Kureyş suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Kureyş suresi 4 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Kureyş suresi - Quraysh aya 4 (Quraysh).
  
   

﴿اَلَّذ۪ٓي اَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ وَاٰمَنَهُمْ مِنْ خَوْفٍ ﴾ [قريش: 4]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Elleżî et’amehum min cû’in ve âmenehum min ḣavf(in) [Kureyş: 4]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler. [Kureyş: 4]


Kureyş Suresi 4. ayet tefsiri

Kureyş, Resûlullah ( s.a.s. )’in kabîlesidir. Mekke’de Kur’ân-ı Kerîm’e ilk muhatap olan kimselerdir. Aralarından Peygamberimiz ( s.a.s. ) gibi bir insanın çıkmış olması aslında onlar için en büyük bir şereftir. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), “ Sen, önce yakın akrabanı uyar! ” ( Şuarâ 26/214 ) âyeti nâzil olunca ilk defa önce kendi akrabaları olmak üzere bu kabileyi İslâm’a davet etmiştir. Fakat bir kısmı iman etmekle birlikte, çoğu Efendimiz ( a.s. )’ın davetini reddettiler, ona inanmadılar. Hatta neticesi kanlı savaşlara varan çok şiddetli bir mücâdeleye giriştiler. Bu mücâdele Mekke’nin fethine kadar sürdü. Mekke’nin fethiyle birlikte Kureyş’in düşmanlığı da tamamen ortadan kalktı. Bundan itibaren, İslâm’ın dünyaya yayılması için Kureyş hep ön saflarda mücadele vermiştir.

İşte Cenâb-ı Hak bu sûreyi indirip, Kureyş’e olan büyük ihsanlarını hatırlatarak, risâletin henüz ilk zamanlarında onları şirki terk edip yalnız kendine kulluğa davet etmektedir.

Burada Kureyşe verilen dört büyük nimete dikkat çekilir:

Birincisi; Allah, Kureyşi bir araya getirip anlaştırmış, birbirine ülfet ettirip sevdirmiştir. Âyette ا۪يلَافٌ ( îlâf ) kelimesi kulanılır. “ Îlâf ”, “ ülfet etmek, ısınmak, alışmak, ünsiyet etmek, uyuşup kaynaşmak, anlaşmak, antlaşmak, ahitleşmek ” gibi mânalar taşıyan şümullü bir kelimedir. Burada ise “ Kureyşi alıştırmak, ısındırmak; Kureyşin birbiriyle veya başkalarıyla ahidleşmesi, antlaşması, anlaşması, îtilâf etmesi veya ettirmesi ” mânalarını da ifade eder. Nitekim tarihî bilgilerden öğrendiğimize göre Kureyş, dedeleri Kilab oğlu Kusay zamanında Hicaz’ın her yerinde dağınık durumdaydılar. İlk defa Kusay onları Mekke’de topladı. Geldiler, Beytullah’ın hizmetini ellerine aldılar. Kusay’a bu hizmetinden dolayı “ toplayıcı ” lakabı verilmiştir. Bu şahıs Mekke’de bir şehir devleti kurmuş, Arabistan’ın her yanından gelen hacılara hizmet için en iyi idareyi tesis etmişti. Bundan dolayı Kureyş, Arap kabileleri arasında ve her yerde güven sağlamıştır. Daha sonra Kâbe’nin de insanlar nezdindeki itibarını kullanarak Kureyş çevre bölge ve ülkelerle münâsebetlerini geliştirmiştir. Çevredeki kabileler ve devletler, kendileriyle olan bu yumuşak, sıcak ve uyumlu ilişkilerinden dolayı Kureyşlilere اَصْحَابُ الإيلَافِ ( ashâbu’l-îlâf ) yani “ ülfet eden, ülfet edilen güzel insanlar ” diyorlardı. Cenâb-ı Hak öncelikle onlara bu nimetini hatırlatıyor. Eğer isteseydi onları bir araya getirmez, aralarına fitne fesat girer, kendi aralarında boğuşurken çevrede hiçbir itibarları kalmaz ve dünya ile bu ülfet ve anlaşma hâli gerçekleşmezdi.

İkincisi; özellikle ticaret yapıp geçimlerini sağlamak için onlara kış ve yaz yolculuklarını kolaylaştırmış, onları buna alıştırıp ısındırmıştır. Mekke dağlık ve çöllük bir şehirdi. Geçimlerini sağlayacak ne ziraat, ne hayvancılık, ne de başka bir şeye müsaitti. Kureyş kış ve yaz yaptıkları ticaret kervanlarıyla geçimlerini sağlıyorlardı. Onların kervanları kış aylarında güneydeki Yemen’e, Kızıl Deniz’in karşı yakasındaki Somali ve Habeşistan’a; yaz aylarında da kuzeyde bulunan Şam’a, Mısır’a, hatta Irak’a ve İran’a gidiyorlardı. Buralardan ticarî eşya ve erzak getirip Hicaz bölgesinde satıyorlardı. Bir kısım Kureyş tüccarları, komşu ülkelerden ticâret serbestisi almışlardı. Oralara rahatlıkla giderler, kendilerine engel olunmazdı. Yolda kendilerine karşı koyan olursa: “ Biz Allah’ın hareminin halkıyız ” derler; artık kimse onlara dokunmazdı. Özellikle Kâ­be’yi yıkmaya gelen Fil ordusunun mûcizevî bir felâkete maruz kalarak Kâbe’yi yık­ma teşebbüslerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Kureyşlilerin hem çevre kabileler, hem de bu mûcizevî hâdiseyi duyan tüm bölge halkları nezdindeki saygınlıkları iyice arttı. Hatta emirler, krallar, sultanlar onlara saygı gösterir olmuşlardı. Bu sebepledir ki, başkaları çöllerde haydutların saldırılarına uğrarken, Kureyşliler büyük bir emniyet içinde yukarıda bahsedilen seferlerini ve ticaretlerini yaparlardı.

Üçüncüsü; onlar aç idi, Allah Teâlâ onları doyurdu. Mekke bir zamanlar kuş konmaz kervan geçmez dağlar arasında suyu, toprağı, bitkisi, ziraati olmayan kurak bir şehir iken, Hz. İbrâhim’in duası ve Kâbe’nin hürmeti ile bereketlendi. O dua âyet-i kerîmelerde şöyle bildirilir:

“ Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin her türlü hürmete lâyık Mukaddes Evin’in yanında ekin bitmeyen bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı dosdoğru kılsınlar diye böyle yaptım. Sen de insanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönlendir ve onları çeşitli ürünlerle rızıklandır ki sana şükretsinler. ” ( İbrâhim 14/37 )

“ Bir de İbrâhim: «Rabbim! Burayı emniyetli bir belde kıl; halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri de çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır!» diye yalvarmıştı. ” ( Bakara 2/126 )

İbrâhim ( a.s. ) bu dualarının bereketi ve Beytullâh’ın hürmeti ile yukarıda arz edildiği gibi Allah Teâlâ Kureyşi, yaz ve kış ticaret seferlerine alıştırmış, ısındırmış, böylece onları, o muhitte tabiî olması lazım gelen açlıktan korumuştur.

Dördüncüsü; onlar büyük bir korku içinde idiler; Allah onları emniyete kavuşturdu. Bundan da maksat, ilk olarak Fil ashâbının kendilerinden defedilmiş olan korkusudur. Bununla beraber Cenâb-ı Hak Mekke’yi emniyetli bir bölge kılmıştı. Bu bölgeye “ Harem ” denmekteydi. Mekke’nin ismi اَلْبَلَدُ الأم۪ينُ ( el-Beledü’l-Emîn )di. Etraftaki şehirler, bölgeler anarşi ve terörle sarsılırken, insanlar haksız yere yakalanıp öldürülürken, malları gasp edilirken Mekke’de Kureyş büyük bir emniyet içinde yaşıyorlardı. Âyet-i kerîmede bu durum şöyle haber verilir:

“ Çevrelerindeki insanlar yakalanıp götürülürken ve malları yağma edilirken, yaşadıkları Mekke’yi can ve mal emniyeti bakımından güvenilir ve mukaddes bir Harem bölgesi kıldığımızı görmezler mi? Buna rağmen onlar hâla saçma ve asılsız inançlar peşinde koşarak, Allah’ın nimetlerine karşı nankörlüğe devam mı edecekler? ” ( Ankebût 29/67 )

Cenâb-ı Hak onlara lütfettiği bu büyük nimetlere bir şükür olmak üzere Kureyşi, çok iyi bildikleri, hürmet ve bereketinden faydalandıkları Beytullah’ın Rabbi sıfatıyla yalnızca kendisine kulluğa davet etmektedir. Putperestliği terk edip tevhidi kabule çağırmaktadır. Peygamber ( s.a.s. ) ve Kur’an’a itaat davet etmektedir. Onlardan, Beytullâh’a ve Belde-i Emîn’e layık insanlar olabilmeleri için Allah’ın birliğini tanıyarak onun yolunda ve onun emirlerini yerine getirme uğrunda mücahede etmelerini, O’na layık kul olmaya çalışmalarını, tevhid dini olan İslâm’a kamil iman, sıdk u sadakatle sarılmalarını istemektedir. Zira şimdi gelmekte olan Mâûn sûresinde de açıklanacağı üzere, tam bir teslimiyet ve samimiyet içinde yapılmayan, içerisinde merhametsizlik, cimrilik ve gösteriş gibi hakiki imana aykırı manevî hastlıklar barındıran bir kuluk insana faydadan çok zarar getirecektir:


Ömer Çelik Tefsiri
Kureyş suresi Diyanet

Kureyş'den 4 Ayeti'ni dinle


Kureyş suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu

Öyle bir Rab ki, onları açlıktan kurtarıp doyurmuş ve korkudan emin kılmıştır.


Mokhtasar tefsiri

Onları açken besleyen ve Araplar`ın kalbine yerleştirdiği Harem’i (Kâbe`yi) ve ahalisini tazim etme hissiyle korkudan emin kılan.


Ali Fikri Yavuz

O Rab ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fîl’in saldığı) korkudan emin kıldı


İngilizce - Sahih International


Who has fed them, [saving them] from hunger and made them safe, [saving them] from fear.

Kureyş suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Öyle Rab ki doyurdu da kurtardı sizi açlıktan ve emin etti sizi korkudan.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


O Allah ki, onları aclıqdan qurtarıb yemək verdi və onlara qorxudan (fil sahiblərinin təhlükəsindən) sonra əmin-amanlıq bəxş etdi.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

Kureyş suresi (Quraysh) 4 ayeti arapça okunuşu

﴿الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ﴾
[ قريش: 4]

ellezi atamehüm min cuiv veamenehüm min havf

الذي أطعمهم من جوع وآمنهم من خوف

سورة: قريش - آية: ( 4 )  - جزء: ( 30 )  -  صفحة: ( 602 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri
  2. Musa: "Defol! Doğrusu artık hayatta, "Bana dokunmayın!" demenden başka yapacağın yoktur. Senin için asla kaçamayacağın
  3. Göklerde olanlar, yerde olanlar O'nundur. Doğrusu Allah müstağnidir, övülmeğe layık olandır.
  4. Musa milletine: "Allah muhakkak bir sığır boğazlamanızı buyuruyor" demişti; "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediklerinde de:
  5. Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra
  6. Büyük ve pek cömert olan Rabbinin adı ne yücedir!
  7. Rahman'a çocuk isnat etmelerinden ötürü neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar göçecekti.
  8. İbrahim onlara şöyle söyledi: "Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır."
  9. "Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman, yeniden mutlaka dirilecek miyiz? derler.
  10. De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kureyş indirin:

Kureyş Suresi mp3 : Kureyş suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Kureyş Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Kureyş Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Kureyş Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Kureyş Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Kureyş Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Kureyş Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Kureyş Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Kureyş Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Kureyş Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Kureyş Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Kureyş Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Kureyş Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Kureyş Suresi Al Hosary
Al Hosary
Kureyş Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Kureyş Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler