Ahkaf suresi 26. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ ف۪يمَٓا اِنْ مَكَّنَّاكُمْ ف۪يهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَاَبْصَارًا وَاَفْـِٔدَةًۘ فَمَٓا اَغْنٰى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَٓا اَبْصَارُهُمْ وَلَٓا اَفْـِٔدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ اِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟ ﴾ [الأحقاف: 26]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe lekad mekkennâhum fîmâ in mekkennâkum fîhi ve ce’alnâ lehum sem’an ve ebsâran ve ef-ideten femâ aġnâ ‘anhum sem’uhum velâ ebsâruhum velâ ef-idetuhum min şey-in iż kânû yechadûne bi-âyâti(A)llâhi ve hâka bihim mâ kânû bihi yestehzi-ûn(e) [Ahkaf: 26]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
And olsun ki onlara, size vermediğimiz servet ve imkanı vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalbler vermiştik; ama kulakları, gözleri ve kalbleri onlara bir fayda sağlamadı, zira, Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlardı, alaya aldıkları şeyler onları kuşatıp yokediverdi. [Ahkaf: 26]
Ahkaf Suresi 26. ayet tefsiri
Nihâyet bir gün Allah’ın azabını ufukta enlemesine yayılmış geniş bir bulut olarak gördüler. Bulut, vadilerine doğru ilerliyordu. Onu ilk planda yağmur bulutu sandılar, sevindiler. Oysa o bulut, çarçabuk gelmesini bekledikleri ve alay edip durdukları azap idi. O can yakıcı azabı içinde taşıyan ve üzerinden geçtiği her şeyi yıkıp deviren, yerle bir eden bir kasırga bulutu idi. Yedi gece sekiz gün devam eden bu kasırga ile Ahkâf bölgesi tamamen yıkıldı. Âd kavminin hepsi helak edildi. Evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez hale geldi. ( bk. A‘râf 7/65-72; Hûd 11/50-60; Hakka 69/6-8 )
Mâlik b. Dinar ( r.h. )’in şu hâli ne ibretlidir:
Bir defasında yoluna bir dilenci çıktı, bir şeyler istedi. Bunun üzerine etrafa bir göz gezdirdi, kimsecikler yoktu. Sonra başını göğe kaldırdı; o sırada bir bulut üstünden geçiyordu. Titredi ve dilenciye şöyle dedi:
“ - Biraz dur; şu bulut bir geçsin… Belki içinde taş vardır, başımıza yağar. ” ( Velîler Ansiklopedisi, I, 118 )
O hâlde ey insanlar!Ömer Çelik Tefsiri
Ahkaf suresi 26 ayeti anlamı - okunuşu
Halbuki onlara size vermediğimiz imkânları vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler lutfetmiştik. Fakat o kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü onlar Allah’ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Sonunda alay edip durdukları azap, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.
Mokhtasar tefsiri
Ant olsun ki Hûd kavmine, size vermediğimiz güç ve kuvvet imkânlarını sağlayacak tüm sebepleri verdik. Onlara işitmeleri için kulaklar, görmeleri için gözler ve akıl etmeleri için kalpler verdik. Kulakları, gözleri ve kalpleri onlara bir fayda sağlamadı. Kendilerine geldiğinde Allah`ın azabını da savamadı. Çünkü onlar, Allah`ın ayetlerini inkâr ediyorlardı. Alay edip durdukları ve peygamberleri Hûd -aleyhisselam-`ın kendilerini korkutmuş olduğu azap onların üzerine iniverdi.
Ali Fikri Yavuz
And olsun ki, biz onlara (mal ve kuvvetten ibaret) öyle şeyler vermiştik ki, size o kuvvet ve iktidarı vermemişizdir. Hem (bu nimeti anlasınlar diye) kendilerine kulak, gözler ve kalbler vermiştik. Fakat ne onların kulağı, ne gözleri, ne de kalbleri kendilerine bir fayda vermedi; çünkü Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorlardı. O istihza ettikleri azab da kendilerini kuşatıverdi
İngilizce - Sahih International
And We had certainly established them in such as We have not established you, and We made for them hearing and vision and hearts. But their hearing and vision and hearts availed them not from anything [of the punishment] when they were [continually] rejecting the signs of Allah; and they were enveloped by what they used to ridicule.
Ahkaf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve andolsun ki biz onlara, size vermediğimiz gücükuvveti vermiştik ve onlara kulak, göz ve gönül vermiştik; derken Allah'ın delillerini, bilebile inkar ettikleri zaman onlara gelen azabı, ne kulakları menedebilmişti ve ne gözleri ve ne gönülleri ve alay ettikleri, başlarına gelmişti.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ey Məkkə əhli!) And olsun ki, Biz onlara verdiyimiz imkanı (var-dövləti, qüdrəti) sizə verməmişdik. Biz onlara qulaq, göz və qəlb vermişdik, lakin nə qulaqları, nə gözləri, nə də qəlbləri onlara heç bir fayda vermədi. Çünki onlar Allahın ayələrini (bilə-bilə) inkar edirdilər. Onları istehza etdikləri (əzab) sardı.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Andolsun ki, onlara da size vermediğimiz kudret ve serveti vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir fayda sağlamadı. Zira bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.
Ahkaf suresi ( Al-Ahqaaf) 26 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ فِيمَا إِن مَّكَّنَّاكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَارًا وَأَفْئِدَةً فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُم مِّن شَيْءٍ إِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ﴾
[ الأحقاف: 26]
ولقد مكناهم فيما إن مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وأبصارا وأفئدة فما أغنى عنهم سمعهم ولا أبصارهم ولا أفئدتهم من شيء إذ كانوا يجحدون بآيات الله وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون
سورة: الأحقاف - آية: ( 26 ) - جزء: ( 26 ) - صفحة: ( 505 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bir kent halkı inanmalı değil miydi ki, imanları kendilerine fayda versin! İşte Yunus'un milleti, inandığı
- En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın.
- İnanıp yararlı işler işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak üzere, size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir Peygamber
- Melekler: "Bu böyledir, Rabbin söylemiştir; doğrusu O, Hakim olandır, bilendir" dediler.
- Doğrusu, sadaka veren erkek ve kadınlara, Allah'a güzel bir takdimde bulunanlara kat kat karşılık verilir;
- Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri
- Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.
- Cennet yaklaştırıldığı zaman;
- Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
- Eğer, sana cevap veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahkaf indirin:
Ahkaf Suresi mp3 : Ahkaf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler