Nur suresi 40. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Nur suresi 40 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Nur suresi - An-Nur aya 40 (The Light).
  
   

﴿اَوْ كَظُلُمَاتٍ ف۪ي بَحْرٍ لُجِّيٍّ يَغْشٰيهُ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ سَحَابٌۜ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍۜ اِذَٓا اَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرٰيهَاۜ وَمَنْ لَمْ يَجْعَلِ اللّٰهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِنْ نُورٍ۟ ﴾ [النور: 40]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ev kezulumâtin fî bahrin lucciyyin yaġşâhu mevcun min fevkihi mevcun min fevkihi sehâb(un)(c) zulumâtun ba’duhâ fevka ba’din iżâ aḣrace yedehu lem yeked yerâhâ(k) vemen lem yec’ali(A)llâhu lehu nûran femâ lehu min nûr(in) [Nur: 40]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Veya derin denizin karanlıklarına benzer. Onu üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter; karanlıklar üstünde karanlıklar; insan elini uzattığı zaman, nerdeyse onu bile göremez. Allah'ın nur vermediği kimsenin nuru olmaz. [Nur: 40]


Nur Suresi 40. ayet tefsiri

Bu ayet-i kerîmede yine canlı bir manzara kâfirlerin hissiyat ve itikatlarını, fikir ve zihniyetlerini, söz ve fiilerini anlatır. Canlandırılan tablo şöyledir:

Ortada çok yoğun karanlıklar var; son derece derin bir okyanusun içindeki, dibindeki karanlıklar. Bu karanlıkları dalga üstüne dalga kaplıyor. Bir dalga geliyor, onun üstüne bir diğer dalga, onun üstüne de bir başka dalga yükleniyor. Böylece üst üste dalgalar yığılıyor. Daha üstünden de bir bulut kaplıyor. Dolayısıyla pek çok karanlık birbiri üstüne biniyor. Öyle ki bir ışık nişanesi görmek mümkün değil. Tam bu karanlıkların ortasında duran bir adam görülüyor. Korkulu, endişeli ve perişan bir halde bekliyor. Elini gözünün önüne getiriyor, korkudan, karanlıktan ve dehşetten elini bile göremiyor. O yoğun karanlıklar içinde çırpınıyor, şuraya buraya saldırıyor. Fakat karanlık sebebiyle uzattığı kendi elini görmesi ihtimali bile yoktur. Bu bakımdan dışarıdan bir gerçeği görüp de neye el uzattığını bilmesi hiç mümkün değildir.

Temsilde üç karanlık zikredilmiştir: Denizin karanlığı, dalgaların karanlığı ve bulutun karanlığı. Kâfir için de üç karanlık vardır: İnanç karanlığı, söz karanlığı ve amel karanlığı. Diğer bir tevcihle kâfirin kalbi, gözü, kulağı bu üç karanlığa benzetilmiştir. Başka bir yoruma göre kâfir bilmez, bilmediğini bilmez, hatta bilmediğini bildiğine inanır. Dolayısıyla bu üç cehalet mertebesi üç farklı karanlığa benzemektedir. Yahut kâfir küfründe o kadar ısrar eder ki, sapıklıklar onun üzerinde o kadar teraküm eder ve o derece sapıklık içinde kalır ki en açık delilleri duysa anlamaz. Yahut da bu karanlıklar, karanlık bir göğüste karanlık bir kalbi anlatmaktadır. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIV, 8-9 )

İşte kâfirler böyle yoğun, küme küme karanlıklar içinde bulunmaktadırlar. Küfür tassubu içinde öyle boğulur, öyle bocalarlar. Hiçbir gerçeği kabul etmemek için inatlarında öyle ısrar ederler ki ne tür yanlışlar yaptıklarının farkına bile varamazlar. Bu karanlıklar içinde kalpleri en yakın hidâyet delillerini dahi göremez. Şurası bir gerçektir ki Allah’ın nur vermediği kimse asla nuru bulamaz, onun için bir nur yoktur. Bu, son derece korkulu bir haldir. Bu durumda olan kimse huzur nedir, istikrar nedir bilemez, emniyet yüzü göremez. Yolunu kaybetmiştir, bir daha doğru yolu bulma imkânı yoktur. Böyle karanlıklar içinde yapılan işlerin neticesi helak ve azapla sonuçlanan boş bir serap gibidir. Zira iman olmadan nura kavuşmak mümkün olmadığı gibi, imansız yapılan amelin de hiçbir değeri yoktur.

Netice olarak, birinci ve ikinci temsille anlatılmak istenen hususları şöyle hülasa edebiliriz: Kâfirlerin amelleri iyilik türünden şeyler ise bunlar serap gibidir; kötülük türünden amelleri de karanlıklar gibidir. Bu ameller âhirette serap gibi, dünyada ise denizin içindeki karanlıklar gibidir. Birinci temsil onların amelleri ile ilgili olup kâfirlerin onlardan bir şey elde edemeyeceklerini anlatır. İkinci temsil ise onların itikat durumları ile ilgilidir.

Aslında göklerde ve yerde inkârcıları içinde boğuldukları bu karanlıklardan kurtarıp aydınlığa çıkaracak o kadar muhteşem deliller var ki:


Ömer Çelik Tefsiri
Nur suresi Diyanet

Nur'den 40 Ayeti'ni dinle


Nur suresi 40 ayeti anlamı - okunuşu

Yahut o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Öyle bir deniz ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bir bulut... Birbiri üstünde karanlıklar... Öyle ki, insan elini çıkarıp uzatsa, neredeyse kendi elini dahi göremez. Allah bir kimseye nûr vermemişse, artık onun nûrdan bir nasibi yoktur.


Mokhtasar tefsiri

Yahut onların amelleri derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. O karanlıkların üstünü bir dalga örter. O dalganın üstüne bir dalga ve bir dalga daha. Bunların üstünde ise o kimsenin yolunu bulmasını sağlayan yıldızları örten bir bulut vardır. Birbiri üstüne birikip yığılmış olan karanlıklar. Öyle ki böyle bir karanlığa düşmüş kimse elini çıkarıp uzatsa karanlığın şiddetinden dolayı neredeyse elini dahi göremez. İşte kâfir böyledir. Cehaletin, şüphenin, şaşkınlığın ve kalbindeki mühürlenmenin karanlıkları onun üzerine üst üste yığılmıştır. Allah kimi, kendisini sapıklıktan hidayete ileterek ve kitabından ilim vererek rızıklandırmazsa o kimse için kendisi ile doğruyu bulacağı ne bir hidayet ve ne de aydınlanacağı bir kitap vardır.


Ali Fikri Yavuz

Yahud (kâfirlerin amelleri, fesad ve boşuna oluş bakımından) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. O denizi bir dalga bürüyor; üstünden bir dalga daha. (Gökte de yıldızları kaplayan) bulut var. Bunlar birbiri üstüne yığılmış karanlıklardır ki, kendisi elini çıkarsa, onu göremiyecek kadar... (İşte kâfirlerin amelleri de, hiç bir işe yaramıyan ve fayda temin etmiyen bu karanlıklar gibidir. Kâfir, kalbindeki koyu karanlık sebebiyle hakkı göremez ve hidayete eremez). Allah, kime hidayet yaratmazsa, artık onun için hiç bir nur yoktur


İngilizce - Sahih International


Or [they are] like darknesses within an unfathomable sea which is covered by waves, upon which are waves, over which are clouds - darknesses, some of them upon others. When one puts out his hand [therein], he can hardly see it. And he to whom Allah has not granted light - for him there is no light.

Nur suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Yahut da derin bir denizi kaplayan karanlıklara benzer; onu bir dalgadır, sarmıştır, üstüne bir dalga daha gelir, daha üste de bulut çökmüştür, karanlıklar, karanlıklar üstüne yığılmıştır, öylesine ki elini çıkarsa onu bile nerdeyse göremez ve Allah, kime nur vermemişse artık bir nur yoktur ona.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Yaxud (onların əməlləri) zəngin dənizin zülmətinə bənzər. Onu bir dalğa, o dalğanın üstündən bir dalğa, onun da üstündən bir bulud (dalğa) – zülmət üstündən zülmət örtər. O, əlini çıxartdıqda, hardasa onu görməz. Allah bir kəsə nur bəxş etməsə, onun nuru olmaz.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Yahut (o kafirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nur vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.

Nur suresi (An-Nur) 40 ayeti arapça okunuşu

﴿أَوْ كَظُلُمَاتٍ فِي بَحْرٍ لُّجِّيٍّ يَغْشَاهُ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ سَحَابٌ ۚ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا ۗ وَمَن لَّمْ يَجْعَلِ اللَّهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِن نُّورٍ
[ النور: 40]

ev kezulümatin fi bahril lücciyyiy yagşahü mevcüm min fevkihi mevcüm min fevkihi sehab zulümatüm baduha fevka bad iza ahrace yedehu lem yeked yeraha vemel lem yecalil lahü lehu nuran fema lehu min nur

أو كظلمات في بحر لجي يغشاه موج من فوقه موج من فوقه سحاب ظلمات بعضها فوق بعض إذا أخرج يده لم يكد يراها ومن لم يجعل الله له نورا فما له من نور

سورة: النور - آية: ( 40 )  - جزء: ( 18 )  -  صفحة: ( 355 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücünüz nispetinde, kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için
  2. Onlarla savaşın ki Allah sizin elinizle onları azablandırsın, rezil etsin ve sizi üstün getirsin de
  3. Firavun memleketin başına geçti ve halkını fırkalara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak onların oğullarını
  4. Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak
  5. Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
  6. Gizli toplantılar inananları üzmek için şeytanın istediği şeydir; Allah'ın izni olmadıkça şeytan onlara bir zarar
  7. Allah size evlerinizi dinlenme yeri kıldı. Hayvanların derilerinden, yolculukta ve ikamet zamanlarınızda kolayca taşıyacağınız evler;
  8. İnkar edenler, ayetlerimizi yalan sayan kimseler, işte onlar için hakir düşüren azap vardır.
  9. Rabbi onu seçip iyilerden kıldı. Doğrusu inkar edenler, Kuran'ı dinlediklerinde nerdeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi.
  10. "Ey milletim! Nedir başıma gelen? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nur indirin:

Nur Suresi mp3 : Nur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Nur Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Nur Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Nur Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Nur Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Nur Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Nur Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Nur Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Nur Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Nur Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Nur Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Nur Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Nur Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Nur Suresi Al Hosary
Al Hosary
Nur Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Nur Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler