Mümin suresi 29. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Mümin suresi 29 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Mümin suresi - Ghafir aya 29 (The Forgiver (God)).
  
   

﴿يَا قَوْمِ لَكُمُ الْمُلْكُ الْيَوْمَ ظَاهِر۪ينَ فِي الْاَرْضِۘ فَمَنْ يَنْصُرُنَا مِنْ بَأْسِ اللّٰهِ اِنْ جَٓاءَنَاۜ قَالَ فِرْعَوْنُ مَٓا اُر۪يكُمْ اِلَّا مَٓا اَرٰى وَمَٓا اَهْد۪يكُمْ اِلَّا سَب۪يلَ الرَّشَادِ ﴾ [غافر: 29]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ kavmi lekumu-lmulku-lyevme zâhirîne fî-l-ardi femen yensurunâ min be/si(A)llâhi in câenâ(c) kâle fir’avnu mâ urîkum illâ mâ erâ vemâ ehdîkum illâ sebîle-rraşâd(i) [Mümin: 29]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

"Ey milletim; Bugün memlekette hükümranlık sizindir, galip olanlar sizsiniz. Ama Allah'ın baskını bize çatınca, O'na karşı bize kim yardım eder?" Firavun: "Ben size kendi görüşümden başkasını söylemiyorum. Ben size ancak doğru yolu gösteriyorum" dedi. [Mümin: 29]


Mümin Suresi 29. ayet tefsiri

Firavun’un âilesinden olan bu mü’min adam,  duygularının esiri olmadan tarafsız konuştuğu intibaını vermeğe ihtimam göstermekte ve tartışmada her iki tarafı da dengeli bir şekilde koruma siyaseti gütmektedir. Konuşmasından da anlaşılacağı üzere önce Hz. Mûsâ’nın yalancı olma ihtimalini dile getirmiş, sonra onun va‘dettiği her şey olmasa dahi, bir kısmının gelme ihtimalinin bile onları nasıl düşündürmesi gerektiğini anlatmak istemiştir.

Diğer taraftan bu mü’min adamın, Hz. Mûsâ’yı öldürmeye karar vermiş bulunan Firavun ve kabinesine karşı gerçekten geniş çaplı bir eyleme giriştiği görülür. Bu tavır aynı zamanda hakiki mü’minin temkinli, mahir ve güçlü mantığının bir gereğidir. O, öncelikle, “ Rabbim Allah ” dediği için bir insanı öldürmenin korkunçluğunu ortaya koyarak söze başlar. Sonra bir adım daha ileri gidip, bu adamın elinde delillerin olduğunu ve Rabbinden mûcizeler getirdiğini bildirir. Bununla Hz. Mûsâ’nın gösterdiği asa ve yed-i beyza gibi mûcizelere işaret eder. Sonra kendini azgınlar safındaymış gibi göstererek: “ Eğer o bir yalancıysa, zâten yalanının cezasını kendisi çekecektir ” ( Mü’min 40/28 ) sözüyle en kötü ihtimalde dahi onların ne yapmaları gerektiğini belirler. Bu durumda Hz. Mûsâ, yalancılığının neticesine katlanacak ve cezasını çekecektir. Dolayısıyla onu öldürmeye kalkışmalarını tutarlı gösterecek bir sebep yoktur. Diğer taraftan, Hz. Mûsâ’nın doğru söylemekte olduğu ihtimali de vardır. Bu ihtimale göre temkinli hareket edip, sonuçlarına maruz kalmamak için ihtiyatlı bulunmak faydalı olacaktır. Bu metot, tartışırken karşı tarafın delillerini çürütmede insafın son haddidir.

Daha sonra o, “ Çünkü Allah haddini aşan, kabiliyet ve imkânlarını boşa harcayan ve çok yalan söyleyen kimseleri doğru yola ulaştırmaz ” ( Mü’min 40/28 ) sözüyle onları üstü kapalı bir şekilde tehdit ediyor. Eğer bu, Hz. Mûsâ ise Allah O’nu başarıya ulaştırmayacaktır. Onu bırakın, cezasını Allah versin. Eğer siz, Hz. Mûsâ ve Rabbine karşı yalan söyler ve aşırı giderseniz, o zaman cezaya çarptırılacak olan bizzat kendiniz olursunuz. Dolayısıyla onları Allah’ın azabı ile korkutuyor; servetlerinin ve iktidarlarının Allah’ın kendilerini ibret olacak şekilde cezalandırmasına engel olamayacağı uyarısında bulunuyor. Nankörlüğü değil şükretmeyi gerektiren onca nimetleri kendilerine hatırlatıyor. “ Fakat yarın Allah’ın azabı gelip tepemize çökerse, söyler misiniz hangi kuvvet bizi ondan kurtarabilir? ” ( Mü’min 40/28 ) sözüyle kavmini ilâhî cezadan sakındırırken kendisini de onların arasına katma nezaketini gösteriyor. Onlardan biri olduğuna göre, iyi veya kötü durumları kendisini yakından ilgilendirmektedir. Şefkat ve merhamet ızhar eden bu “ biz dili ” üslubu, konuşmacının samimiyetini ortaya koymakta ve onların bu uyarılara kulak vermelerini sağlamaya yardımcı olmaktadır.

Aslında burada “ mü’min adam ” misali, Resûlullah ( s.a.s. )’i öldürmeyi planlayan müşriklerin durumlarını ve bu gibi haller karşısında gerçek mü’minlerin takınması gereken tavrı belirlemek üzere anlatılır. Nitekim Ukbe b. Ebû Mutî’ isimli müşrik, Kâbe’de bulunan Nebiyy-i Ekrem ( s.a.s. )’e saldırarak boğazına sarılmıştı. Bunu gören Hz. Ebubekir, saldırganı ellerinden yakalayarak Rasûllah ( s.a.s. )’i kurtardı. Daha sonra burada kendisinden bahsedilen mümin kişinin sözlerini nakleden âyetin, “ Ne o! Yoksa siz bir insanı «Rabbim Allah’tır» dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden apaçık mûcizeler, deliller getirmiştir ” ( Mü’min 40/28 ) meâlindeki bölümünü aynen tekrarladı. ( Buhârî, Tefsir 40/1; Menâkıbü’l-ensâr 29 ) Daha sonra Hz. Ali: “ Allah’a yemin ederim ki Ebubekir’in davranışı Firavun ailesinden olan mümin kişinin davranışından daha üstündür. Çünkü o kişi imanını saklamıştı, halbuki Ebubekir inandığını açıkça ifade etmiş, malını ve canını bu yola adamıştır ” değerlendirmesinde bulunmuştur. ( Bezzâr, Müsned, III, 15 )

Bu mü’min adam bir taraftan en mantıklı ve en nezaketli sözlerle muhataplarını yanlışlardan sakındırırken, diğer taraftan bu sözleri gururuna yediremeyen Firavun’da kibir duyguları kabarır. Haksız olduğu halde üstünlük havasına kapılır. Yapılan samimi nasihatleri iktidarına karşı bir tehlike ve nüfuzuna gölge düşürücü bir müdahale olarak değerlendirir. Kendi söylediklerinin tartışmasız doğrular olduğunu savunur.

Bütün bunlara rağmen mü’min adam, onları sakındırmayı, onlara öğüt vermeyi ve görüşünü açıkça ortaya koymayı bir vazife bilmektedir. Firavun gibi azgın iktidar sahiplerinin görüşleri ne olursa olsun korkmadan inandığı gerçeklerin peşinden yürür. Sonra belki duygulanır, ürperir, uyanır ve yumuşarlar diye onların kalpleriyle başka bir dokunuşla temas kurmaya çalışarak nasihatine şöyle devam eder:
Ömer Çelik Tefsiri
Mümin suresi Diyanet

Mümin'den 29 Ayeti'ni dinle


Mümin suresi 29 ayeti anlamı - okunuşu

“Ey kavmim! Görünen o ki bugün ülkede hâkimiyet, iktidar ve üstünlük sizin elinizde! Fakat yarın Allah’ın azabı gelip tepemize çökerse, söyler misiniz hangi kuvvet bizi ondan kurtarabilir?” Buna karşılık Firavun: “Ben size sadece kendimce doğru bulduğum görüşü bildiriyor ve size ancak tutulması gereken doğru yolu gösteriyorum” dedi.


Mokhtasar tefsiri

Ey Kavmim! Bugün Mısır topraklarında galip gelen kimseler olarak hükümranlık sizindir. Musa`yı öldürmemizden dolayı Allah`ın azabı başımıza gelse kim bize yardım eder?" Firavun şöyle dedi: "Görüş benim görüşüm, hüküm benim hükmümdür. Fesadı ve şerri def etmek için Musa`yı öldürmeyi uygun gördüm ve yine sizi hakkaniyete, doğru yola irşat ediyorum."


Ali Fikri Yavuz

Ey benim kavmim! Bugün mülk sizin, Mısır arazisinde galib bulunuyorsunuz; fakat başımıza gelir çatarsa, Allah’ın azabından bizi kim kurtarır?” Firavun dedi ki: “- Ben, size fikrimden başkasını göstermem ve muhakkak ki ben, size doğru yolu gösteriyorum.”


İngilizce - Sahih International


O my people, sovereignty is yours today, [your being] dominant in the land. But who would protect us from the punishment of Allah if it came to us?" Pharaoh said, "I do not show you except what I see, and I do not guide you except to the way of right conduct."

Mümin suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey kavmim, bugün saltanat sizin, üstünsünüz yeryüzünde, fakat Allah'ın azabı gelince kim kurtaracak bizi? Firavun dedi ki: Ben size hangi reyi işaret ediyorsam o, tamamıyla doğrudur ve ben sizi, doğrudürüst yoldan başka bir yola sevketmiyorum.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey qövmüm! Bu gün hökm sizindir. Yer üzündə (Misir torpağında İsrail oğullarına) qalib olanlar da sizsiniz. Əgər bizə Allahın əzabı gəlsə, ona qarşı kim bizə kömək edə bilər?!” Fir’on dedi: “Mən sizə ancaq münasib gördüyüm rə’yimi bildirirəm, mən sizə ancaq doğru yolu göstərirəm (Musanı öldürməkdən başqa ayrı çarə yoxdur)!”


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum dedi.

Mümin suresi (Ghafir) 29 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا قَوْمِ لَكُمُ الْمُلْكُ الْيَوْمَ ظَاهِرِينَ فِي الْأَرْضِ فَمَن يَنصُرُنَا مِن بَأْسِ اللَّهِ إِن جَاءَنَا ۚ قَالَ فِرْعَوْنُ مَا أُرِيكُمْ إِلَّا مَا أَرَىٰ وَمَا أَهْدِيكُمْ إِلَّا سَبِيلَ الرَّشَادِ
[ غافر: 29]

ya kavmi lekümül mülkül yevme zahirine fil 'ard femey yensuruna mim be'sil lahi in caena kale firavnü ma üriküm illa ma era vema ehdiküm illa sebiler raşad

ياقوم لكم الملك اليوم ظاهرين في الأرض فمن ينصرنا من بأس الله إن جاءنا قال فرعون ما أريكم إلا ما أرى وما أهديكم إلا سبيل الرشاد

سورة: غافر - آية: ( 29 )  - جزء: ( 24 )  -  صفحة: ( 470 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah'ın buyruğu gelecektir; acele gelmesini istemeyin, Allah, ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.
  2. Allah, inananlara ve yararlı işler işleyenlere mağfiret ve büyük ecir olduğunu vadetmiştir.
  3. Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar
  4. Bu Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem'e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin,
  5. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden çoğu ortak koşan (müşrik) olanların sonunun nasıl olduğuna
  6. Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden
  7. Kızgın bir kaynaktan içirilirler.
  8. Onu da, Lut'u da, alemler için kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık.
  9. Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir.
  10. Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına girmişlerdi de, o onlardan ürkmüştü.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mümin indirin:

Mümin Suresi mp3 : Mümin suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Mümin Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Mümin Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Mümin Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Mümin Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Mümin Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Mümin Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Mümin Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Mümin Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Mümin Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Mümin Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Mümin Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Mümin Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Mümin Suresi Al Hosary
Al Hosary
Mümin Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Mümin Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler