Vakıa suresi 26. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِلَّا ق۪يلًا سَلَامًا سَلَامًا ﴾ [الواقعة: 26]
ayet arapça & türkçe okunuşuİllâ kîlen selâmen selâmâ(n) [Vakıa: 26]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! [Vakıa: 26]
Vakıa Suresi 26. ayet tefsiri
İmân-ı kâmil, sâlih ameller ve hayırlı işlerle Allah’a iyice yakınlaşmış bulanan “ sâbikûn ” zümresine “ mukarrebûn ” ünvanı verilir. Bunların çoğu daha önce gelip geçmiş ümmetlerden, az bir kısmı da sonraki ümmetlerden olacaktır. Çünkü önce gelip geçen peygamberlerin ve onlarla beraber hakkın mücâdelesini veren seçkin mü’minlerin bu zümreden olacağında şüphe yoktur. Aynı şekilde Resûlullah ( s.a.s. )’in ve İslâm’ın yaşanıp tüm dünyaya yayılmasında çok büyük fedakârlıklar gösteren ashâb-ı kirâmın bu zümrenin içinde oldukları şüphesizdir. Nitekim âyet-i kerîmede: “ Muhâcir ve ensardan iman, amel, Allah yolunda infak ve cihadda öne geçen ilkler ” övülmektedir. ( bk. Tevbe 9/100 ) Bir görüşe göre de bunların çoğu, İslâm’ın ilk devirlerinden, az bir kısmı ise son devirlerinden olacaktır. Her iki ihtimale göre de bizim o seçkin zümreye girebilmek için maddi-manevî gücümüzün son noktasına kadar Allah’ın dinini öğrenme, öğretme, yaşama ve yaşatma yolunda tarifi imkânsız bir cömertlik ve fedakârlıkla hareket etmemiz gerektiği anlaşılmaktadır. Sıradan bir kulluk ile değil “ sâbikûn ” grubuna girebilmek, “ ashâb-ı meymene ”den olabilmek bile zordur.
Hoca Ahmed Yesevî ( k.s. ) ne güzel öğüt verir:
“ Himmet kor’un can biliğa muhkem çalmaz
Mâsivânı muhabbetin özdin salmay
Göz yaşını nisâr iylâp zârın itmay
Esrâr yolun merdanlardın bilse bolmas. ”
“ Bir insan; himmet kuşağını beline güzelce sarmaz, dünya sevgi ve bağlılığını kalbinden çıkarıp atmaz, Allah yolunda göz yaşları dökerek ağlamazsa, o adama Allah’a yakınlık sırlarının yolunu en büyük şeyhler, mürşitler bile açsa yine yürüyüp gâyeye eremez. Sırr-ı ilâhîye giden yolda acemi acemi bakınır, yollarda kalır. ”
Ancak büyük bir gayretle bu seçkin, tâlihli ve bahtiyâr zümreye katılabilenlere cennette şu nimetler ihsan edilecektir:
› Bunlar her türlü nimetlerle donatılmış cennetlere yerleştirilirler.
› Altın, inci, ipek, yakut, elmas gibi kıymetli mücevherlerle işlenmiş ve birbirine yakın dizilmiş son derece güzel koltuklar üzerinde yüzleri birbirine bakacak şekilde karşılıklı otururlar. Biri diğerinin sırtını görmez.
› Hiç değişmeyecek, güzellikleri hiç bozulmayacak ölümsüz gençler, durmadan akıp giden içecek gözesinden doldurulmuş testilerle, sürahilerle, ibriklerle ve kadehlerle cennetliklerin çevresinde dolaşırlar. Onlara durmadan kadeh sunarlar. Fakat bu içecekten içenlerin ne başları ağırır ne de akılları gider. Cennet içeceği zevk verir, ama sarhoş etmez. İnsanın aklını alıp saçmalıklara sürüklemez. Yahut bu içeceği içmekle sızıp ağızlarından, burunlarından salyalar akmaz.
› İstedikleri, seçip beğendikleri türlü türlü meyveler, canlarının çektiği kuş etleri…
› Hiçbir elin değmediği, üzerine tozun düşmediği, bu sebeple son derece şeffaf ve parlak olan, sedefinde sarmalanıp gizlenmiş inciler misâli iri güzel gözlü hûriler…
› Mü’minler cennette hiçbir boş söz, yalan, gıybet, bühtân, kınama, suçlama, alay ve aşağılama duymazlar.
Kötü bir toplum içinde yaşayan mânevîyat ehli, selim tabiatlı insanlar, Allah Teâlâ’nın cennette mü’minlere va‘dettiği bu nimetin ne kadar büyük bir nimet olduğunu gayet iyi bilirler. Mü’minler orada sadece “ selâm, selâm ” sözü duyarlar. Birbirlerine selâm verirler, esenlik dilerler, hep barış içinde bulunurlar, aralarında en küçük bir kırgınlık ve pürüz olmaz. Dostlukları günden güne ziyâdeleşir. Üstelik Allah Teâlâ’nın ve meleklerin verdikleri selamı duyarlar, aldıkları manevî haz arttıkça artar.
Şimdi sıra ashâb-ı yeminde:Ömer Çelik Tefsiri
Vakıa suresi 26 ayeti anlamı - okunuşu
Sadece, “Selâm size ey cennetlikler, selâm!” sözünü duyarlar.
Mokhtasar tefsiri
Meleklerin kendilerine verdiği selam ve birbirleri arasındaki selamlaşmalardan başka bir şey işitmezler.
Ali Fikri Yavuz
Ancak bir söz işitirler: Selâm... (birbirleriyle selâmlaşır dururlar)
İngilizce - Sahih International
Only a saying: "Peace, peace."
Vakıa suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ancak, esenlik size, esenlik denir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Eşitdikləri söz ancaq “salam” olacaqdır.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Söylenen, yalnızca "selam, selam" dır.
Vakıa suresi (Al-Waqiah) 26 ayeti arapça okunuşu
﴿إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا﴾
[ الواقعة: 26]
| English | Türkçe | Indonesia |
| Русский | Français | فارسی |
| تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Senden fetva isterler, de ki: "Allah size ikinci dereceden mirasçılar hakkında fetva veriyor: "Şayet çocuğu
- Sarfettiğiniz harcı ve adadığınız adağı şüphesiz Allah bilir. Zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur.
- Ey Peygamber'in eşleri! Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur. Eğer
- "Rabbinize yönelin. Azap size gelmeden önce O'na teslim olun; sonra yardım görmezsiniz."
- Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
- Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et; gece saatlerinde
- İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.
- Kendilerine bir uyarıcı gelince, ümmetler içinde en doğru yolda gidenlerden biri olacaklarına, and olsun ki,
- Doğrusu bu Kuran en doğru yola götürür ve yararlı iş yapan müminlere büyük ecir olduğunu,
- Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Vakıa indirin:
Vakıa Suresi mp3 : Vakıa suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler




