İsra suresi 20. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
İsra suresi 20 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : İsra suresi - Al-Isra aya 20 (The Night Journey).
  
   

﴿كُلًّا نُمِدُّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ وَهٰٓؤُ۬لَٓاءِ مِنْ عَطَٓاءِ رَبِّكَۜ وَمَا كَانَ عَطَٓاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا ﴾ [الإسراء: 20]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Kullen numiddu hâulâ-i vehâulâ-i min ‘atâ-i rabbike vemâ kâne ‘atâu rabbike mahzûrâ(n) [İsra: 20]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Onların ve bunların her birine Rabbinin nimetinden ulaştırırız. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kılınmış değildir. [İsra: 20]


İsra Suresi 20. ayet tefsiri

Allah dünyada kâfire de mü’mine de, dünyayı isteyene de âhireti isteyene de dilediği kadar verir. Kimse O’nun ihsanını engelleyemez. Niçin çok veya az verdiğine de karışamaz. Bu bakımdan insanlar zenginlik, fakirlik, mevki ve makâm bakımından birbirlerinden farklıdır. Kimi zengin kimi fakir, kimi sağlıklı kimi hasta, kimi güzel kimi çirkin, kimi kuvvetli kimi zayıf, kimi yüksek makam sahibi kimi düşük bir mertebede, kimi huzur ve mutluluk içinde kimi de sıkıntı ve zorluk içindedir. Dünyada böyle olduğu gibi, âhirette de insanlar birbirinden farklı derecelerde bulunacaklardır. Kimi cennet nimetleri içinde mutlu olacak, kimi cehennem azabı içinde kıvranacaktır. Cennetliklerin dereceleri birbirinden farklı olacağı gibi, cehennemliklerin dereceleri de birbirinden farklı olacaktır. Cenâb-ı Hak buyurur:

“ Herkesin iyi veya kötü yaptığı işlere göre derecesi farklı olacaktır. ” ( En‘âm 6/132 )

Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) de şöyle buyurur:

“ Cennetlikler, kendilerinden yüksekteki köşklerde oturanları, aralarındaki derece farkı sebebiyle, sizin sabaha karşı doğu veya batı tarafında, gökyüzünün uzak bir noktasında batmak üzere olan parlak ve iri bir yıldızı gördüğünüz gibi göreceklerdir. ” Peygamber Efendimiz’in bu sözleri üzerine ashâb-ı kirâm:

“ - O yerler, peygamberlere ait ve başkalarının ulaşamayacağı köşkler olmalıdır ” dediler. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurdu:

“ Evet, öyledir. Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, o yerler, Allah’a iman edip peygamberlere bütün benlikleriyle inanan kimselerin de yurtlarıdır. ” ( Buhârî, Bed’u’l-halk 8; Müslim, Cennet 11 )

Allah Resûlü ( s.a.s. ) buyuruyor:

“ Siz ufuktaki yıldızı nasıl yüksek görüyorsanız, cennette yüksek dereceler ehli de ‘illiyyûn ehlini öyle yüksek görürler. ” ( Buhârî, Rikak 51; Müslim, Cennet 11 )

“ Allah yolunda cihâd edenle oturan kimse arasında yüz derece vardır. Her iki derece arasını ise süratli giden at ancak yetmiş senede kat’eder. ”( Deylemî, Hadis no: 2161 )

“ İlim öğrenin. Allah Teâlâ kıyâmet günü önce peygamberleri, sonra âlimleri, sonra şehîdleri ve sonra da derecelerine göre diğer insanları diriltir. ” ( Deylemî, Hadis no: 2235 )

Hz. Ömer’in huzurunda meydana gelen şu misal, âyetlerin muhtevasına ışık tutma bakımından son derece dikkat çekicidir: Bir gün Hâris b. Hişam ile Süheyl b. Amr  ( r.a. ), halîfe Hz. Ömer’in yanına geldiler. Hz. Ömer’i aralarına alarak oturdular. Bir müddet sonra ilk muhacirler gelmeye başladı. Her bir muhacir geldikçe Hz. Ömer, “ Şöyle biraz açıl ey Süheyl! Biraz ileri git de yer ver ey Hâris! ” diyerek onları kenara oturtuyordu. Sonra Ensar gelmeye başladı. Hz. Ömer yine Süheyl ile Hâris’e yeni gelen Ensâr’a yer vermelerini söyledi. Öyle ki onlar insanların en sonuna oturdular. Hz. Ömer, meclisine gelen kişiyi, İslâm’a girmekteki önceliğine ve ihlâsına göre yakınına oturtuyordu. Hz. Ömer’in yanından çıktıklarında Hâris, Süheyl’e:

“ –Ömer’in bize yaptığını gördün mü? ” dedi. Süheyl de:

“ –Onu kınamaya hakkımız yok! Biz kendimizi ayıplayalım. Bu durumu başımıza kendimiz getirdik. O insanlar İslâm’a çağrıldıkları zaman hemen koştular, hiç beklemeden kabul ettiler. Biz çağrıldığımızda ise yavaş davrandık, geri kaldık! ” dedi. İnsanlar Hz. Ömer’in yanından dağılınca, Haris ile Süheyl tekrar onun yanına varıp:

“ –Ey mü’minlerin emîri, bugün yaptıklarını gördük. Ancak şunu da biliyoruz ki bu durumu başımıza getiren yine biziz. Acaba bu hatanın telâfisi mümkün müdür? ” dediler. Ömer ( r.a. ):

“ –Bunun telâfisi ancak şu şekilde olabilir ” dedi ve Rûm tarafındaki cephelere işaret etti. Bunun üzerine onlar da cihâd için çıkıp Şam’a gittiler ve bir daha da dönmediler. ( Ali el-Mütteki, Kenzu’l-ummâl, XIV, 67/37953; Hâkim, el-Müstedrek, III, 318/5227 )

O halde ey insan:


Ömer Çelik Tefsiri
İsra suresi Diyanet

İsra'den 20 Ayeti'ni dinle


İsra suresi 20 ayeti anlamı - okunuşu

Biz dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de Rabbinin nimetlerinden bol bol veririz. Çünkü Rabbinin nimetleri kimseden esirgenmiş değildir.


Mokhtasar tefsiri

-Ey Resul!- Facir olan ve salih olan her iki insan topluluğuna Rabbinin ihsanı olarak kesintisiz bir şekilde artırarak veririz. Rabbinin vermiş olduğu ihsan/rızık dünyada ne salihlerden ve ne de facirlerden hiçbirisine yasaklanmış değildir.


Ali Fikri Yavuz

Her birine: dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da, Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç kimseden menedilmiş değildir


İngilizce - Sahih International


To each [category] We extend - to these and to those - from the gift of your Lord. And never has the gift of your Lord been restricted.

İsra suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Onlara da, bunlara da, hepsine, Rabbinin lütuf ve ihsanından yardımda bulunuruz, bağışlar dururuz ve Rabbinin ihsanı, kimseden men edilmez.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Onların və bunların hər birinə Rəbbinin ne’mətindən verərik. Rəbbinin ne’məti (istər dünyada, istərsə də axirətdə heç kəsə) qadağan deyildir.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.

İsra suresi (Al-Isra) 20 ayeti arapça okunuşu

﴿كُلًّا نُّمِدُّ هَٰؤُلَاءِ وَهَٰؤُلَاءِ مِنْ عَطَاءِ رَبِّكَ ۚ وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا
[ الإسراء: 20]

küllen nümiddü haülai vehaülai min atai rabbik vema kane ataü rabbike mahzura

كلا نمد هؤلاء وهؤلاء من عطاء ربك وما كان عطاء ربك محظورا

سورة: الإسراء - آية: ( 20 )  - جزء: ( 15 )  -  صفحة: ( 284 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler


türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah İsra indirin:

İsra Suresi mp3 : İsra suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
İsra Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
İsra Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
İsra Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
İsra Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
İsra Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
İsra Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
İsra Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
İsra Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
İsra Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
İsra Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
İsra Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
İsra Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
İsra Suresi Al Hosary
Al Hosary
İsra Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
İsra Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, August 14, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler