Lokman suresi 17. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يَا بُنَيَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَٓا اَصَابَكَۜ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِۚ ﴾ [لقمان: 17]
ayet arapça & türkçe okunuşuYâ buneyye akimi-ssalâte ve/mur bilma’rûfi venhe ‘ani-lmunkeri vasbir ‘alâ mâ esâbek(e)(s) inne żâlike min ‘azmi-l-umûr(i) [Lokman: 17]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup fenalığı önle, başına gelene sabret; doğrusu bunlar, azmedilmeğe değer işlerdir." [Lokman: 17]
Lokman Suresi 17. ayet tefsiri
Burada sözü edilen nasihatler şunlardır:
Birincisi; Allah Teâlâ’nın varlığını, birliğini, kudretini tanımak; O’nun en ince sırları ve gizlilikleri bildiğini ve her şeyden hakkiyle haberdar olduğunu idrak etmek; yapılan tüm amellerin en ince noktasına kadar kayıt altına alındığının farkında olarak âhiret hesâbından korkmak. Daha anlaşılır bir ifadeyle Lokmân ( a.s. ) oğlundan Allah’ı tüm isim ve sıfatlarıyla tanımasını, mârifetullâha ermesini ve ihsan şuurunda bir kulluk yaşamasını istemektedir. Öyle bir Allah ki, yapılan bir iyilik veya kötülük, kimsenin dikkatini çekmeyecek küçüklükte bile olsa, hatta zerre denilen atom, elektron ve proton miktarı kadar bile olsa ( bk. Zilzâl 99/7-8 ), yine bu amel hiç kimsenin muttali olamayacağı gizli bir yerde bulunsa; meselâ büyük bir kayanın içinde, yahut göklerin akıl fersâ genişliği veya yeryüzünün ulaşılamaz derinliği içinde herhangi bir yerde bulunsa, bunu görüp, bulup mahşerde kulun karşısına çıkaracaktır. İslâm, işte böyle bir Allah’a kulluğu emretmekte ve O’na karşı gelmekten sakındırmaktadır.
İkincisi; namazı dosdoğru kılmak.
Üçüncüsü; iyiliği emredip kötülükten sakındırmak. Emredilmesi istenilen “ iyilik ”, kulu Allah’ın muhabbetine ve rızâsına ulaştıran her şeydir. Sakındırılması istenen “ kötülük ” ise kulu Allah’tan alıkoyan her şeydir. İyiliği emredip kötülükten sakındırmak sözle olur. Fakat bunun en güzel yolu; insanları sakındırdığımız kötülüklerden öncelikle kendimizin sakınması, onlara yapılmasını emrettiğimiz şeyleri de evvela kendimizin yapmasıdır. Çünkü kendisine söz geçiremeyen kimsenin başkasına söz geçirmesi gerçekten zordur.
Dördüncüsü; başa gelen musîbetlere sabretmek. Burada dinin tebliği ile vazifeli kimselerin, iyiliği emredip kötülüğü yasaklarken bir takım sıkıntılarla yüz yüze geleceklerinin büyük bir ihtimal dâhilinde olduğuna ve muvaffak olabilmek için bunlara göğüs germenin lazım geldiğine işaret edilmektedir. Bütün bunlar ( 2, 3 ve 4. maddeler ), yerine getirmekte azim ve kararlılık gösterilmesi, nefse ağır gelse de büyük bir cehd ve gayretle yapılmaya devam edilmesi gereken mühim işlerdir. Eğer lazım gelen kararlılık gösterilmez ve gevşek davranılırsa, İslâm’ın bu mühim emirleri aksadığından beklenen netice hâsıl olmaz.
Beşincisi; kibirlenip insanlardan yüz çevirmemek, onlara sırt dönmemek. 18. âyette kullanılan اَلصَّعْرُ ( sa‘r ) kelimesi, devenin dizinde bulunan ve onu yüzünü hep aynı yönde tutmaya zorlayan bir hastalık mânasını taşımaktadır. Buradaki ifade ise, kibir ve büyüklük taslayan, başkalarını küçük görerek yüzünü çeviren kimsenin tavrını tasvir eder. Aynı zamanda kibrin, kişinin ruh ve beden âhengini bozan, onu dengesiz harekete sevk eden ciddi bir hastalık olduğunu gösterir. Allah Resûlü ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinizi kıskanmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Müslüman bir kişinin üç günden fazla kardeşine dargın durması helâl değildir. ” ( Buhârî, Nikâh 45 )
Altıncısı; yeryüzünde böbürlenerek, çalımlı çalımlı yürümemek. Bir diğer âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“ Hem yeryüzünde büyüklük taslayarak yürüme. Çünkü kendini ne kadar büyük görürsen gör, ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir, ne de boyca dağlara erişebilirsin. ” ( İsrâ 17/37 )
Niyâzî Mısrî şu nasihatte bulunur:
“ Alçaktan alçak yürüye, toprak altında çürüye,
Aşk ateşinde eriye altın gibi sızmak gerek. ”
Burada sayılan 5 ve 6. maddeler Allah’ın sevmediği ve râzı olmadığı mezmûm davranışlardır. Çünkü Allah kendini beğenenleri, başkalarına üstünlük taslayanları sevmez.
Yedincisi; yürüyüşün ölçülü ve dengeli olması; her türlü hal ve davranışın hem ifrat hem tefritten uzak, orta ve makûl bir şekilde olması. Yerine göre dinin öğrettiği en uygun davranış modeli ne ise onu sergileyebilmek.
Sekizincisi; konuşurken sesin de ölçülü bir şekilde çıkması. Lüzûmsuz yere bağırmamak. Zamana, zemine ve muhatapların durumuna; dinleyenlerin azlığına, çokluğuna ve işitebilme imkânlarına göre sesi ayarlamak. Ölçüsüz bir şekilde bağırıp çağırmamak. Rabbimiz burada eşek sesini misal vererek bunun kötülüğünü beyân buyurmaktadır. Hatta Hz. Ömer ( r.a. ), tâkatinden daha fazla yüksek sesle ezan okumaya çalışan bir müezzine: “ Ben senin kasıklarının çatlayacağından korktum ” demiştir. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 71 )
Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) güzel ahlâkın önemini şöyle ifade buyurur:
“ Sizin en hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır. ” ( Buhârî, Edeb 38; Müslim, Fezâil 68 )
“ Mizanda güzel ahlâktan daha ağır gelecek bir şey yoktur. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 7; Tirmizî, Birr 62 )
“ İnsanların cennete girmesini sağlayacak en önemli iki fazilet takvâ ve güzel ahlâk; cehenneme girmelerine sebep olacak iki uzuv ise ağız ve cinsel organlarıdır. ” ( Tirmizî, Birr 62; İbn Mâce, Zühd 29 )
Eğer insan Rabbini tanır, O’nun görünen-görünmeyen sayısız nimetlerinin farkında olursa, bahsedilen dinî hikmetleri ve ahlâkî faziletleri yerine getirmesi kolaylaşacaktır. Bu sebeple buyruluyor ki:Ömer Çelik Tefsiri
Lokman suresi 17 ayeti anlamı - okunuşu
“Evlâdım! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve bu uğurda başına gelecek musîbetlere sabret. Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren mühim işlerdir.”
Mokhtasar tefsiri
"Ey Yavrum! Namazı eksiksiz olarak tam bir şekilde eda et. İyiliği emret ve münkerden sakındır. Eğer bu hususta sana bir kötülük isabet ederse de ona sabret. Bu emredildiğin hususlar, Yüce Allah`ın sana yapmanı emrettiği şeylerdir. Bunları yapıp yapmamakta seçme hakkın yoktur."
Ali Fikri Yavuz
Yavrum, namazı gereği üzre kıl, iyiliği emret ve fenalıktan alıkoy. Bu hususta sana isabet edecek eziyete katlan, çünkü bunlar, kesin olarak farz kılınan işlerdendir
İngilizce - Sahih International
O my son, establish prayer, enjoin what is right, forbid what is wrong, and be patient over what befalls you. Indeed, [all] that is of the matters [requiring] determination.
Lokman suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ey oğulcağızım, namaz kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış halkı ve bu hususta uğradığın sıkıntılara dayan; şüphe yok ki bunlar, kesin olarak yapılması gereken işlerdendir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Oğlum! Namaz qıl, (insanlara) yaxşı işlər görməyi əmr et, pis işləri qadağan elə. (Bu yolda) sənə üz verəcək müsibətlərə döz. Həqiqətən, bu (dediklərim) vacib əməllərdəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
Lokman suresi (Luqman) 17 ayeti arapça okunuşu
﴿يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا أَصَابَكَ ۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ﴾
[ لقمان: 17]
يابني أقم الصلاة وأمر بالمعروف وانه عن المنكر واصبر على ما أصابك إن ذلك من عزم الأمور
سورة: لقمان - آية: ( 17 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 412 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun.
- Semud milleti de peygamberleri yalanladı.
- And olsun ki, insanı kuru balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattık.
- Doğrusu onların dönüşü Bize'dir.
- Kör için bir sorumluluk yoktur. Topal için bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumluluk yoktur.
- İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra
- Peygamberlerden söz almıştık. Senden, Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan, Meryem oğlu İsa'dan sağlam bir söz almışızdır.
- O zamanlar, Allah'ı bırakıp da O'na yakınlık peyda etmek için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli
- Allah, kullarından dilediğine rızkı bol ve ölçüye göre verir. Doğrusu Allah her şeyi bilendir.
- Bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Lokman indirin:
Lokman Suresi mp3 : Lokman suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler