Nahl suresi 37. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِنْ تَحْرِصْ عَلٰى هُدٰيهُمْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْد۪ي مَنْ يُضِلُّ وَمَا لَهُمْ مِنْ نَاصِر۪ينَ ﴾ [النحل: 37]
ayet arapça & türkçe okunuşuİn tahris ‘alâ hudâhum fe-inna(A)llâhe lâ yehdî men yudil(lu)(s) vemâ lehum min nâsirîn(e) [Nahl: 37]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onların doğru yolda olmalarına ne kadar özensen, yine de Allah, saptırdığını doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da olmaz. [Nahl: 37]
Nahl Suresi 37. ayet tefsiri
Hiç kimsenin, işlediği günahlar hakkında “ Ne yapayım, Allah’ın dileği böyle! ” diye özür beyân ederek kurtulma şansı yoktur. Çünkü Cenâb-ı Hak, her ümmete “ Sadece kendisine kulluk yapılmasını ve insanları sahte tanrılara tapmaya zorlayan şeytânî güçlerden uzaklaşılmasını ” tebliğ eden bir peygamber göndermiştir. Buna göre peygamberlerin vazifesi insanlara Allah’a ibâdeti emretmek, Allah’tan başka şeylere tapmaktan onları sakındırmak, onlara en doğru ibâdet şekillerini öğretmek ve bu yolla Allah’a vasıl olmalarını sağlamaktır. Bu yüzdendir ki Cenâb-ı Hak, peygamber göndermedikçe hiçbir kimseye azap etmeyeceğini haber vermiştir. ( bk. İsrâ 17/15 )
Kulluk; irademizi Rabbimize teslim etmek, O’nun razı olduğu işleri yapmak, razı olmadıklarından da kaçınmaktır. İbrâhim b. Edhem ( r.h. ) ile alakalı anlatılan şu kıssa Hakk’a kulluğun nasıl olması gerektiğini hem basit, hem de etkili bir üslupla öğretir.
Kıssaya göre İbrâhim b. Edhem bir köle satın aldı. Ona:
“ –Ne yersin? ” dedi. O da:
“ –Bana ne yedirirsen onu yerim ” diye cevap verdi. Tekrar ona:
“ –Ne iş yaparsın? ” diye sordu. O da:
“ –Beni ne işte kullanırsan onu yaparım ” şeklinde karşılık verdi. Yine:
“ –Hangi şeyi yapmak istersin? ” diye sorunca, kölenin cevabı şu oldu:
“ –Efendisinin isteği yanında kölenin isteği nerede kalır! ” Sonra İbrâhim b. Edhem kendi nefsine dedi ki:
“ –Ey miskin! Şu kölenin sana teslîm olduğu gibi, sen ömründe bir saat bile Allah’a teslîm olmadın. ”
Şunu belirtelim ki, Peygamber’in davetini duyan herkesin aslında kıssada anlatıldığı gibi Allah’a kulluğa yönelmesi beklenir. Fakat gerçek böyle değildir. Bu konuda ilâhî bir zorlama olmadığından herhangi bir ümmete bir peygamber geldiğinde onların hemen iki gruba ayrıldıkları görülür:
› Daveti kabul edenler,
› Daveti reddedip sapıklık yolunu tutanlar.
Halbuki yeryüzünde dolaşıp insanlık tarihine ibretle bakılacak olsa, bunlardan neyin doğru neyin yanlış, hangi yolun müstakîm hangi yolun eğri olduğu hakkında mühim ip uçları elde edilebilecektir. Peygamberlerin ve onlara karşı gelenlerin halleri bunun en güzel misalleridir. Mesela Hz. Mûsâ ve İsrâiloğulları kurtulurken Firavun ve kavmi Allah’ın azabına uğramıştır. Yine Hz. Sâlih, Hz. Hud, Hz. Nûh gibi peygamberler ve onlara iman edenler Allah’ın rahmetine ererken, onları reddedenler helak edilmişlerdir. O halde Hz. Muhammed ( s.a.s. )’e karşı gelenler de, öncekilerde olduğu gibi kendilerine belli bir süre mühlet veriliyor olsa da, âkıbetlerinin nice olacağını düşünüp âhireti inkâr gibi bir musibetten kendilerini kurtarmalıdırlar:
Ömer Çelik Tefsiri
Nahl suresi 37 ayeti anlamı - okunuşu
Sen onların doğru yola gelmelerini ne kadar çok istesen de, Allah sapmalarına fırsat verdiği kimselere doğru yolu göstermez. Onlar için bir yardımcı da bulunmaz.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- Sen onları davet etmek için gücünün yettiği kadar çabalasan, onların hidayet bulmasını ne kadar çok istesen ve bunun için gereken sebepleri yapsan da, şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola muvaffak kılmaz. Allah’ın dışında onlardan azabı engelleyip onlara yardım edebilecek başka hiç kimse yoktur.
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm) sen, o kâfirlerin hidayet bulmalarına çok istekli isen (de çare yok), her halde Allah dalâlette bırakacağı kimselere hidayet vermez. Onların hiç bir yardımcısı da yoktur
İngilizce - Sahih International
[Even] if you should strive for their guidance, [O Muhammad], indeed, Allah does not guide those He sends astray, and they will have no helpers.
Nahl suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onları doğru yola sevketmek için üstlerine düştükçe düşsen de şüphe yok ki Allah, sapıklığı kabul edeni doğru yola getirmez ve onlara bir tek yardımcı da yoktur.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum!) Sən onların doğru yola gəlməsini həddindən artıq istəsən də (bunun heç bir faydası yoxdur). Çünki Allah yoldan çıxartdıqlarını (bir daha) doğru yola salmaz. Onlara (Allahın əzabından xilas olmaqla) kömək edənlər də olmaz!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Resulüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
Nahl suresi (An-Nahl) 37 ayeti arapça okunuşu
﴿إِن تَحْرِصْ عَلَىٰ هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَن يُضِلُّ ۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ﴾
[ النحل: 37]
إن تحرص على هداهم فإن الله لا يهدي من يضل وما لهم من ناصرين
سورة: النحل - آية: ( 37 ) - جزء: ( 14 ) - صفحة: ( 271 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Doğrusu o vahyolunanı kalbine yerleştirmek ve onu sana okutturmak Bize düşer.
- Dağlar gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar; onları karaya
- Babalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve doğru yola eriştirdik.
- Hayır; o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı.
- Adil hareket etmeye ne kadar uğraşsanız, kadınlar arasında eşitlik yapamayacaksınız, bari bir tarafa kalben tamamen
- Allah şüphesiz sakınanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir.
- Göklerde ve yerde olanlar O'nundur; hepsi O'na boyun eğmiştir.
- Renkleri koyu yeşildir.
- Rabbinin katından ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak sahile atılacaktı.
- Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nahl indirin:
Nahl Suresi mp3 : Nahl suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler