Ahzab suresi 13. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِذْ قَالَتْ طَٓائِفَةٌ مِنْهُمْ يَٓا اَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَارْجِعُواۚ وَيَسْتَأْذِنُ فَر۪يقٌ مِنْهُمُ النَّبِيَّ يَقُولُونَ اِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِيَ بِعَوْرَةٍۜ اِنْ يُر۪يدُونَ اِلَّا فِرَارًا ﴾ [الأحزاب: 13]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-iż kâlet tâ-ifetun minhum yâ ehle yeśribe lâ mukâme lekum ferci’û(c) veyeste/żinu ferîkun minhumu-nnebiyye yekûlûne inne buyûtenâ ‘avratun vemâ hiye bi’avra(tin)(s) in yurîdûne illâ firârâ(n) [Ahzab: 13]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
İçlerinden bir takımı: "Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri dönün" demişti. İçlerinden bir topluluk da Peygamberden: "Evlerimiz düşmana açıktır" diyerek izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı. [Ahzab: 13]
Ahzab Suresi 13. ayet tefsiri
Can ve malın tehlikelere maruz kaldığı savaş anları, imanın ciddi bir imtihandan geçirildiği, ondaki zafiyetin, içinde taşıdığı küfür ve nifak izlerinin iyice belirginleştiği kritik zamanlardır. Geniş ve rahat zamanlarda gizli kalıp kendini göstermeyen menfi duygular, dokunan tahrik edici iğne uçlarıyla deprenmeye ve gün yüzüne çıkmaya başlar. Kalp küpünün içine depolanmış nifak tortuları gevşeyip eriyerek dilden dökülür. Savaşın şiddeti arttıkça iç yüzlerin dışa yansıması daha da kolaylaşır ve netleşir. Böyle durumlarda, kimsenin gerçek kişiliğini gizleyebilme imkânı kalmaz. İşte Hendek savaşında da kalabalık düşman orduları tarafından kuşatma altına alınan, bir ay geçmesine rağmen zafere ait müspet en küçük bir işaret bile göremeyen, hatta ellerindeki zaruri ihtiyaç maddeleri bile sıfırlanan münafıklar ve zayıf imanlı kimseler, imtihanı kaybetmişler, içlerindeki marazı kusmuşlar ve bahane uydurarak savaştan kaçmaya çalışmışlardır.
Rivayete göre Allah Resûlü ( s.a.s. ) ashâbıyla birlikte hendeği kazarken büyük bir kayaya rastlandı. Kayayı sökmeyi veya kırmayı başaramayan askerler, durumu Efendimiz ( s.a.s. )’e arz ettiler. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) kazmayı eline aldı ve üç vuruşta kayayı parçaladı. Her vuruşta “ Allahu Ekber ” diyor ve “ İran, Suriye, Yemen ” gibi ülkeleri zikrederek ileride müslümanlara nasip olacak fetihleri bir bir müjdeliyordu. Bu müjdeyi işiten yahudiler ve münafıklar ise “ Biz korkudan helaya gidemezken o bize İran ve Bizans’ın hazinelerini müjdeliyor, bu aldatmadan başka bir şey değil ” demişlerdi. ( Nesâî, Cihad 42; Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 130-131 ) Bir kısmı arkadan orduyu ifsat etmek, azimlerini kırıp geri döndürmek için faaliyet yürütürken, bazıları da Medine’de bıraktıkları evlerinin açık, sahipsiz ve korumasız olduğunu bahane ederek cepheden kaçmaya çalışmışlardı. Bunların hepsi nifakın ve iman zafiyetinin açık nişâneleri idi. Bunlar arasında Uhud savaşında yılgınlık gösterdikleri için tevbe edip, bir daha böyle yapmayacaklarına yemin ederek Resûlullah ( s.a.s. )’e söz verenler de vardı. Fakat bunlar da sözlerinden dönmüşlerdi. Halbuki Allah’a verilen sözün bir mes’uliyeti, bir bedeli vardır. Bu mutlaka sorulur ve tutulmazsa cezası verilir.
13. âyette geçen يَثْرِبُ ( Yesrib ), Medine’nin Allah Resûlü ( s.a.s. )’in hicretinden önceki ismiydi. “ Kurak, çorak yer ” anlamını taşıyordu. Efendimiz ( a.s. ), gelince onu Medine olarak değiştirmişti. Münafıklar buna rağmen Yesrib demekle, içlerindeki nifâkı ortaya koyuyorlardı.
Böyle imanı zayıf, sabrı az, gevşek karakterli münafık tiplere şu gerçekleri hatırlatmak faydalı olabilir:Ömer Çelik Tefsiri
Ahzab suresi 13 ayeti anlamı - okunuşu
Onlardan bir grup: “Ey Medine halkı! Siz burada düşmana karşı koyamazsınız, mevzilerinizi bırakıp derhal geri dönün!” diyordu. İçlerinden bir başka grup da: “Evlerimiz sahipsiz, korumasız!” diyerek Peygamber’den izin istiyordu. Oysa evleri hiç de korumasız değildi. Onların bütün derdi savaştan kaçmaktı.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul!- Münafıklardan bir grup Medine halkı için: "Ey Yesrib Halkı! (Yesrib, Medine`nin İslam`dan önceki ismidir) Hendeğe yakın dağ eteğinde kalmanıza gerek yoktur, evlerinize dönün." demişlerdi. Onlardan bir grup Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-`den evleri düşmana karşı açık (korumasız) olduğu gerekçesiyle evlerine dönmek için izin istiyorlardı. Ancak onların iddia ettiği gibi evleri korumasız değildi. Onlar bu yalan mazeretle düşmandan kaçmayı istiyorlardı.
Ali Fikri Yavuz
O sıra münafıklardan bir gurub:” -Ey Medine halkı! Burası sizin duracağınız yer değil, hemen (savaştan kaçarak evlerinize) dönün.” diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor; “-Cidden evlerimiz açık kalmıştır (hırsızlardan korkuyoruz)” diyorlardı. Halbuki evleri açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı
İngilizce - Sahih International
And when a faction of them said, "O people of Yathrib, there is no stability for you [here], so return [home]." And a party of them asked permission of the Prophet, saying, "Indeed, our houses are unprotected," while they were not exposed. They did not intend except to flee.
Ahzab suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve hani onların bir bölüğü, ey Yesribliler demişti, burada durmanıza imkan yok, dönün artık ve bir bölüğü de Peygamberden, evlerimiz açık, sağlam değil diye izin istemişti, halbuki evleri açık değildi ve sağlamdı, onlar, ancak kaçmayı diliyorlardı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O zaman onlardan bir tayfa: “Ey Yəsrib (Mədinə) əhli. (Burada) sizin üçün duracaq bir yer yoxdur, (evinizə) qayıdın!” – demişdi. Başqa bir dəstə isə: “Evlərimiz açıqdır (kimsəsizdir, oğru girməsindən qorxuruq)” – deyə (geri qayıtmaq üçün) Peyğəmbərdən izin istəyirdi. Həqiqətdə evləri açıq (kimsəsiz) deyildi. Onlar ancaq (döyüşdən) qaçmaq istəyirdilər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlardan bir gurup da demişti ki: Ey Yesribliler (Medineliler)! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün! İçlerinden bir kısmı ise: Gerçekten evlerimiz emniyette değil, diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı.
Ahzab suresi (Al-Ahzab) 13 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِذْ قَالَت طَّائِفَةٌ مِّنْهُمْ يَا أَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَارْجِعُوا ۚ وَيَسْتَأْذِنُ فَرِيقٌ مِّنْهُمُ النَّبِيَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِيَ بِعَوْرَةٍ ۖ إِن يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارًا﴾
[ الأحزاب: 13]
وإذ قالت طائفة منهم ياأهل يثرب لا مقام لكم فارجعوا ويستأذن فريق منهم النبي يقولون إن بيوتنا عورة وما هي بعورة إن يريدون إلا فرارا
سورة: الأحزاب - آية: ( 13 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 419 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Eyyub da: "Başıma bir bela geldi, (Sana sığındım), Sen merhametlilerin merhametlisisin" diye Rabbine nida etmişti.
- De ki: "Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim."
- Doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
- Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir dişi (kraliçe) karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu
- Kuran'ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm indirdik ve onu gerektikçe indirdik.
- Ama, inkar eden kimselere denir ki: "Ayetlerim size okunmuş, siz de büyüklenip suçlu bir millet
- Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti
- "Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan
- Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın
- Sonra peygamberlerin ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun ve erkanına gönderdik. Ayetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahzab indirin:
Ahzab Suresi mp3 : Ahzab suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler