Ali İmran suresi 107. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاَمَّا الَّذ۪ينَ ابْيَضَّتْ وُجُوهُهُمْ فَف۪ي رَحْمَةِ اللّٰهِۜ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴾ [آل عمران: 107]
ayet arapça & türkçe okunuşuVeemmâ-lleżîne-byeddat vucûhuhum fefî rahmeti(A)llâhi hum fîhâ ḣâlidûn(e) [Ali İmran: 107]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Yüzleri ağaranlar ise Allah'ın rahmetindedirler. Onlar orada temellidirler. [Ali İmran: 107]
Ali İmran Suresi 107. ayet tefsiri
Kıyâmet günü bir kısım yüzler parıldayacak, bir kısım yüzler ise kararacaktır. Şüphesiz ki parıldayan yüzler mü’minlerinki, kararan yüzler ise kâfirlerinki olacaktır. Bu husus diğer âyet-i kerîmelerde şöyle beyân edilir:
“ Yüzler var, o gün mutluluktan ışıl ışıl parlayacak. Sonsuz bir huzur ve saadet içinde Rablerinin cemâline bakacak. Yüzler de var, o gün asılacak, buruşacak. Çünkü kendisine, bel kemiklerini kıracak belâlı ve korkunç bir şeyin yapılacağını anlayacak. ” ( Kıyâmet 75/22-25 )
“ Yüzler vardır o gün pırıl pırıldır. Güleçtir, sevinçlidir. Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmıştır. Onları karanlık bürümüştür. Onlar Allah’ın sınırlarını aşıp günaha dadanmış kâfirlerdir. ” ( Abese 80/38-42 )
Yüzlerdeki parıldama, yaptıkları iyi işler ve buna mukabil gördükleri mükâfat sebebiyle ferah, mutluluk ve surûrdan; kararma ise tam aksine işledikleri günahlar ve buna karşılık buldukları azap sebebiyle bedbahtlık, gam ve kederden mecaz olabileceği gibi, gerçek mânada yüzlerin parıldaması ve kararması anlamında olması da mümkündür. Çünkü burada bu ifadelerin gerçek mânalarında kullanılmasına bir mâni yoktur.
Netice itibariyle, dünya hayatında İslâm’ın emir ve yasakları istikâmetinde mü’mince ve müslümanca bir ömür sürenlerin âhirette yüzleri ak ve parlak olacaktır. Onlar, iman etmelerinin ve sâlih ameller işlemelerinin bir mükâfâtı olarak Allah’ın sonsuz rahmetine erecek, cennetine girecek ve orada ebedî kalacaklardır. Bu durum, onların hem kalplerine hem de yüzlerine fevkalâde büyük bir surûr, neş’e ve sevinç bahşedecektir. Nitekim âyet-i kerîmelerde: “ İyilik, ihlas ve fazilet sahibi kimseler, ebedî cennet nimetleri içindedirler. Koltuklar üzerine oturmuş, sevinçle etrafı seyrederler. Öyle ki, onları saran nimetlerin sevinç ve parıltısını yüzlerinden okursun ” ( Mutaffifîn 83/22-24 ) buyrularak onların bu güzel halleri haber verilir. Bu talihli kulların aksine dünyada Allah ve Rasûlü’ne sırt çevirenler, iman ve sâlih amele yanaşmayanlar veya bir vesileyle inandıktan sonra tekrar inkâra saplananların âhirette yüzleri kararacak ve “ İmanınızdan sonra tekrar küfre sapmıştınız, değil mi? O halde küfür üzere yürüyüp durmanız sebebiyle tadın bakalım bu azabı! ” ( Âl-i İmrân 3/106 ) şeklindeki ilâhî tehdide muhatap olarak cehenneme atılacaklardır. Çare, şimdiden Allah’ın âyetlerini can kulağıyla dinleyip onların mâna ve muhtevalarına teslimiyet göstermektir:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 107 ayeti anlamı - okunuşu
Yüzleri pırıl pırıl olanlara gelince, onlar hep Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği cennette olacak ve orada ebedî kalacaklardır.
Mokhtasar tefsiri
Yüzleri ağaranların kalacağı yer Naim cennetleridir. Orada ebedî kalacaklardır. Oradaki nimetler ne zail olur, ne de değişikliğe uğrar.
Ali Fikri Yavuz
Amma yüzleri ak olanlar, Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar, orada (cennette) ebedî olarak kalacaklardır
İngilizce - Sahih International
But as for those whose faces will turn white, [they will be] within the mercy of Allah. They will abide therein eternally.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Yüzleri ağaranlara gelince onlar, Allah'ın rahmetindedir, onlar, o rahmette ebedi olarak kalırlar.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Üzü ağ olanlar isə Allahın mərhəməti içərisində olub orada (Cənnətdə) həmişəlik qalacaqlar!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah'ın rahmeti içindedirler; orada ebedi kalacaklardır.
Ali İmran suresi (Al Imran) 107 ayeti arapça okunuşu
﴿وَأَمَّا الَّذِينَ ابْيَضَّتْ وُجُوهُهُمْ فَفِي رَحْمَةِ اللَّهِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ﴾
[ آل عمران: 107]
وأما الذين ابيضت وجوههم ففي رحمة الله هم فيها خالدون
سورة: آل عمران - آية: ( 107 ) - جزء: ( 4 ) - صفحة: ( 63 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İnkar edenlerin durumu, çağırma ve bağırmadan başkasını duymayarak haykıran gibidir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden
- Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden
- Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.
- Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
- Taksimde, yakınlar, yetimler ve düşkünler bulunursa, ondan onlara da verin, güzel sözler söyleyin.
- And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
- Ey Nuh! Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince: "Bizi zalim milletten kurtaran Allah'a hamdolsun" de.
- Şayet boşanmaya kararlı iseler, bilsinler ki Allah şüphesiz işitir ve bilir.
- O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana
- O'na inanmayanlar, acele olmasını beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler