İsra suresi 28. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَٓاءَ رَحْمَةٍ مِنْ رَبِّكَ تَرْجُوهَا فَقُلْ لَهُمْ قَوْلًا مَيْسُورًا ﴾ [الإسراء: 28]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-immâ tu’ridanne ‘anhumu-btiġâe rahmetin min rabbike tercûhâ fekul lehum kavlen meysûrâ(n) [İsra: 28]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Rabbin'den umduğun rahmeti elde etmek için, hak sahiblerinden yüz çevirmek zorunda kalırsan, onlara hiç değilse tatlı bir söz söyle. [İsra: 28]
İsra Suresi 28. ayet tefsiri
Rızkı veren Allah’tır; dilediğine bol verir, dilediğine az verir. Bu gerçekten hareketle insanlardan bir kısmı verecek durumda, bir kısmı ise alacak durumdadır. Öncelikle malî imkânları bakımından veya toplum içindeki mevkii itibariyle verecek durumda olanlara, ihtiyaç beyân eden kimselere karşı nasıl muamele edecekleri bildirilir. Buna göre eğer imkânlar müsaitse verilip ihtiyaçlar karşılanacak, değilse o kırık gönüllü insanlar, “ Allah bize de size de ihsanda bulunsun ”, “ inşallah imkân olunca gereği yapılacak ” gibi tatlı sözlerle ve güler yüzle uğurlanacaktır. Onurlarını rencide edici ve gönüllerini incitici küçük-büyük her türlü hareket ve sözden kaçınılacaktır. Yûnus Emre ne güzel söyler.
“ Fukarâ kalbine her kim dokuna
Dokuna sînesi Allah okuna. ”
Bu hususta en güzel örnek şüphesiz Sevgili Peygamberimiz ( s.a.s. )’dir. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), verme husûsunda insanların en eli açık olanı idi. Onun cömertliği bizim akıl ve hayâlimizin ötesinde idi. Onun bu yönünü Enes ( r.a. ) şöyle anlatır:
“ Peygamber Efendimiz, İslâm için kendisinden ne istenirse onu mutlaka verirdi. Hele bir keresinde yanına gelen birisine iki dağ arasını dolduran bir koyun sürüsü vermişti… Adam kabilesine dönünce:
«– Ey kavmim! Koşun, müslüman olun! Çünkü Muhammed, fakirlik ve ihtiyaç korkusu duymadan çok büyük ikram ve ihsanlarda bulunuyor» dedi. Kimileri, sırf dünyalık elde etmek için müslüman olurlardı. Fakat çok geçmeden müslümanlık onların gözünde, dünyadan ve üzerindeki her şeyden daha değerli bir hâle gelirdi. ” ( Müslim, Fezâil 57-58 )
Efendimiz’in bu yüce ahlâkıyla ilgili diğer bir rivayet de şöyledir:
Medineli müslümanlardan bir kısmı Resûlullah ( s.a.s. )’den bir şeyler istediler. O da verdi. Sonra yine istediler. Efendimiz, elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği şeyler tükenince, onlara şöyle hitâb etti:
“ Yanımda bir şey olsaydı, sizden esirgemez verirdim. Kim dilenmekten çekinir ve iffetli davranırsa, Allah onun iffetini artırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiçbir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lutufta bulunulmamıştır. ” ( Buhârî, Zekât 50; Müslim, Zekât 124 )
İhtiyacı açıkça belli olduğu halde, iffetinden dolayı isteyemeyen kimseler bulunduğu gibi, ihtiyacını çekinmeden arz edenler de olabilir. Bunları da kırmamak, güzellikle ve gönüllerini hoş ederek göndermek gerekir. “ Ben cimri değilim ” ( Müslim, Zekât 127 ) buyuran ve cömertliği kendisine şiâr edinen Allah Resûlü ( s.a.s. ), bu âyet-i kerîmelerinde öğrettiği edep çerçevesinde kendisinden isteyen kimseleri geri çevirmeyi hiç arzu etmez, elinde varsa verir, yoksa, onlara güzellikle muamele eder ve “ geldiği zaman vereceğine ” dâir vaatte bulunurdu.
Resûlullah ( s.a.s. ) vermenin ölçüsünü şöyle belirlemektedir:
“ Ey insanoğlu! İhtiyacından fazla olan malını insanlara vermen senin için iyi, vermemen kötüdür. İhtiyacını yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. Geçimini üstlendiklerinden başlamak suretiyle iyilik et. Veren el alan elden üstündür. ” ( Müslim, Zekât 97 )
Ancak verirken veya ihtiyaçlar için harcama yaparken itidalli hareket etmek, orta yolu tutmak, cimrilik ve İsrâftan kaçınarak İslâm’ın emrettiği cömertliğe uygun davranmak lazımdır. müslümanın, yaptıklarına pişman olmadan infak hayatına devam edebilmesi için bu ölçü şarttır. Zaten bütün ahlâkî güzellikler, ifrat ve tefrit noktalarından uzak durarak orta yolu bulmakla gerçekleşir.
Unutmamak gerekir ki, rızkı veren Allah’tır. Dilediğine bol, dilediğine az verir. Bunun için, sahip olduğu nimetlerden dolayı hiç kimsenin bir başkasına üstünlük taslamaya hakkı yoktur. Elindeki imkânlar az olanlar da, bunu bir ayıp ve aşağılık vesilesi görmemelidirler. Netice itibariyle herkes hakkına razı olmalı, elindeki nimetleri artırma hırsıyla başkalarının hakkına göz dikmemeli, hele hele rızık endişesiyle çocukların canlarına kıymak gibi bir cinâyete asla teşebbüs etmemelidir:
Ömer Çelik Tefsiri
İsra suresi 28 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! Muhtaçlara vermek üzere Rabbinden bir nimet beklerken, elinde vereceğin bir şey bulunmadığı için isteyenlerden yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan, o zaman hiç olmazsa onlara gönül alıcı bir söz söyle!
Mokhtasar tefsiri
Henüz Allah`ın sana vereceği rızkı beklemekteysen ve şayet onlara verecek bir şeye sahip değilsen, en azından bu durumda onlara yumuşak söz söyle. Onların rızıklarının genişlemesi için dua et. Yahut, yüce Allah`tan sana bir nimet gelmesi halinde, onlara vereceğine dair vaatte bulun.
Ali Fikri Yavuz
Eğer Rabbinden istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (verecek durumun olmazsa), o zaman da kendilerine yumuşak bir söz söyle
İngilizce - Sahih International
And if you [must] turn away from the needy awaiting mercy from your Lord which you expect, then speak to them a gentle word.
İsra suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Rabbinden umduğun bir rahmeti dileyerek onlara bir şey veremez, yüz çevirmek zorunda kalırsan güzel sözler söyle onlara, gönüllerini al.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər Rəbbindən dilədiyin bir mərhəməti (ruzini) gözləmək məqsədilə onlardan (kömək göstərilməsi lazım olan şəxslərdən) üz çevirməli olsan (onlara bir şeylə kömək etmək istəsən, lakin imkanın olmadığı üçün bacarmasan və buna görə də məcburiyyət qarşısında qalıb gözlərinə görünmək istəməsən), heç olmasa, onlara (“Darıxmayın, Allah mənə ruzi bəxş edər, mən də sizə verərəm!” kimi) xoş bir söz de!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.
İsra suresi (Al-Isra) 28 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَاءَ رَحْمَةٍ مِّن رَّبِّكَ تَرْجُوهَا فَقُل لَّهُمْ قَوْلًا مَّيْسُورًا﴾
[ الإسراء: 28]
وإما تعرضن عنهم ابتغاء رحمة من ربك ترجوها فقل لهم قولا ميسورا
سورة: الإسراء - آية: ( 28 ) - جزء: ( 15 ) - صفحة: ( 285 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz
- İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem'in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve
- Büyük ve pek cömert olan Rabbinin adı ne yücedir!
- Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık
- Allah katından, geri çevrilemeyecek günün gelmesinden önce Rabbinizin çağrısına cevap verin. O gün hiçbirinize sığınacak
- Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;
- Ey İnananlar! Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını sarfeden kimse gibi, sadakalarınızı
- "Rabbim! Bana hükümranlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaradanı! Dünya ve ahirette
- Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru
- Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir dişi (kraliçe) karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah İsra indirin:
İsra Suresi mp3 : İsra suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler