Fussilet suresi 33. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ ﴾ [فصلت: 33]
ayet arapça & türkçe okunuşuVemen ahsenu kavlen mimmen de’â ila(A)llâhi ve ’amile sâlihan vekâle innenî mine-lmuslimîn(e) [Fussilet: 33]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Doğrusu ben, kendini Allah'a verenlerdenim" diyen, yararlı iş işleyen ve Allah'a çağıran kimseden daha güzel sözlü kim vardır? [Fussilet: 33]
Fussilet Suresi 33. ayet tefsiri
Âyet-i kerîmenin nâzil olduğu dönemlerde bir kişinin müslüman olduğunu ilan etmesi büyük bir tehlike arz ediyor, âdeta hayatını tehlikeye atma, işkenceye uğrama, hatta ölüme davetiye çıkarma anlamına geliyordu. müslümanlar, kendilerini her an parçalayabilecek vahşi canavarlarla dolu bir ormanda yaşıyor gibiydiler. Hele bu ortamda İslâm’ı tebliğe cesaret edebilmek, o canavar ruhlu müşriklere “ Gelin vahşiliğinizi gösterin ” demek gibi oluyordu. İşte, sadece rahat ortamlarda değil, böyle tehlikeli durumlarda bile, bir kimsenin İslâm’ı kabul etmesi, sebat göstermesi ve İslâm’ın güzelliklerini başkalarına da tebliğ etmeye çalışması Allah Teâlâ’nın râzı olduğu en güzel amellerden biridir. Ayrıca bir şahıs, müslüman olduğunu ilan ettikten sonra, başkalarını da İslâm’a çağırır, özellikle de temsil ettiği İslâm’a bir leke gelmesin diye amellerine titizlikle önem verirse, bu, o müslümanın varabileceği en üst derecedir. Şâir Eşrefoğlu Rûmî der ki:
“ Revişi pâk gerek dâ’vi-i İslâm edenin ”
“ Hakiki bir müslüman olduğunu iddia eden insanın her hareketinin şeriat kâidelerine uyması, her işinin hem bilgide hem amelde temiz, lekesiz ve kusursuz olması lâzımdır ” derken de bize aynı hedefi gösterir.
Evliyânın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî ( k.s. ) ne güzel nasihat eder:
“ Bir kimse halkı Allah’a davet eder, kendisi de başkasına kalbini verirse sıkıntılara düşer. Yaptığı bir ibâdet ve zikir varsa kalbine giremez, dilinde kalır. Ayıktığı ve işiyle sözünü bir ettiği takdirde, Allah o sıkıntıları üzerinden kaldırır. Ayıkmadığı, kalbini söylediği şeylere vermediği takdirde ise; kulların kalbinde ona karşı şefkat ve merhamet hissi silinir. Kendisine tama ve hırs elbisesi giydirilir. Kullar ona karşı hissiz ve merhametsiz; buna karşılık kendisi de onların elindeki dünyalığa hırslı ve tamahkâr olur. Durum böyle olunca, yaşamak onun için bir acziyet hâlinden ibaret kalır. Ölümü de ayrı bir derttir. Âhirette ise sadece esef ve pişmanlık… ” ( Velîler Ansiklopedisi, I, 280 )
Dolayısıyla bu âyet-i kerîme başta Resûlullah ( s.a.s. ) olmak üzere yaşayışı ve tebliğiyle İslâm’a gönül veren tüm mü’minleri; insanların müslümanca yaşaması ve iyi bir kul olması için gayret sarfeden herkesi, özellikle minârelerden günde beş vakit Cenâb-ı Hakk’ın ismini ve kelime-i şehâdetleri yüksek sesle ilan eden müezzinleri şumûlüne alır. Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) müezzinleri, “ Kıyâmet günü boyunları en uzun olanlar müezzinlerdir ” diye müjdelemiştir. ( Müslim, Salât 14; İbn Mâce, Ezân 5 )
Müezzinlerin faziletiyle alakalı şu rivayet ne kadar güzeldir:
Ebû Saîd el-Hudrî ( r.a. ) kendisi gibi sahabî olan Abdurrahman b. Ebî Sa’saa’ya şöyle der: “ Ben senin koyunları ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında veya kırda iken, namaz için ezan okuduğunda sesini iyice yükselt. Çünkü müezzinin sesinin ulaştığı yere kadarki alanda olup da onu işiten cin, insan ve her varlık, kıyâmet gününde ezan okuyanın lehine şâhitlik yaparlar. Ben bunu Resûlullah ( s.a.s. )’den böyle işittim. ” ( Buhârî, Ezan 5; Tevhid 52 )
Müezzinlerin vazifesi ezanla namaza davet, mü’minlerin vazifesi de bu ilâhî davete tam bir teslimiyet ve samimiyet içerisinde icâbet etmektir. Allah dostlarından Rabî b. Haysem ( r.h. )’in şu hâli ne ibretli bir misâldir:
O, artık yaşlanmıştı. Ama cemaatla namazı bırakmazdı. İki kişi arasında zor gelirdi. Yakınları:
“ - Allah sana ruhsat vermiş. Bu hâlinle bulunduğun yerde de namazı kılabilirsin… ” dedikleri zaman şu cevabı verirdi:
“ - Rabbimin davetçisinin حَيَّ عَلَي الصَّلٰوةِ ( hayye ale’s-salâh ): Haydin namaza!» diye çağırdığını duyduğum zaman, dediğinizi nasıl yapabilirim ki?... ” ( Velîler Ansiklopedisi, I, 90 )
Bu ve benzeri haller ibâdette zirve noktalara işaret ettiği gibi, gelen âyetlerde de dost düşman herkesin gönlünü eritecek ahlâkî olgunluğun zirve noktalarına işaret edilmekte ve mü’minler o zirvelere tırmanmaya yönlendirilmektedirler:Ömer Çelik Tefsiri
Fussilet suresi 33 ayeti anlamı - okunuşu
İnsanları Allah’a çağıran, sâlih ameller işleyen ve “ben müslümanlardanım” diye ilan eden kimseden daha güzel sözlü kim vardır?
Mokhtasar tefsiri
Allah`ın birliğine, dinine uygun amel etmeye çağırıp, davet eden, Rabbini razı eden salih ameller işleyen ve; "Şüphesiz ben Allah`a itaat edip teslim olanlardanım." diyen kimseden daha güzel sözlü kimse yoktur. Kim bunların hepsini yaparsa o kimse insanların en güzel sözlüsüdür.
Ali Fikri Yavuz
“- Ben gerçek müslümanlardanım.” deyib salih amel işleyerek Allah’a (ibadete) çağıran kimseden daha güzel sözlü kim var
İngilizce - Sahih International
And who is better in speech than one who invites to Allah and does righteousness and says, "Indeed, I am of the Muslims."
Fussilet suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Allah'a çağırandan ve iyi işlerde bulunandan ve şüphe yok ki ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir ki?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Xalqı) Allaha tərəf çağıran, yaxşı iş görən və: “Mən müsəlmanlardanam!” – deyən kəsdən daha gözəl danışan kim ola bilər?!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden kimin sözü daha güzeldir?
Fussilet suresi (Fussilat) 33 ayeti arapça okunuşu
﴿وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِّمَّن دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ﴾
[ فصلت: 33]
ومن أحسن قولا ممن دعا إلى الله وعمل صالحا وقال إنني من المسلمين
سورة: فصلت - آية: ( 33 ) - جزء: ( 24 ) - صفحة: ( 480 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kendilerine karşı nasıl yalan söylediklerine bak; uydurdukları şeyler de onlardan uzaklaştı.
- O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik
- "Eğer bu savaşdan Medine'ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır" diyorlardı. Oysa,
- Kitabı sağından verilen; "Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum" der.
- "Doğrusu ben, kendini Allah'a verenlerdenim" diyen, yararlı iş işleyen ve Allah'a çağıran kimseden daha güzel
- Bedevilerden, Allah'a ve ahiret gününe inanan, sarfettiğini, Allah katında ibadet ve Peygamberin dualarına nail olmağa
- Bu Kuran, insanlar için açık belgeler; kesin olarak inanan millet için doğruluk rehberi ve rahmettir.
- Taptıkları putlar Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar. Zira
- Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazık oldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını
- İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Haksızlık edenler: "Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fussilet indirin:
Fussilet Suresi mp3 : Fussilet suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler