Mücadele suresi 11. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Mücadele suresi 11 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Mücadele suresi - Al-Mujadilah aya 11 (The Pleading).
  
   

﴿يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللّٰهُ لَكُمْۚ وَاِذَا ق۪يلَ انْشُزُوا فَانْشُزُوا يَرْفَعِ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۙ وَالَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ ﴾ [المجادلة: 11]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ kîle lekum tefessehû fî-lmecâlisi fefsehû yefsehi(A)llâhu lekum(s) ve-iżâ kîle-nşuzû fenşuzû yerfa’i(A)llâhu-lleżîne âmenû minkum velleżîne ûtû-l’ilme deracât(in)(c) va(A)llâhu bimâ ta’melûne ḣabîr(un) [Mücadele: 11]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ey inananlar! Toplantılarda, size, "Yer açın" denince yer açın ki Allah da size genişlik versin; "Kalkın" denildiği zaman da hemen kalkın ki, Allah, içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah işlediklerinizden haberdardır. [Mücadele: 11]


Mücadele Suresi 11. ayet tefsiri

Âyet-i kerîmenin nüzûl sebebiyle alakalı olarak Mukâtil ( r.h. ) şöyle bir hâdise nakletmektedir:

Bir cuma günü Resûlullah ( s.a.s. ) Suffa’da bulunuyordu. Yer dardı. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), adeti olduğu üzere muhâcir ve Ensâr’dan Bedir savaşına katılmış olanlara ikramda bulunurdu. O gün Bedir ehlinden bazıları meclise geldiklerinde biraz geç kalmışlardı. Peygamberimiz ( s.a.s. )’in karşısında ayakta durup, birilerinin kendilerine yer açmasını beklediler, ama kimse onlara yer açmadı. Bu durum Resûlullah ( s.a.s. )’in hoşuna gitmedi ve etrafındaki Bedir ehlinden olmayan bazılarına: “ Sen kalk ey filân, sen kalk ey filân ” diyerek bazılarını yerlerinden kaldırdı. Bunlar ayakta bekleyen Bedir ehli sayısınca idi. Ancak Efendimiz’in bu tavrı da yerlerinden kaldırılanlara ağır geldi. Resûlullah ( s.a.s. ), onların bu hoşnutsuzluklarını yüzlerinden okudu. Bunu fırsat bilen münafıklar müslümanlara: “ Hani siz arkadaşınız Muhammed’in adâletli olduğunu iddia etmiyor muydunuz? Vallahi şunlara adâletli davranmamıştır. Onlar, peygamberlerine yakın olmak istiyorlardı ama onları yerlerinden kaldırdı ve onların yerlerine meclise gelmekte gecikenleri oturttu ” diye dedikodu ettiler. ( Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 432 )

Bir diğer rivayete göre Resûlullah ( s.a.s. ): “ Kardeşi için yer açana Allah rahmet eylesin ” diye dua etti. Bunun üzerine hızla yerlerinden kalkıp, gelen kardeşlerine yer açmaya başladılar ve işte bunun üzerine Allah Tealâ o cuma günü bu âyet-i kerîmeyi indirdi. ( İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, IV, 325 )

Âyet-i kerîme bize toplantı ve sohbet âdabını öğretir. Buna göre mecliste yer açmak, gelenlere yer vermek üzere kalkmak maddi ve manevî olarak pek çok faydalar sağlamaktadır. Çünkü Allah’ın kullarına iyilik ve kolaylık kapılarını olabildiğince açık tutmaya çalışanlara, Cenâb-ı Hak da dünya ve âhiret iyiliklerini bol bol ikram edecektir. Onlara dünyada mekan genişliği, bol rızık ve gönül ferahlığı, ölümden sonra da kabir rahatlığı ve cennete girme saadeti lütfedecektir. Dolayısıyla mecliste yer açmak sadece bir misaldir. Asıl maksat her türlü iyiliğin ve güzelliğin müslümanlara ulaşması için destek olmak ve onların gönüllerini sevinçle doldurmaya çalışmaktır. Nitekim Efendimiz ( s.a.s. ):

“ Kul, müslüman kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da ona yardıma devam eder ” ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 274 ) müjdesini vermektedir.

Resûlullah ( s.a.s. ) meclis adabıyla alakalı olarak şu tavsiyelerde bulunur:

“ Bir kimse bir kimseyi yerinden kaldırıp onun yerine oturmasın. Daha önceden orada oturanlar da sonradan gelenlere yer versinler. ” ( Müslim, Selam 28 )

“ Birinin izin almadan iki kişiyi yarıp geçmesi helâl değildir. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 21 )

Âdâbına dikkat etmek şartıyla ilim ve Kur’an meclislerine katılmanın, sohbet meclislerinden istifade etmenin önemi büyüktür. Ebû Vâ­kıd el-Ley­sî ( r.a. )’ın an­la­ttığı şu hâdise ne kadar ibretli ve mânidârdır:

“ Birgün mes­citte Peygamber Efendimiz’in hu­zû­run­da bu­lu­nu­yor­duk. O es­nâ­da kapıda üç kişi gö­rün­dü. Bi­ri içe­ri gir­me­den git­ti. Di­ğer iki­si ise içe­ri gi­rip Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’in ya­nı­na ka­dar gel­di­ler. İç­le­rin­den bi­ri­si, hal­ka­da gör­dü­ğü bir boş­lu­ğa otur­du. Di­ğe­ri ise, yer kal­ma­dı­ğı için ve kim­se­yi de ra­hat­sız et­me­mek dü­şün­ce­siy­le hal­ka­nın he­men ar­ka­sı­na otu­ru­ver­di. Allah Resûlü ( s.a.s. ) soh­be­ti­nin bir ye­rin­de şöy­le bu­yur­du:

“Si­ze şu üç ki­şi­nin hâ­li­ni an­la­ta­yım mı? Hal­ka­ya otu­ran, Allah Teâlâ’ya sı­ğın­dı, Allah da onu hi­mâ­ye­si­ne al­dı. İkin­ci­si­ne ge­lin­ce, o kim­se Allah’tan ha­yâ et­ti, ede­be sa­rıl­dı, Allah Teâlâ da o ku­lun­dan ha­yâ et­ti; onu azâ­bın­dan emin kıl­dı. İçe­ri gir­me­yen di­ğe­ri­ne ge­lin­ce, o, bu mec­lis­ten yüz çe­vir­di. Allah da on­dan yüz çe­vir­di. ” ( Bu­hâ­rî, İlim 8 )

Rivayete göre, Peygamberimiz ( s.a.s. )’in meclisinde gece geç vakitlere kadar oturulur, Efendimiz ( s.a.s. ) istirahat edememek, diğer işleriyle uğraşamamak gibi sebeplerden dolayı çok rahatsızlık çekerdi. Bu yüzden âyetin “ Size «Artık kalkın, dağılın!» dendiği zaman da kalkıp dağılıverin... ” emri nâzil olmuştur. ( İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, IV, 326 )

Kişiyi yüceltecek olan oturduğu yer değil, sahip olduğu iman ve ilimdir. Dolayısıyla Peygamberimiz ( s.a.s. )’in meclisi bile olsa, ondan uzak bir yerde oturmakla kişi kıymet derecesinin düştüğünü zannetmemeli ve “ kalkın artık, sohbet sona erdi ” denildiğinde, bunu kendisine bir hakaret kabul etmemelidir. Çünkü gerçek ölçü iman ve ilimdir. İşte insanların dereceleri, mecliste Hz. Peygamber ( s.a.s. ) veya sohbet eden bir başka birine yakın ya da uzak oturmakla değil, sahip oldukları iman ve ilmin keyfiyetine göre belirlenecektir. O halde kişinin, İslâm’ın her türlü âdap ve ahlâkını öğrenerek yaşamaya çalışması, böylece imanını kemâle erdirip ilmini artırması gerekir. Şâirin ifadesiyle:

“ Çeşm-i insâf gibi kâmile mîzân olamaz

Kişi noksanını bilmek gibi irfân olamaz. ” ( Tâlib, Bursalı Mehmed )

“ İlim ve hüner sahibi olan insanlar için âdilâne görüş ve hükmediş nasıl mükemmel bir vasıf ise, insanoğlu için, kendi noksanlarını bilmek ve itiraf etmek de en büyük bir irfân eseridir. ”

Bir diğer şâir de şöyle der:

“ Ne izz ü câh ü neseble ne kesb-i mâl iledir

Fakat tefâhuru ehl-i dilin kemâl iledir. ” ( Vehbî, Seyyid Hüseyin )

“ Ârif insanlar ne yüksek değerlilikle, ne mevki ve makâm sahibi olmakla, ne de ünvân ve asâletle iftihâr ederler. Onların iftihâr ettikleri biricik şey kemâl sahibi oluşlarıdır. ”

Ayrıca bilinmelidir ki, Peygamber ( s.a.s. )’in yanında oturan bir kimsenin ona eziyet verebilme ihtimali de vardır. Bu ise büyük bir cehâlet ve manen zarar sebebidir. Bu açıdan bakıldığında Allah indinde, Resûlullah ( s.a.s. )’in sohbetinden iman ve ilim elde eden ve müminlere gerekli ahlâkî kaideleri öğretmeye gayret gösteren kimsenin mertebesi, Peygamber ( s.a.s. )’in yanında boş oturan kimsenin mertebesinden yücedir.

Peygamberimiz ( s.a.s. ) ile yapılacak özel görüşmelerdeki gözetilmesi gereken nezâket kaidelerine gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Mücadele suresi Diyanet

Mücadele'den 11 Ayeti'ni dinle


Mücadele suresi 11 ayeti anlamı - okunuşu

Ey iman edenler! Topluca oturduğunuz yerlerde size: “Gelen­lere yer açın!” dendiği zaman hemen toparlanıp yer açın ki Allah da size dünyada gönül ve rızık genişliği, cennette de mekan ve nimet genişliği versin. Size “Artık kalkın, dağılın!” dendiği zaman da kalkıp dağılıverin ki, Allah, içinizden gerçekten iman etmiş olanların maka­mını bir derece ve imanla birlikte kendilerine ilim de verilmiş olanların makamlarını ise derecelerle yükseltsin. Allah, yaptığınız her şeyden hakkiyle haberdardır.


Mokhtasar tefsiri

Ey Allah`a iman edip Allah`ın kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Size, meclislerde yer açın denildiği zaman yer açın ki, Allah da size dünya ve ahiret hayatınızda genişlik versin. Fazilet ehli kimselerin oturması için size bazı meclislerden; “Kalkın!” denildiği zaman kalkın ki, Allah da sizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O`na gizli kalmaz. Buna göre size karşılığını verecektir.


Ali Fikri Yavuz

Ey iman edenler! (Peygamber tarafından) size meclislerde: “- Yer açın.” denildiği zaman, hemen yer açın ki, Allah da size genişlik versin. “Kalkın” denilince de kalkıverin ki, Allah iman edenlerinizi yükseltsin. Kendilerine ilim verilenler için ise, (cennetde) dereceler vardır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır


İngilizce - Sahih International


O you who have believed, when you are told, "Space yourselves" in assemblies, then make space; Allah will make space for you. And when you are told, "Arise," then arise; Allah will raise those who have believed among you and those who were given knowledge, by degrees. And Allah is Acquainted with what you do.

Mücadele suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey inananlar, meclislerde, size yer açın denince, yer açın artık, genişletin meclisi de Allah da size genişlik versin ve kalkın, şuraya geçin dendiği zaman kalkın, geçin; Allah da, içinizden, gerçekten iman edenleri de yükseltsin, kendilerine bilgi verilenleri de derecederece yüceltsin ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey iman gətirənlər! Sizə: “Məclislərdə (mö’min qardaşlarınıza) yer verin!” – deyildiyi zaman (onlara) yer verin ki, Allah da sizə (Cənnətdə) geniş yer versin. Eləcə də sizə: “Qalxın!” deyildikdə qalxın ki, Allah da sizdən iman gətirənlərin və (xüsusilə) elm bəxş edilmiş kimsələrin dərəcələrini ucaltsın. Allah etdiyiniz əməllərdən xəbərdardır!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın" denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Mücadele suresi (Al-Mujadilah) 11 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ ۖ وَإِذَا قِيلَ انشُزُوا فَانشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
[ المجادلة: 11]

ya eyyühel lezine amenu iza kile leküm tefessehu fil mecalisi fefsehu yefsehil lahü leküm ve iza kile nşüzu fenşüzu yerfeil lahül lezine amenu minküm vellezine utül ilme deracat Vallahü bima tamelune habir

ياأيها الذين آمنوا إذا قيل لكم تفسحوا في المجالس فافسحوا يفسح الله لكم وإذا قيل انشزوا فانشزوا يرفع الله الذين آمنوا منكم والذين أوتوا العلم درجات والله بما تعملون خبير

سورة: المجادلة - آية: ( 11 )  - جزء: ( 28 )  -  صفحة: ( 543 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Onlara denir ki: "İşlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz, içiniz."
  2. İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir
  3. Bedevilerden, Allah yolunda sarfettiklerini angarya sayanlar ve sizin başınıza belalar gelmesini bekleyenler vardır. Belalar onlara
  4. Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak
  5. Her birine misaller vermiştik ama, dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.
  6. And olsun ki Musa'yı Firavun ve erkanına mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik. Firavun'un buyruğuna
  7. O, size yeri beşik kılmış ve orada, doğru gidesiniz diye yollar var etmiştir.
  8. "Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
  9. Musa: "Onlar ardımdadır, Rabbim! Hoşnut olman için Sana acele geldim" dedi.
  10. "Bizi lütfuyla, temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek ve ne

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mücadele indirin:

Mücadele Suresi mp3 : Mücadele suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Mücadele Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Mücadele Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Mücadele Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Mücadele Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Mücadele Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Mücadele Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Mücadele Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Mücadele Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Mücadele Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Mücadele Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Mücadele Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Mücadele Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Mücadele Suresi Al Hosary
Al Hosary
Mücadele Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Mücadele Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler