Necm suresi 18. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لَقَدْ رَاٰى مِنْ اٰيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرٰى ﴾ [النجم: 18]
ayet arapça & türkçe okunuşuLekad raâ min âyâti rabbihi-lkubrâ [Necm: 18]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
And olsun ki Rabbinin varlığının büyük delillerini gördü. [Necm: 18]
Necm Suresi 18. ayet tefsiri
Allah Teâlâ Peygamberimiz ( s.a.s. )’e o makamda öyle bir itminân, öyle bir metânet, öyle bir kararlılık ve vakar lütfetti ki, Sidre’yi bürüyen o kadar muhteşem manzaraları gördüğü halde, gözü yerinden kaymadı, şaşıp da sağa sola meyletmedi. Görme sınırını aşıp da yanlış bir bakış da bakmadı. Akılların şaşacağı, gözlerin kamaşacağı hayret verici şeyler görmekle beraber o ne şaştı, ne de görme sınırını aştı. Son derece dikkatli ve sıhhatli bir şekilde Allah Teâlâ’yı tesbih edip O’nu müşâhede etti. Âyet-i kerîmenin ilk cümlesi Habîb-i Ekrem ( s.a.s. )’in emsalsiz edebini, ikinci kısmı ise kuvvet ve kudretini beyân etmektedir.
Allah Resûlü ( s.a.s. ), Miraç gecesi o yüce makamda Rabbinin varlığını gösteren büyük delillerinden bir kısmını veya O’nun en büyük âyetini gördü. Peki Efendimiz ( s.a.s. )’in gördüğü bu âyetler nelerdi:
1. Habîb-i Ekrem ( s.a.s. ), o gece kalp gözüyle Allah Teâlâ’yı görmüştür. ( Tirmizî, Tefsir 53/3281 ) Nitekim Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ): “ Ben, yüce Rabbimi gördüm! ” buyurmuştur. ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 285; Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, I, 78 ) Bir başka rivayette Peygamber Efendimiz “ Rabbini gördün mü? ” sorusuna cevâben: “ Bir nûr gördüm! ” buyurmuşlardır. ( Müslim, Îman 292 ) Fakat âyeti kerîmede “ O Rabbini gördü ” değil, “ Rabbinin varlığını gösteren en büyük delillerden bir kısmını gördü ” buyrulduğu için, bunu “ Allah’ı görmek olarak değil, O’nun varlığını, kudret ve azametini gösteren delilleri görmek ” olarak tefsir etmek daha doğru olacaktır. Bununla birlikte âlimlerimiz, Allah Teâlâ murat ettiği takdirde kulun dünya gözüyle Allah’ı görmesinin imkân dışı olmadığını, yani mümkün olabileceğini söylemişlerdir. Zikrettiğimiz hadis-i şerifler de bunun olduğunu ve olabilirliğini haber vermektedir.
2. O, Cebrâil ( a.s. )’ı gök ile yer arasını doldurmuş halde refreften bir elbise içerisinde görmüştür. ( Tirmizî, Tefsir 53/3283 ) Yine o Cebrâil’i aslî sûretinde altı yüz kanadıyla birlikte görmüştür. ( Müslim, İman 280 )
3. Bundan maksat, Resûlullah ( s.a.s. )’in İsrâ ve Miraç gecesi gidişinde ve dönüşünde gördüğü hârikulâde şeylerdir. Nitekim İsrâ hâdisesinin hikmeti beyân edilirken: “ Bu gece yolculuğunu o seçkin kula büyük işaret ve delillerimizden bir kısmını gösterelim diye yaptırdık ” ( İsrâ 17/1 ) buyrulmuştur. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “ O gece göğe yükseltildim. Öyle bir makâma çıktım ki, orada kalemlerin gıcırtılarını duyuyordum. ” ( Buhârî, Salât 1 ) Yâni Allah Resûlü ( s.a.s. ) öyle bir yüksek seviyeye çıkarıldı ki, orada kâinatın mukadderâtını yazan kalemlerin seslerini işitiyor, idrâk ötesi hakîkatlere muttalî oluyordu.
Şu rivayetler de Peygamberimiz ( s.a.s. )’in o gece gördüğü ilginç sahnelerden numuneler taşır:
Allah Resûlü ( s.a.s. ), Mîrâc’da bir topluluğa uğrar ve onların dudaklarının deve dudağı gibi olduğunu görür. Birtakım vazîfeli memurlar da onların dudaklarını kesip ağızlarına taş koymaktaydı. Peygamberimiz:“ Ey Cibrîl! Bunlar kimlerdir? ” diye sorunca, Cebrâil ( a.s. ): “ Bunlar, yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdir! ” buyurur. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XV, 18-19 ) Sonra Resûlullah ( s.a.s. ) başka bir topluluğa rastlar. Onlar da bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalamaktaydılar: “ Ey Cebrâil! Bunlar kimlerdir? ” diye sorunca, Cebrâil ( a.s. ): “ Bunlar, gıybet etmek sûretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve nâmuslarıyla oynayanlardır ” cevâbını verir. ( Ebû Dâvûd, Edeb 35/4878 ) Peygamber ( s.a.s. ) Efendimiz orada ayrıca zinâkârları, leş yiyen bedbahtlar olarak; faiz yiyenleri, karınları iyice şişmiş ve şeytan çarpmış rezil bir vaziyette; zinâ edip çocuklarını öldüren kadınları da, bir kısmını göğüslerinden, bir kısmını baş aşağı asılı hüsrâna dûçâr olmuş bir hâlde görür. ( bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XV, 18-19 )
Peki ey inkârcılar, müşrikler! Gerçeğin iç yüzü böyle olmakla birlikte siz Allah’tan başka edindiğiniz sahte ilâhların size şefaatçi olacaklarını söylerken hangi delile dayanıyorsunuz:Ömer Çelik Tefsiri
Necm suresi 18 ayeti anlamı - okunuşu
Yemin olsun ki o, Rabbinin varlığını ve sonsuz kudretini gösteren en büyük delillerden bir kısmını gördü.
Mokhtasar tefsiri
Ant olsun, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Mirac`a çıkarıldığı gece Rabbinin kudretine delalet eden büyük ayetlerden/mucizelerden bazısını gördü. Cenneti, cehennemi ve bunun dışındaki şeyleri de gördü.
Ali Fikri Yavuz
And olsun ki, (Peygamber) Rabbinin en büyük alâmetlerinden bir kısmını gördü
İngilizce - Sahih International
He certainly saw of the greatest signs of his Lord.
Necm suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Andolsun ki Rabbinin pek büyük delillerinden bir kısmını gördü.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
And olsun ki, (Peyğəmbər) öz Rəbbininən böyük qüdrət nişanələrindən (mö’cüzələrindən) bir qismini (Beytül-mə’muru, Sidrətül-müntəhanı, Cənnəti, Cəhənnəmi, Rəfrəfi, altı yüz qanadı olan Cəbrailin həqiqi surətini və i. a.) gördü.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
Necm suresi (An-Najm) 18 ayeti arapça okunuşu
﴿لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَىٰ﴾
[ النجم: 18]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İbrahim: "Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun" dedi.
- İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler.
- Bunlar yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamazlar. Allah'dan başka kendilerini kurtaracak dostları da yoktur. Azab onlara kat
- Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar.
- Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla,
- Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor.
- Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı
- Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın.
- Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık
- Müjdeci gelip, gömleği Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine Yakub "Ben size, Allah
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Necm indirin:
Necm Suresi mp3 : Necm suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler