Maide suresi 66. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Maide suresi 66 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Maide suresi - Al-Maidah aya 66 (The Table).
  
   

﴿وَلَوْ اَنَّهُمْ اَقَامُوا التَّوْرٰيةَ وَالْاِنْج۪يلَ وَمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِمْ مِنْ رَبِّهِمْ لَاَكَلُوا مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ اَرْجُلِهِمْۜ مِنْهُمْ اُمَّةٌ مُقْتَصِدَةٌۜ وَكَث۪يرٌ مِنْهُمْ سَٓاءَ مَا يَعْمَلُونَ۟ ﴾ [المائدة: 66]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Velev ennehum ekâmû-ttevrâte vel-incîle vemâ unzile ileyhim min rabbihim leekelû min fevkihim vemin tahti erculihim(c) minhum ummetun mukteside(tun)(s) vekeśîrun minhum sâe mâ ya’melûn(e) [Maide: 66]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden kendilerine indirilen Kuran'ı gereğince uygulasalardı, her yönden nimete ermiş olurlardı. İçlerinde orta yolu tutan bir zümre vardı, çoğunun işledikleri ise kötü idi. [Maide: 66]


Maide Suresi 66. ayet tefsiri

Kitap ehli olan yahudi ve Hristiyanlar inanılması gereken hususlara iman ederek, bozgunculuk, yalancılık, haram yeme gibi günahlardan sakınsalardı, Allah Teâlâ onların bütün kötülüklerini muhakkak örter, onları ebedî nimet cennetlerine koyar, mesut ve bahtiyar ederdi. Böylece azaptan kurtulur, rahmete ererlerdi. Eğer yine onlar imanla beraber Tevrat’ın, İncil’in ve Rablerinden kendilerine indirilen diğer kitapların, âyetlerin, bunlar içinde de hususiyle son Peygamber’e indirilen Kur’an’ın hükümlerini yerine getirseler, tatbik ve icra etselerdi; bunların ihtiva ettiği emir ve yasaklar istikametinde dürüst bir hayat yaşayıp gerçekten muttakî kimseler olsalardı, bu takdirde hem başlarının üzerinden hem ayaklarının altından yiyecekler, her taraflarından Allah’ın nimetine garkolacaklardı. Böylece sıkıntılar içinde kalıp cimrilik ve pintilik derdiyle “ Allah’ın eli bağlıdır ” demeyecekler, lanet ve gazaba uğramayacaklar, neticede dünya ve âhiret saadetine ereceklerdi.

66. âyette geçen “ başlarının üzerinden ve ayaklarının altından bol bol yerlerdi ” ifadesinden şu mânaları anlamak mümkündür:

    Bundan maksat sadece üst ve alt taraf değil, her yönde bolluktan kinâyedir. Buna göre mâna, “ onlar hiçbir yönden fakirlik görmeyecek, her yönden ve her zaman nimete gark olacaklardı ” demek olur.

    Yukarıdan yemek, yağmur ve benzeri gibi gökten gelen nimetlerden istifade etmek; ayak altından yemek ise yeryüzüne ait mahsullerden faydalanmaktır.

    Yukardan yemek, çalışmaksızın ihsan olunacak Rabbânî bağışları; ayaklarının altından yemek de çalışıp çabalamakla kazanılacak nimetleri ifade eder.

    Üstten yemek, devletin elde ettiği ve bölüştürdüğü genel menfaatlere; alttan yemek de şahsî teşebbüs ile olan ferdî üretime delalet edebilir.

اَلْمُقْتَصِدُ ( muktesıd ), “ mutedil davranan, orta yolu tutan kimse ” demektir. Kitap ehlinden böyle bir ilâhî övgüye nâil olan az bir kesim bulunmaktadır. Bir görüşe göre bunlardan maksat, yahudilerden Abdullah b. Selâm, Hristiyanlardan Necâşî gibi kitap ehli arasından Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e iman edenlerdir. Diğer görüşe göre ise kitap ehli içinde kendi dinlerinde adâletli ve doğru olan, Peygamberimiz’e iman etmemiş olmakla beraber şiddetli inat ve kızgınlığı bulunmayıp, ölçülü ve tarafsız bulunan kimselerdir. Bunların iman edip hidâyete erme ihtimalleri daha kuvvetlidir. Çünkü kendine gösterilen delilleri taassup göstermeden değerlendirebilen kişilerin, hakikati bulma bakımından daha başarılı olacakları şüphesizdir. Bunun için de Peygamber, ulaşabildiği herkese Rabbinden gelen ilâhî buyrukları büyük bir ümitle ve korkmadan tebliğe devam etmelidir:


Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi Diyanet

Maide'den 66 Ayeti'ni dinle


Maide suresi 66 ayeti anlamı - okunuşu

Eğer onlar Tevrat’ın, İncil’in ve son olarak Rablerinden kendilerine indirilmiş olan Kur’an’ın hükümlerini tam olarak uygulasalardı, o takdirde hiç şüphesiz yukarıdan yağıp yerden fışkıracak bereketlerle, başlarının üzerinden ve ayaklarının altından bol bol yerlerdi. Her şeye rağmen içlerinde ölçülü davranıp mutedil yolda giden bir zümre de vardır. Fakat çoğunluğa gelince, onların işleyip durdukları şeyler çok kötüdür.


Mokhtasar tefsiri

Eğer Yahudiler, Tevrat`ta bulunan hükümlerle gereği gibi amel etselerdi, Hristiyanlar İncil`de bulunan hükümlerle gereği gibi amel etselerdi ve hepsi birlikte kendilerine indirilen Kur`an ile gereği gibi amel etselerdi, onlara yağmur yağdırarak, yerden ekinleri çıkararak rızık elde etmenin sebeplerini kolaylaştırırdım. Ehlikitaptan orta yolu tutan hak üzerine sabit olanı vardır. Çoğu iman etmediklerinden dolayı ameli kötüdür.


Ali Fikri Yavuz

Bir de onlar, Tevrat’a, İncil’e, Rablerinden kendilerine indirilen bütün ilâhî kitaplara inanarak amel edip duraydılar, şüphesiz ki, hem üstlerinden (ağaç meyvalarından) hem de ayaklarının altlarından (hububatlardan= tahıllardan) yiyeceklerdi (bol bol rızıklanacaklardı). İçlerinden bir topluluk mûtedildir. (Hz. Peygambere iman etmişlerdir). Fakat çoğu ne fena işler yapıyorlar


İngilizce - Sahih International


And if only they upheld [the law of] the Torah, the Gospel, and what has been revealed to them from their Lord, they would have consumed [provision] from above them and from beneath their feet. Among them are a moderate community, but many of them - evil is that which they do.

Maide suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Tevrat'ın, İncil'in ve Rablerinden sana indirilen kitabın hükümlerini tutsalardı tepelerinden ayaklarının altlarından nimetlere nail olurlar, onları yerlerdi. İçlerinde geri ve aşırı olmayan insaf ehli de var, fakat çoğunun yaptığı işler, ne de kötü.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Əgər onlar Tövrata, İncilə və Rəbbi tərəfindən özlərinə nazil edilənə (ilahi kitabların sonuncusu olan Qur’ana) düzgün əməl etsəydilər, onlar həm (başları) üstündə, həm də ayaqları altında olanlardan (göylərin və yerin ne’mətlərindən) yeyərdilər. Onlar arasında mö’tədil (islam dininə qarşı heç bir ədavət bəsləməyib onun müqəddəsliyini e’tiraf edən) bir camaat vardır. Lakin onların çoxusunun gördüyü işlər necə də pisdir!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). - Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür!

Maide suresi (Al-Maidah) 66 ayeti arapça okunuşu

﴿وَلَوْ أَنَّهُمْ أَقَامُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنجِيلَ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْهِم مِّن رَّبِّهِمْ لَأَكَلُوا مِن فَوْقِهِمْ وَمِن تَحْتِ أَرْجُلِهِم ۚ مِّنْهُمْ أُمَّةٌ مُّقْتَصِدَةٌ ۖ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ سَاءَ مَا يَعْمَلُونَ
[ المائدة: 66]

velev ennehüm ekamüt tevrate vel'incile vema ünzile ileyhim mir rabbihim leekelu min fevkihim vemin tahti ercülihim minhüm ümmetüm muktesideh vekesirum minhüm sae ma yamelun

ولو أنهم أقاموا التوراة والإنجيل وما أنـزل إليهم من ربهم لأكلوا من فوقهم ومن تحت أرجلهم منهم أمة مقتصدة وكثير منهم ساء ما يعملون

سورة: المائدة - آية: ( 66 )  - جزء: ( 6 )  -  صفحة: ( 119 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: "Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber
  2. Ey insanlar! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız, inanıp yararlı
  3. Allah'ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye: "Eşini bırakma, Allah'tan sakın" diyor, Allah'ın açığa
  4. Onlar Allah'ı bırakıp tanrıçalara taparlar ve: "Elbette senin kullarından belli bir takımı alıp onları saptıracağım,
  5. Ey inananlar! Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak müslüman olarak can verin.
  6. Güneşi doğarken görünce "işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!" dedi; batınca, "Ey milletim! Doğrusu
  7. Savaştan geri kalanların bir kısmının işi de Allah'ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azabeder, ya
  8. İbrahim, babasına ve milletine demişti ki: "Beni yaratan hariç, sizin taptığınız şeylerden uzağım. Beni doğru
  9. Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkar edenler, kendilerine gelen gerçek için: "Bu, apaçık bir büyüdür"
  10. İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:

Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Maide Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Maide Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Maide Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Maide Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Maide Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Maide Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Maide Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Maide Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Maide Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Maide Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Maide Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Maide Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Maide Suresi Al Hosary
Al Hosary
Maide Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Maide Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler