Ali İmran suresi 200. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Ali İmran suresi 200 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Ali İmran suresi - Al Imran aya 200 (The Family of Imraan).
  
   

﴿يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴾ [آل عمران: 200]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû-sbirû vesâbirû verâbitû vettekû(A)llâhe le’allekum tuflihûn(e) [Ali İmran: 200]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ey İnananlar! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz. [Ali İmran: 200]


Ali İmran Suresi 200. ayet tefsiri

Sûrenin son ayetinde, dünya hayatında düşmanlara karşı mu­zaffer olmanın ve âhiret nimetlerini elde ederek kurtuluşa ermenin yolunu gösteren, mânası geniş lafzı çok özlü tavsiyeler yer almıştır. Burada aynı zamanda Bakara sûresinin nihâyetindeki “ Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle! ” ( Bakara 2/286 ) duasına da cevap verilmiştir.

İnsan için en büyük fazilet sabırdır. Ahlâkî melekelerin hiçbiri sabırla boy ölçüşemez. Onun için Allah’ın kitabında sabır kadar çok zikredilen, sabır kadar çok emredilen başka bir seciye yoktur. Ancak sabır, zillete katlanmak değil, meşakkatlere tahammül etmektir. Sonunda katlanılmayacak acılarla yüz yüze gelmemek için önceden her türlü zorluklara ve sıkıntılara mertçe ve insanca tahammül göstermektir. Allah yolunda, din uğruna, millet için rahatını, uykusunu, malını, canını fedâ edivermektir. Yoksa bu fedâkârlıkların semtine uğramadan miskin miskin oturup, sonra da hissesine düşen rüsvâlığı “ Ne yapalım, kader böyleymiş, tahammül etmeli… ” diye hazmetmeye çalışmak hiçbir zaman sabırla telif edilemez.

Resûlullah ( s.a.s. ), sabrın çeşitlerini ve faziletini beyân ederek şöyle buyurmuştur:

“ Sabır üçtür: Musîbetlere karşı sabır, kullukta sabır ve günah işlememekte sabır. Kim, kaldırılıncaya kadar musîbete güzelce sabrederse Allah ona üç yüz derece yazar. Her iki derece arasında gökle yer arası kadar mesâfe vardır. Kim de tâatte sabrederse Allah ona altı yüz derece yazar. Her iki derece arasında yeryüzü ile yerin yedi kat altı arası kadar mesâfe vardır. Kim de günaha karşı sabrederse Allah ona dokuz yüz derece yazar. İki derece arasında yerle arş arası kadar mesâfe vardır. ” ( Suyûtî, II, 42; Deylemî, II, 416 )

Âyetteki وَصَابِرُوا ( ve sâbirû ) kelimesinin iki mânası vardır:

Birincisi; hakkı müdâfaa ederken, kâfirlerin bâtıl dâvâları uğruna sarfettiği gayretten daha fazla gayret gösterin ve sebât edin! Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin!

İkincisi; kâfirlerle savaşırken şecaat, yiğitlik ve kahramanlık gösterme husûsunda birbirinizle yarışın!

Hasan Basrî Hazretleri, “ Sabır ve sebât gösterin ” emrinden kastın, beş vakit namaza sebat ile devam et­mek olduğunu ifade etmiştir. ( Kurtubî, el-Câmi‘, IV, 323 )

Şöyle de açıklanmıştır: “ Musâbere; nefsin arzularına devamlı muha­lefet etmektir. Nefis, bir şeye davet ederken, kişinin ona gitmeyip vazgeçmesidir. ( Kurtubî, el-Câmi‘, IV, 323 )

Sözlükte “düşmanın geleceği yeri bekleyip korumak ” mânasına gelen اَلرِّبَاطُ ( ribât ), terim olarak “ Allah yolundan ayrılmamak, düşmana karşı uyanık ve hazırlıklı bulunmak ” anlamlarına gelir. İster süvari ister piyade olsun, sınır boylarında bekleyen kimseye “ nöbetçi, nöbet bekleyen ” anlamında “ murâbıt ” denilmiştir. Murâbıt, “ bir müddet beklemek için sınıra giden kimse ” demek olup, silah altında bulunan, kışla ve karakollarda duran ve nöbet bekleyen asker için kullanılır.

Bir namazdan sonra diğerini beklemeye de ribât denilmiştir. Ebû Hüreyre ( r.a. )’den rivayet edildiğine göre Resûlullah ( s.a.s. ) bir gün:

“ –Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselttiği amelleri haber vereyim mi? ” buyurmuştu.

Ashâb-ı kirâm:

“ –Evet, haber verin ey Allah’ın Rasûlü! ” karşılığını verdiler.

Resûlullah ( s.a.s. ) Efendimiz:

“ –Güçlüklere rağmen abdesti güzelce almak, mescitlere doğru çokça adım atmak ve bir namazdan sonra diğerini gözlemektir. İşte, bekleyeceğiniz en faziletli nöbet  budur ” buyurdu. ( Müslim, Tahâret 41 )

Takvâ, kişinin Allah’ın gazabından ve azabından kendini korumasıdır. Bu da ancak Allah’ı tanımak, O’nu razı edecek ve gadaplandıracak şeyleri bilmekle mümkündür. Bunları bilmek ise Allah’ın kitabını anlamaya, Peygamberi’nin sünnetini ve bu ümmetin “ selef-i sâlihîn ” denilen büyüklerinin hayatını bilmeye ve onları ör­nek almaya bağlıdır. Kim hakkı ve ehlini korumak, davetini yaymak uğrunda sab­reder, engellere direnir, tehlikelere karşı uyanık olup gerekeni yapar ve Al­lah’ın emrine saygısızlıktan sakınır, diğer işlerinde de bu kâideleri göz önünde bulundurursa kurtuluşa erer ve Allah katındaki saadete nâil olur.

Geçen iki sûre olan Bakara ve Âl-i İmrân’ı hulâsa etmek gerekirse:

Bakara sûresinde umûmiyetle ulûhiyet konusu işlenmiş, Âl-i İmrân’da ise peygamberlik konusu ele alınarak bütün yönleriyle ortaya konmuştur.

Bakara sûresinde yahudilikle, bu sûrede ise Hristiyanlıkla ilgili hususlara ağırlık verilmiştir.

Bakara sûresinde Hz. Âdem’in, bu sûrede ise Hz. İsa’nın yaratılışı konu edilmiş ve iki yaratılış arasındaki benzerliğe dikkat çekilmiştir.

Şimdi ise Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerinde yeri geldikçe kısa kısa temas edilen rabbânî terbiye gereği insanın yaratılışı ve kardeşliğinden başlayarak toplumun oluşumu ve sağlam ağlarla birbirine bağlanmasının bir rüknü olan aile hayatıyla ilgili hukuk ve vazifelerin açıklanması ve dinî terbiyenin tamamlanması bağlamında Nisâ sûresi başlayacaktır:


Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi Diyanet

Ali İmran'den 200 Ayeti'ni dinle


Ali İmran suresi 200 ayeti anlamı - okunuşu

Ey iman edenler! Sabredin, sebât gösterin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin, dâimâ savaşa hazırlıklı olun, uyanık bulunun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa erebilesiniz.


Mokhtasar tefsiri

Ey Allah`a iman eden ve resulüne tabi olanlar! Dinî sorumlulukları yerine getirmede ve dünyada başınıza gelen musibetlere karşı sabırlı olun. Sabır yarışında kâfirleri geçin, sizden daha sabırlı olmasınlar. Allah yolunda cihat edin. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah`tan korkun. Umulur ki cennete girip, cehennemden selamette olma isteğinize nail olursunuz.


Ali Fikri Yavuz

Ey iman edenler; din uğrundaki eziyetlere sabredin ve düşmanlarınızla olan savaşlarda üstün gelmek için sabır yarışı yapın. Sınır boylarında cihad için nöbet bekleşin ve Allah’dan korkun ki, felâh bulasınız


İngilizce - Sahih International


O you who have believed, persevere and endure and remain stationed and fear Allah that you may be successful.

Ali İmran suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey inananlar, sabredin, sebat edin, karşı durun ve Allah'tan sakının, ancak bu sayede kurtulur, bu sayede üst olursunuz.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey iman gətirənlər! (Dində vacib olan hökmləri yerinə yetirməyin zəhmətinə, düçar olduğunuz bəlalara) səbr edin, (Allahın düşmənlərinə qələbə çalmaq uğrundakı müharibə və döyüşlərdə sizə üz verən müsibət və çətinliklərə) dözün, (sərhəd boyu növbədə durub cihada) hazır olun və Allahdan qorxun ki, bəlkə, nicat tapasınız!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat göster

Ali İmran suresi (Al Imran) 200 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ﴾
[ آل عمران: 200]

ya eyyühel lezine amenu sbiru vesabiru verabitu vettekul lahe lealleküm tüflihun

ياأيها الذين آمنوا اصبروا وصابروا ورابطوا واتقوا الله لعلكم تفلحون

سورة: آل عمران - آية: ( 200 )  - جزء: ( 4 )  -  صفحة: ( 76 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Güneşi doğarken görünce "işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!" dedi; batınca, "Ey milletim! Doğrusu
  2. Kendilerini Allah'a vermiş olanları hiç suçlular gibi tutar mıyız?
  3. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
  4. Zünnun (Balık Sahibi; Yunus) hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı;
  5. Allah şüphesiz, göklerin ve yerin gaybını bilir. Doğrusu O kalplerde olanı bilendir.
  6. Size bir iyilik gelse, onların fenasına gider; başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Sabreder ve
  7. Firavun, "Evet, yenerseniz gözdelerden olacaksınız" dedi.
  8. Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.
  9. Eğer onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikah akdi elinde olan
  10. Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkarcılar, kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve en doğru

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:

Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ali İmran Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Ali İmran Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Ali İmran Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Ali İmran Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Ali İmran Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Ali İmran Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Ali İmran Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Ali İmran Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Ali İmran Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Ali İmran Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Ali İmran Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Ali İmran Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Ali İmran Suresi Al Hosary
Al Hosary
Ali İmran Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Ali İmran Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, December 18, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler