Tevbe suresi 122. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنْفِرُوا كَٓافَّةًۜ فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَٓائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدّ۪ينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ اِذَا رَجَعُٓوا اِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ۟ ﴾ [التوبة: 122]
ayet arapça & türkçe okunuşuVemâ kâne-lmu/minûne liyenfirû kâffe(ten)(c) felevlâ nefera min kulli firkatin minhum tâ-ifetun liyetefekkahû fî-ddîni veliyunżirû kavmehum iżâ race’û ileyhim le’allehum yahżerûn(e) [Tevbe: 122]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
İnananlar toptan savaşa çıkmamalıdır. Her topluluktan bir taifenin dini iyi öğrenmek ve milletlerini geri döndüklerinde uyarmak üzere geri kalmaları gerekli olmaz mı? Ki böylece belki yanlış hareketlerden çekinirler. [Tevbe: 122]
Tevbe Suresi 122. ayet tefsiri
Bu âyetten anlaşıldığına göre bir milletin topyekün savaşa çıkması doğru değildir. Savaş durumunda toplumun silah kullanabilen bir kısmı silah altına alınırken, bir kısmı da ilmî faaliyetleri devam ettirmelidir. Hususiyle dinî ilimlerde toplumun ihtiyacını karşılayacak seviyede ilim adamları yetiştirmelidir ki toplumu aydınlatıp, Allah’ın emir ve yasaklarını toplumun fertlerine öğretsinler. Ancak âyette geçen “ din ve dinî ilimler ” dar mânada anlaşılmamalıdır. Çünkü İslâm, aynı zamanda siyasî, ictimâî ve iktisâdî hayatı tanzim ettiğine göre bu mânada İslâm’ın yücelmesine hizmet edecek ilimler de dinî ilimler sayılır. Savaş uzun süre devam edebilir. Toplumun ayakta durabilmesi için din ve ilim adamlarının iman, bilgi ve teknik bakımından savaşan kesimi beslemeleri ve desteklemeleri gerekir. Bir millet ilim ve teknik alanında geri kalmışsa, askerî alanda kuvvetli dahî olsa çöker. Fakat iman, ilim ve teknikte ileri gitmiş milletler, askerî alanda zayıf bile olsalar, noksanlarını süratle telafi edebilirler. Bu sebeple cephedeki cihadı bilim ve teknolojiyle destekleyen ve tamamlayan bilim adamlarının cihadı da önemlidir.
Âyette geçen لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدّ۪ينِ ( li yetefekkahû fi’d-dîn ) ifadesi müslümanlara dinî eğitimin esas maksadını öğretmek için kullanılmıştır. Bu İslâmî hayat tarzını ve sistemini iyice kavramak, diğer bir ifadeyle hayatın her sahasında İslâmî olan ve olmayan düşünce ve tavırlarını ayırt edip onlar hakkında hüküm verebilmek için İslâm’ın gerçek yapısı ve ruhuyla tanışmak demektir. Bundan sadece günümüzde kullanılan şekliyle dar mânada “ Fıkıh ” ilmini anlamak eksik kalmaktadır. Bu ilmin İslâm’ın hayat sistemi içerisinde önemli bir yeri olduğu inkâr edilemez. Ne var ki Kur’an’ın ifade etmek istediği şeyin hepsi olmayıp sadece bütünün bir parçasıdır. Bu nevi yanlış anlamalar, İslâm toplumu ve müslümanların dini bir bütün olarak kavrama noktasında sıkıntıya düşüp zarara uğradıklarında şüphe yoktur. Belki, İslâm’ın ruhuna, küllî hayat anlayışına hiç ehemmiyet vermeksizin, İslâm’daki dinî eğitimin, salt zahiri şekillerin yorumuna indirgenmesinin sebebinin bu nevi yanlış anlamalar olduğu söylenebilir. Çünkü böyle anlayışların, zorunlu olarak kuru bir şekilciliğin, müslümanların hayatının nihai gayesi haline gelmesine sebep olduğu görülmektedir. ( bk. Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, II, 273 )
Bununla birlikte savaşın önemi de bir başkadır. Yeri gelince en yakından başlayarak İslâm düşmanlarıyla savaşmak mecburiyeti vardır. Bu sebeple buyruluyor ki:
Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe suresi 122 ayeti anlamı - okunuşu
Her şeye rağmen, mü’minlerin savaş için topyekün sefere çıkmaları doğru değildir. Doğrusu şudur: Her kabile veya her topluluktan bir kısmı savaşa gitmeli; bir kısmı da ruhuna tam mânasıyla nüfûz ederek dîni iyice öğrenmeli ve savaşa gidenler geri döndüklerinde onlara Allah’ın emir ve yasaklarını bildirmelidirler. Belki böylece onlar da, muhtemel yanlış tavır ve davranışlardan sakınırlar.
Mokhtasar tefsiri
Eğer düşmanları galip gelirse Müminlerin yok olmamaları için hepsinin birden topluca savaşa çıkmaları uygun değildir. Müminlerden bir grup cihat için çıksın bir grup da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-`e refakat etmek ve O`ndan işittikleri Kur`an ve şeri hükümlerde derin bilgiye kavuşmak için geride kalsınlar. Böylece kavimleri kendilerine döndüklerinde öğrenmiş olduklarıyla onları uyarsınlar. Bunu da Allah`ın azabından ve cezalandırmasından sakınmak için yapsınlar ve Yüce Allah`ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınsınlar. İşte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-`in nahiyelere göndermiş olduğu seriyyelerdeki durum böyle idi. Onlardan seriyye için bir topluluk seçer ve onları çeşitli bölgelere gönderirdi.
Ali Fikri Yavuz
Bununla beraber müminlerin hepsi toplanıp birden savaşa çıkmaları uygun değildir. Her kabileden büyük bir kısım savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da, din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan kendilerine döndüğü zaman, onları Allah’ın azâbı ile korkutmak için, geri kalmalıdır. Olur ki, Allah’ın azâbından sakınırlar
İngilizce - Sahih International
And it is not for the believers to go forth [to battle] all at once. For there should separate from every division of them a group [remaining] to obtain understanding in the religion and warn their people when they return to them that they might be cautious.
Tevbe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İnananların hepsinin savaşa gitmesi lazım değil; bir kısmı savaşa gitmeli, bir topluluk da çekinmelerini sağlamak için kavimleri savaştan dönüp gelerek onlarla buluşunca onları korkutmak için dini hükümleri iyice öğrenmeye çalışmalıdır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ehtiyac olmadıqda) mö’minlərin hamısı birdən (cihada, döyüşə) çıxmamalıdır. Barı, hər tayfadan bir dəstə (elm öyrənmək, sonra da onuu dindaşlarına öyrətmək üçün) qalsın ki, camaatı (döyüşdən) qayıtdığı zaman onları (Allahın əzabı ilə) qorxutsun. Bəlkə, onlar (əldə etdikləri biliklər sayəsində yaramaz işlərdən, nalayiq hərəkətlərdən) çəkinsinlər!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dini ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.
Tevbe suresi (At-Tawbah) 122 ayeti arapça okunuşu
﴿۞ وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنفِرُوا كَافَّةً ۚ فَلَوْلَا نَفَرَ مِن كُلِّ فِرْقَةٍ مِّنْهُمْ طَائِفَةٌ لِّيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنذِرُوا قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوا إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ﴾
[ التوبة: 122]
وما كان المؤمنون لينفروا كافة فلولا نفر من كل فرقة منهم طائفة ليتفقهوا في الدين ولينذروا قومهم إذا رجعوا إليهم لعلهم يحذرون
سورة: التوبة - آية: ( 122 ) - جزء: ( 11 ) - صفحة: ( 206 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İnanan ve yararlı iş işleyenler ki kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz işte cennetlikler onlardır,
- Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
- Ey Allah'a eş koşanlar! Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin." De ki: Hüsrana uğrayanlar
- Hayır; hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı son derece inatçıdır.
- De ki: "Koştuğunuz ortaklardan, önce yaratan, sonra bunu tekrar eden var mıdır?" De ki: "Allah
- O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.
- "Sesinle, gücünün yettiğini yerinden oynat, onlara karşı yaya ve atlılarınla haykırarak yürü, mallarına ve çocuklarına
- Çadırlar içinde ceylan gözlüler vardır.
- Ey can! İyi kullarımın arasına gir.
- Müminler arasından hayasızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve ahirette can yakıcı azap vardır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tevbe indirin:
Tevbe Suresi mp3 : Tevbe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler