Muhammed suresi 35. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُٓوا اِلَى السَّلْمِۗ وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَۗ وَاللّٰهُ مَعَكُمْ وَلَنْ يَتِرَكُمْ اَعْمَالَكُمْ ﴾ [محمد: 35]
ayet arapça & türkçe okunuşuFelâ tehinû ve ted’û ilâ-sselmi ve entumu-l-a’levne va(A)llâhu me’akum velen yetirakum a’mâlekum [Muhammed: 35]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ey inananlar! Sizler daha üstün olduğunuz halde düşman karşısında gevşemeyin ki barış istemek zorunda kalmayasınız; Allah sizinle beraberdir; sizin işlerinizi eksiltmeyecektir. [Muhammed: 35]
Muhammed Suresi 35. ayet tefsiri
Müslümanlar bütün güçleriyle kâfirlerle savaşa devam edecek, hiçbir gevşeklik göstermeyecek, alçaklık edip de horluk ve miskinlik ile barış için onlara yalvarmayacaklardır. Çünkü bu, bir zaafiyetin işaretidir. müslümanın kâfirin karşısında zafiyet göstermesi ise doğru değildir. Bu ilâhî emrin, Medine gibi küçücük bir şehirde birkaç yüz müslümandan oluşmuş bir avuç topluluğun İslâm’ın bayraktarlığını yaptığı ve yalnız güçlü Kureyş kabilesi ile değil, bütün Arabistan’ın müşrik ve münafıklarıyla mücadele ettikleri sırada nâzil olduğunu düşünecek olursak, işin zorluğu daha iyi kavranacaktır. müslümanların durumu böyle olmasına rağmen onlara, cesaretlerini kırarak düşmanlarla barış yapmayı istememeleri, aksine, canlarını dişlerine takarak savaşacak şekilde hazır olmaları emri verilmektedir. Bu emrin gerekçesi olarak da şu hususlar beyân edilir:
✺ Müslümanlar üstündür ve galip gelmek onların hakkıdır.
✺ Allah’ın yardımı onlarla beraberdir; mü’minlere yardım ve zafer vaat etmektedir.
✺ Allah onların amellerinin karşılığını noksan vermeyecek, zulmetmeyecek, hatta fazlasıyla bir mükâfat verecektir.
Şuna dikkat etmek lazımdır ki, bu ilâhî emir, müslümanların hiçbir zaman barış sözü etmemeleri mânasına gelmez. Burada anlatılmak istenen şey, müslümanların zayıf, düşmanlarının ise kuvvetli olduğu zannını veren bir barışa taraftar olmanın doğru olmadığıdır. müslümanlar her şeyden önce güçlerini ispat etmelidirler. Ancak ondan sonra barış görüşmeleri yapmalarında bir sakınca yoktur. Nitekim, “ Her şeye rağmen o düşmanlar barışa yanaşırlarsa sen de yanaş ” ( Enfâl 8/61 ) âyetiyle barışa yanaşan düşmanların talebine karşı barışa yanaşmak emredilmiştir. Fetih sûresinde haber verildiği üzere Hudeybiye anlaşması da müslümanların galibiyeti halinde idi. ( bk. Fetih 48/27 ) Demek ki maksat, herhalde barışı reddetmek değil, gevşeklik gösterip de zillet ile barışa talip olmamaktır.
Bu sebeple mü’minler dünyaya aldanma konusunda uyarılarak şöyle buyruluyor:Ömer Çelik Tefsiri
Muhammed suresi 35 ayeti anlamı - okunuşu
Siz üstün durumda iken gevşeklik gösterip de barış çağrısı yapmayın! Allah sizinle beraberdir; yaptıklarınızı karşılıksız bırakmayacak ve onların karşılığında asla eksik ödemede bulunmayacaktır.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Müminler!- Düşmanlarınızla karşı karşıya gelmek hususunda zayıflık göstermeyin ve onlar sizi barış yapmaya davet etmeden önce sakın siz onları barış yapmaya davet etmeyin. Zira siz, onlara karşı üstün durumdasınız ve Yüce Allah da yardımı ile sizinle beraberdir. O, sizin amellerinizin sevabından hiçbir şeyi eksiltmeyecektir. Aksine kendisinden bir ihsan olarak artıracaktır.
Ali Fikri Yavuz
Onun için (ey müminler, düşmanla savaşırken) gevşeklik etmeyin de, sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın. Allah sizinledir ve asla sizin amellerinizin mükâfatını eksiltmez
İngilizce - Sahih International
So do not weaken and call for peace while you are superior; and Allah is with you and will never deprive you of [the reward of] your deeds.
Muhammed suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Artık gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın ve Allah, sizinledir ve yaptıklarınızın sevabını, hiç azaltmamaktadır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Buna görə də (cihada) zəiflik göstərməyin və (kafirlərə) üstün (qalib) gəldiyiniz zaman (onları) sülhə də’vət etməyin. Allah sizinlədir. O sizin əməllərinizi boş (mükafatsız) buraxmaz!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
Muhammed suresi (Muhammad) 35 ayeti arapça okunuşu
﴿فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ﴾
[ محمد: 35]
فلا تهنوا وتدعوا إلى السلم وأنتم الأعلون والله معكم ولن يتركم أعمالكم
سورة: محمد - آية: ( 35 ) - جزء: ( 26 ) - صفحة: ( 510 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Güneşi doğarken görünce "işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!" dedi; batınca, "Ey milletim! Doğrusu
- Göklerin ve yerin hükümranlığını, Allah'ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimalini düşünmüyorlar mı?
- Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini
- İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi.
- Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber
- Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir; inkarcılara da
- Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.
- Allah'ın sizinle, düşmanlık gösterdiğiniz kimseler arasında bir sevgi yaratması umulur; Allah Kadir'dir, Allah bağışlayandır, acıyandır.
- Yoksa okuduğunuz bir kitabınız mı var?
- Kıyamet saati yaklaşır, ay yarılır; onlar bir delil görünce hala yüz çevirirler ve: "Süregelen bir
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Muhammed indirin:
Muhammed Suresi mp3 : Muhammed suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler