Maide suresi 79. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَنْ مُنْكَرٍ فَعَلُوهُۜ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ ﴾ [المائدة: 79]
ayet arapça & türkçe okunuşuKânû lâ yetenâhevne ‘an munkerin fe’alûh(u)(c) lebi/se mâ kânû yef’alûn(e) [Maide: 79]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi! [Maide: 79]
Maide Suresi 79. ayet tefsiri
Dâvud ( a.s. )’ın diliyle lânetlenenler cumartesi yasağına riâyet etmeyen Eyle ahâlîsidir. Dâvud ( a.s. ) onlar hakkında “ Allahım onlara lânet et, onları sonradan geleceklere ibret yap! ” diye beddua etti. Bunun üzerine maymuna çevrildiler. ( bk. A‘râf 7/163-166 ) Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlenenler ise, ondan gökten bir sofra indirilmesini talep eden, istekleri yerine getirildikten sonra yine îman etmeyenlerdir. Hz. İsa onlar için: “ Allahım cumartesi gününün hürmetine riâyet etmeyenlere lânet ettiğin gibi bunlara da lânet et! Onları kıyâmete kadar anılacak bir ibret yap! ” diye beddua etti. Bunun üzerine domuza çevrildiler. ( bk. Mâide 5/112-115 ) Bunların ilâhî lânete uğramalarının ve neticede maymun ve domuzlara çevrilmelerinin sebebi, isyan etmeleri ve haram kılınan sınırları çiğnemeleridir. Onlar hem günah işlemeye devam ediyor, hem de birbirini bundan alıkoymaya çalışmıyorlar, böylelikle kahr-ı ilâhîyi çekecek çok kötü bir iş yapıyorlardı. Bu konuda Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur:
“ İsrâiloğulları arasında zulüm yaygınlaştığı dönemlerde, bir kimse diğerini günah işlerken görünce evvelâ onu bu yaptığından sakındırırdı. Fakat ertesi gün onunla oturup kalkabilmek ve yiyip içebilmek için kötülükten sakındırmazdı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak kalplerini birbirine benzetti ve haklarında: «İsrâiloğulları’ndan kâfir olanlar hem Davut hem de Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlendiler... ( Mâide 5/78-79 ) âyetlerini indirdi. Evet, siz de ya zâlime engel olup onu hakka çekersiniz ya da bu durum sizin başınıza da gelir. ” ( Tirmizî, Tefsir 5/7; İbn Mâce, Fiten 20 )
Bu gibi âyet-i kerîme ve hadis-i şeriflerden hareketle gücü yeten, kendisine ve müslümanlara zarar gelmeyeceğinden emin olan kişilerin kötülükten sakındırmalarının gerekliliği hususunda görüş birliği vardır. Şayet ciddi bir zarar gelmesinden korkacak olursa, hiç değilse kalbiyle ona karşı çıkar, o kötülüğü işleyen kimselerden uzak kalır ve onunla birlikte oturup kalkmaz. Zira burada, günahkârlarla oturup kalkmanın yasaklandığı ve onlardan uzaklaşmanın emredildiği görülmektedir. Şu bilinmelidir ki Allah’a, Peygamber’e ve Kur’an’a imanla kâfirleri dost edinmenin bir arada düşünülmesi bile mümkün değildir:
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 79 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar, yapmakta oldukları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yaptıkları işler, gerçekten ne kadar kötü idi.
Mokhtasar tefsiri
Birbirlerinin yaptıkları kötülüklere engel olmuyorlardı. Bilakis kendilerinden olan asiler işlemiş oldukları günahları ve münkerleri açıktan işliyorlardı. Çünkü onları bu kötülükten nehyeden yoktu. Münkeri nehyetmeyi terk etmeleri ne kadar da kötü bir iştir.
Ali Fikri Yavuz
Onlar, birbirlerini, yaptıkları fenâlıktan alıkomazlardı. Gerçekten ne kötü iş yapıyorlardı
İngilizce - Sahih International
They used not to prevent one another from wrongdoing that they did. How wretched was that which they were doing.
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İşledikleri kötülükten, birbirlerini menetmezlerdi. Gerçekten de yaptıkları iş, ne de kötüydü.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlar etdikləri pis əməldən əl çəkmirdilər (və ya onlar bir-birini etdikləri pis əməldən çəkindirmirdilər). Onların gördükləri iş necə də pis idi!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!
Maide suresi (Al-Maidah) 79 ayeti arapça okunuşu
﴿كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَن مُّنكَرٍ فَعَلُوهُ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ﴾
[ المائدة: 79]
كانوا لا يتناهون عن منكر فعلوه لبئس ما كانوا يفعلون
سورة: المائدة - آية: ( 79 ) - جزء: ( 6 ) - صفحة: ( 121 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- O, göklerin ve yerin Allah'ı, içinizi dışınızı bilir, kazandıklarınızı da bilir.
- Senden, başlarına acele azap getirmeni istiyorlar. Allah sözünden asla caymayacaktır. Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan
- Ey İnananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar sizi şaşırtmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların
- Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
- Hayır, söylediğini yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız.
- O gün başları kalkmış, gözleri kendilerine dönemeyecek şekilde sabit kalmış, gönülleri bomboş halde koşup duracaklardır.
- Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir söz olarak
- Firavun'un karısı: "Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur
- Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
- Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler