Alak suresi 19. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ ۩ ﴾ [العلق: 19]
ayet arapça & türkçe okunuşuKellâ lâ tuti’hu vescud vakterib [Alak: 19]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sakın ona uyma; sen secde et, Rabbine yaklaş. [Alak: 19]
Alak Suresi 19. ayet tefsiri
Netice olarak, her dönemde müslümanların karşısına çıkması tabii olan bu gibi azgınlara boyun eğmeden, bir kısım zorluklar olsa da, kulluk vazifelerimizi yerine getirerek Allah’a doğru mesafe kat etmemiz ve O’na yaklaşmaya çalışmamız öğütlenir. Her türlü ibâdet kulu Allah’a yaklaştırmakla beraber, burada en mühim yakınlaşma vesilesi olarak “ secde ” gösterilir. Secdeden maksat namazdır. Namaz da ibâdetlerin en mühimidir. Namaz içinde kulun Rabbine en yakın olduğu rükün ise secdedir. Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secdede bulunduğu andır. ” ( Müslim, Salât 215 )
Şu hâdise de, secdelerin kulu Allah’a yaklaştırmada ne kadar mühim bir vesile olduğuna dikkat çeker:
Rebîa bin Kâ’b ( r.a. ) şöyle anlatır:
“ Resûl-i Ekrem Efendimiz’in kapısında geceler, ona abdest suyunu hazırlar, ihtiyâcı olan şeyleri getirirdim. Gece bir müddet,سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ( Semiallahu li-men hamideh ), bir müddet de اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ( Elhamdu lillâhi Rabbi’l-âlemîn» dediğini duyardım.
Bir gün Allah Râsûlü (s.a.s. ):
«- Benden dilediğini iste!» buyurdu. Ben:
«- Cennette seninle beraber olmayı isterim» dedim. Efendimiz:
«- Başka bir şey istesen olmaz mı?» buyurdu. Ben:
«- Dileğim ancak budur!» dedim. Bunun üzerine Allah Resûlü ( s.a.s. ):
« - Öyleyse çokça secde ederek kendin için bana yardımcı ol!» buyurdu. ” ( Müslim, Salât 226; İbn Sa‘d, et-Tabakât, IV, 313 )
Çünkü secde, Hakk’ın huzurunda benliği sıfırlamak ve ebedî âb-ı hayata ulaşmamızı engelleyen “ varlık duvarı ”nı tuğla tuğla yıkmaktır. Hz. Mevlânâ bir misalle bu gerçeği ne güzel gözler önüne serer:
“ Bir dere kıyısında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstüne de susamış dertli bir kişi çıkmıştı. Suya ulaşmasına, susuzluğunu gidermesine o duvar engel oluyordu. Susuz adam da su için balık gibi çırpınıyordu. Ansızın suya bir kerpiç parçası attı. Kerpicin düşmesi ile suyun çıkardığı ses, kulağına bir söz gibi geldi. Suyun sesi bir sevgilinin sesi gibi tatlı idi. O su sesi, adamı üzüm suyu gibi mestetti. O mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun tertemiz sesini duymak için duvardan kerpiç koparıp suya atmaya başladı. Sudan da ses geliyordu. Su «Ey insanoğlu!» diyordu, «Böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?» Susamış adam cevap verdi de dedi ki:
“- Ey su, bu atıştan benim için iki fayda vardır. Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçemem. Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır. O ses, susuzlara rebâb sesi gibi pek tatlı gelir. Su sesi İsrâfil’in sesine benziyor. Ölü bile bu sesten dirilmededir. Yahut da o ses, ilkbahar günlerindeki gök gürültüsüne benziyor. Bu ses yüzünden bağlar, bahçeler güzelleşir. Yeşillikle, çiçeklerle dolar. Yahut da o ses, yoksula zekât vermek için çağırış sesi, yahut da mahpusa hapisten kurtuluş müjdesi sesidir. Yahut da, esas kıyamet gününde Peygamber Efendimiz’in asîlere erişen şefaat nefesi gibidir. Yahut da o ses, zayıf Yâkub’un rûhuna ulaşan, güzel ve latîf Yûsuf’un kokusu gibidir.
Kerpiçleri atmamın ikinci bir faydası da şudur ki: Koparıp attığım her kerpiçle duvar alçalıyor. Ben de suya biraz daha yaklaşıyorum. Kerpici her koparışımda yüksek duvar, kerpicin azalması yüzünden biraz daha alçalıyor. Duvarın alçalması bir yakınlık; onun ortadan kalkması ise kavuşmak, buluşmak olacak. İşte namaz kılarken secde etmek de, «Secde et ve yaklaş!» ( Alak 96/19 ) ayetinde olduğu gibi duvardan kerpiç koparmaya benzer. Hakk’a manen yaklaşmaya sebep olur. Bu varlık duvarı yüksek bulundukça, baş eğmeye yani secde etmeye engel olur. Bu toprak bedenden kurtulmadıkça, eğilip ab-ı hayata secde etmek ve ondan doya doya içmek imkânı yoktur. Bu varlık duvarı üstünde bulunanlardan kim daha fazla susamışsa, duvarın taşını, kepricini o daha çabuk koparır atar. Suyun sesine daha fazla âşık olan kişi ise, ona engel olan varlık duvarından daha büyük parçalar koparır. O su âşıkı, suyun sesinden adeta boğazına kadar şaraba batmış gibi neşelenir, mest olur. Yabancı kişi ise, kerpiç suya düşünce «bluk» diye çıkardığı sesten başka bir şey duymaz. ” ( Mesnevî, 1191-1214. beyitler )
› Alak sûresinin son âyeti okunduğu ya da dinlendiğinde tilâvet secdesi yapılmalıdır.
Şimdi, Allah Teâlâ’nın şânına lâyık bir kulluğun ve secdenin nasıl yapılacağını öğretmek üzere ihsan edilen Kur’ân-ı Kerîm’in inişini ve indiği gecenin önemini açıklamak üzere Kadr sûresi geliyor:
Ömer Çelik Tefsiri
Alak suresi 19 ayeti anlamı - okunuşu
Hayır! Sen sakın ona boyun eğme! Rabbine secde et ve O’na yaklaş!
Mokhtasar tefsiri
İş, bu zalimin kötülük yaparak sana zarar vermeyi hayal ettiği gibi değildir. Sakın ola onun emir ve yasaklarına itaat etme! Allah Teâlâ’ya secde et ve O`na ibadet ederek yaklaş. Şüphesiz bunlar, O`na yakınlaşma sebebidir.
Ali Fikri Yavuz
Hayır, (Ebu Cehilin yolu sapıktır). Sakın onu dinleme, secdene (namazına) devam et de (Rabbinin rahmetine) yaklaş; (Ey Rasûlüm!) (*) * Dikkat!.. Secde âyetidir
İngilizce - Sahih International
No! Do not obey him. But prostrate and draw near [to Allah].
Alak suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İş öyle değil, itaat etme ona ve artık secde et de yaklaş.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yox, yox! Sən (ey Peyğəmbər!) ona uyma! Sən ancaq (Rəbbinə) səcdə et və (Ona) yaxınlaş!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!
Alak suresi (Al-Alaq) 19 ayeti arapça okunuşu
﴿كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِب ۩﴾
[ العلق: 19]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Rabbin'den umduğun rahmeti elde etmek için, hak sahiblerinden yüz çevirmek zorunda kalırsan, onlara hiç değilse
- Bir canın eceli gelip çatınca, Allah onu asla geri bırakmaz; Allah, işlediklerinizden haberdardır.
- İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir.
- And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar
- De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru
- De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah
- Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,
- Yoksa, karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderen mi? Allah'ın
- O, erkek ve kadının beli ile kaburga kemikleri arasından atılagelen bir sudan yaratılmıştır.
- Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Alak indirin:
Alak Suresi mp3 : Alak suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler