyen) davacıların haberi geldi mi sana? Hani duvardan çıkıb mescide inmişlerdi
İngilizce - Sahih International
And has there come to you the news of the adversaries, when they climbed over the wall of [his] prayer chamber -
Sad suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Sen, o davacılardan haber aldın mı? Hani Davud'un ibadet ettiği yerin duvarına tırmanmışlardı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Peyğəmbər!) Sənə (Davudun padşahlığı vaxtı) dava edənlərin xəbəri gəlib çatdımı? O zaman onlar (Davuda məxsus) mə’bədə (ibadət vaxtı ora daxil olmaq qadağan edildiyi üçün) divardan aşıb gəlmişdilər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Ey Muhammed!), Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanmışlardı.
Sad suresi (Saad) 21 ayeti arapça okunuşu
﴿۞ وَهَلْ أَتَاكَ نَبَأُ الْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَ﴾
[ ص: 21]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ey İnananlar! Hep birden barışa girin, şeytana ayak uydurmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır.
- Ve selam, peygamberleredir.
- "Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan
- "Ey milletim! Onları kovarsam, Allah'a karşı beni kim savunur? Düşünmez misiniz?"
- Lanette temellidirler, onlardan azab hafifletilmez ve onların azabı geciktirilmez.
- Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir.
- Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde o onları tanıdı.
- Sizden, hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mümin cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı
- Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten
- İbrahim: "Doğrusu ben Rabbim uğrunda sizi bırakıp gidiyorum; O beni doğru yola eriştirir" dedi.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sad indirin:
Sad Suresi mp3 : Sad suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler