Araf suresi 157. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Araf suresi 157 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Araf suresi - Al-Araf aya 157 (The Heights).
  
   

﴿اَلَّذ۪ينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الْاُمِّيَّ الَّذ۪ي يَجِدُونَهُ مَكْتُوبًا عِنْدَهُمْ فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِۘ يَأْمُرُهُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهٰيهُمْ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَٓائِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ اِصْرَهُمْ وَالْاَغْلَالَ الَّت۪ي كَانَتْ عَلَيْهِمْۜ فَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِه۪ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ مَعَهُٓۙ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ۟ ﴾ [الأعراف: 157]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Elleżîne yettebi’ûne-rrasûle-nnebiyye-l-ummiyye-lleżî yecidûnehu mektûben ‘indehum fî-ttevrâti vel-incîli ye/muruhum bilma’rûfi veyenhâhum ‘ani-lmunkeri veyuhillu lehumu-ttayyibâti veyuharrimu ‘aleyhimu-lḣabâ-iśe veyeda’u ‘anhum israhum vel-aġlâle-lletî kânet ‘aleyhim(c) felleżîne âmenû bihi ve’azzerûhu venasarûhu vettebe’û-nnûra-lleżî unzile me’ahu(ﻻ) ulâ-ike humu-lmuflihûn(e) [Araf: 157]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

"Bu dünyada ve ahirette bizim için güzel olanı yaz; biz Sana yöneldik" dedi. Allah: "Azabıma dilediğim kimseyi uğratırım, rahmetim herşeyi kaplamıştır; bunu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, zekat verenlere, ayetlerimize inanıp, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları, okuyup yazması olmayan peygambere uyanlara yazacağız. O peygamber, onlara, uygun olanı emreder ve fenalıktan meneder, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılar, onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir. Bu peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, onunla gönderilen nura uyanlar yok mu? İşte onlar saadete erenlerdir" dedi. [Araf: 157]


Araf Suresi 157. ayet tefsiri

Onlar, yanlarında bulunan Tevrat ve İncil’de özellikleri yazılı bulunan; kendi öz evlatları gibi tanıdıkları ( bk. Bakara 2/146 ) ümmî peygamber Hz. Muhammed Mustafa ( s.a.s. )’e uyup itikat, ibâdet, ahlâk ve muamelâtta onun arkasından gidenler ve gidecek olanlardır.

Bu âyet-i kerîmeden anlaşılmaktadır ki, Cenab-ı Hak Hz. Mûsâ’ya Tur dağındaki buluşmasında ve Tevrat’ta âlemlere rahmet olan son peygamberi haber vermiş; talep ettiği rahmet ve iyiliğin onun ümmeti için yazılacağını va‘dederek, vakti gelince İsrâiloğulları’nın ona iman edip tâbi olmalarını teşvik etmiştir. Aynı zamanda Tevrat’tan sonra ve Kur’ân’dan önce İncil’in geleceğini bildirmiştir. Tevrat ve İncil’de, peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed ( s.a.s. ) ile ona nâzil olacak Kur’ân-ı Kerîm hakkında bir kısım vasıf ve özellikleri itibariyle bilgiler yer almaktaydı. Efendimiz geldiği sırada Tevrat ve İncil’i hakkiyle okuyup anlayan kitap ehli, Hz. Mûsâ’nın talep ettiği rahmet ve iyiliğe erebilmenin ancak son peygamber Hz. Muhammed ( s.a.s. )’e uyma sayesinde mümkün olacağını ellerindeki kitaplarında yazılı olarak buluyorlardı.

Günümüzde de bir kısım İslâm âlimleri, mevcut Tevrat ve İncilleri inceleyerek Peygamber Efendimiz’i müjdeleyen ifadeleri tespit etmeye çalışmaktadırlar.

Âyet-i kerîmede Allah Resûlü ( s.a.s. )’in şu mühim vasıfları haber verilir:

1. O, Allah’ın elçilik vazifesini yüklenmiş ümmî bir peygamberdir. Peygamber Efendimiz’in ümmîliği; Ümmü’l-Kurâ olan Mekke’ye nispetle “ Mekkeli olması ”, ümmet kelimesine nispetle “ Arap milletinden olması ” ve anne mânasındaki الأم ( ümm ) kelimesine nispetle “ anasından doğduğu gibi, okuma yazma bilmeyen ” mânalarını ihtivâ eder. Fakat daha ziyade son mâna tercih edilmiştir. Nitekim âyet-i kerîmede: “ Sen, bu kitap sana indirilmeye başlamadan önce ne bir kitap okuyor, ne de onu elinle yazıyordun ” ( Ankebût 29/48 ) buyrulur. Aslında ümmîlik sıradan insanlar için ilim eksikliğini ifade eden bir noksanlık sıfatıdır. Ancak ilmî yüceliği ve kemâli, hangi seviyede olursa olsun bütün okuyup yazanları aciz bırakacak bir peygamberin “ ümmî ” olması, onun doğrudan doğruya Allah tarafından gönderildiğini her türlü şüpheden arınmış olarak ispat eden harikulade bir üstün özelliktir. Başlı başına bir mûcizedir.

2. O her türlü iyiliği, hakkı, adâleti, dinin ve aklın güzel gördüğü ve insanın selim fıtratına uygun düşen her türlü hayırlı işleri emreder.

3. O yapılmaması ve sakınılması gereken her türlü çirkin söz, fiil ve davranışlardan sakındırır.

4.  O, zararlı olmayan ve tiksinti vermeyen temiz ve hoş şeyleri, yiyecek, içecek ve giyecekleri helâl kılar. Böylece Efendimiz sayesinde içine pis bir şey karışmadığı ve İsrâf edilmediği müddetçe yaratılıştan temiz, hoş ve lezzetli olan her şeyin yenilip içilmesi helâl kılınmıştır. Halbuki yaptıkları zulümler sebebiyle bunların bir kısmı daha önce İsrâiloğullarına haram kılınmıştı. ( bk. Nisâ 4/160 )

5. O, yaratılıştan pis, zararlı ve tiksinti verici, selim insan fıtratının nefret ettiği her şeyi haram kılar. Gerek domuz eti, leş, kan ve alkollü içecekler gibi maddi bakımdan; gerek kumar, faiz, rüşvet ve sahtekârlık gibi manevî bakımdan pis olan şeyleri yasaklar. Çünkü bunları kullanmak azap sebebidir, Azaptan kurtulup rahmete erebilmek için bunlardan kaçınmak gerekir.

Âyet-i kerîmede “ ma‘rûf ve münker ”in daha çok fiil ve davranışlar; “ tayyibât ve habâis ”in ise yiyecek ve içecekler için kullanıldığı dikkati çekmektedir.

6. O, daha önceki şeriatlerde, özellikle yahudilikte bulunan mesela tevbesinin kabul edilmesi için insanın kendini öldürmesi ( bk. Bakara 2/54 ), bazı helâl gıdaların haram kılınması, cumartesi günü çalışmanın yasak olması gibi ağır mükellefiyetleri kaldırır, zincirleri kırar; yerine kolaylık ve müsâmaha üzerine kurulmuş bir din getirir.

Hâsılı o Ümmî Peygamber, bütün insanlık için rahmet, kurtuluş ve özgürlük vesilesidir. O, akla, insan fıtratına ve insanın maddi ve mânevî olarak her türlü ihtiyacının en ideal bir şekilde karşılanmasına uygun olan bir din getirmiştir. Bütün insanlarla birlikte burada özellikle Ehl-i kitap olan yahudi ve Hristiyanlara da bu fırsatı kaçırmamaları, o şanlı Peygamber’e iman ederek; ona gereken en yüce saygı ve hürmeti göstererek; getirdiği dinin öğrenilmesi, yaşanması ve yaşatılmasına samimane yardım ederek ve onun getirdiği Kur’an’ın ve sünnetin ahkâmına tâbi olarak kurtuluşu yakalamaları ve Allah’ın her şeyi kuşatan rahmetine girmeleri tavsiye edilmektedir. Peygamberimiz’e de, kendisinin bütün insanlığa gönderildiğini şöylece ilan etmesi emir buyrulmaktadır:


Ömer Çelik Tefsiri
Araf suresi Diyanet

Araf'den 157 Ayeti'ni dinle


Araf suresi 157 ayeti anlamı - okunuşu

Onlar, ellerindeki Tevrat ve İncil’de özelliklerini yazılı buldukları o Rasûl’e, okuma yazma bilmeyen o Peygamber’e uyarlar. O Peygamber onlara iyilik, doğruluk ve güzelliği emretmekte; her türlü kötülüğü ve çirkinliği yasaklamakta; temiz ve hoş olan bütün yiyecek ve içecekleri onlara helâl, kötü ve pis olan şeyleri ise onlara haram kılmakta; sırtlarındaki kendi şeriatlarından kalma ağır yükleri kaldırmakta, boyunlarına vurulmuş zincirleri kırıp atmaktadır. Bu bakımdan ona inanan, ona saygı duyan, düşmanlarına karşı ona yardım eden ve kendisine indirilen Kur’an’a uyan kimseler, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.


Mokhtasar tefsiri

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- okuma yazma bilmeyen ümmî bir peygamberdir. Rabbi ona vahiy göndermiştir. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-e tabi olanlar, Musa -aleyhisselam-`a indirilen Tevrat`ta ve İsa -aleyhisselam-`a indirilen İncil`de onun ismini, vasfını ve peygamberliğini yazılı olarak bulurlar. Onlara güzel ve doğru olan şeyleri emreder. Aklıselim ve temiz fıtratın çirkin gördüğünü de yasaklar. Onlara içinde zararlı şeyler bulunmayan lezzetli yiyecekleri, içecekleri ve evlilikleri helal kılar. Kötü ve şerli olanları ise haram kılar. İster kasten öldürmüş olsun veya hatayla öldürmüş olsun her iki halde de katilin öldürülmesini gerekli kılan hükümler gibi, onların sorumlu tutulduğu zor ve meşakkatli sorumlulukları onlardan kaldırır. İsrailoğulları ve başkalarından ona iman edenler, onu yüceltenler, ona düşmanlık yapan kâfirlere karşı yardım edenler, yolu aydınlatan ve hidayete erdiren bir nur olan Kur`an`a uyanlar, işte onlar talep ettiklerine ulaşacaklar ve korktuklarından emin ve uzak olacaklardır.


Ali Fikri Yavuz

Onlar ki, yanlarında bulunan Tevrat ve İncil’de ismini yazılı buldukları ümmi Peygamber o Rasûle tâbi olurlar; o (Rasûl) kendilerine iyiliği emrediyor, onları fenalıktan alıkoyuyor; onlara (nefislerine) haram ettikleri temiz şeyleri halâl kılıyor, murdar şeyleri de üzerlerine haram kılıyor, onların ağır yüklerini, üzerlerindeki bağları indiriyor. Ve onlar ki, ona (Rasûle) iman ederler, kendisine tâzim ederler, ona yardım ederler ve kendisine indirilen (Kur’an’a) tâbi olurlar, işte bunlar kurtulanlardır


İngilizce - Sahih International


Those who follow the Messenger, the unlettered prophet, whom they find written in what they have of the Torah and the Gospel, who enjoins upon them what is right and forbids them what is wrong and makes lawful for them the good things and prohibits for them the evil and relieves them of their burden and the shackles which were upon them. So they who have believed in him, honored him, supported him and followed the light which was sent down with him - it is those who will be the successful.

Araf suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Onlar, öyle kişilerdir ki ellerindeki Tevrat'ta ve İncil'de de yazılmış olarak bulacakları şeriat sahibi Ümmi Peygambere uyarlar ve o, onlara iyiliği emreder, kötülükten nehy eder onları ve temiz şeyleri onlara helal etmededir, pis ve kötü şeyleri haram etmede. Sırtlarındaki ağır yükleri indirmededir, bağlandıkları zincirleri kırmada. Artık ona inananlar, onu ululayanlar, ona yardım edenler ve ona indirilen ışığa uyanlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


O kəslər ki, əllərindəki Tövratda və İncildə (adını, vəsfini və əlamətlərini) yazılmış gördükləri rəsula–ümmi (heç kəsin yanında oxuyub elm öyrənməmiş və ya məkkəli) peyğəmbərə tabe olurlar. (O Peyğəmbər) onlara yaxşı işlər görməyi buyurar, pis işləri qadağan edər, təmiz (pak) ne’mətləri halal, murdar (napak) şeyləri haram edər, onların ağır yükünü yüngülləşdirər və üstlərindəki buxovları açar (şəriətin çətin hökmlərini götürər). Ona (o Peyğəmbərə) iman gətirən, yardım göstərən və onunla (Qur’anın) ardınca gedənlər məhz onlar nicat tapanlardır!”


Kuran Araştırmaları Vakfı


Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmi Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nur'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.

Araf suresi (Al-Araf) 157 ayeti arapça okunuşu

﴿الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الْأُمِّيَّ الَّذِي يَجِدُونَهُ مَكْتُوبًا عِندَهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنجِيلِ يَأْمُرُهُم بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالْأَغْلَالَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ ۚ فَالَّذِينَ آمَنُوا بِهِ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذِي أُنزِلَ مَعَهُ ۙ أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
[ الأعراف: 157]

ellezine yettebiuner rasulen nebiyyel 'ümmiyyel lezi yecidunehu mektuben indehüm fit tevrati vel'incil ye'müruhüm bilmarufi veyenhahüm anil münkeri veyühillü lehümut tayyibati veyüharrimü aleyhimül habaise veyedau anhüm israhüm vel'aglalel leti kanet aleyhim fellezine amenu bihi veazzeruhü venesaruhü vettebeün nural lezi ünzile meahu ülaike hümül müflihun

الذين يتبعون الرسول النبي الأمي الذي يجدونه مكتوبا عندهم في التوراة والإنجيل يأمرهم بالمعروف وينهاهم عن المنكر ويحل لهم الطيبات ويحرم عليهم الخبائث ويضع عنهم إصرهم والأغلال التي كانت عليهم فالذين آمنوا به وعزروه ونصروه واتبعوا النور الذي أنـزل معه أولئك هم المفلحون

سورة: الأعراف - آية: ( 157 )  - جزء: ( 9 )  -  صفحة: ( 170 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler


türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Araf indirin:

Araf Suresi mp3 : Araf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Araf Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Araf Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Araf Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Araf Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Araf Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Araf Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Araf Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Araf Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Araf Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Araf Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Araf Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Araf Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Araf Suresi Al Hosary
Al Hosary
Araf Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Araf Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Saturday, November 23, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler