Hud suresi 34. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْح۪ٓي اِنْ اَرَدْتُ اَنْ اَنْصَحَ لَكُمْ اِنْ كَانَ اللّٰهُ يُر۪يدُ اَنْ يُغْوِيَكُمْۜ هُوَ رَبُّكُمْ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَۜ ﴾ [هود: 34]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelâ yenfe’ukum nushî in eradtu en ensaha lekum in kâna(A)llâhu yurîdu en yuġviyekum(c) huve rabbukum ve-ileyhi turce’ûn(e) [Hud: 34]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Ancak Allah dilerse onu başınıza getirir, siz O'nu aciz bırakamazsınız. Allah sizi azdırmak isterse, ben size öğüt vermek istesem de faydası olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O'na döndürüleceksiniz" dedi. [Hud: 34]
Hud Suresi 34. ayet tefsiri
اَلْمَجَادَلَةُ ( mücâdele ), iki hasmın birbirini susturmaya, savundukları görüşten şiddetle vazgeçirmeye çalışması demektir. Dinî hususlarda mücâdele etmek teşvik edilmektedir. Bu sebeple Hz. Nûh ve diğer peygamberler, hakkın üstün gelmesi için kavimleriyle mücâdele etmişlerdir. Neticede hakkı kabul edenler başarılı olup kurtuluşa ermişler; reddedenler ise zarara uğrayanlardan olmuşlardır. Buna mukâbil bâtıl uğruna yapılan mücâdeleler ise zemmedilmiştir.
İlâhî azap, kulların talebine göre değil, Allah’ın dilemesine göre gerçekleşir. Allah dileyip azap gelince kimsenin ona mâni olması ve helâki murat edilenlerden kimsenin ondan kurtulması mümkün değildir.
اَلنُّصْحُ ( nush ), hayır ve iyilikle alakalı bütün söz ve davranışları ihtiva eden bir kelimedir. Gerçek mânası ise iyilik istemek ve iyi olana kılavuzluk etmektir. Ayrıca bu kelimede, insanları sakındırmak için azgınlık yollarını, izinden gidilmesi için de iyilik ve ahlâkî güzellik yollarını bildirmek mânası da vardır. Peygamberler, toplumlarına nasihat veren insanlardır. Ancak Allah, içine düştükleri günahlar sebebiyle bir fert veya toplumun azgınlığını ve helâkini dilemişse, peygamberlerin nasihatinin onlara bir fayda sağlamayacağı beyân edilmektedir. Çünkü nihâi planda hidâyet de dalâlet de Allah’ın kudret elindedir.
Kıssasının bu noktasında sözü Kur’an’ın indiği ortamla irtibatlandırıp inkar bakımından müşriklerin de Nûh kavbminden farksız olduğunu belşrtmek üzere bir ara cümle olarak buyruluyor ki:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 34 ayeti anlamı - okunuşu
“Eğer taşkınlığınız yüzünden Allah sizi helâk etmeyi dilemişse, ben iyiliğinizi isteyip size ne kadar öğüt de versem, bunun size hiçbir faydası olmayacaktır. O sizin Rabbinizdir ve siz O’na dönmektesiniz.”
Mokhtasar tefsiri
Eğer Allah Teâlâ inadınız sebebi ile sizi dosdoğru yoldan saptırmak istemiş ve sizi hidayet üzere olmakta yardımsız bırakmış ise benim öğüt vermem ve hatırlatmada bulunmam size bir fayda vermez. Sizin Rabbiniz O`dur ve sizin bu durumunuzun sahibi O`dur. O; dilerse sizi saptırır. Sizler, kıyamet günü sadece O`na döndürüleceksiniz. Amellerinize karşılık size hak ettiğiniz karşılığı verecektir.
Ali Fikri Yavuz
Eğer Allah, sizi saptırmayı (helâkinizi) murad ediyorsa, ben size nasîhat etmek istesem de benim nasîhatım size fayda vermez. O, Rabbinizdir ve nihayet ona döndürüleceksiniz.”
İngilizce - Sahih International
And my advice will not benefit you - although I wished to advise you - If Allah should intend to put you in error. He is your Lord, and to Him you will be returned."
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Azgınlığınıza karşılık Allah sizi helak etmeyi murad etmişse öğüt vermek istesem de öğüdüm bir fayda vermez size. Odur Rabbiniz ve dönüp onun tapısına varacaksınız.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər Allah sizi (haqq yoldan) sapdırmaq (və ya məhv etmək) istəyirsə, mən sizə nəsihət vermək istəsəm də, heç bir faydası olmaz. O sizin Rəbbinizdir və siz Onun hüzuruna qaytarılacaqsınız!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz."
Hud suresi (Hud) 34 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَا يَنفَعُكُمْ نُصْحِي إِنْ أَرَدتُّ أَنْ أَنصَحَ لَكُمْ إِن كَانَ اللَّهُ يُرِيدُ أَن يُغْوِيَكُمْ ۚ هُوَ رَبُّكُمْ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ﴾
[ هود: 34]
ولا ينفعكم نصحي إن أردت أن أنصح لكم إن كان الله يريد أن يغويكم هو ربكم وإليه ترجعون
سورة: هود - آية: ( 34 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 225 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Sekiz çift: Koyundan iki ve keçiden iki; de ki: "İki erkeği mi, yoksa iki dişiyi
- Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım
- Şöyle denir: "Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz."
- Seni yalancı saydılarsa, senden önce belgeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.
- "Oysa tehdit edildiğiniz şey ne kadar, hem de ne kadar uzak!"
- Onlar zekat vermezler; ahireti inkar edenler de yalnız onlardır.
- Hayır; hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı son derece inatçıdır.
- Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
- Bir fitne kopmayacağını sandılar, körleştiler, sağırlaştılar; sonra Allah tevbelerini kabul etti, yine de çoğu körleştiler
- Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler