Müddessir suresi 8. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Müddessir suresi 8 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Müddessir suresi - Al-Muddaththir aya 8 (The One Wrapped Up).
  
   

﴿فَاِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِۙ ﴾ [المدثر: 8]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Fe-iżâ nukira fî-nnâkûr(i) [Müddessir: 8]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür. [Müddessir: 8]


Müddessir Suresi 8. ayet tefsiri

Allah Teâlâ, bir önceki Müzzemmil sûresinde olduğu gibi bu sûrede de Peygamberimiz ( s.a.s. )’e bir vasfını öne çıkararak hitap eder. Bu, اَلْمُدَّثِّرُ ( müddessir ) vasfıdır.  Müddessir, “ elbisesine örtünüp bürünen kimse ” mânasındadır. Resûlullah ( s.a.s. ), Hira dağında Cebrâil ( a.s. )’ı aslî sûretinde görmüş, çok korkmuş, eve dönüp, “ Beni örtün, beni örtün!... ” demişti. Bu sebeple Cenâb-ı Hak ona: “ Ey örtüsüne bürünen Rasûlüm! Kalk ve insanları ilâhî azap ile korkut! ” diye hitap eder. Böylece, artık örtülere bürünmenin, uyumanın, rahat etmenin zamanının geçtiğini; uyanmanın, görünmenin, ilâhî hakîkatleri açıklamanın, zahmetler çekmenin, meşakkatlere katlanmanın, halkı irşat için azimle kalkıp harekete geçmenin zamanı geldiğini haber verir.

Sonra İslâm’ı tebliğ vazifesinde başarılı olabilmesi için lazım gelen imanî ve ahlâkî olgunluğu kazanmanın esasları hatırlatılır:

Birincisi; Allah’ın en büyük olduğunu, O’nun karşısında her şeyin küçük, aciz, hakîr ve değersiz bulunduğunu kalben idrak etmek, bu gerçeğe tam olarak inanmak, bu imanın bir gereği olarak kalbi bütün küçük şeylerin korku ve sevgisinden boşaltarak “ En Büyük Olan ”a bağlamak, bunu söz ve fiillerimizle dünyaya ilan etmek. Çünkü الله اكبر ( Allahu Ekber ) demek İslâm’ın özüdür, başta gelen emridir. Mühim bir zikirdir. Risâletin başlangıcında öğretilen bu zikir ezanlarda, namazlarda, hacda, kurbanda, hayatın her alanında devam etmektedir.

İkincisi; elbisenin tertemiz olması. Bu gerçekten çok şumüllü bir ifadedir. Buna göre; giyilen elbise her türlü pislik ve necasetten arındırılmalı, böylece giyim kuşam temiz ve tertipli olmalıdır. Beden her türlü pisliklerden temizlenip el, ayak, saç sakal düzgün olmalıdır. Çünkü Allah’a davet eden kişinin görünüşünün nezih ve pâk olması, insanların kendisine ısınması ve kalbî yakınlık duyması açısından büyük ehemmiyet taşır. Giyilen elbiseler ahlâkî ayıplardan da uzak tutulmalı; helâl kazançla elde edilmiş olmalı; kibirlenme, gösteriş, şan ve şöhret vesilesi olmamalıdır. Allah’a davet eden kişi, öyle bir elbise giymelidir ki, onu gören herkes bu kişinin şerefli bir insan olduğunu ve onun kalbinde hiçbir kötülüğün olmadığını fark etmelidir. “ Elbiseni temizle ” ifadesi mecazi olarak da, insanın kalbini ve nefsini her türlü günahtan, zulümden, tebliğine mâni olacak kötü ahlâktan sakındırmasını; nasihatlerini kabule yardımcı olacak güzel ahlâk ile ahlâklanmasını öğütler.

Üçüncüsü; maddi-manevî her türlü pislikten uzak durulması. Hülasa olarak akidedeki pislik, düşüncedeki pislik, ahlâkî pislik, amelî pislik, beden ve elbisedeki pislik ve hayatın her alanındaki pislikten uzak durulmalıdır. Buna göre Allah davetçisi, toplumda yaygın olan her türlü pislikten kendini temiz tutmalıdır. Öyle ki, biri kalkıp da: “ Bu, başkalarına bir şeyler anlatmaya çalışıyor, fakat kendisi bile bu pisliklerden arınmış değil ” dememelidir. Bu ifade, özellikle putlara karşı savaş açılmasını ve onların bertaraf edilmesini de istemektedir.

Dördüncüsü; din adına yapılan iyilik ve hizmetin kesinlikle başa kakılmaması. Burada da yine çok muhtevâlı bir ifade kullanılmıştır. Buna göre öncelikle Peygamberimiz ( s.a.s. )’e ve onun şahsında Allah’a davet edecek her müslümana şu tâlimatlar verilmektedir:

Beşincisi; peygamberlik sana Allah’ın büyük bir lutfudur. Senin aracılığınla insanlara hidâyet ulaşmaktadır. Bu yüzden “ başka insanlara ihsanda bulunuyoruz ” diyerek bir gösterişe kapılma ve bundan şahsî bir çıkar peşinde olma. Aslında yaptığın hizmet, çok büyük bir hizmettir. Fakat sen “ ben büyük bir iş yapıyorum ” gibi yanlış bir düşünceye kapılma. Bu peygamberlik vazifesini yerine getirmek için canını ortaya koyarak Allah’a bir iyilikte bulunmakta olduğunu zannetme. Çünkü bu yolda gösterdiğin gayretler ve yaptığın iyilikler, tamamen kendi menfaatinedir.

Altıncısı; ihsanda bulun, bağış yap, cömert ol, iyi muamelede bulun. Bunların hepsini sadece ve sadece Allah rızâsı için yap. Bunları yaparken hiçbir dünyevî menfaat bekleme. Yani Allah için ihsan et, kendi menfaatini sağlamak için ihsanda bulunma.

Yedincisi; sadece  Allah’ın mükâfat ve rızâsına ermek için sabredilmesi. Çünkü Allah’ın dinin tebliğ, onu yaşama, yaşatma ve yayma yolunda pek çok musibet, eziyet ve sıkıntılarla karşılaşmak mukadderdir. Bunlara göğüs gerip hedefe erişebilmede sabır en mühim şarttır. Sabrın da Allah rızâsı için olması zaruridir. Çünkü başka maksatlarla yapılan sabır, yeterli derecede etkili olmayacaktır. Ancak Allah için gösterilen sabır, kişiye bu dayanma kuvvetini verecektir.

İşte bahsedilen bu mühim esaslar, Allah’ın dinini tebliğ edecek, insanları Allah’a çağıracak her müslümanın sahip olması gereken esaslardır. Bu yolun azığı ve teçhizatı bunlardır. Bu yönden eksiği bulunan insanların, davet yolunda başarı ihtimalleri, eksikleri nispetinde düşük olacaktır. Allah Resûlü ( s.a.s. )’de bu esaslar en mükemmel mânada yerleştiği için, Allah’ın izniyle çok kısa sürede dünyada misli görülmemiş büyük bir inkılap gerçekleştirmiştir. Bu esaslar aynı zamanda peygamberliğin, ne kadar sağlam temeller üzerine oturduğunu ve peygamberin davet ettiği yolun ne kadar güzel bir yol olduğunu bütün dünyaya ilan etmektedir. Hiçbir akıl ve insaf sahibi insan bu esaslarda zerre kadar bir yanlışlığın ve eksikliğin olduğunu iddia edemez. Edenler de ancak, küfür ve nankörlüklerinden ederler ki, onları da sûra üfürmekle başlayacak olan gerçekten çok zor bir gün beklemektedir.

Kıyâmet gününe dair âyetlerin haber verdiği güçlükler, burada da belirtildiği gibi kâfirler içindir. Resûlullah ( s.a.s. ), mü’minlerin durumu hakkında şu müjdeyi vermektedir:

“ Canımı kudret altında tutan Allah’a yemin ederim ki, kıyâmet gününün zahmet ve meşakkatleri mü’min için öyle hafifletilir ki, nihâyet, dünyada iken kıldığı bir farz namazdan daha hafif hale gelir. ” ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 75 )

Şimdi Peygamber’i yalanlayıp Kur’an’ı reddederek o dehşetli günün zorluklarına maruz kalacak bir kâfirin, hem dünyadaki perişân hâli, hem de cehennemde çekeceği azap çok ibretli bir tablo, çok canlı bir filim şeridi halinde arz olunmaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Müddessir suresi Diyanet

Müddessir'den 8 Ayeti'ni dinle


Müddessir suresi 8 ayeti anlamı - okunuşu

Sûra üflendiği zaman,


Mokhtasar tefsiri

Sûr’a ikinci defa üflendiği zaman.


Ali Fikri Yavuz

O Sûr’a üfürüldüğü zaman


İngilizce - Sahih International


And when the trumpet is blown,

Müddessir suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


O boru, çalınınca.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Elə ki, sur çalındı,


Kuran Araştırmaları Vakfı


O Sur'a üfürüldüğü zaman var ya,

Müddessir suresi (Al-Muddaththir) 8 ayeti arapça okunuşu

﴿فَإِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِ﴾
[ المدثر: 8]

feiza nükira fin nakur

فإذا نقر في الناقور

سورة: المدثر - آية: ( 8 )  - جزء: ( 29 )  -  صفحة: ( 575 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Gökten bereketli bir su indirdik, kullara rızık olmak üzere onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme
  2. Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli
  3. Onlar, yeminlerini kalkan edinerek Allah'ın yolundan alıkoyarlar. İşledikleri işler gerçekten ne kötüdür!
  4. "Eğer Rahman dilemiş olsaydı, biz bunlara kulluk etmezdik" derler. Buna dair bir bilgileri yoktur; onlar
  5. Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?
  6. Ey inananlar! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara
  7. Karı kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin;
  8. Sizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür.
  9. Ahiretin azabından korkanlara, bunda, hiç şüphesiz ibret vardır. Bu, insanların toplanacağı gündür; bu, görülecek bir
  10. Çevrelerinde gümüş kaplar ve billur kaseler dolaştırılır.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müddessir indirin:

Müddessir Suresi mp3 : Müddessir suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Müddessir Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Müddessir Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Müddessir Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Müddessir Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Müddessir Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Müddessir Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Müddessir Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Müddessir Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Müddessir Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Müddessir Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Müddessir Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Müddessir Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Müddessir Suresi Al Hosary
Al Hosary
Müddessir Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Müddessir Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler