İnşirah suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ ﴾ [الشرح: 4]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe rafa’nâ leke żikrak(e) [İnşirah: 4]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Senin şanını yükseltmedik mi? [İnşirah: 4]
İnşirah Suresi 4. ayet tefsiri
Yüce Allah, Habîb-i Ekrem’ine olan lutuflarını sayarak, onun bir taraftan risâletin ağır yükü, diğer taraftan da müşriklerden gelen aşırı baskılar altında daralan gönlünü teselli ediyor, ferahlatıyor, huzura kavuşturuyor.
Burada Efendimiz ( s.a.s. )’e ihsan edilen üç büyük ilâhî nimet hatırlatılır:
› Cenâb-ı Hak onu şerh-i sadra nâil kılmıştır.
اَلشَّرْحُ ( şerh ), açma, genişletme; اَلصَّدْرُ ( sadr ) göğüs anlamındadır. “ Şerh-i sadr ” ise, göğsü açıp genişletmek demektir. Allah tarafından bahşedilecek gönül rahatlığı, ilâhî bir nûr ve ruh ile onu geniş hale getirmektir. Şerh-i sadr’dan asıl maksad, neticesi mârifet ve itaat olan manevî bir genişlemedir. Bu yolla kalpten Allah rızâsından başka bütün tasa ve düşünceler çıkar. Böylece kalp, ne dünyalık bir şey umar, ne de dünya ile alakalı bir şeyden korkar. Bilindiği üzere kalbin dünyaya arzu duyması onun, aileye, çoluk çocuğa, onların faydasına olan şeyleri elde edip zararına olanları defetmeğe bağlanıp kalmasıdır. Korkusu ise, düşmanlarından korkmasıdır. Allah kulun kalbini genişletince onun gözünde dünyalık her şey değerini yitirir; bunların sivrisinek kadar kıymeti kalmaz. Böylece ne onlara rağbet eder, ne de onlardan korkar. Allah’ın dışında her şey, onun gözünde adeta yok hükmünde olarak kalbi bütünüyle Allah’ın rızâsını kazanmaya yönelir. Şu hadis-i şerif bu hakikati anlatır:
Bir gün ashâb-ı kirâm Efendimiz ( s.a.s. )’e:
“ − Ey Allah’ın Rasûlü! Göğüs açılır mı? ” diye sordular. Peygamberimiz ( s.a.s. ):
“ − Evet ” buyurdu. Onlar:
“ − Alameti nedir? ” diye sorduklarında ise Efendimiz:
“ − Aldanma yurdundan uzaklaşmak, ebediyet yurduna yönelmek ve gelmeden önce ölüm için hazırlık yapmaktır ” şeklinde cevap verdi. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, VIII, 37 )
Buna göre “ şerh-i sadır ”dan maksat, Peygamberimiz ( s.a.s. )’in göğsünün mânevî bir inşiraha kavuşmasıdır. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), peygamberliğin ilk sıralarında karşılaştığı şiddetli düşmanlıklar ve engellemeler yüzünden göğsü daralmış, insanlar ve cinlerle uğraşmak önce ona zor ve ağır gelmişti. Fakat Allah Teâlâ ona yardım ve inâyetini gönderdi. Göğsünü genişletti. Böylece o, bütün zorlukları aşma gücü ve imkânı buldu. Yüklenmiş olduğu her meşakkat gözünde küçüldü. Kalbinden bütün keder ve düşünceler çıktı. Orada tek düşünce olarak yalnız Rabbini razı etme düşüncesi kaldı. Şu halde “ göğsün genişletilmesi ”, Efendimiz’in, dünyanın değersizliğini ve esas hayatın âhiret hayatı olduğunu tam olarak bilmesidir. “ Allah, kimi doğru yola erdirmek isterse onun göğsünü İslâm’a açar… ” ( En‘âm 6/125 ) ayeti de bu mânadadır. Bu sebepledir ki, İbn Abbas ( r.a. ) “ Elem neşrah... ” ayetini, “ Allah onun göğsünü İslâm’a açtı ” şeklinde tefsir eder. ( bk. Buhâri, Tefsir 94 )
› Belini çatırdatan yükü kaldırmıştır.
Burada kullanılan اَلْوِزْرُ ( vizr ) kelimesinin hem “ günah ”, hem de “ ağır yük ” mânası vardır. Efendimiz ( s.a.s. )’in hâline uygun olanı “ ağır yük ” olarak anlaşılmasıdır. Çünkü Resûlullah ( s.a.s. )’in peygamberlik öncesi hayatı da çok nezih geçmiştir. Asla putlara tapmamış, İslâm’ın günah saydığı hiçbir iş yapmamıştır. Nübüvvetten sonra, Kur’ân-ı Kerîm’de de zaman zaman işaret edildiği üzere bazı ictihat hataları olmuşsa da, bunlar günah değil, ecir ve sevap vesilesidir. Dolayısıyla burada Efendimiz ( s.a.s. )’in sırtından kaldırılan yük, arasında yaşadığı toplumun inanç ve ahlâk yönünden içine düştüğü fecî durumdan dolayı duyduğu ıstıraptır. Cenâb-ı Hak, ona gönderdiği vahiyle bu yükü onun sırtından kaldırmış, ona ne yapacağını öğretmiştir. Ayrıca Peygamberimiz İslâm’ı tebliğ ederken düşmanların çok şiddetli tepkileriyle karşılaşıyordu. Bâtıla karşı verdiği bu çetin mücadelede birçok ilâhî yardım ve inayete mazhar kılınarak, belini çatırdatan o ağır yük hafifletilmiştir.
› Şan ve şerefini yüceltmiştir.
Allah Resûlü ( s.a.s. ), peygamberlikten önce toplum içinde yaşayan diğer fertlerden bir fertti. Tanınmış, meşhur biri değildi. Allah Teâlâ ona nübüvvet ve risâlet vererek şânını yüceltti. Kısa zamanda ünü arttı. müslümanların sayısı arttıkça onun ünü de arttı. Henüz hayattayken tüm Arabistan halkının gönlünde onun muhabbeti çarpmaya başladı. Vefâtından sonra da şanı şöhreti tüm dünyaya yayıldı. Gün geçtikçe ona inananlar artmakta ve onun emsalsiz şahsiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Dünyada iki milyara yakın müslüman her namazda ona salavat okumakta, namaz dışında da ona milyonlarca salât ve selâm göndermektedir. Günde beş vakit dünyanın her bir yerinde aralıksız okunan ezanlarda Allah Teâlâ’nın ismiyle beraber onun ismi de ufuklarda çınlamaktadır. Kelime-i şehâdette Rabbimizin zikriyle onun zikri de büyük bir iman, saygı ve edeple tekrarlanıp durmaktadır. Kur’an ona itaati Allah’a itaat saymıştır. ( bk. Nisâ 4/80 ) Onun âlemlere rahmet olarak gönderildiğini ilan etmiştir. ( bk. Enbiyâ’ 21/107 ) Gökyüzünde melekler, yeryüzünde müminler tarafından hürmetle anılmaktadır. ( bk. Ahzâb 33/56 ) İşte ona nasip edilen bu cihanşumûl şeref, tâzim ve muhabbet, Allah’ın ona büyük bir lütfu ve rahmeti, “ onun zikrini yüceltmesi ”nin pek hayırlı bir neticesidir.
Öyleyse şunu hatırdan çıkarmamak gerekir ki:
Ömer Çelik Tefsiri
İnşirah suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu
Senin ismini ve şânını yüceltmedik mi?
Mokhtasar tefsiri
Senin şanını yükselttik ve böylece ezan, kamet ve bunun dışında başka yerlerde ismin zikredilir oldu.
Ali Fikri Yavuz
Senin şanını, (ismin ezan ve ikametlerde okunmakla) yükseltmedik mi
İngilizce - Sahih International
And raised high for you your repute.
İnşirah suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve adını yücelttik.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Sənin ad-sanını (şan-şöhrətini) ucaltmadıqmı?! (Yerdə, göydə səndən söhbət gedər; xütbələrdə adın çəkilər!)
Kuran Araştırmaları Vakfı
Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi?
İnşirah suresi (Ash-Sharh) 4 ayeti arapça okunuşu
﴿وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ﴾
[ الشرح: 4]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Bu Kuran, iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler.
- Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
- Veya derin denizin karanlıklarına benzer. Onu üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter; karanlıklar
- İbrahim onlara şöyle söyledi: "Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır."
- Onun üzerine kaynar su içeceksiniz;
- Öncekiler sonrakilere, "Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktu, kazandığınıza karşılık azabı tadın" derler.
- "Rabbine bizim adımıza yalvar da ne renk olduğunu bize bildirsin" dediler. "O, onun, bakanların içini
- İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık.
- Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost
- Ahirette en çok kayba uğrayacaklar şüphesiz bunlardır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah İnşirah indirin:
İnşirah Suresi mp3 : İnşirah suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler