Tur suresi 31. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قُلْ تَرَبَّصُوا فَاِنّ۪ي مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّص۪ينَۜ ﴾ [الطور: 31]
ayet arapça & türkçe okunuşuKul terabbesû fe-innî me’akum mine-lmuterabbisîn(e) [Tur: 31]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
De ki: "Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim." [Tur: 31]
Tur Suresi 31. ayet tefsiri
Müşrikler, Resûlullah ( s.a.s. )’i halkın nazarında küçük düşürüp insanların ona inanmalarını engellemek için onun hakkında çeşitli yaftalamalarda bulunuyorlardı. Bu sebeple ona “ kâhin ”, “ mecnûn ” ve “ şâir ” diyorlardı.
Kâhin, Arapçada falcı, gaipten haber veren, düzenbaz mânalarında kullanılır. Cahiliye döneminde kâhinlik apayrı bir meslekti. Kâhinler yıldızları tanıyıp onlara mâna verdiklerini iddia ediyorlardı. İtikadı bozuk insanlar da onların böyle olduklarını; ruhlar, şeytanlar ve cinlerle özel irtibata geçmelerinden dolayı gizli bilgileri öğrendiklerini zannediyorlardı. Kaybolan bir şeyi ve nerede olduğunu gösterebileceklerine, çalınan bir şeyin kim tarafından çalındığını bildireceklerine, talihini soranlara talihinde ne yazdığını bildiklerine inanıyorlardı. İşte bu maksatlarla halk onlara gidiyor, onlar da halktan bir şeyler alarak karşılığında istikballerine ait gaybî haberler veriyorlardı. Dilleri de genel konuşma tarzından ayrı idi. Kafiyeli, secîli cümleleri kendilerine has lehçe ile yarı terennümle söylerler ve genellikle herkesin kendi niyetine göre anlayacağı yuvarlak mânalı cümleler kullanırlardı. İşte Kureyş ileri gelenleri halkı aldatmak için Peygamberimiz ( s.a.s. )’e kâhinlik iftirasını yalnızca halkın gözünden saklı olan hakikatleri haber verdiğinden dolayı yapmışlardı.
Mecnûn deli demektir. Cinlerin tasallutuna uğrayarak aklını kaybetmiş, ne konuştuğunu ve ne yaptığını bilemez hale gelmiş kişi mânasındadır. Efendimiz ( s.a.s. ), tek başına başlattığı İslâm davasıyla sapıklık ve şaşkınlık çukurunda bulunan bütün bir toplumu karşısına aldığı ve gerekirse canı pahasına onlarla amansız bir mücadeleye giriştiği için, müşriklerin nazarında bu delilikten başka bir şey değildi.
Şâir ise şiir söyleyen kimse demektir.
Müşrikler, Allah Resûlü ( s.a.s. )’e bu iftiraları atıyor, fakat bunlar bekledikleri neticeyi vermeyince ne yapacaklarını bilmemenin verdiği kararsızlık ve çaresizlik içinde, zamanın felaketlerinin veya ölümün gelip onu yok etmesini bekliyorlardı. Nasıl ki söyledikleri hamasi şiirlerle zaman zaman canlarını yakan, kabile izzet ve şereflerini ayaklar altına seren önceki şairler felakete uğrayarak ölüp gidiyor ve onların belâsından kurtuluyor iseler, Hz. Muhammed ( s.a.s. ) de bir gün gelip yok olacak, böylece -hâşâ- onun şerrinden kurtulacaklardı.
Esasen burada müşriklerin Peygamberimiz ( s.a.s. )’in günden güne gelişen İslâm tebliği karşısında kapıldıkları paniğin tesiriyle içine düştükleri çelişkili söz ve tutumlarına dikkat çekilmektedir. Çünkü Resûlullah ( s.a.s. )’i bir taraftan “ deli ” ilan ederken, diğer taraftan da onu özel kabiliyet ve ince zekâ gerektiren “ kâhinlik ” ve “ şâirlik ”le vasıflandırmaları, akıl ve mantığa sığacak bir iş değildi. Kâhinlikle şâirlik de birbirinden apayrı şeylerdi. Bu sebeple böyle bir çelişkili tavrın, selim aklın emredeceği bir şey olmayıp ancak baştan başa azgınlık, cehalet, hak hukuk tanımama, inat ve vicdansızlıktan kaynaklanan bir durum olduğuna işaret edilmektedir.
Müşriklerin Kur’ân-ı Kerîm hakkındaki iddiaları ise onun Peygamberimiz ( s.a.s. ) tarafından uydurulduğu şeklindeydi. Aslında bunun böyle olduğuna kendileri de inanmıyorlardı. Çünkü Kur’an’ın gerçekten beşer üstü bir kelam olduğunu fark ediyor, kendilerini bile zaman zaman onu dinlemekten alıkoyamıyorlardı. Resûlullah ( s.a.s. )’in, bırakalım Allah adına yalan uydurmayı, sıradan bir insana bile en küçük bir yalan söylemeyecek derecede doğru ve emin olduğunu biliyorlardı. Fakat hem kendileri inanmak istemedikleri, hem de başkalarının inanmalarına engel olabilmek için onu böylece karalamak istiyorlardı. Allah Teâlâ onların bu itirazlarını çürütmek üzere, onlardan Kur’an gibi mûcize bir söz getirmelerini istemiş, fakat onlar böyle bir söz getirmeye hiçbir zaman güç yetirememişlerdir.
Kıyâmete kadar gelecek tüm Allah ve Peygamber düşmanlarını ebediyen susturacak ve onlarda cevap verebilmek için en küçük bir mecâl bırakmayacak şu dehşetli sorulara kulak verin:Ömer Çelik Tefsiri
Tur suresi 31 ayeti anlamı - okunuşu
De ki: “Bekleyedurun; ben de sizinle beraber zamanın neler getireceğini bekliyorum!”
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul!- Onlara de ki: "Ölümümü bekleyin, ben de beni yalanlamanızdan dolayı başınıza gelecek azabı bekliyorum."
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Bekleyin; çünkü ben de sizinle beraber (size inecek azabı) bekliyenlerdenim
İngilizce - Sahih International
Say, "Wait, for indeed I am, with you, among the waiters."
Tur suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
De ki: Gözetin bakalım, gerçekten ben de sizinle beraber gözetmedeyim.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
De: “Gözləyin, mən də sizinlə birlikdə (sizin başınıza gələcək müsibəti) gözlələyənlərdənəm!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Tur suresi (At-Tur) 31 ayeti arapça okunuşu
﴿قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُتَرَبِّصِينَ﴾
[ الطور: 31]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.
- Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?
- Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
- Buna rağmen onu kesip devirdiler. O zaman Salih: "Yurdunuzda üç gün daha kalın. Bu, yalanlanmayacak
- Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yürür.
- Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?
- Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş
- İsa onların inkarlarını hissedince: "Allah uğrunda yardımcılarım kimlerdir?" dedi. Havariler şöyle dediler: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız,
- Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin"
- Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tur indirin:
Tur Suresi mp3 : Tur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler