Taha suresi 88. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَاَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هٰذَٓا اِلٰهُكُمْ وَاِلٰهُ مُوسٰى فَنَسِيَۜ ﴾ [طه: 88]
ayet arapça & türkçe okunuşuFeaḣrace lehum ‘iclen ceseden lehu ḣuvârun fekâlû hâżâ ilâhukum ve-ilâhu mûsâ fenesiy(e) [Taha: 88]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bunun üzerine Samiri onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya koydu. O ve adamları: "Bu sizin de Musa'nın da tanrısıdır, ama o unuttu" dediler. [Taha: 88]
Taha Suresi 88. ayet tefsiri
Mûsâ ( a.s. ) kavmini bırakıp Tûr’a gelince Allah Teâlâ onları buzağı heykeliyle imtihan etti. Sâmirî denen kişi onları doğru yoldan saptırmıştı. Rabbiyle konuşup Tevrat levhalarını alan Hz. Mûsâ, bu gerçek haber üzerine çok öfkeli ve üzgün bir halde kavminin yanına döndü. Onlara şu hakikatleri hatırlattı:
Allah Teâlâ onlara güzel bir vaatte bulunmuş; içinde hidâyet ve nûr bulunan Tevrat’ı vereceğini müjdelemişti. Allah ise vaadinden dönmez, mutlaka onu yerine getirir.
Verilen bu va‘di unutacak kadar aradan uzun bir zaman da geçmiş değildi. Topu topu bekleyecekleri müddet kırk gündü. Fakat onlar kısa bir müddet sonra, Samirî’nin ayartmasıyla Hz. Mûsâ’nın verdiği sözden döndüğü sû-i zannında bulundular.
Yahut da onlar bu günahı Allah’ın gazabının tepelerine inmesi için bilerek yaptılar ve Tûr’dan dönünceye kadar Hz. Mûsâ’nın tâlimatlarına uyacaklarına dair verdikleri sözden caydılar.
Hz. Mûsâ’nın öfke dolu konuşması karşısında kavmi, bunu kendi kudret ve iradeleriyle yapmadıklarını belirterek suçu, günah işlemelerine sebep olan Sâmirî’ye atmak istediler. Sâmirî, İsrâiloğullarının Sâmire kabilesine mensup olup asıl adı Mûsâ idi. İsrâiloğulları kadınlarının Mısır’dan çıkarken, düğüne veya eğlenceye gidiyormuş bahânesiyle Kıptî komşularından ödünç aldıkları süs eşyalarını ve kendi elinde bulunan altın, gümüş gibi mücevherâtı ateşe atarak eritmiş ve bunlardan bir buzağı heykeli yapmıştı. Heykelin içini boş bırakmış ve rüzgârın esiş istikâmetine doğru yerleştirmişti. Rüzgâr estikçe ondan sığır sesine benzer bir ses geliyordu. Bunu da bahâne ederek avânesiyle birlikte halka, onun ilâh olduğunu telkin etmiş, onları Hz. Mûsâ ve Hârûn’un hak dininden çevirmek istemişti. Hatta Mûsâ ( a.s. )’ın ilâhının da bu olduğunu, fakat onu unutup kendine ilâh aramak için dağlara gittiğini iddia etmişti. Bu ahmaklar, öyle bir sapıklık ve şaşkınlığın içine düşmüşlerdi ki, konuşamayan, kendi sözlerine bile bir mukabelede bulunamayan, hiçbir fayda veya zarar vermeyen cansız bir varlığın ilâh olamayacağını düşünecek halleri bile kalmamıştı.
Aslında İsrâiloğulları’nın Kıptîlerden aldıkları o süs eşyalarını kullanmaları kendilerine haramdı. Bu sebeple o eşyalar için “ günahlar ” mânasına gelen اَوْزَارًا ( evzâren ) kelimesini kullanmışlardır. Çünkü onlara ganimet haram kılınmıştı. Ganimet olarak toplanan malların ve eşyaların yakılması gerekiyordu. Onlar da bu sebeple günahtan kurtulmak için yüklendikleri süs eşyalarını yakmak üzere ateşe atmışlardı. Fakat işin dikkat çeken yönü aslı haram olan bu eşyaların nasıl bir netice ortaya çıkardığıdır. Neticede bunlar Samirî’nin elinde buzağı heykeline dönüşmüş ve onların hak yolu bırakıp puta tapmalarına sebep olmuştur. Dolayısıyla kim helâl olmayan yollarla dünyalık elde etmek isterse, dinî hassâsiyet bakımdan kendini büyük bir tehlikenin içine atmış olur. Nitekim âyet-i kerîmede: “ Nefsinin kötü arzularını kendine ilâh edinen kimseyi gördün mü? ” ( Câsiye 45/23 ) buyrulmaktadır.
Bu âyet-i kerîmelerde şu ince mânalara işaret edilmektedir:
› İsrâiloğulları Kızıl denizi geçtikten sonra putlara tapan bir kavme rastladılar ve Hz. Mûsâ’dan kendileri için de onlarınki gibi bir put yapmasını istediler. ( bk. A‘râf 7/138 ) Bu buzağı sûretinde bir puttu ve gönülleri ona tapmaya meyletti. İşte Sâmirî, yaptığı buzağı heykelini tam da onların gönüllerinde muhabbeti yerleşmiş olan sûrette yaptı. Burada şu işaret vardır ki, nefsin gizli arzuları kalpte yer tuttuğu zaman, temizleme ve arındırma kalemiyle o kir oradan iyice kazınmadığı sürece fırsatını bulunca sahibini tehlikeye atmasından korkulur.
› Hz. Mûsâ kavminden kırk günlüğüne ayrıldı, bu kadar az bir süreyi bile beklemeye tahammül edemeyen kavmi hemen tevhidden vazgeçip buzağıya taptılar. Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.s. )’in aramızdan ayrıldığı asırlar oldu. Buna rağmen bu gün biri kalksa onun ümmetinden muvahhid ve ihlaslı birinin yanında tevhide aykırı bir söz söyleyecek olsa, hemen ona affı olmayan büyük bir günah işlediğini ve bundan tevbe etmesi gerektiğini söyler. Buna asla müsamaha göstermez. ( Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, II, 271 )
› Allah bir toplumu bir belâ ile sınamayı murad ettiğinde, onların akıl sahibi olanlarının başlarından akıllarını alır. Apaçık mûcizeleri gördükten sonra gözlerini kör eder de, sanki hiçbir şey görmemiş gibi olurlar. Bu sebepledir ki 89. âyette: “ Onun konuşamayan, fayda ve zarar veremeyen bir buzağı olduğunu görmezler mi? ” buyrulur.
› İlâhî gazap ve azabı celbeden sebeplerden biri de sözünden dönmek ve ahdini bozmaktır. Dolayısıyla O’nun rahmetine talip olanlar istikâmet ve sebattan ayrılmamalıdırlar.
› Dünya malı aldanışın, fesat ve helâkin sebebidir. Görüldüğü üzere Firavun dünyası yüzünden gurura düştü, aldandı ve helak oldu. Sâmirî de mücevherlerden böğüren bir buzağı yaptı ve onunla kavmini ifsat etti. Eğer İsrâiloğulları Mısır’dan çıktıklarında yanlarında o zînetleri götürmeselerdi, buzağıya tapmaktan kurtulurlardı. Bundan dolayı tevbe etmekle de imtihan olunmazlardı. ( Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V, 496-497 )
Acaba Hârûn ( a.s. ) vazifesini tam yapamadığı için mi bu olanlar oldu:
Ömer Çelik Tefsiri
Taha suresi 88 ayeti anlamı - okunuşu
Derken Sâmirî onlar için böğürebilen bir buzağı heykeli döküp çıkardı. Peşinden o ve avânesi: “İşte sizin de, Mûsâ’nın ilâhı da budur. Fakat Mûsâ bunu unuttu, başka ilâh aramak üzere kalkıp dağlara gitti” dediler.
Mokhtasar tefsiri
Samiri, bu süs eşyalarından İsrailoğulları için ruhu olmayan bir buzağı heykeli yaptı. Bu heykelin inek böğürmesi gibi sesi vardı. Samiri`nin yaptığı ile fitneye maruz kalanlar: "İşte bu sizin ve Musa -aleyhisselam-`ın ilahıdır. O`nu burada unutup bırakmıştır." dediler.
Ali Fikri Yavuz
Nihayet (o erimiş mücevherattan) onlara, (Samirî = İsrail Oğullarından Samire adlı bir kabileye mensub olan münafık adam) cesedlenmiş bir dana çıkardı ki, böğürmesi var. Bunun üzerine Samirî ve ona uyanlar şöyle dediler: “- İşte sizin de, Mûsa’nın da ilâhı budur. Fakat (Mûsa bunu) unuttu, (bunu bulmak için Tûr’a gitti.)”
İngilizce - Sahih International
And he extracted for them [the statue of] a calf which had a lowing sound, and they said, "This is your god and the god of Moses, but he forgot."
Taha suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
O, onlara bir buzağı heykeli yapmıştı ki böğürmedeydi. O ve ona uyanlar işte bu dediler, sizin de mabudunuz, Musa'nın da mabudu, fakat Musa, unuttu bunu.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Oda atılmış qızıl-gümüş əridikdən sonra Samiri çuxurun içində) onlara böyürən bir buzov heykəli (düzəldib) çıxartdı. (Samiri və onun yoldan çıxartdığı bir neçə kişi) dedilər: “(Ey İsrail oğulları!) Bu sizin tanrınızdır. Musanın da tanrısı budur, lakin unutmuşdur”. (Musa heykəli itirmiş, onu axtarıb tapmaqdan ötrü Tur dağına getmişdir).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.
Taha suresi (Ta-Ha) 88 ayeti arapça okunuşu
﴿فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَّهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَٰذَا إِلَٰهُكُمْ وَإِلَٰهُ مُوسَىٰ فَنَسِيَ﴾
[ طه: 88]
فأخرج لهم عجلا جسدا له خوار فقالوا هذا إلهكم وإله موسى فنسي
سورة: طه - آية: ( 88 ) - جزء: ( 16 ) - صفحة: ( 318 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Yoksa Allah'ın bol nimetinden verdiği kimseleri mi çekemiyorlar? Oysa İbrahim ailesine kitap ve hikmet verdik,
- Kim ortaya bir iyilik koyarsa ona on katı verilir; ortaya bir kötülük koyan ise ancak
- Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
- Melekler kendilerine yazık etmiş kimselerin canlarını alırken: "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" diyerek teslim olurlar. Hayır;
- Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu öven, O'nun uğrunda gezen, rüku ve secde eden, uygun
- "İnanıyorsanız, Allah'ın geri bıraktığı helal kar sizin için daha hayırlıdır. Ben size bekçi değilim."
- Sizler ve taptığınız şeyler, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıcı değilsiniz.
- Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.
- Allah: "Hayır; ikiniz mucizelerimizle gidiniz. Doğrusu Biz sizinle beraber dinlemekteyiz. Firavun'a varınız: "Biz şüphesiz alemlerin
- Şüphesiz size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram kılmıştır;
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Taha indirin:
Taha Suresi mp3 : Taha suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler