Bakara suresi 181. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَمَنْ بَدَّلَهُ بَعْدَ مَا سَمِعَهُ فَاِنَّمَٓا اِثْمُهُ عَلَى الَّذ۪ينَ يُبَدِّلُونَهُۜ اِنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌۜ ﴾ [البقرة: 181]
ayet arapça & türkçe okunuşuFemen beddelehu ba’de mâ semi’ahu fe-innemâ iśmuhu ‘ale-lleżîne yubeddilûneh(u)(c) inna(A)llâhe semî’un ‘alîm(un) [Bakara: 181]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Vasiyeti işittikten sonra değiştiren olursa, bunun günahı değiştirenin üzerinedir. Allah şüphesiz işitir ve bilir. [Bakara: 181]
Bakara Suresi 181. ayet tefsiri
Miras ayetleri inmeden önce nâzil olan bu ayetlerde vasiyetin kimlere ve ne şekilde yapılacağı beyân edilmektedir. Tefsirlerimizde âyetin iniş sebebiyle alakalı olarak şöyle bir durum tespiti yapılmaktadır:
Câhiliye döneminde insanlar, gösteriş yapmak, övülmek ve şeref sahibi olarak bilinmek için uzak kimselere mallarını vasiyet ederler, diğer taraftan fakir olan akrabalarını ihmâl ederlerdi. Allah Teâlâ bu âyeti indirerek, söz konusu kimseler hakkında vasiyette bulunmayı vâcib kılmıştır. Böylece insanları daha önce alışkanlık haline getirdikleri bu durumdan menedip, akraba olmayan insanlara yapılan yardımları ana, baba ve yakın akrabaya çevirmeyi murad etmiştir. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, V, 52 )
İçtimai şartlar, hikmet ve maslahatların gerektirdiği kadar bu âyetle amel edildikten sonra Nisâ sûresindeki ana, baba ve diğer akrabaların mirastan alacakları payları net bir şekilde belirleyen âyetlerle ( bk. Nisâ 4/11-12 ) bu âyetin hükmü sınırlandırılmıştır. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz de: “ Allah Teâlâ, her hak sahibine hakkını vermiştir. Artık bundan sonra vâris lehine vasiyet yoktur ” ( Ebû Dâvûd, Vesâyâ 6; Tirmizî, Vesâyâ 5 ) buyurmuştur.
Vasiyet yoluyla verilen mallar, vasiyet edenin verdiklerine bir bağışıydı. Miras ayetleriyle, Allah Teâlâ her hak sahibinin hakkını belirtmiştir. Şüphesiz Allah’ın verdiği, vasiyet edenin verdiğinden daha üstündür. Durum böyle olunca, varis olabileceklere vasiyette bulunmaya gerek kalmamıştır. Fakat isteyen, farz veya vacip olmamakla beraber, vârisleri dışında kalan yakın veya uzak diğer şahıslara vasiyette bulunabilir. Bu yasaklanmış değildir.
Yapılan vasiyeti duyanlar ve görenlere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu bir emanettir ve emanetin hakkının verilmesi gerekir. Vasiyeti değiştirmeye kalkışmak büyük bir günahtır. Nelerin vasiyet edildiğini bilen kişi, yazarken veya hakları paylaştırırken doğrusunu bile bile gerçeğe aykırı davranır; şâhit olan kişi de yalancı şâhitlik yapmak veya şâhitliği gizlemek sûretiyle diğerine ortaklık ederse, büyük bir günah kazanmış olurlar. Çünkü emanete hıyânet etmiş ve dinin emrine aykırı davranmışlardır. Suça ortak olan herkes, aynı zamanda günaha da ortaktır. Fakat onların hatalı davranışları sebebiyle, vasiyette bulunan kimseye bir vebâl söz konusu olamaz. Allah’ın her şeyi işittiğini ve bildiğini dikkate alarak, ilgililer bu hususta dikkatli davranmak zorundadırlar.
Ancak vasiyette bulunan kişinin de bilerek veya bilmeyerek hata yapma ihtimali vardır. Mesela meşrû ve helâl olmayan bir mal, menfaat ve fiil vasiyet etmiş olabilir. Vasiyetin dinî ve hukukî bir kısım kaidelerine uymamış, kasten veya bilmeyerek yanlışlar yapmış olabilir. Hâsılı hata ile veya bile bile haktan sapıp, adâlet ve iyilikten ayrılabilir. Bundan haberdar olan herhangi bir kimse mesela veli, vâli, müftü, kadı veya vâris, samimi olarak bir haksızlık ve kötülüğün vuku bulmasından korkar da, vasiyetle alakası olan kimselerin aralarını düzeltir, haksızlığın giderilip adâletin gerçekleşmesini sağlarsa, böyle bir değiştirmede, onun üzerine günah yoktur. Hatta böyle bir davranış, sakıncalı olmak bir yana, müminlerin önde gelen vazifelerinden biridir.
Allah Teâlâ’nın bildirdiği her türlü emir ve yasaklara güzelce riayet edebilmek, ancak iyi bir takvâ eğitimi, kalp tasfiyesi ve nefis terbiyesine bağlıdır. Bu terbiye ise sabır, nefsin arzularını bertaraf etmek, etkili bir ibâdet, bedenî ve ruhî bir riyâzatla gerçekleşebilir. Bunu sağlayacak amellerin başında da oruç geldiğinden devam eden ayetlerde şöyle buyrulur:
Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi 181 ayeti anlamı - okunuşu
Kim bu vasiyeti işittikten sonra değiştirirse, şüphesiz bunun günahı onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
Mokhtasar tefsiri
Kim vasiyeti öğrendikten sonra onu artırarak, eksilterek yahut vasiyetin bir bölümünü gizleyerek değişiklik yaparsa, bu değişikliğin günahı mirasçılara değil onu değiştirenlere ait olur. Şüphesiz Allah, kullarının sözlerini işitir, onların yaptıklarını bilir, onların durumlarından hiçbir şey O`na gizli kalmaz.
Ali Fikri Yavuz
Artık ölünün vasiyyetini işittikten sonra onu değiştirenin günahı ölüye değil, değiştirenin üzerinedir. Şüphesiz ki Allah vasıyyet edenin vasiyyetini işitici ve vasiyyeti değiştirenin işini bilicidir
İngilizce - Sahih International
Then whoever alters the bequest after he has heard it - the sin is only upon those who have altered it. Indeed, Allah is Hearing and Knowing.
Bakara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Vasiyeti duyduktan sonra değiştiren olursa şüphe yok ki bu işin vebali, ancak değiştirenedir. Muhakkak ki Allah, her şeyi duyar ve bilir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ölənin vəsiyyətini) eşitdikdən sanra onu dəyişənlər günah sahibi olarlar. Şübhəsiz ki, Allah (hər şeyi) eşidəndir, biləndir.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.
Bakara suresi (Al-Baqarah) 181 ayeti arapça okunuşu
﴿فَمَن بَدَّلَهُ بَعْدَمَا سَمِعَهُ فَإِنَّمَا إِثْمُهُ عَلَى الَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ﴾
[ البقرة: 181]
فمن بدله بعد ما سمعه فإنما إثمه على الذين يبدلونه إن الله سميع عليم
سورة: البقرة - آية: ( 181 ) - جزء: ( 2 ) - صفحة: ( 27 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Babalarının emrettiği gibi girdiler. Esasen bu, Allah katında onlara bir fayda sağlamazdı, ancak Yakub içindeki
- Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar.
- Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.
- "Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu
- Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüzdür.
- İşte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir.
- İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile
- O takdirde sana, hayatın da ölümün de, kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı bir
- İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştanbaşa biliyorduk.
- Kupkuru gördüğün yeryüzünün, Biz ona su indirdiğimiz zaman harekete geçmesi, kabarması, Allah'ın varlığının belgelerindendir. Ona
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:
Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler