Naziat suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ ﴾ [النازعات: 15]
ayet arapça & türkçe okunuşuHel etâke hadîśu mûsâ [Naziat: 15]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi? [Naziat: 15]
Naziat Suresi 15. ayet tefsiri
Din söz konusu olunca en mühim unsur, peygamberdir. Zira Allah Teâlâ, dinini onun vasıtasıyla beşeriyete ulaştırmaktadır. Dolayısıyla peygambere inanan Allah’a inanıp O’nun dinini kabul etmekte, Peygamber’e inanmayan ise hepsini reddetmiş olmaktadır. Bu sebeple Yüce Rabbimiz, burada âhiret hayatıyla alakalı delilleri serdetmeden önce, Hz. Mûsâ ve Firavun kıssasından dikkat çekici bir kesit anlatarak, inkârcıları, Resûlullah ( s.a.s. )’e karşı çıkmanın ve ona başkaldırmanın hem dünyevî hem de uhrevî hazin neticelerinden sakındırmaktadır. Anlatılan kısmıyla kıssada şu hususlara dikkat çekilmektedir:
› Firavun gibi azılı bir kâfire ve düşmana karşı bile Mûsâ ( a.s. )’dan nasıl bir yumuşak ve nezaketli üslup kullanmasının istendiği.
Burada bir mânada: “ Firavun’a gidin; çünkü o, gerçekten çok azgınlaştı. Ona yumuşak ve gönül alıcı sözler söyleyin. Belki o, böylece aklını başına alır veya hiç değilse biraz korkar ” ( Tâhâ 20/43-44 ) âyetlerinde emredilen “ kavl-i leyin ”in izahı vardır. Buna göre davetçi, insanları yumuşak, tesirli ve hikmetli sözlerle hidâyete çağırmalıdır. Kalplere ve ruhlara tesir edecek bir dil bulmalıdır.
› Firavun’un davet edildiği husus, اَلتَّزَكّ۪ي ( tezekkî ) kelimesiyle ifade edilir.
Tezekkî, temizlenmek demektir. Bir taraftan kirliliklerden temiz, hâlis ve pam pâk olmak, bir taraftan da artıp, feyizlenip nemâlanmak anlamına gelir. Burada akide, ahlâk ve amellerin temizlenmesi kastedilir. Daha açık bir ifadeyle müslüman olup, İslâm’ı kabullenmek demektir. Mûsâ ( a.s. )’ın “ gönlün var mı? ” diye sormasında, iman veya inkâr gibi tercihe bağlı olan hususlarda kulun iradesinin, meyil ve niyetinin şart olduğuna işaret vardır. Meyil ve niyet olmadan netice hâsıl edilemez. Ayrıca Allah’tan korkup O’nun râzı olmadığı şeylerden sakınmak için Rabbi tanımak şarttır. Nitekim âyet-i kerîmede: “ Gerçek şu ki, kulları içinde ancak âlimler, Allah’tan gerektiği gibi korkarlar ” ( Fâtır 36/28 ) buyrulur. Çünkü bilmeyenin korkusu ve saygısı olmaz. Korkusu ve saygısı olmayan da günahlardan sakınmaz, her fenalığa atılır.
› Mûsâ ( a.s. )’ın bu kadar yumuşak, tesirli ve hikmetli davetine, üstelik ölülerin tekrar diriltilmesine de bir misal olacak şekilde asanın canlanıp ejderha haline gelivermesi gibi peygamberliğini ispatlayacak büyük bir mûcize göstermesine mukâbil, Firavun’un sergilediği tavır dikkate şâyandır:
Peygamberi yalanlamak, Allah’a ve emrine isyan etmek, Allah’a yönelecek yerde O’na sırtını dönmek, bununla da yetinmeyip hak davasını iptal edebilmek için var gücüyle çalışmak, bununla da yetinmeyip taraftarlarını toplayarak “ en büyük rab olduğunu ” iddia edecek derecede küfür ve azgınlık, hiddet ve taşkınlık, akılsızlık ve ahmaklık gayyasının dibine yuvarlanmak… Aslında Firavun’un “ sizin en büyük rabbiniz benim ” şeklindeki iddiası, insandaki makam ve mevki hırsı, benlik dâvasının nerelere kadar varabileceğini gösteren ibretlik bir vesikadır.
› Allah Teâlâ, peygamberini yalanlayan ve emirlerine karşı böyle küstahça baş kaldıran o zalimi cezasız bırakmadı. Onu hem Kızıl denizin azgın dalgaları arasında boğmak sûretiyle dünya azabıyla, hem de imansız ölüp ebedi cehennemi boylaması sûretiyle âhiret azabıyla cezalandırdı.
اَلنَّكَالُ ( nekâl ), kelimesi اَلتَّنْك۪يلُ ( tenkil ) mânasındadır. “ Tenkîl ” ise görenlere ve işitenlere ibret olacak ve onları benzeri şeyleri yapmaktan men edecek biçimde cezalandırmaktır. İşte Firavun’un helakinde, kalplerinde ilâhî korku taşıyan insanları Allah ve Peygamber’e isyandan vazgeçirecek dehşetli bir ibret bulunmaktadır. Selim bir akılla bunu düşünen insan, peygambere karşı gelen, büyüklük taslayan, insanları zulümle ezen, kendisini tanrılaştıran insanların sonunda nasıl Allah’ın dünya ve âhiret cezasına çarptırılıp mahv ü perişan olacaklarını anlar. Firavun gibi kibirlenmeyip Allah’ın peygamberine inanır ve onun getirdiği dine itaat eder.
Şimdi:Ömer Çelik Tefsiri
Naziat suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu
Sana Mûsâ’nın haberi geldi, değil mi?
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- Musa’nın, Rabbiyle ve düşmanı olan Firavun`la ilgili haberi sana geldi mi?
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm), muhakkak ki sana Mûsa’nın haberi geldi
İngilizce - Sahih International
Has there reached you the story of Moses? -
Naziat suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Gelmedi mi Musa'ya ait söz sana?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Peyğəmbər!) Musanın hekayəti (söhbəti) sənə gəlib çatdımı?
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?
Naziat suresi (An-Naziat) 15 ayeti arapça okunuşu
﴿هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ﴾
[ النازعات: 15]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltilirsiniz.
- Allah'a benzerler koşmaya kalkmayın. Şüphesiz Allah bilir, siz bilmezsiniz.
- Sizi hoşnut etmek için Allah'a yemin ederler. Eğer inanıyorlarsa Allah'ı ve Peygamberini hoşnut etmeleri daha
- Yoksa Musa'nın ve sözünü yerine getiren İbrahim'in kitablarında olanlar kendisine bildirilmedi mi ki?
- Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.
- Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık
- İnkar eden, Allah'ın yolundan alıkoyanlara, bozgunculuklarına karşılık azap üstüne azap veririz.
- O, iki doğunun Rabbidir, iki batının Rabbidir.
- Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi ona aittir. O'nun bilgisi dışında hiçbir ürün kabuğundan çıkmaz, hiçbir
- Hak tahakkuk etti, onların yaptıkları boşa gitti.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Naziat indirin:
Naziat Suresi mp3 : Naziat suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler